İslâm Devrimi Ve Düşündürdükleri

GİRİŞ: 08.02.2024 11:25      GÜNCELLEME: 08.02.2024 11:25
Rasthaber -  45 yıl önce İran coğrafyasında emperyalistlerin kuklası olan bir yönetim ve bu yönetimin başında Şah Muhammed Rıza isminde bir piyon vardı. Bu piyondan kurtulmak için İran halkı İmâm Humeynî'nin çağrısına "lebbeyk" diyerek kıyam etti. Sonunda tüfek ve silaha sarılmadan, terör ve anarşiye bulaşmadan milyonlarca halk kitlesi (sivil inisiyatif haklarını kullanarak) aylarca sürdürdüğü nümayiş ve protesto mitingleri sonucunda 11 Şubat 1979 tarihinde bi iznillah zafere ulaşmış oldu. Aslında bu devrim yıllarca sürdürülen irşad ve tebliğ çalışmalarının bir sonucuydu. İrşad ve tebliğden kastımız, uzun yıllardan beri Şah rejiminin dejenerasyonuna maruz kalmış Müslüman halkın tekrar öz değerlerine yönelmesini sağlamak ve kuşanılacak tevhidî bilinçle halkın Şah rejiminin zalimane uygulamalarına karşı kin ve düşmanlığa tahrik edilmesi ameliyesiydi.

İmâm Humeynî'nin önderliğinde, İslâm hukuku ile mütenasip, adalet temeline dayalı yeni bir anayasal düzenin tesisi adına bu devrim gerçekleşmiş oldu.

Diğer Müslüman ülkeler için bu devrim bir "sürpriz" olmuştu. Açıkçası biz sadece Ehl-i Sünnet dünyasında bu tür çalışmaların olduğunu biliyorduk. Yanı başımızdaki İran'dan haberimiz yoktu. Zira biz sadece Ehl-i Sünnet dünyasında bu tür çalışmaların olduğunu biliyorduk. Pakistan'da Merhum Ebu'l Â'lâ Mevdudî'nin liderliğini yaptığı "Cemaat-i İslâmî" bu işin öncülüğünü yapıyordu. Türkiyeli Müslümanlar olarak başta "Tefhim'ul Kûr'ân" isimli tefsiri ve "Kûr'ân'da Dört Terim" olmak üzere Mevdudî'nin birçok eserinden faydalanmıştık. Öte yandan Mısır ve diğer birçok Arap ülkesinde irşad ve tebliğ çalışmalarında bulunan ve temellerini Şehid Hasan El-Benna'nın attığı "İhvan-ı Müslimin" örgütü ile gönül bağımız vardı. Şehid Hasan El-Benna'nın "İslâm'ın manifestosu" niteliğindeki beyanatlarını Türkiye gençleri olarak adeta ezbere biliyorduk. Yine Şehid Seyyid Kutub'un Fi-Zilâlî Kûr'ân tefsiri kütüphanelerimizin baş köşesini süslüyordu. "Yoldaki İşaretler" isimli eseri ise elimizden düşmezdi ve arkadaşlarımıza da okuturduk...

Diğer taraftan Cezayir'de liderliğini Abbas Medenî ve Ali Bel Hac'ın "Selamet Cephesi" diye bir parti faaliyet gösteriyordu. Gençler olarak onların faaliyetlerini heyecanla izlerdik. Aynı şekilde Tunus'ta Gannuşi'nin liderliğini yaptığı "Nahda Hareketi" vardı. Gannuşi bizim için adeta idol olmuştu. Onu da ilgi ile takip ediyorduk...

Yazının devamı için linki tıklayınız: https://rasthaber.com/tr/haber/yazar-haberleri/islam-devrimi-ve-dusundurdukleri-131361

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM