Avrupa Komisyonu, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı’nın
ardından jeopolitik önemi artan Karadeniz'e yerleşme planını resmen duyurdu.
Komisyon, bölgede bir “deniz güvenliği merkezi” kurarak gerçek zamanlı bir
gözetleme kabiliyetine sahip olmayı hedefliyor.
Yeni stratejiyi Brüksel’de açıklayan Avrupa Birliği (AB) Dış
İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, şu ifadeleri kullandı: “Rusya'nın hava
sahasını ihlal etmesi, limanlara ve deniz yollarına saldırması karşısında
güvenliği artırmak bu stratejinin merkezinde yer alıyor.”
Karadeniz; Bulgaristan ve Romanya gibi iki AB üyesinin yanı
sıra Birliğe aday statüsündeki Türkiye, Ukrayna ve Gürcistan'a ev sahipliği
yapıyor. Rusya dahil toplam yedi ülkenin Karadeniz’e kıyısı bulunuyor. Bu
ülkeler arasında bulunan ve bir başka AB adayı olan Moldova da Tuna Nehri
üzerinden Karadeniz'e erişime sahip.
DW Türkçe’den Ella Joyner’in haberine göre; AB, Rusya'nın
internet ve iletişim için hayati öneme sahip denizaltı kablolarına saldırı
ihtimalinden ve AB yaptırımlarını aşmak için kullanılan “gölge filo” gemilerden
endişe duyuyor.
Habere göre; yeni stratejinin en somut adımı Karadeniz'de
kurulacak bir “deniz güvenliği merkezi”. Strateji belgesine göre bu merkez,
bölgesel güvenlik durumu hakkında bilgi sağlayacak, uzaydan deniz tabanına
kadar gerçek zamanlı bir gözetleme yapacak ve potansiyel tehditlere karşı erken
uyarı sistemleri geliştirecek.
Kallas da bu merkezin olası bir Rusya-Ukrayna ateşkesinin
izlenmesine de katkı sağlayabileceğini iddia ediyor. Aynı zamanda bölgedeki
ulaşım altyapısının geliştirilmesi de planlar arasında. Bunun özellikle askeri
hareketliliği kolaylaştırmak açısından önemli olduğuna dikkat çeken Kallas,
“Askerlerin ve ekipmanların, ihtiyaç duyulan zamanda, ihtiyaç duyulan yerde
olmasını sağlamalıyız.” ifadelerini kullandı.
Merkezin nerede kurulacağı, projeye hangi ülkelerin
katılacağı ve hangi finansal kaynakların ayrılacağı hâlâ belirsizliğini
koruyor. Komisyon, bir sonraki adımda AB üyesi ülkelerle Karadeniz ülkelerinin
bakanlarını bir araya getirerek öneriyi nasıl ilerleteceklerini tartışmayı
planlıyor.
DW Türkçe’ye göre, Rusya hariç Karadeniz'e kıyısı olan
ülkelerin tümü AB ile işbirliğine açık. Ukrayna ve Moldova tam üyeliği
hedeflerken Gürcistan ve Türkiye de aday ülke statüsünde olmakla birlikte üyelik
süreçleri durma noktasında. Ermenistan son yıllarda AB'ye giderek daha fazla
yaklaşıyor; komşusu Azerbaycan ise hem Rusya hem de AB ile karmaşık ilişkiler
yürütüyor.
DW Türkçe’ye konuşan Alman Dış İlişkiler Konseyi'nden (DGAP)
Stefan Meister, Türkiye’nin NATO yükümlülüklerini yerine getirirken ABD ve
NATO'nun Karadeniz'de daha fazla varlık göstermesine karşı temkinli
yaklaştığını vurguluyor. Meister, “Ankara, Rusya'yı güvenlik tehdidi olarak
görüyor, Ukrayna'yı destekliyor ve Kırım'ın ilhakını tanımıyor. Ama aynı
zamanda Batı yaptırımlarından fayda sağlıyor, Rus enerji kaynaklarını satın
alıyor ve Ukrayna ile ticareti sürdürüyor.” diyor.
AB'nin Karadeniz'e olan ilgisi, Bulgaristan ve Romanya'nın
2007'de Birliğe üye olmasıyla somutlaşmıştı. Ancak Çin'in de bölgede etkisini
giderek artırdığı söylenebilir. Örneğin Gürcistan, geçen yıl Anaklia'da inşa
edilecek derin deniz limanı projesini, bazıları ABD yaptırımı altında olan
Çinli bir konsorsiyuma verdi.
Brüksel merkezli Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi’nden
Tinatin Akhvlediani, “On yıl önce AB’nin bölgedeki angajmanı daha az
stratejikti ve Çin'in etkisi bu kadar büyük değildi.” diyor ve ekliyor: “Bugün
burada bağları derinleştirmemek, Avrupa'nın güvenliği ve ekonomik gücü açısından
ciddi bir maliyet doğurabilir.”
DGAP araştırmacısı Meister ise Karadeniz'in artık
"Avrupa güvenliğinin merkezinde" olduğunu ve Güney Kafkasya, Hazar
Denizi, Orta Asya ve Orta Doğu ile bağlantılar için kritik önemde olduğunu
ekliyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından sonra 25 Nisan 2022
tarihinde Hürriyet’e bir mülakat veren dönemin Milli Savunma Bakanı Hulusi
Akar, NATO müttefiklerine ve üçüncü ülkelere savaş sırasında Karadeniz’e
girmemelerinin “isabetli olacağı” beklentisinin iletildiğini söylemişti. “Bunu
ifade ediyoruz, telkinde bulunuyoruz. Bölgesel sahiplik ilkesi, kıyısı olan
ülkelerin duruma hâkim olması kapsamında burada dengenin bozulmamasını
istiyoruz.” diyen Akar, “Burada denge bozulursa olayların kontrolden çıkma
olasılığı çok yüksek. Karadeniz’i bir rekabet ortamına dönüştürmeyelim. Bizim
açıkça söylediğimiz şey bu. Savaş sürdüğü müddetçe gelinmemesini ihsas
ediyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu da 18
Kasım 2023’te Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Eğitim Merkezi Komutanlığında
dikkat çeken bir konuşma yapmıştı. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Karadeniz’deki
jeopolitik mücadelede yeni bir dönemi başlattığını belirten Tatlıoğlu,
“Bildiğiniz gibi, NATO Karadeniz’de bazı tedbirler almaya çalışıyor. Ancak
Karadeniz’de bu tedbirleri biz alacağımızı ifade edip, NATO’yu veya Amerika’yı
Karadeniz’de istemediğimizi beyan ediyoruz.” demişti. Oramiral Tatlıoğlu şöyle
devam etmişti:
“Amacımız şu: Montrö’ye uyulsun... Karadeniz’de biz bütün
güvenliği sağladık. Biz Türkiye olarak Karadeniz’de bütün güvenliği sağlarız.
Karadeniz’i bir Ortadoğu’ya çevirmesinler. Dolayısıyla Karadeniz’e herhangi bir
ülkenin veya NATO’nun girmesini istemiyoruz.”
NATO, uzun yıllardır Karadeniz’e özel bir önem veriyor. 2004
yılında Bulgaristan ve Romanya’yı İttifak’a dahil ederek Karadeniz’deki
varlığını artıran NATO, 2018’den itibaren vites yükseltmeye başladı. Önce NATO
Savunma Bakanları toplantısında İttifak’ın Karadeniz’deki askeri varlığını
güçlendirmeye yönelik bir tedbir paketi hazırlandı. 2018’deki Brüksel
Zirvesi’nde ise Karadeniz’deki askeri varlığın artırılması kararı resmen
alındı. Bu kapsamda devriye ve tatbikat sayıları yükseltildi. Sea Breeze ve Sea
Shield gibi tatbikatlar planlandı. Bölgeye gözetleme uçakları yerleştirildi.
Bulgaristan Novo Selo’da ABD’ye üs tahsis edildi. Romanya’da füze savunma
kalkanı kuruldu ve gemilerde kullanılan AEGIS sisteminin ilk kara versiyonu
Devesul’a konuşlandırıldı. Şimdilerde de yine Romanya’da 10 bin kişilik
NATO’nun dünyadaki en büyük üssü inşa ediliyor.
Bunun sebebini ise 20 Ekim 2021’de ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin açıklamıştı. “Karadeniz’in güvenliği ve istikrarı, ABD’nin ulusal çıkarıdır.” diyen Austin, “Karadeniz, NATO’nun doğu kanadının güvenliği açısından da kritik önemdedir.” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye, resmi olarak Karadeniz’deki politikalarını
“bölgesel sahiplik” ilkesi üzerine inşa ediyor. “Karadeniz
Karadenizlilerindir.” anlayışıyla bölgede kıyıdaş ülkelerle ortak güvenlik ve
ticari mekanizmalar kurmaya çalışan Türkiye, kıyıdaş olmayan ülkelerinse
bölgede faaliyet göstermesine temkinli yaklaşıyor. Şu anda da bölgedeki mayın
tehdidine karşı oluşturulan “Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu (MCM
Black Sea)” içerisinde Türkiye, Bulgaristan ve Romanya yer alıyor/aydınlık