12 Temmuz 2006'da Siyonist rejim israil Lübnan'da
Hizbullah'a karşı 33 gün süren savaşı başlattı, savaş 14 Ağustos 2006'da sona
erdi. ABD'nin yardımıyla savaşı başlatan Siyonist rejimin temel hedeflerinden
biri Hizbullah'ı ortadan kaldırmak ve ondan sonsuza kadar kurtulmaktı. Lübnan
Hizbullah hareketi Genel Sekreteri Seyid Hassan Nasrallah konuyla ilgili
yaptığı açıklamada, “33 günlük savaş, Amerika’nın 2001’de Afganistan’a ve
2003’te Irak’a saldırı ve işgalinin devamı ve tamamlayıcısıydı ve sırf Lübnan
coğrafyası ile sınırlı kalmayacağı kararlaştırılmıştı” dedi.
İslam inkılabı muhafızlar ordusu Kudüs gücü şehit komutanı
korgeneral Kasım Süleymani de bu konuda Amerika’nın dönem dışişleri bakanı
Condoleezza Rice’ın açıklamalarına değindi. Rice 30 Temmuz 2006 tarihinde aralarında en az
37’si çocuk olmak üzere 54 sivilin
öldüğü ve bir çoklarının yaralandığı, enkazın altında kalan binlerce masum
kadın ve çocuğun feryatları ve inlemelerinin duyulduğu Kana bombardımanıyla
ilgili “bu Yeni Ortadoğu'nun doğum sancılarıdır” demişti.
Şehit Süleymani şöyle dedi:
Bu rejim 2000 yılında bir kez yenilgiyi tecrübe ettiği ve
Lübnan’dan geri çekildiği ve aslında kaçtığı ve Hizbullah onu yendiği için
tekrar Lübnan’a geri dönmek istiyordu, fakat işgalle değil; Lübnan güneyinin
demografik yapısını değiştirmek ve yok etmekle, yani Lübnan’ın güneyinde
Hizbullah ile mezhepsel bağları olan güçler veya halkı göç ettirmekle
Lübnan’dan çıkmalarını istiyordu.
Fakat 33 günlük savaşın stratejik getirilerinden biri, bu
savaştan sonra korsan rejimin bir kez daha Lübnan Hizbullah’ına karşı yeni bir
savaş başlatma cesaretini bulamamasıydı. Aslında Siyonist rejim askeri açıdan
çok güçlü bir rakiple veya uzlaşmaz siyasi bir oyuncu veya ideoloji ve görüş
sahibi bir aktör ile karşı karşıya olduğu kanaatine varmıştır.
2006 yılı 33 günlük savaşın üzerinden 15 yıl geçerken bir
çok Siyonist haber çevresi ve uzmanı, İsrail'in Hizbullah'a savaş açamayacak
kadar Hizbullah'ın güçlendiğini savunuyorlar. Korsan rejim İsrail'in önde gelen
askeri uzmanlarından Amir Ber'am, Temmuz 2006'da işgal rejimin Lübnan'a
karşı saldırganlığının 15. yıldönümüne
işaretle şunları söyledi:
"İsrail ordusu kuzey bölge komutanlığı Hizbullah'ın 400
km menzilli İHA'sı olduğunu ve muhtemel gelecek savaşta günlük İsrail'e doğru 3
bin füze fırlatılacaktır zira Hizbullah'ın 150 bin füzesi vardır."
İsrail rejiminin çeşitli askeri raporlarına göre,
Hizbullah'ın füze cephaneliği Temmuz 2006 savaşından bu yana büyük ölçüde
güçlendirilmiştir ve 150 bin çeşitli füzeleri vardır. Lübnan Hizbullah'ı Genel
Sekreteri Seyit Hasan Nasrullah da, 2020 sonunda El-Meyadin'e verdiği
röportajda, direnişin isabetli füzelerinin sayısının geçen yıla göre iki katına
çıktığını vurgulayarak, direnişin işgal edilen Filistin'in her noktasını hedef
alabilecek güçte olduğunu belirtti.
Bunlara ilaveten Hizbullah 2006 savaşı ardından Lübnan güç
yapısında gelişen bir konumu tecrübe etti ve hatta 2008 yılı meclis
seçimlerinde de direniş koalisyonu 128 sandalyeden 68'ini kazanmayı ve böylece
meclis sandalyelerinin mutlak çoğunluğunu ilk kez elde etmeyi başardı.
Lübnan ordusu genel kurmay başkanı eski yardımcısı
Abdurrahman Şehtili bu konuda şöyle diyor:
"33 gün süren savaş, direnişin Lübnan halkı arasındaki
popülaritesini artırdı ve İsrail toplumu ile uluslararası toplumu şoke etti,
zira direniş ve Lübnan toplumu arasında bir çatlak oluşturmaya güveniyorlardı
fakat onların düşündüklerinin tam tersi oldu, Lübnanlı tüm kesimleri direnişi
övdü ve güneyi kucakladılar."
Lübnanlılar 2006'daki 33 günlük savaşı "Temmuz
Savaşı" olarak adlandırıyor ve Siyonistler buna "İkinci Lübnan
Savaşı" diyor. Ancak bu savaşın adı her ne olursa olsun, önemli olan ise,
2006 yılındaki 33 gün savaşın direniş ekseninde ve Batı Asya bölgesinde önemli
değişiklikler oluşturmasıdır. Arap dünyasının seçkin yorumcusu ve siyaset
uzmanı Abdulbari Atvan'a göre 33 günlük 2006 savaşı veya "Temmuz"
savaşı, tarihte bir dönüm noktası olarak kalacaktır.
33 günlük savaşın bir dönüm noktası olarak akıllarda
kalmasının sebeplerinden biri direniş ekseninin, gerilim dolu batı Asya
bölgesinde, etkin bir oyuncuya
dönüşmesidir.
Lübnan ordusu genel kurmay başkanı eski yardımcısı
Abdurrahman Şehtili bu konuda yaptığı açıklamada, 33 gün süren savaşın en
önemli sonucunun, güç dengesinin direnişten yana ve caydırıcılığın onların
lehine değişmesiydi. 2006 savaşından sonra Siyonist rejim artık hem moral
ve hem de imkanlar açısından savaşa
giremez hale geldi. Siyonistlerin 33 günlük savaştan önce ve sonraki söylemleri
değişti ve onlar artaık savaş veya hatta tehdit etme gücüne sahip değillerdi
zira çok ağır bedel ödemeleri gerektiğini biliyorlardı.
Son 15 yıldır Lübnan Hizbullahı ile savaş korkusu yaşayan
işgalci rejim İsrail, bu kez Filistinlilere karşı savaşa yöneldi. İsrail 2008,
2012, 2014, 2018, 2019 ve 2021'de Filistin direniş gruplarına karşı savaşa
girdi. Fakat bu savaşların sonuçlarından biri de korsan rejim İsrail'in kendini
savunmada çok kırılgan ve zayıf olmasının anlaşılmasıydı. 12 günlük savaşın
başlamasından önce, büyük bir maliyetle kurulan Demir Kubbe'nin direniş
füzelerinin en az yüzde 90'ını engellemesi bekleniyordu. Ancak 2021'deki 12
günlük savaş sırasında Siyonistlerin bizzat itiraf ettiklerine göre, Demir
Kubbe, direnişin her 7 füzesinden ancak birini engelleyebildi.
Financial Times, Demir Kubbe'nin direniş füzelerine karşı
gösterdiği kötü performansa şaşırdığını ifade ederek, en azından Hamas
füzelerini durdurmak için demir kubbeden ateşlenen füzelerin maliyetini
azaltmak için, belirli ve akıllı bir yönde ateşlenmesi gerektiğini vurguladı.
Bu gazete, Hamas ve İslami Cihad liderliğindeki direniş gruplarının işgalci
rejim İsrail'e büyük ölçekli füze saldırıları düzenleme kabiliyetinin 2014'ten
bu yana önemli ölçüde arttığını direniş grupların, İsrail rejimi işgal
ordusunun füze savunma ağına sızmak amacıyla sürekli füzeler atarak
taktiklerini başarıyla gerçekleştirdiklerini yazdı.
Bu arada Hamas ve İslami Cihat hareketi de kısa sürede
yeterli miktarda ve belirti bir mekana füze saldırısı gerçekleştirirse, Demir
Kubbe'yi iyi bir şekilde pas geçebilecek ve işgal altındaki Filistin
topraklarında nüfusun yoğun olduğu bölgelere ağır hasar verebilir.
Tüm bu raporlar ve analizler, sadece Lübnan Hizbullah
hareketi değil direniş gruplarını da
yükselişte olduğunu ve korsan rejim İsrail'in 15 yıl öncesine göre konumunun
şiddetle sarsıldığını gösteriyor.