Şirketin Türkiye’ye girişi, 2008’de Petkim’i alması ile
birlikte. Petkim'in yüzde 51'i SOCAR’ın mülkiyetinde. Azerbaycan’dan Türkiye ve
Avrupa’ya doğalgaz akışını sağlayan TANAP’ın da önemli ortaklarından birisi
olan şirket, aynı zamanda Bursa ve Kayseri’deki gaz dağıtım şirketlerinin de
çoğunluk hisselerine sahip. Bu illerdeki şirketler aracılığıyla 1,5 milyonu
aşkın aboneyi elinde bulunduruyor. Bundan başka STAR Rafineri, SOCAR Terminal,
Petkim RES, Enervis, SOCAR Enerji Ticaret, Millenicom, SOCAR Ticaret ve SOCAR
Depolama gibi her biri kendi alanında öncü şirketlerin kontrolü ellerinde.
SOCAR ülkede 20 milyar dolarlık bir sermayeye hükmediyor.
SOCAR, İngilizce “State Oil Company of Azerbaijan
Republic”in kısaltması. Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi
Türkçesiyle. Azerbaycan'ın iki rafinerisini ve tüm petrol ve gaz boru hatlarını
işleten şirket, aynı zamanda uluslararası konsorsiyumların ülkede
gerçekleştirdiği petrol ve doğalgaz projelerine de nezaret ediyor. Azeri
petrolünün tartışmasız patronu özetle. 100 binden fazla işçi çalıştırıyor, 14
milyon tondan fazla petrol üretiyor. Müthiş bir mali güce hükmediyor.
Bir eli Türkiye’nin içinde olan şirketin diğer eli İsrail’in
üzerinde. Bu tuhaf SOCAR ağı İsrail’in Azerbaycan üzerindeki etkisinin bir
yansıması. İsrail hem Türkiye’de hem Azerbaycan’da çok etkili. İsrail
Azerbaycan’ın en önemli silah tedarikçisi. Azeri subayları İsrail’de
eğitiliyor. Azeri ordusu İHA ve SİHA’larla, uzun menzilli etkili füzelerle donatılıyor.
İsrail cep telefonu operatörleri ülkede etkin. Kimya, ilaç, tarım ve medya
sektöründe çok büyük yatırımları var. Buna karşılık İsrail’in tükettiği
petrolün yüzde 40’ını SOCAR karşılıyor. Azeri petrolü Bakü-Ceyhan boru hattıyla
Ceyhan’a geliyor, buradan tankerlerle İsrail’e taşınıyor. Bu yolla iki ülkeyi
kontrolünde tutan İsrail İran’ı da kuşatmış oluyor. İsrail Azerbaycan’ın İran
sınırına yakın bir bölgede bir hava üssü kurdu. Bu nedenle Bakü'ye iki defa
nota veren İran'ın tepkisi dikkate bile alınmadı. İlişkileri İran’la savaşı
göze alacak kadar sıkı fıkı.
SOCAR siyaseti de dizayn ediyor
SOCAR’ın operasyonlarının merkezi Azerbaycan olmakla
birlikte, şirket başta Türkiye olmak üzere, Ukrayna, Romanya, Gürcistan,
Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İngiltere, Sinagapur, Rusya ve İsviçre’de de
faaliyet yürütüyor. Bu operasyonların başlıcaları petrol ve doğalgaz arama,
petrol ve doğalgaz çıkarma, ham petrol işleme, petrokimya ve enerji
taşımacılığı olarak özetlenebilir. Şirketin özellikle de Azerbaycan sınırları
içerisindeki petrol ve doğalgaz kaynakları üzerinden, Total, BP, Chevron ve
Lukoil gibi uluslararası petrol tekelleri ile ortaklıkları bulunuyor.
Bu kadar çok paranız varsa iktidarla yakın ilişkiler de
kaçınılmaz oluyor haliyle. SOCAR’ın AKP ile ilişkileri, iki ülkenin egemen
güçleri arasında bir alışveriş biçiminde ortaya çıkıyor. Oraya doğru yöneldikçe
her şey bulanıklaşıyor, görünmez hale geliyor. Öyle ki SOCAR-AKP ilişkisinin
merkezinde Erdoğan’ın yönettiği akçeli ilişkilerin etkisine dikkat çeken pek
çok haber ortaya çıktı. Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen çeşitli şirketler
aracılığıyla 2013 yılına kadar SOCAR Gaz Ticaret’te pay sahibiydi. İddialara
göre İlgen bu işleri Erdoğan’ın vekili olarak yürütüyordu. MAN adası
belgelerine göre Ziya Ülgen ve Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan MAN adası
üstünden kurdukları BMZ Group adlı denizcilik firmasına ait tankerleri SOCAR’a
satmıştı. Neden, nasıl anlaşılamadı.
Buna paralel başka ilişkiler de var. Korgeneral Bahtiyar
Ersay, 2022’de Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov’un danışmanı oldu.
Korgeneral Ersay bu yeni görevini üstlendiği sırada TSK’nın bir generaliydi.
TSK üniformasını çıkardı, Azeri üniformasını giydi, işine devam etti.
Korgeneral Bahtiyar Ersay Azeri-Ermeni savaşında da Azeri kuvvetlerini bizzat
yönetmiş, koordine etmişti. Danışmanlık görevi bir anlamda bu pozisyonu
meşrulaştırmak anlamına geliyordu.
SOCAR üzerinden yürütülen açık siyasi müdahalelerden biri de
Sinan Oğan’ın Cumhur İttifakına desteği. İddialara göre Oğan’ın kimi
desteklemesi gerektiğini kulağına Azerbaycan’dan fısıldamışlardı. İBB Meclisi
İYİ Parti Grup Başkan Vekili İbrahim Özkan, durumu şöyle ifade ediyordu; “Sinan
Oğan’dan fazla beklentiniz olmasın. Aliyev ne derse onu yapar.” Sadece bir ima
değil bu, Oğan Aliyev’in Türkiye temsilcisi rolündeydi.
Bu ilişki ağı yargıya müdahaleye bile vardırıldı. Yalıkavak
Marina ve "mallarına çökülmesiyle" gündeme gelen Mübariz Mansimov,
Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR ile davalık olmuş, Albayrak'ın bu
davanın SOCAR lehine sonuçlanması için hakimlere baskı uygulandığı iddia
edilmişti.
Galatasaray petrol buldu
Tabii imaj bu tür olaylarla yara alınca biraz para harcayıp
düzeltmek şart oluyor. Sponsorluk bu imaj düzeltme işinin teknik adı.
Galatasaray Spor Kulübü ve Azerbaycan’ın enerji devi SOCAR arasında 2023-2024
sezonundan başlamak üzere tüm branşları kapsayan üç yıllık Sponsorluk Reklam ve
Tanıtım Hakları sözleşmesi imzalandı. Yapılan anlaşmaya göre Galatasaray Spor
Kulübü enerji sponsoru olan SOCAR, sarı kırmızılı takımın UEFA organizasyonu
altında oynayacağı tüm Avrupa maçlarında giyeceği formanın göğüs kısmında da
yer alacak. SOCAR Turkey Enerji AŞ bunun karşılığında kulübe 15 milyon avro
ödeyecek. Böylece her şey tertemiz olacak!
soL yazarı Orhan Gökdemir'in “SOCAR’ın sakar kraliçesinin
aşırı acıklı hikayesi” başlıklı yazısına, yayımlandıktan 3 yılı aşkın süre
sonra erişim engeli getirilmesinin nedeni bu. SOCAR’ın üzerindeki petrol
kirinden kurtulmaya ihtiyacı var.
İsrailliler rahatsız
Yakın zamanda Birleşik Krallık merkezli petrol devi BP ve
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi'nin (SOCAR) Doğu Akdeniz'de
doğalgaz arama ruhsatı almak için İsrail'e ortak teklif götürdü. Zaten SOCAR,
İsrail’in Akdeniz’deki YAM-3 yataklarında petrol ve gaz arama faaliyetlerini
sürdürüyordu. Bu son teklif Kafkaslarda ortaya çıkan yeni oyuncunun,
İngiltere’nin, ataklarından biri.
Bu ataklar ortaya yeni sorunlar çıkarıyor. Libya İç Savaşı'nda
Trablus ile Türkiye arasında, Türkiye'nin deniz sınırlarının Anadolu'dan Derna
ve Tobruk kıyılarına kadar uzanmasına izin veren Aralık 2019 anlaşmasının
ardından, İsrail bu anlaşmaya karşı olduğunu duyurdu ve İsrail'in resmi
pozisyonuna göre anlaşma "yasa dışı' ilan edildi. Bunun ardından Türk donanması Kıbrıs adası
civarında Rum hükümetinin rızasıyla faaliyet gösteren bir İsrail araştırma
gemisini bölgeden çıkmaya zorladı. Bu eylem, İsrail'de Türkiye'nin "tüm
Akdeniz genişliğinde bir deniz sınırı oluşturmayı" amaçladığı ve İsrail'in
Akdeniz üzerinden uluslararası sulara erişimini kesmeyi amaçladığı iddialarını
doğurdu. 2020'de Mossad Direktörü Yossi Cohen, Türkiye'yi bölge barışı için
yeni bir tehdit olarak nitelendirdi ve Türkiye'nin Azerbaycan ve Katar gibi
müttefiklerine dikkat çekti. İsrail ise ABD aracılığı ile Bahreyn ve Birleşik
Arap Emirlikleri ile ilişkilerini normalleştirme kararı aldı. Ankara ise her
iki Arap ülkesini açıkça Filistinlilere karşı İsrail'i desteklemekle suçladı.
Buna karşılık, Türkiye iki Hamas liderine ev sahipliği yaptı ve bu hareket
İsrail ve ABD'den tepki aldı.
2020'de Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ
ihtilafı sırasında İsrail, Türkiye ve İsrail'in müttefiki olan Azerbaycan'ı
açıkça destekledi. Ancak, Türkiye'nin İsrail'i Kafkasya'daki istikrarsızlıktan
sorumlu tutmasının ardından İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Türkiye'yi
bölgede savaşı alevlendirmekle suçladı. İsrail de Azerbaycan'a verdiği desteği
misilleme olarak askıya aldı. Korgeneral Bahtiyar Ersay’ın, 2022’de Azerbaycan
Savunma Bakanı Zakir Hasanov’a danışman atanması bu krize denk düşüyor.
İki dövlet tek sermaye
Sermayenin doğası bu, akışkan, girdiği kabın şeklini alıyor,
görünmez oluyor. Oysa SOCAR Türkiye’nin ezilenlerinin yeni sorunu olmaya aday.
Petrokimya, rafineri, gaz ve ham petrol taşımacılığı ve liman
işletmeciliğindeki pozisyonu, SOCAR’ı Türkiye’de stratejik faaliyet yürüten
şirketlerden birisi konumuna sokuyor. Şirket bu alandaki yatırımlarıyla
yetinmek yerine, elini daha da güçlendirecek bir dizi enerji yatırımına
hazırlanıyor. Yani şirket Türkiye’de enerji alanında tekel pozisyonu hedefleyen
bir yaklaşımla yoluna devam ediyor.
Şimdiki tahribatını şöyle özetleyebiliriz; SOCAR bir yanıyla
Azerbaycan’da sosyalizmin çözülüşüyle ortaya çıkan yeni monarşinin bir ürünü
ama öbür yandan da Türkiye’deki yeni monarşinin en büyük destekçisi.
Şu meşhur Karabağ savaşına gelince; Azerbaycan hükümeti
savaş başlamadan hemen önce, Dağlık Karabağ ve çevresindeki altın madenleri ve
diğer doğal kaynak alanlarının paylaşımı için maden şirketleri ve Birleşik
Krallık gibi ülkelerin büyükelçilikleriyle gizli toplantılar düzenledi.
Savaştan önce bu sahaları Ermeni hükümetiyle anlaşan İsviçreli ve Fransız
şirketler işletiyordu. Savaş sona erdiğinde bu sahalar Aliyev’in aile
üyelerinin de hissedarları arasında bulunduğu İngiliz, Amerikan ve Türk
şirketleri tarafından işletilmeye başlandı. Yoksul Azeriler ve Ermenilerin kanı
işte bunun için akıtıldı./sol