Çifte Standart

GİRİŞ: 03.06.2025 14:49      GÜNCELLEME: 03.06.2025 14:49

Rasthaber -  İran aleyhindeki her türlü ekonomik, siyasal ve kültürel aktivite ve eylemi içeriğine bakmadan destekleyen batılı devletler hemen her İranlı muhalif sinema yapımcılarından birine bir ödül vermek suretiyle bu düşmanlıklarını ortaya koymaktadırlar.

Bu doğrultudaki düşmanlıklarını bu yıl da sürdüren batılılar Cannes Film Festivali  Altın Palmiye ödülünü İranlı  film  yönetmeni Cafer Penahi’ye verdi. İran’da resmi makamlardan izin alarak serbestçe filim yapan Cafer Penahi seleflerine uygulandığı gibi kendisine verilen ödül karşılığında kendisine dikte edilen konuşma metninde ülkesini karalamaktan çekinmedi.

Cannes’da arsız bir şekilde ülkesinde özgürlük olmadığını söyleyen Cafer Penahi bu ödül merasimi sonrasında yine serbestçe Tahran’a dönmüş ve faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bu ödüllerin hangi amaçla verildiğinin farkında olan İran medyası bu defa da ağır tepkiler verdi.  Gazeteci Mesud Emiri tarafından  “Çifte Standart“ başlığı altında yazılan aşağıdaki yazı bu tepkilere sadece bir örnek:

Sayın Cafer Penahi, tarihi Gazze topraklarında kıtlığın başlıca destekçilerinden biri olan ve sakinlerinin yerinden edilmesine göz yuman bir ülkenin bayrağı altında özgürlükten bahsettiniz.

Evet, böyle bir ülkede özgürlük jesti yaptınız ve bir gün ülkenizde kimsenin size ne giyeceğinizi, ne söyleyeceğinizi ve ne inşa edeceğinizi söylememesini umduğunuzu söylediniz?!

Siz kürsünün arkasında konuşurken ve Batılı efendilerin yüzlerine bir gülümseme kondururken ve İran'daki özgürlük eksikliğinden yakınırken, İranlı bir kız sadece konuştuğu için o ülkede hapse atıldı bir ama siz sessiz kaldınız ve bu konuda hiçbir şey söylemediniz!!

Evet, ülkenizi dünyanın gözünde karalamanız için size bir ödül verdiler, dolayısıyla sizin artık kendinize İranlı deme ve bu topraklara ait olduğunuzu söyleme hakkınız yok.

Sayın Penahi, tam da bu Fransız topraklarında, başörtülü kızları eğitimden mahrum bırakıyorlar, Müslümanlara şiddet uyguluyorlar ve Kuran-ı Kerim'i yakıyorlar, ne şaşırtıcı ki, tüm bunlar sizin özgürlük duygunuzu en ufak bir şekilde bile harekete geçirmedi!!

Daha da kötüsü, Fransa köksüz Batılıların saçmalıklarına uymadıkları için halkınıza en ağır yaptırımları uyguladı. Hastaların çığlıklarını duymadınız mı?!

Bu zalimlerin özgürlükleri için milletinize dayattıkları binlerce sıkıntı sizin onurunuzu harekete geçirmedi mi ve Cannes Film Festivali'nde herhangi bir protesto için hiçbir neden yok muydu?!

Gazze'nin mazlum çocukları insanlığın bir parçası değil mi ve özgürlüğü hak etmiyorlar mı?! Neden onlardan bahsetmediniz?!!

Siz o zalimlerin İran milletine karşı baskıcı politikalarını protesto etmek ve o metal parçasını onların suratına çarpmak ve bu ödülü almayı reddetmek yerine, onu iftiharla kabul ettiniz ve Filistinli çocukların ve hamile kadınların kanı kokan Batılı kuklacıları karşılamak için kürsüye çıktınız ve aşağılanmanın zirvesinde, özgürlükle, insanlığın bugün yaşadığı temel kaygılar ve acılarla hiçbir ilgisi olmayan şeyler söylediniz.

Evet, o ödülün ekonomik ve siyasi destekçilerine İran halkının özgürlüğünün ve rahatlığının sizin ve Ferruh Nejad gibileri için bir kuruş bile etmediğini söylediniz.

Hiç ağzınızı açmasaydınız da kendi kendinizi yok edişinizi, kimliksizliğinizi ve dünyadaki insan haklarının başlıca ihlalcileri olan İran halkına boykot uygulayanların pisliğini ifşa etmeseydiniz daha iyi olmaz mıydı?

Ancak, insanların kimseden emir almaması gerektiği yönündeki ifadenize gelince, bu ifade bir açıdan doğrudur. Birinci ve ikinci Pehleviler, Cannes Film Festivali'nin baş tasarımcılarının menülerini ve iğrenç Hollywood ürünlerini halkımıza dayatmak için ellerinden geleni yaptılar, ancak İran halkı bu çöpü reddetti. Ancak sizinle alay eden ve sizi alkışlayan aynı Batılılar, İran halkına kimliklerini savundukları için tarihin en ağır yaptırımlarını uyguladılar.

Acaba onların bu gizli bakışı ve ortaçağ davranışları protesto için bir sebep değil miydi?!!

Eğer bunları doğal karşılıyorsanız ve bunların İran milletinin hakkı olduğunu ve insan hakları ve özgürlükler doğrultusunda olduğunu düşünüyorsanız, o zaman emirlerden kastınız, ilahi evliyalar ve Kutsal kitapta İran milletine verilen emirler demektir.

Bu emirlerin Trump, Macron ve Sarkozy'nin emirlerinden temelde farklı olduğunu bilmeniz sizin ve efendilerinizin yararına olacaktır. Ne Rıza Han bunları İran halkından alabildi ne de kirli Batılılar onlara zarar verebilir.

İran milleti yüzyıllardır bu kutsal emirlere itaat ediyor ve bunları kelimesi kelimesine kalbinin duvarlarına kazıdı.

Siyaset sizin gibilere, Mesih Alinejad gibilere, Ali Kerimi gibilere yakışmaz ve sizin o zayıf bedenleriniz şöyle haykırıyor; kendi yolunuza gidin, siyaseti de ehline bırakın…

Mesud Emiri

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM