Trump’ın 'Altın Kubbe'si Ne İşe Yarayacak?

GİRİŞ: 30.05.2025 17:04      GÜNCELLEME: 30.05.2025 17:04
Rasthaber -  ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada ülkesinin artan dış tehditlere karşı korunması için “Altın Kubbe” (Golden dome) sistemini başlatacaklarını açıkladı. Beyaz Saray’da yapılan açıklama sırasında arka planda sadece basit bir görsel olması, planın teknik detaylarına dair doyurucu bilgi verilmemesi dikkat çekti. 

ABD’nin halihazırda dünyanın dört bir köşesinde askeri üsleri, erken uyarı sistemleri ve füze rampaları bulunmasına karşın bu adımın atılması yeni bir silahlanma hamlesi anlamına geliyor.

Altın Kubbe ne anlama geliyor?

Konuyla ilgili olarak Beyaz Saray Oval Ofiste yapılan sunumda söz alan Trump, seçim vaadi olan ve 40 yıl önce Ronald Reagan tarafından başlatılan ancak teknik yetersizlikler nedeniyle gerçekleştirilemeyen projenin hayata geçirileceğini belirtti. Düşman ülkelerden gelen füze tehditlerine karşı tam koruma sağlayacağını söylediği sistemin uzay boyutunun da olduğu, uzaydan da tehlikelerin bertaraf edilecek sistemlerin kurulacağını ekledi. Sisteme Kanada’nın da dahil olmak istediğini söyleyen Trump, projenin kendi başkanlık dönemi sona ermeden faaliyete geçeceğini, hipersonik füzeler gibi son teknolojik silahlara karşı da korunma sağlayacağını ekledi. Projeye ilk adımda 25 milyar dolar ödenek ayrılacak, toplam projenin maliyeti ise 175 milyar dolar olacak. Savunma Bakanı Pete Hegseth’in de bulunduğu sunumda projenin yürütülmesiyle görevlendirilen Amerika Birleşik Devletleri Uzay Kuvvetleri mensubu Orgeneral Michael Guetlein, düşmanların nükleer denizaltılar, hipersonik füzeler ve uzayın silahlandırılmasıyla tehditlerini artırdığını öne sürerek Altın Kubbe sistemi sayesinde bütün bu tehditlere karşı korunma sağlanacağını belirtti.

ABD şu anda savunmasız mı?

Bütün bu tehdit söylemini duyan ve konuyla alakası olmayan birisinin ilk tepkisi herhalde ABD’nin büyük bir güvenlik zafiyeti içinde olduğunu düşünmesi olur. Ancak gerçek pek de böyle değil. Nükleer dahil olmak üzere dünyanın en büyük cephaneliğine, ordusuna ve lojistik kabiliyetine sahip olan ABD kendi toprakları dışında tam 128 askeri tesise sahip. NATO ülkeleri dışında pek çok Orta Doğu ülkesinin yanı sıra Güney Kore, Japonya, Avustralya gibi Pasifik bölgesi ülkelerinde de üsleri mevcut. Bunun dışında uzay, kara ve denizdeki erken uyarı sistemleri sayesinde herhangi bir füze faaliyetini anlık takip kabiliyetine sahip. Bunun dışında kıtalararası füzelere karşı savunma sistemleri (GMD), yüksek irtifa savunma sistemleri (THAAD), deniz kuvvetlerinin yoğun olarak kullandığı Aegis savunma sistemleri ve özellikle yurtdışı üslerde kısa menzilli güvenlik için kullanılan Patriot sistemleri aktif durumda.

İsrail karşılaştırması ne kadar sağlıklı?

Trump sunumda ABD’nin de geliştirilmesinde katkısının bulunduğu İsrail’in Çelik Kubbe sistemine atıfta bulunarak bu sistemin iyileştirilerek tüm ülkenin güvenliğinin alınacağını belirtti. Ancak Çelik Kubbe hem çok kısa mesafelerde devreye giriyor hem de son dönemde görüldüğü gibi kusursuz değil. Filistin direnişinin 7 Ekim günü başlattığı saldırı sırasında sistemin ne kadar zafiyetli olduğu görüldü. Öte yandan İsrail’in yüzölçümünün 21 bin 937 km2 buna karşılık ABD’nin yüzölçümünün 9 milyon 147 bin 590 km2 yani İsrail’in 417 katı olduğu düşünüldüğünde uygulama sorunları hayal edilebilir.

Proje kimleri sevindiriyor?

Trump tarafından yapılan açıklamanın ardından Fox Haber Bültenine konuk olan Lockheed Martin patronu Jim Taiclet projenin çok yerinde olduğunu ve haberin kendilerini sevindirdiğini belirtti. Havacılıktan füze sistemlerine, savaş uçaklarından uzay faaliyetlerine varıncaya kadar Amerikan emperyalizminin öncü kuruluşlarından olan firmanın patronu ülkenin bu savunmaya ihtiyacı olduğunu ancak iyi planlanması gerektiğini belirtiyor. 

Programda kendisine sorulan ve firmasının ürünü olan F-35’in yaşadığı sorunlara dair soruları başarıyla atlatan Taiclet, tehdidin iyi analiz edilmesini ve savunmanın da buna göre planlanması gerektiğini söyleyerek tüm ülkenin söylenildiği gibi savunulmasının olası olmadığını da ikrar etmiş oldu.

Uzayın silahlandırılmasını da içeren Yıldız Savaşları projesi yeniden mi gündemde?

Trump’ın sunumdaki iddialarından birisi de “düşmanların” uzayı silahlandırdığı yönündeki vurgusuydu. Rusya ve Çin’e yönelik yaptığı açık olan bu vurgu gerçeği yansıtmasa da Trump’ın uzayı silahlandırmak için bahane üretiyor. Uluslararası anlaşmalar uyarınca bu mümkün olmasa da fiilen bunu delen uygulamaların yapılması mümkün. Ancak açıklamaya gelen ilk tepkiler bu planın halihazırda mevcut olan stratejik denge halini sabote edeceği, bir silahlanma yarışına yol açacağı yolunda. Trump’ın sunumunda Ronald Reagan’a atıfta bulunması Amerikan emperyalizminin bu alana dair de yakın dönemde girişimlerde bulunacağını gösteriyor.

***

Aklı selim bir değerlendirme yapıldığında ABD’nin bu türlü bir savunma sistemine ihtiyacı bulunmadığı çok bariz bir şekilde ortaya çıkıyor. Ancak özellikle savunma harcamalarının ve silah şirketlerinin kârlarının artırılması, Pasifik Bölgesi'ne yapılan askeri yığınak düşünüldüğünde tüm ülke kamuoyunu bu başlıklara odaklayıp tehdit algısını gündemde tutmak için çok işe yarayacak, hiç gerçekleşmese de silahlanma yönünde önemli girdilerinin olacağı kesin olan bir proje başlatılmış durumda.

 

sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM