CNN: Seyyid Hasan Nasrallah'a Düzenlenen Suikast Hizbullah'ı Güçlendirecek

GİRİŞ: 01.10.2024 08:58      GÜNCELLEME: 01.10.2024 08:58
Rasthaber -  Amerikan haber kanalı CNN, Siyonist rejimin daha önce General Süleymani, İmad Muğniye, Şeyh Ahmed Yasin gibi büyük direniş komutanlarının şehit olmasına yol açan suikastlarını değerlendirerek şunları yazdı: ‘Bu suikastlar direnişi zayıflatamadığı gibi daha da güçlendirdi.’

CNN daha sonra Seyyid Hasan Nasrallah'a düzenlenen suikastın da bu konudan istisna olmadığını ve Lübnan direnişinin sonu anlamına gelmeyeceğini belirtti.

27 Eylül Cuma günü Amerika ve NATO, bazı gerici Arap ve Avrupa ülkesiyle birlikte, Netanyahu eliyle Beyrut tarihinin en korkak, kirli ve dehşet verici terör operasyonlarından birini gerçekleştirdi ve birkaç binanın bulunduğu küçük bir yerleşkeyi 12 F-15 ve F-35 savaş uçağı ve bazılarının “J-Bo U-28” olarak adlandırdığı 80 adet 2000 kiloluk havan bombası kullanarak bombaladı! Alınan bilgilere göre bu vahşi saldırıda çoğunluğu sivil 400'den fazla kişi şehit oldu. Bir gün sonra Seyyid Hasan Nasrallah ile bu hareketin bazı üst düzey komutanlarının şehit olduğu açıklandı ve bombalar da Amerika tarafından Siyonistlere sağlandı.

Böyle bir şehadet, İslam dünyasında Seyyid Hasan Nasrallah'a duyulan sevgiyi büyük ölçüde artırdı ve onu halkın zihninde “gerçek bir kahraman” olarak ölümsüzleştirdi. Direniş eksenlerinden birini zayıflatmak, hatta yok etmek amacıyla gerçekleştiği açıklanan bu suikast dünya medyasında geniş yankı buldu.

Pek çok uzman, bu tür suikastların Siyonist rejime ve ABD'ye karşı küresel nefreti artırırken, Hizbullah'ın Lübnan'daki gücünde gözle görülür ve kalıcı bir değişime neden olmayacağına, tam tersine bu halk hareketini güçlendireceğine inanıyor.

ABD yayın kuruluşu CNN konuyla ilgili olarak, “Bu suikastlar Hizbullah teşkilatında bir aksama yaratmayacak” diye yazdı.

CNN, Hizbullah direniş grubunun bölgedeki “kilit rolüne” ve “yüksek silah ve istihbarat yeteneklerine” değinirken şunları vurguladı: ‘İsrail, Seyyid Hasan Nasrallah'ın fiziksel olarak ortadan kaldırılmasını bir başarı olarak görse de gerçek şu ki, Hizbullah liderlerine düzenlenen suikast bu grubun teşkilatında bir aksamaya yol açmayacak. İsrail tarihten ders almalı ve terör gibi eylemlerin direniş gruplarını yok etmede hiçbir zaman başarılı olmadığını anlamalıdır.’

CNN haberinin devamında, Hizbullah'ın komutanlarından şehit İmad Muğniye'nin 2008'de Şam'da İsrail rejimi tarafından şehit edilmesine değinerek bu suikastların tarihçesine değindi ve bu suikastın Hizbullah'ın güçlenmesine yol açtığını yazdı. CNN haberinde daha sonra Hamas direniş grubunun kurucularından Şeyh Ahmed Yasin'in İsrail rejimi tarafından hava saldırısında şehit edilmesine değindi ve şunları yazdı: '"Ahmed Yasin'in ölümüyle Hamas yok olmadığı gibi, neredeyse yirmi yıl sonra o kadar güçlendi ki 7 Ekim'de İsrail mevzilerine saldırabildi. Yine Temmuz ayında Siyonist rejim, 7 Ekim saldırısının (Aksa Tufanı) beyni ve Hamas'ın ana askeri komutanlarından biri olan Muhammed Dayf’i şehit ettiğini iddia etti ama bu örgüt Gazze’de İsrail'e karşı askeri faaliyetlerini sürdürüyor.’

CNN ayrıca şehit Kasım Süleymani'nin Amerika tarafından şehit edilmesine değinerek şunları yazdı: ‘2020 yılı ocak ayı başlarında Başkan Donald Trump, Irak'ın Bağdat kentinde bir saldırı emri verdi ve bu saldırıda İran İslam Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani suikasta uğradı.

Ancak suikastın İran'ın bölgesel gücü üzerinde kalıcı bir etkisi olmadı ve hatta Hizbullah, Hamas ve Yemen'deki Husiler, Irak'taki İsrail ve Amerikan hedeflerine yönelik saldırılarını sürdürdü.

Hizbullah kırk yıldır varlığını sürdürüyor. Nasrallah'tan sonra Hizbullah'ın direnişinin ortadan kalkacağı iddia edilemez. Çünkü tarih gösterdi ki, İsrail'e karşı uzun mücadelesini sürdürmek için başka liderler atayacak ve yapısını yeniden düzenleyecek.’

HİZBULLAH'IN ASKERİ GÜCÜ ZAYIFLAMADI

Siyonist bir analist, Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehit edilmesine rağmen Lübnan Hizbullah'ının askeri gücünün ve füze cephaneliğinin hâlâ sağlam olduğunu vurguladı.

Siyonist analist Carmit Valensi dün Siyonist güvenlik düşünce kuruluşunda şunları söyledi: ‘Hizbullah'ın ağır darbe aldığı doğru ama Hizbullah'ın gelişmiş askeri gücünün, füze ve roket cephaneliğinin hâlâ mevcut olduğunu da unutmayalım.’

HİZBULLAH MAĞLUP OLMAYACAK

Siyonist rejimin önde gelen generallerinden “Isaac Brik” de Siyonist rejimin, Direnişin Seyyidi’ni şehit ederek Lübnan Hizbullah'ını yenilgiye uğratma çabalarının beyhude olduğunu belirtti. Bu general yeni emekli oldu. Siyonist medyada “öfke peygamberi olarak anılan bu general onlara, “İsrail Lübnan'ı dümdüz etse ve Gazze gibi bir toprak yığınına çevirse bile Hizbullah'ı yenemeyeceğini ve Hizbullah'ın İsrail’e füze ve insansız hava aracı fırlatmaya devam edeceğini" hatırlattı.

Tuğgeneral Isaac Brik aynı zamanda Siyonist rejimin Ma'ariv gazetesinde kaleme aldığı makalesinde şunları yazdı: ‘Birçok İsrailli siyasetçinin gözleri, etraflarındaki gerçekleri göremiyor ve kör oldu. Görüyorlar ama kafalarına göre, akıllıca düşünmeden hareket ediyorlar, gerçekleri tamamen görmezden geliyorlar. Savaşı sadece uçaklarla kazanamazsınız. İsrail'in kara kuvvetleri son yirmi yılda yıpranmış ve siyasi ve askeri erozyona uğramıştır. Sonuç olarak ordu sorumlu tutulamaz ve galip gelemez. Tüm İsrailliler, Hizbullah'ı yok etmekte ısrar etmenin eninde sonunda İsrail'in yok olmasına yol açacağını anlamalıdır ve bunun için sadece ABD'nin uçaklarımıza silah, kara kuvvetlerine mühimmat göndermeyi bırakması ve bizi kendi istediklerini yapmaya zorlaması yeterlidir.’

Siyonist rejim ordusunu eleştiren bu emekli subay şunları vurguladı: ‘Bu, bir yıl önce başlayan yıpratma savaşının acı sonucudur ve Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Galant ve Genelkurmay Başkanı Hertz Halevi de bunun sona ermesini istemiyor ve İsrail'in çöküşü ekonomik ve sosyaldir ve buna dünyadan tamamen izole olma ve ordunun ihtiyati gücünün çökmesi de eklenmelidir.’

İsrailli bu general ayrıca İsrail'i “cehennem” olarak adlandırdığı şey konusunda da uyardı ve şu soruyu gündeme getirdi: İsrail ordusu, gece gündüz bombaladığı Gazze Şeridi'nde Hamas'ı yenme konusunda acizken ve bunda da başarısız olurken, Hizbullah'ı nasıl yenmek istiyor?’

New York dergisi de Cumartesi günü “Robin Wright” tarafından yazılan bir makalede Hizbullah liderine düzenlenen suikastın Orta Doğu'daki etkisini analiz etti ve şunları yazdı: ‘Nasrallah'a düzenlenen suikast hareketi zayıflatıyor ama onu ve İsrail için oluşturduğu tehlikeyi ortadan kaldırmıyor.’

NEWSWEEK: NASRALLAH BURADA BİR EFSANE OLARAK GÖRÜLÜYOR

ABD’nin haftalık dergisi Newsweek, direnişin Seyyidi’ne düzenlenen suikastın ardından bu eşsiz Lübnanlı komutan hakkındaki görüşlerini öğrenmek için Lübnan’ın önde gelen Hıristiyan siyasi liderlerin açıklamalarına değindi.

Newsweek’te yer alan yazıda şu ifadeler yer aldı: ‘Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan'daki Şii Müslüman bir askeri grubun siyasi lideri olmasına rağmen ülkenin bazı Hıristiyan liderleri onun grubuyla aynı çizgidedir. Lübnan'daki Hıristiyan siyasi partisi el-Marada lideri ve Hizbullah’ın Cumhurbaşkanı adayı Süleyman Frangieh, Pazar günü sosyal medya platformu X’de paylaştığı mesajında şunları yazdı: ‘Direniş sembolü gitti, efsane doğdu ve direniş devam ediyor.’

Lübnan'ın eski Hıristiyan cumhurbaşkanı ve aynı zamanda Hizbullah'ın müttefiki olan Özgür Yurtsever Hareketi kurucusu Mişel Avn da yaptığı açıklamada Şehit Nasrallah'ı “Vatan Şehidi” olarak tazim etti.

Hizbullah’ın şehit Genel Sekreteri'ni özgürlük ve zafer yolundaki ulusal direnişin lideri olarak tanımlayan Mişel Avn şunları yazdı: ‘Şehit Seyyid Hasan Nasrallah, verdiği söze ve kendisini seven, ona güvenen halka sadıktı.’

Avn, Şehit Hasan Nasrallah'ı “saygın bir dost” olarak nitelendirdi ve Siyonist rejimin devam eden saldırılarının bir sonucu olarak Lübnan'a yönelik tehditler konusunda uyardı ve ulusal birlik çağrısında bulundu.

Newsweek haberinin devamında şunları yazdı: ‘Lübnan'ın iktidarı taksim eden hükümet sistemine göre cumhurbaşkanının Hıristiyan Maruni olması gerekiyordu. Mişel Avn’ın cumhurbaşkanlığı dönemi yaklaşık iki yıl önce Ekim 2022'de sona erdi.

Onun halefinin Lübnan parlamentosu tarafından seçilmesi gerekiyor, ancak siyasi çıkmaz ülkeyi cumhurbaşkanısız bıraktı. Lübnan'da büyük oranda Hıristiyan nüfus bulunuyor. 2019’daki raporlar, Hıristiyanların ülke nüfusunun yüzde 32'sini oluşturduğunu gösteriyor.

Orta Doğu Enstitüsü stratejik gelişim merkezinin kıdemli yöneticisi Firas Maksad Newsweek'e şunları söyledi: ‘Nasrallah'ın şehadeti büyük bir boşluk ve Şii toplumunun Lübnan'ın geleneksel mezhep sistemindeki rolüne ilişkin belirsizlikler yaratıyor.’

DİĞER OLAYLAR

Irak'ın en yüksek dini mercii olan Ayetullah Sistani, Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadeti dolayısıyla yayınladığı taziye mesajında, onu son dönemin örnek ve nadir bir lideri olarak nitelendirdi.

Öte yandan Siyonist rejim iki gün önce Yemen'in Hudeyde limanına ağır hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Yediot Aharonot, Yemen'e yönelik operasyonda çok sayıda hedefe saldırı düzenlendiğini yazarken, İbrani TV Kanalı Kanal 12 de Hudeyde kentindeki mevcut elektrik santralinin hedef alındığını iddia etti. Bazı İbrani medyası da Yemen'e düzenlenen saldırıya onlarca İsrail savaş uçağının katıldığını yazdı.

Siyonist rejimin bu saldırısının ardından Ensarullah liderlerinden Nasruddin Amir şu açıklamalarda bulundu: ‘İsrail boş Hudeyde havaalanını bombaladı. Yemen’in Gazze ve Lübnan'a destek amaçlı operasyonları devam edecektir. İsrail rejiminin yeni saldırılarına mutlaka karşılık vereceğiz.

Öte yandan Hizbullah'ın Bedir taburu komutanı “Hacı Ebu Ali Rıza’nın şehit olmadığı ve son 5 gün içinde üst üste üçüncü kez suikasttan sağ kurtulduğu açıklandı.

YORUMLAR

Haktan 10 gün önce
CIA yın Turkiye de merhum Erbakan döneminde darbe olsun fetö ile olsun devletin çok sayıda güvenlik kurumuna sızdığına ve eylemlerine yakın geçmişte tanık olduk. Bizim çocuklar darbe yapmış şeklinde bir söylem vardı. Şahlık rejimi döneminde ve bu dönemden kısiler ve üçüncü alakalı kisiler olabilir İran ile ilgili CIA çok sayıda konuya hakim olabilir ve sosyal medyadan Iran güvenlik kurumlarındakilerin kişilik analizleri üzerinden onlarla ikinci üçüncü kişiler üzerinden bağlantı kurmuş ve emirlerine bağlı kılmış olabilirler ve bu Turkiyedeki gibi İran da dışardan ortak bi mesaj sistemi ve üstatları var mı yoksa dağınık şekilde mı kullanılıyorlar İran için israil kadar tehlikeli ki zaten ABD ve İsrail bunlardan güç almasa bu kadar suikast ve eylem yapamaz. Allahümme salli ala seyyidena Muhammed ve al-i Muhammed ve şahı velayet accil ferecehum vel an eda ehum!

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM