CNN daha sonra Seyyid Hasan
Nasrallah'a düzenlenen suikastın da bu konudan istisna olmadığını ve Lübnan
direnişinin sonu anlamına gelmeyeceğini belirtti.
27 Eylül Cuma günü Amerika ve
NATO, bazı gerici Arap ve Avrupa ülkesiyle birlikte, Netanyahu eliyle Beyrut
tarihinin en korkak, kirli ve dehşet verici terör operasyonlarından birini
gerçekleştirdi ve birkaç binanın bulunduğu küçük bir yerleşkeyi 12 F-15 ve F-35
savaş uçağı ve bazılarının “J-Bo U-28” olarak adlandırdığı 80 adet 2000 kiloluk
havan bombası kullanarak bombaladı! Alınan bilgilere göre bu vahşi saldırıda
çoğunluğu sivil 400'den fazla kişi şehit oldu. Bir gün sonra Seyyid Hasan
Nasrallah ile bu hareketin bazı üst düzey komutanlarının şehit olduğu açıklandı
ve bombalar da Amerika tarafından Siyonistlere sağlandı.
Böyle bir şehadet, İslam
dünyasında Seyyid Hasan Nasrallah'a duyulan sevgiyi büyük ölçüde artırdı ve onu
halkın zihninde “gerçek bir kahraman” olarak ölümsüzleştirdi. Direniş
eksenlerinden birini zayıflatmak, hatta yok etmek amacıyla gerçekleştiği açıklanan
bu suikast dünya medyasında geniş yankı buldu.
Pek çok uzman, bu tür suikastların
Siyonist rejime ve ABD'ye karşı küresel nefreti artırırken, Hizbullah'ın
Lübnan'daki gücünde gözle görülür ve kalıcı bir değişime neden olmayacağına,
tam tersine bu halk hareketini güçlendireceğine inanıyor.
ABD yayın kuruluşu CNN konuyla
ilgili olarak, “Bu suikastlar Hizbullah teşkilatında bir aksama yaratmayacak”
diye yazdı.
CNN, Hizbullah direniş grubunun
bölgedeki “kilit rolüne” ve “yüksek silah ve istihbarat yeteneklerine” değinirken
şunları vurguladı: ‘İsrail, Seyyid Hasan Nasrallah'ın fiziksel olarak ortadan
kaldırılmasını bir başarı olarak görse de gerçek şu ki, Hizbullah liderlerine
düzenlenen suikast bu grubun teşkilatında bir aksamaya yol açmayacak. İsrail
tarihten ders almalı ve terör gibi eylemlerin direniş gruplarını yok etmede
hiçbir zaman başarılı olmadığını anlamalıdır.’
CNN haberinin devamında, Hizbullah'ın
komutanlarından şehit İmad Muğniye'nin 2008'de Şam'da İsrail rejimi tarafından şehit
edilmesine değinerek bu suikastların tarihçesine değindi ve bu suikastın Hizbullah'ın
güçlenmesine yol açtığını yazdı. CNN haberinde daha sonra Hamas direniş
grubunun kurucularından Şeyh Ahmed Yasin'in İsrail rejimi tarafından hava
saldırısında şehit edilmesine değindi ve şunları yazdı: '"Ahmed Yasin'in
ölümüyle Hamas yok olmadığı gibi, neredeyse yirmi yıl sonra o kadar güçlendi ki
7 Ekim'de İsrail mevzilerine saldırabildi. Yine Temmuz ayında Siyonist rejim, 7
Ekim saldırısının (Aksa Tufanı) beyni ve Hamas'ın ana askeri komutanlarından
biri olan Muhammed Dayf’i şehit ettiğini iddia etti ama bu örgüt Gazze’de İsrail'e
karşı askeri faaliyetlerini sürdürüyor.’
CNN ayrıca şehit Kasım
Süleymani'nin Amerika tarafından şehit edilmesine değinerek şunları yazdı: ‘2020
yılı ocak ayı başlarında Başkan Donald Trump, Irak'ın Bağdat kentinde bir
saldırı emri verdi ve bu saldırıda İran İslam Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı
General Kasım Süleymani suikasta uğradı.
Ancak suikastın İran'ın bölgesel
gücü üzerinde kalıcı bir etkisi olmadı ve hatta Hizbullah, Hamas ve Yemen'deki
Husiler, Irak'taki İsrail ve Amerikan hedeflerine yönelik saldırılarını
sürdürdü.
Hizbullah kırk yıldır varlığını
sürdürüyor. Nasrallah'tan sonra Hizbullah'ın direnişinin ortadan kalkacağı iddia
edilemez. Çünkü tarih gösterdi ki, İsrail'e karşı uzun mücadelesini sürdürmek
için başka liderler atayacak ve yapısını yeniden düzenleyecek.’
HİZBULLAH'IN ASKERİ GÜCÜ
ZAYIFLAMADI
Siyonist bir analist, Seyyid Hasan
Nasrallah'ın şehit edilmesine rağmen Lübnan Hizbullah'ının askeri gücünün ve
füze cephaneliğinin hâlâ sağlam olduğunu vurguladı.
Siyonist analist Carmit Valensi
dün Siyonist güvenlik düşünce kuruluşunda şunları söyledi: ‘Hizbullah'ın ağır
darbe aldığı doğru ama Hizbullah'ın gelişmiş askeri gücünün, füze ve roket
cephaneliğinin hâlâ mevcut olduğunu da unutmayalım.’
HİZBULLAH MAĞLUP OLMAYACAK
Siyonist rejimin önde gelen
generallerinden “Isaac Brik” de Siyonist rejimin, Direnişin Seyyidi’ni şehit ederek
Lübnan Hizbullah'ını yenilgiye uğratma çabalarının beyhude olduğunu belirtti.
Bu general yeni emekli oldu. Siyonist medyada “öfke peygamberi olarak anılan bu
general onlara, “İsrail Lübnan'ı dümdüz etse ve Gazze gibi bir toprak yığınına
çevirse bile Hizbullah'ı yenemeyeceğini ve Hizbullah'ın İsrail’e füze ve
insansız hava aracı fırlatmaya devam edeceğini" hatırlattı.
Tuğgeneral Isaac Brik aynı zamanda
Siyonist rejimin Ma'ariv gazetesinde kaleme aldığı makalesinde şunları yazdı: ‘Birçok
İsrailli siyasetçinin gözleri, etraflarındaki gerçekleri göremiyor ve kör oldu.
Görüyorlar ama kafalarına göre, akıllıca düşünmeden hareket ediyorlar,
gerçekleri tamamen görmezden geliyorlar. Savaşı sadece uçaklarla
kazanamazsınız. İsrail'in kara kuvvetleri son yirmi yılda yıpranmış ve siyasi
ve askeri erozyona uğramıştır. Sonuç olarak ordu sorumlu tutulamaz ve galip
gelemez. Tüm İsrailliler, Hizbullah'ı yok etmekte ısrar etmenin eninde sonunda
İsrail'in yok olmasına yol açacağını anlamalıdır ve bunun için sadece ABD'nin
uçaklarımıza silah, kara kuvvetlerine mühimmat göndermeyi bırakması ve bizi
kendi istediklerini yapmaya zorlaması yeterlidir.’
Siyonist rejim ordusunu eleştiren
bu emekli subay şunları vurguladı: ‘Bu, bir yıl önce başlayan yıpratma
savaşının acı sonucudur ve Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav
Galant ve Genelkurmay Başkanı Hertz Halevi de bunun sona ermesini istemiyor ve İsrail'in
çöküşü ekonomik ve sosyaldir ve buna dünyadan tamamen izole olma ve ordunun
ihtiyati gücünün çökmesi de eklenmelidir.’
İsrailli bu general ayrıca
İsrail'i “cehennem” olarak adlandırdığı şey konusunda da uyardı ve şu soruyu
gündeme getirdi: İsrail ordusu, gece gündüz bombaladığı Gazze Şeridi'nde
Hamas'ı yenme konusunda acizken ve bunda da başarısız olurken, Hizbullah'ı
nasıl yenmek istiyor?’
New York dergisi de Cumartesi günü
“Robin Wright” tarafından yazılan bir makalede Hizbullah liderine düzenlenen
suikastın Orta Doğu'daki etkisini analiz etti ve şunları yazdı: ‘Nasrallah'a
düzenlenen suikast hareketi zayıflatıyor ama onu ve İsrail için oluşturduğu
tehlikeyi ortadan kaldırmıyor.’
NEWSWEEK: NASRALLAH BURADA BİR
EFSANE OLARAK GÖRÜLÜYOR
ABD’nin haftalık dergisi Newsweek,
direnişin Seyyidi’ne düzenlenen suikastın ardından bu eşsiz Lübnanlı komutan
hakkındaki görüşlerini öğrenmek için Lübnan’ın önde gelen Hıristiyan siyasi
liderlerin açıklamalarına değindi.
Newsweek’te yer alan yazıda şu
ifadeler yer aldı: ‘Seyyid Hasan Nasrallah, Lübnan'daki Şii Müslüman bir askeri
grubun siyasi lideri olmasına rağmen ülkenin bazı Hıristiyan liderleri onun
grubuyla aynı çizgidedir. Lübnan'daki Hıristiyan siyasi partisi el-Marada
lideri ve Hizbullah’ın Cumhurbaşkanı adayı Süleyman Frangieh, Pazar günü sosyal
medya platformu X’de paylaştığı mesajında şunları yazdı: ‘Direniş sembolü
gitti, efsane doğdu ve direniş devam ediyor.’
Lübnan'ın eski Hıristiyan
cumhurbaşkanı ve aynı zamanda Hizbullah'ın müttefiki olan Özgür Yurtsever
Hareketi kurucusu Mişel Avn da yaptığı açıklamada Şehit Nasrallah'ı “Vatan
Şehidi” olarak tazim etti.
Hizbullah’ın şehit Genel
Sekreteri'ni özgürlük ve zafer yolundaki ulusal direnişin lideri olarak tanımlayan
Mişel Avn şunları yazdı: ‘Şehit Seyyid Hasan Nasrallah, verdiği söze ve
kendisini seven, ona güvenen halka sadıktı.’
Avn, Şehit Hasan Nasrallah'ı “saygın
bir dost” olarak nitelendirdi ve Siyonist rejimin devam eden saldırılarının bir
sonucu olarak Lübnan'a yönelik tehditler konusunda uyardı ve ulusal birlik
çağrısında bulundu.
Newsweek haberinin devamında şunları
yazdı: ‘Lübnan'ın iktidarı taksim eden hükümet sistemine göre cumhurbaşkanının Hıristiyan
Maruni olması gerekiyordu. Mişel Avn’ın cumhurbaşkanlığı dönemi yaklaşık iki
yıl önce Ekim 2022'de sona erdi.
Onun halefinin Lübnan parlamentosu
tarafından seçilmesi gerekiyor, ancak siyasi çıkmaz ülkeyi cumhurbaşkanısız
bıraktı. Lübnan'da büyük oranda Hıristiyan nüfus bulunuyor. 2019’daki raporlar,
Hıristiyanların ülke nüfusunun yüzde 32'sini oluşturduğunu gösteriyor.
Orta Doğu Enstitüsü stratejik
gelişim merkezinin kıdemli yöneticisi Firas Maksad Newsweek'e şunları söyledi: ‘Nasrallah'ın
şehadeti büyük bir boşluk ve Şii toplumunun Lübnan'ın geleneksel mezhep
sistemindeki rolüne ilişkin belirsizlikler yaratıyor.’
DİĞER OLAYLAR
Irak'ın en yüksek dini mercii olan
Ayetullah Sistani, Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadeti dolayısıyla yayınladığı
taziye mesajında, onu son dönemin örnek ve nadir bir lideri olarak
nitelendirdi.
Öte yandan Siyonist rejim iki gün
önce Yemen'in Hudeyde limanına ağır hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.
Yediot Aharonot, Yemen'e yönelik
operasyonda çok sayıda hedefe saldırı düzenlendiğini yazarken, İbrani TV Kanalı
Kanal 12 de Hudeyde kentindeki mevcut elektrik santralinin hedef alındığını
iddia etti. Bazı İbrani medyası da Yemen'e düzenlenen saldırıya onlarca İsrail savaş
uçağının katıldığını yazdı.
Siyonist rejimin bu saldırısının
ardından Ensarullah liderlerinden Nasruddin Amir şu açıklamalarda bulundu: ‘İsrail
boş Hudeyde havaalanını bombaladı. Yemen’in Gazze ve Lübnan'a destek amaçlı operasyonları
devam edecektir. İsrail rejiminin yeni saldırılarına mutlaka karşılık
vereceğiz.
Öte yandan Hizbullah'ın Bedir
taburu komutanı “Hacı Ebu Ali Rıza’nın şehit olmadığı ve son 5 gün içinde üst
üste üçüncü kez suikasttan sağ kurtulduğu açıklandı.