Geçtiğimiz hafta Siyonist İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik
acımasız savaşının 10'uncu ayına yaklaşırken Direniş Ekseni’nde yer alan
Gazze’ye Destek Cephesi’nden Siyonistleri endişelendiren hamleler geldi;
Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın yeni tehditleri
ile Yemen'in Tel Aviv'in kalbinde gerçekleştirdiği sürpriz operasyon İbrani
medyası ve siyonist çevreleri paniğe soktu.
Gazze'ye Destek Konusunda Direniş Liderleri Arasındaki
Koordinasyon
Hizbullah lider Hasan Nasrullah, 7 Ekim 2023’te Aksa Tufanı
savaşının başlamasının ardından yaptığı ilk konuşmasında şunları kaydetti:
Güney Lübnan Cephesi, Siyonist düşmanla mücadelesinde iki konuya göre hareket
ediyor; Birincisi, Siyonist düşmanın Lübnan'a yönelik saldırganlığının düzeyi
ve Hizbullah’ın işgalcilere dişe diş kapsamında vereceği misilleme konusudur.
İkinci konu ise Hizbullah’ın Filistin direnişinin zafere ulaşmasına ve Gazze
halkına vereceği destekle ilgilidir.
Diğer yandan Aksa Tufanı savaşının ilk haftalarından
itibaren Yemen Ensarullah Hareketi lideri Abdülmelik el-Husi, Yemenlilerin
Filistin halkı ve direnişine sınırsız destek vereceğini vurguladı. Yemenli
gruplar da liderlerinin bu tutumunu pratikte de iyi bir şekilde sergilediler.
Ensarullah lideri, genel olarak yaptığı tüm konuşmalarda Siyonistlerin Gazze'ye
yönelik saldırganlığı tamamen durduruluncaya ve abluka kaldırılıncaya kadar
Yemen'in operasyonlarının devam edeceğini vurguluyor.
Bu arada bölgedeki farklı direniş gruplarının yaptığı tüm
yazılı yaçıklamalarda, Gazze'ye yönelik saldırıların ve acımasız ablukanın
tamamen durduruluncaya kadar direniş
operasyonlarının sürdürülmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Seyyid Hasan Nasrallah ve Abdülmelik el-Husi, Siyonist
düşmanla devam eden mücadele sırasında yaptığı konuşmalarda her zaman uyumlu
tavırlar benimsemişlerdir ve Gazze'yi desteklemek için tüm Direniş Cephesi’nin
birleşmiştir ve direniş gruplarının birlik ve beraberliğinin her zamankinden
daha fazla olması çok önemlidir.
Hizbullah lideri Aşura törenindeki yaptığı son konuşmasında
birliğine önemine işaret ederek, “Bugün direnişte birbirimizle tamamen uyumlu
ve koordineliyiz. Gazze'ye destek için farklı bir mücadeleye girdik ve Aksa
Tufanı operasyonuna destek cephesini açtık; Çünkü bu savaş tüm İslam milletinin
Siyonist düşmana karşı savaşıdır ve Yemen, Irak, Suriye ve İran'da Gazze'ye
destek veren diğer cepheler de yanımızdadır ve mazlumları savunmaktadır.” dedi.
Gazze'ye Destek Veren Başarılı Direniş Stratejisi ve
İsrail'in Yıpranması
Gazze'deki direniş güçlü kararlılığını ve etkinliğini
kanıtladıktan sonra Direniş Ekseni’ndeki müttefiklerine durumları hakkında
yeterli bilgi vermiştir ve bugün ise direniş liderleri koşulların şu iki
sebepten dolayı Filistin direnişinin lehine olduğu sonucuna varmıştır:
Birincisi, Siyonist İsrail ordusu, ABD ve Batı'nın koşulsuz
desteğine rağmen şu anda yıpranma aşamasındadır ve savaşı sürdürmekte
zorlanıyor.
İkinci mesele ise Filistin direnişinin Gazze’de ateşkes ve esir
takası müzakerelerinde güçlü bir şekilde hareket etmesi ve ABD ile Siyonist
rejimin müzakerelerde Hamas'a dayatmayı amaçladığı askeri ve siyasi baskıların
hiçbirinin sonuç vermemesidir.
Son haftalarda yaşanan gelişmeler, İsrail Başbakanı Binyamin
Netanyahu'nun kabinesi savaşı sona erdirecek bir anlaşma peşinde olmadığını
gösterdi. Netanyahu da açıkça ateşkesi reddetti ve böyle bir anlaşmanın
Hamas'ın hedeflerine ulaşması anlamına geldiğini söyledi. Bu gelişmelerin
ardından Netanyahu yüzünü ABD başkanlık seçimlerinde çevirdi; O seçimlerde
Donald Trump'ın kazanmasını istiyor.
Filistin'e Destekte Öncülük Yapan Direniş Ekseni
Aslında tüm deliller, Netanyahu'nun ABD başkanlık
seçimlerinin sonucu belli olana kadar her türlü ateşkes anlaşmasından kaçmaya
çalıştığını gösteriyor. Netanyahu'nun kabinesindeki faşist bakan Itmar
Ben-Gvir, bu konuyu kamuoyu önünde itiraf ederek, ateşkes anlaşmasını kabul
etmenin Trump'ın sırtına bıçak saplanması anlamına geldiğini söyledi.
Bu arada Siyonist rejim ve ABD ile hain politikalarını, iş
birliği ve koordinasyonunu artıran Filistin Özerk Teşkilatı, Gazze’de hükümet
kurmak için Hamas üzerindeki baskıyı yoğunlaştırıp bu hareketi yenilgiye
uğratmaya çalışıyor.
Tüm bunlar sadece Filistin direnişi değil, bölgedeki tüm
direniş gruplarının da çok iyi bildiği gerçeklerdir. Direniş Ekseni bu
gelişmeler doğrultusunda Gazze'ye destek stratejisini belirlemiştir. Bölgedeki
direniş gruplarının liderleri, Arap rejimlerinin Siyonist İsrail’in işlediği
cinayetlerine ilişkin resmi tutumlarında herhangi bir değişiklik beklemiyor.
Öyle ki, Suudi Arabistan ile işgalci rejim arasındaki normalleşme süreci devam
etmekte ve BAE gibi diğer uzlaşmacı Arap rejimleri, Gazze'de yürütülen yıkıcı
savaşta İsrail'e çeşitli düzeylerde destek vermeye devam etmektedir.
Ayrıca Yemenli yetkililer geçtiğimiz günlerde Suudi
Arabistan'ın, ülkenin Siyonist rejime karşı operasyonlarını durdurmak amacıyla
ABD’nin Yemen'e baskı uygulama stratejisine verdiği destek konusunda uyarıda
bulunmuştu.
Ürdün ve Mısır gibi diğer Arap ülkeleri, her ne kadar siyasi
söylemlerinde Gazze'yi destekleseler ve İsrail'in suçlarını kınasalar da;
pratikte farklı bir tavır izliyorlar. Ürdün, Batı Şeria'daki direnişi bastırmak
için Filistin Özerk Teşkilatı ile sinsi planlar yürütüyor. Mısır, Gazze
Şeridi'nde ABD ve İsrail ile koordineli olarak Hamas'a alternatif bir hükümet
arıyor.
Bu arada Hizbullah ve Ensarullah'ın da aralarında bulunduğu
direniş grupları, savaşın ilk günlerinden itibaren Gazze'deki direnişi yok etmenin
mümkün olmadığını ve buna asla izin vermeyeceklerini vurgulamıştır.
Irak ve Yemen Direnişinin Siyonitlere Karşı Ortak
Operasyonu
Bu kapsamda Gazze’yi savunan Direniş Ekseni’ndeki gruplar
farklı cephelerde, sahadaki gelişmelere göre taktik ve stratejilerini
değiştirerek bu gelişmelere paralel olarak hareket etmiş ve savaşın
genişlemesine yönelmeden, işgalci düşmana istedikleri denklemleri empoze edip
Tel Aviv rejimi ve müttefiklerine mesajlarını iletmişlerdir.
Doğu cephesinde Irak ve Yemen direniş gruplarının geçtiğimiz
ay boyunca yürüttüğü ilginç stratejisine tanık olduk; Özel bir işbirliği planı
uygulayan Irak direnişi ile Yemen Ensarullah Hareketi, işgal altındaki
Filistin'in kuzeyindeki Hayfa ve güneyindeki Eylat limanı da dahil olmak üzere
birçok bölgede siyonistlerin hayati öneme sahip mevzilerine karşı ortak
operasyonlar yürüttüler ve bu operasyonlarla her an ABD’nin bölgedeki üslerini
hedef alabilecekleri mesajını da verdiler.
İsrail Bir Sonraki Darbeyi Nerede Alacak?
Yemenlilerin 19 Temmuz’da Tel Aviv'de gerçekleştirdiği
şaşırtıcı operasyon rastgele bir eylem değildi. Daha ziyade daha önceden
hazırlanan planlara göre yapılmış, hedef de özenle seçilmiştir. Bu operasyon
işgal altındaki Filistin'deki direnişin belirlediği hedeflerin Siyonistlerin
hayal ettiğinden çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Hizbullah'ın, Siyonist
rejimin stratejik tesislerinin fotoğraflarını yayınlaması, düşman için yeni
sürprizlerin yolda olduğunu göstermiştir.
Nasrallah son günlerde yaptığı konuşmada İsrail ordusunu tehdit
ederek şunları söyledi: “Tanklarınız Lübnan’a
güneyine gelirse, tank derdi çekmeyeceksiniz çünkü tankınız kalmayacak,”
diyerek İsrail’in Gazze’de ve Lübnan sınırında çok sayıda tankın hasar
görmesinin ardından tank sıkıntısı çektiğine dair son raporlarına atıfta
bulundu.
Seyyid Hasan Nasrallah'ın bu sözleri Siyonist İsrail
basınında geniş yankı buldu ve Hizbullah Genel Sekreteri tarafından benzeri
görülmemiş ve endişe verici bir tehdit olarak değerlendirildi.
Bu bağlamda Siyonist İsrail Kanal 12 televizyonunun haberinde şu ifadelere yer verildi: “Nasrallah ne zaman bir şey söylese, bu onun eylemleriyle örtüşüyor ve tehditlerini yerine getiriyor. Nasrallah'ın söylediklerini pratikte hayata geçirdiğini geçmişte birçok kez gördük. Nasrallah Gazze ve Lübnan cephelerini birbirine bağladı, bu elbette yeni bir mesele değil; Ancak Gazze'deki savaş devam ederse kesinlikle çok endişe verici bir konu haline gelecektir. Nasrallah, cümlelerinin kelimelerini nasıl seçeceğini çok iyi biliyor ve çatışmaların başlangıcından bu yana ilk kez savaşın genişlemesi bağlamında böyle bir tehdit ortaya atması tesadüf değil.”
Hizbullah lideri son konuşmasının bir bölümünde şunları
söyledi: Siyonist düşman sivilleri hedef almaya devam ettiği sürece Hizbullah,
daha önce hedef alınmamış yeni Siyonist yerleşim yerlerini roketle hedef almaya
devam edecek. Seyyid Hasan Nasrallah'ın bu sözleri Siyonistler arasında büyük
endişe yarattı.
Bu, Lübnan direnişinin işgalci rejimin mevzilerini hedef
almak üzere işgal altındaki Filistin topraklarının en uzak bölgelerine
ilerlemeye hazır olduğu anlamına geliyor.
Bu arada, Yemen'in Tel Aviv'e insansız hava aracı (İHA) ile
düzenlediği operasyon ile işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki yeni Siyonist
yerleşim bölgelerine atılan roketler, direniş grupları arasında sağlam bir bağ
olduğunu gösteriyor ve işgalcilerin Gazze'ye yönelik saldırganlığı tamamen
durdurulana ve Filistin halkı ve direnişinin nihai zafere ulaşana kadar destek
operasyonlarını sürdüreceği mesajını dostlarına ve düşmanlarına açıkça
aktarıyor.
Genel olarak Yemenlilerin 19 Temmuz’da Tel Aviv'in göbeğinde
gerçekleştirdiği İHA saldırısıyla Aksa Tufanı savaşı yeni bir aşamaya girmiş
oldu, bu olay direniş güçlerinin Siyonist düşmanın engelleyemeyeceği
operasyonları yürütme becerisini göstermektedir.
Yemen'in Tel Aviv operasyonu, direniş gruplarından herhangi
birinin yapacağı diğer sürpriz operasyonların başlangıcı olabilir ve İsrail
rejimi, bundan sonra nereden darbe indirileceğini tahmin edemez/tesnim