Lübnanlı siyaset bilimci Prof. Dr. Muhammet Nurettin ve
Yakın Doğu Haber Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu Lübnan’da yaşanan
son saldırıları ve süreci Aydınlık’a değerlendirdi. Prof. Dr. Nurettin,
İsrail'in Lübnan'a yönelik geniş çaplı saldırısı, özellikle de hava
bombardımanı göz ardı edilmediğini belirterek “Ancak Hizbullah çatışmaların her
iki tarafın belirlediği ‘angajman kuralları’ dahilinde kalacağına dair bahse
girmişti.” dedi.
Hizbullah’ın Gazze'ye destek savaşının başlangıcından beri
sivilleri savaştan uzak tutmaya çalıştığını da vurgulayan Lübnanlı akademisyen,
“Ancak birkaç gün önce sivilleri geniş çapta hedef almaya başlayan İsrail'di.
Ve şu ana kadar Hizbullah, İsrailli her vatandaşı bir asker ve militan olarak
kabul ettiği halde İsrail'deki sivilleri hedef almadı.” ifadelerini kullandı.
Dursunoğlu da Hizbullah’ın İsrail’in siber terör saldırısı
sonrası farklı bir tür savaş stratejisine gideceğini belirtti.
NETANYAHU NEDEN LÜBNAN’A SALDIRDI?
Prof. Dr. Nurettin, işgal hükümeti Başbakanı Binyamin
Netanyahu’nun kuzeyde yaşanan sorunlar ve siyasi başarısızlıktan dolayı
Lübnan’a saldırdığını belirtti. Lübnanlı akademisyen şu ifadeleri kullandı,
“Kuzeyden göç ettirilen İsrailli yerleşimcilerin baskısı ve Gazze'deki siyasi
hedeflerin başarısızlığı, Netanyahu ve hükümetini Lübnan ile kuzey cephesinde
bir atılım yapmaya sevk etti ve bu nedenle halka yönelik bu acımasız baskınları
gerçekleştirdi ve onları yerlerinden etti.”
İSRAİL’İN 3 HEDEFİ
Prof. Dr. Muhammet Nurettin İsrail’in Lübnan’a
saldırısındaki üç hedefi şöyle sıraladı:
- Lübnan cephesini Gazze'den koparmaya çalışmak
- Lübnan'da Hizbullah'ın güvenlik ve askeri yapısını vurmaya
çalışarak onu zayıflatmak için Batı'nın tam desteğini kullanmak.
- Hizbullah'ı sınırdan uzak tutmak için güney Lübnan'da
askeri düzenlemeler uygulamak.
İsrail’in, şartlarını kabul ettirmek için güney Lübnan
nüfusunu ve belki de daha sonra Beyrut'un güney banliyölerini yerinden etme
kartını kullandığını belirten Lübnanlı akademisyen, “Eğer bu koşullar yerine
getirilmezse, İsrail savaşı genişletmeye devam edecektir.” dedi.
‘HİZBULLAH GENİŞ ÇAPLI SAVAŞ İSTEMİYOR ANCAK…’
Prof. Dr. Nurettin, Hizbullah’ın, Beyrut'taki bombalamaların
ve liderlerine yönelik suikastların, kendisini İsrail'e karşılık vermekten ve
zaman zaman roketlerle vurmaktan alıkoymayacağını göstermeye çalıştığını
belirtti.
Hizbullah’ın geniş çaplı bir savaş istemediğini vurgulayan
Prof. Dr. Nurettin, “Ancak İsrail'in geniş çaplı bir saldırısı karşısında da
teslim olmayacak. Hizbullah'ın stratejisi karşılık vermek ve İsrail'in
derinliklerine roket atışlarını kademeli olarak arttırmak. Hizbullah herhangi
bir kara saldırısından korkmuyor ve çatışmaya hazır ancak savaşı genişletmenin
bedeli ölen sivillerin sayısı ve güney sakinlerinin yaşadıkları bölgelerden
kitlesel olarak göç etmesi nedeniyle çok yüksek olacak.” ifadelerini kullandı.
HİZBULLAH’IN FÜZE STRATEJİSİ
İsrail’in Lübnan’a yönelik hava saldırılarından sonra Hizbullah
daha önce kullanmadığı füzeleri kullanmaya başlamıştı. Fakat Hizbullah’ın daha
büyük füzeleri hala beklettiği biliniyor. Prof. Dr. Nurettin konuyla ilgili şu
açıklamayı yaptı:
“Hizbullah, İsrail uçaklarının Lübnan'a yönelik şiddetli
hava saldırılarına rağmen büyük savaşın henüz başlamadığına inanıyor. Bu
nedenle, Hizbullah'ın uzun menzilli füzeleri zayıflıktan değil, uzun süreli bir
savaş beklentisiyle kademeli olarak kullanması Hizbullah için iyi bilinen bir
stratejidir.”
‘KARA SAVAŞI GÖZ ARDI EDİLMİYOR’
İsrail’in Lübnan’a başlattığı hava saldırıları sonrası
herkes kara savaşının başlayıp başlamayacağını konuşmaya başladı. Daha önce
2006 yılındaki kara savaşında Hizbullah İsrail ordusunu yenmişti. Prof. Dr. Nurettin,
“Savaşın bir kara savaşına dönüşmesi halinde İsrail büyük kayıplar verme
riskiyle karşı karşıya kalacak ve savaşı kaybedecektir.” dedi.
Savaşan tarafların üst üste binen hareketleri karşısında
İsrail uçaklarının hareketi çok zorlaşacak ve neredeyse felç olacağını belirten
Lübnanlı akademisyen, “Savaş alanı düşman askerleri için coğrafi olarak çok
zordur ve Hizbullah savaşçıları bu toprakların evlatlarıdır ve her karışını
bilirler. Ayrıca Hizbullah 2006 savaşında başarılı bir deneyim yaşamıştır.
"Bu nedenle İsrail bu seçeneğe başvurmadan önce çok
tereddüt edecektir. Ancak İsrail hükümetinde delilerin varlığı ve İsrail'in
Hizbullah'tan kurtulması ve böylece İran'ın etkisini zayıflatması için Batı ve
Arapların tam desteği ışığında kara savaşı seçeneği göz ardı edilmemektedir.”
değerlendirmesinde bulundu.
İKİ TÜRLÜ SAVAŞ İHTİMALİ
Yakın Doğu Haber Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu
da Batı ve bazı Arap ülkelerinin Hizbullah’ı savaştan çekmek için tehditler
savurduğunu belirtti.
Dursunoğlu, “Amerika, Avrupa ülkeleri ve bazı Arap ülkeleri
bir yıldır Hizbullah’ın savaştan çekilmesini sağlamak için bazen tehditler
savurdu bazen de rüşvetler teklif etti. Arap ve İslam ülkeleri, Filistin ve
Lübnan direnişini yalnız bıraktı. Hatta bazıları açıkça İsrail’e destek cephesi
rolü üstlendi.” ifadelerini kullandı.
‘HİZBULLAH KAPSAMLI SAVAŞA HAZIR’
Lübnan’da Şiiler ile Sünnilerin bir kısmı dışındaki diğer
tüm kesimler Hizbullah’ın Gazze’ye destek için İsrail’e başlattığı yıpratma
savaşına karşı çıktığını belirten Dursunoğlu, “Aksa Tufanı Operasyonu’nun
Gazze’dekilerin savaşı olduğunu ve Lübnan’ın bu savaşa sokulmaması gerektiğini
savunuyor. Hizbullah bu uluslararası, bölgesel ve yerel şartlar altında İsrail’le
kapsamlı bir savaş istemiyor. Bir yıldır da düşük yoğunluklu bir yıpratma
savaşı yaparak Gazze’nin yükünü azaltmaya çalışıyor.” değerlendirmesinde
bulundu.
Ancak İsrail’in 17 Eylül’de iletişim cihazlarını patlatarak
yaptığı saldırıların ardından iki ihtimal söz konusu olduğunu vurgulayan
Dursunoğlu iki ihtimali şöyle sıraladı: Kapsamlı savaş veya şiddeti ve kapsamı
arttırılmış yıpratma savaşı.
Hizbullah’ın kapsamlı savaşa hazır olmakla birlikte 22
Eylül’den itibaren kapsamı ve şiddeti arttırılmış bir yıpratma savaşı
stratejisi izlemeye başladığını da belirten Dursunoğlu, “Bu strateji, İsrail
içinde daha fazla yerleşimcinin mülteci durumuna düşmesini sağlayarak İsrail’i
savaşı durdurmaya zorlamayı hedefliyor.” dedi./aydınlık