İran’da günlerdir iç karşıklığa sebep olan Mahsa Amini
olayına ilişkin bir basın açıklaması yayınlayan Saadet Partisi GİK Üyesi Doç.
Dr. Necmettin Çalışkan, bazı özel değerlendirmelerde bulundu. İran’da Mahsa
Amini’nin ölümüyle meydana gelen olayların beraberinde çıkan iç karışıklığın
perde arkasına dikkat çeken Necmettin Çalışkan, objektif olmak gerektiğine
vurgu yaptı. Necmettin Çalışkan, “İran olaylarını tarafsız ve objektif bir
yaklaşımla ele almak gerekiyor. İran’ı insafsızca eleştirmek, Batı’nın
tezgâhıdır” dedi.
“İRAN OLAYLARINI TARAFSIZ VE OBJEKTİF BİR YAKLAŞIMLA ELE
ALMAK GEREKİYOR”
Saadet Partisi GİK Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, 1979
yılında İran’da devrim yapılmasıyla birlikte 43 yıldır yönetim dış müdahalelere
ve ambargolara rağmen sistemi oturtma çabasının devam ettiğini belirterek,
“İran olaylarını tarafsız ve objektif bir yaklaşımla ele almak gerekiyor. Mahsa
Amini’nin ölümüyle birlikte meydana gelen olaylar tüm İran’ı karıştırdı.
İnsanın başını örtmediği için şiddet uygulanması ahlak polisi adı altında
müdahale edilmesi ve tutuklanması doğru değildir ama hataları olsa da İran’ı
insafsızca eleştirmek, Batı’nın tezgâhıdır. Bu olaylar İran’ın karıştırmaya
yönelik eylemlerdir. Önceki yıllarda da hayat pahalılığı, mazot fiyatlarının
yüksekliği ve ülkede yapılan yüksek zamları protesto etmek için halk sokaklara
dökülmüştü. İran’ın 3 bin yıllık Pers tecrübe ve gelenekleri ile bu olaylar
püskürtülmüştü. Aslında İran o kadar özgür ki, halk yönetimi istediği gibi
protesto edip eylem düzenleyebiliyor” şeklinde konuştu.
“SİYONİZM’E KARŞI DİRENEN TEK ÜLKE NET OLARAK İRAN’DIR”
Nükleer görüşmelerinde İran’ın geri adım atmamasının da
büyük bir etken olduğunu dile getiren Necmettin Çalışkan, “Nükleer görüşmelerde
İran’ın geri adım atmadığı, duruşundan taviz vermediği, buna karşılık
Batılıların bundan rahatsız oldukları, sonucunda da bu tarz halk
ayaklanmalarına ve darbe girişimlerine destek verdikleri anlaşılıyor. Sonuncusu
ve en önemlisi de dünyada Siyonizm’e karşı direnen tek ülke net olarak
İran’dır. İsrail’e karşı Filistin mücadelesinde dünyada açıktan destek veren
ülke özelliğini koruyor. Lübnan’daki direniş gruplarına katkı sağlıyor. Bu
nedenle Siyonizm’in karşısındaki büyük kalenin direnişi olarak görülebilir”
değerlendirmelerinde bulundu./milligazete