Son günlerde ABD ve İngiltere savaş uçakları Yemen'deki
sivil yerleşim yerlerine yönelik vahşi saldırılar başlattı.ABD Başkanı Donald
Trump'ın doğrudan emriyle kadın ve çocukların öldürülmesinin ardından,
bölgedeki gelişmeleri takip eden analistlere göre, ABD'nin Yemen'e yönelik son
saldırıları bölgedeki çatışmaların gidişatını değiştirebilir ve Trump bölgede
gerginliğin tırmanmasına yol açabilecek stratejik bir çıkmaza girmiş durumda.
Cumartesi akşamı ABD ve İngiltere, Yemen'e yaklaşık 40 hava
saldırısı düzenleyerek onlarca sivili katletti. Pazartesi sabahı Yemen'e
yönelik vahşi saldırıların devamında şehit sayısı 50'yi geçti ve bunların
önemli bir kısmı kadın ve çocuk.
ABD Başkanı Donald Trump'ın orduya "Yemen'i vurun"
emri sonrası ABD ordusunun başkent Sana'ya düzenlediği saldırılara Yemen
ordusundan ilk yanıt geldi.
Yemen, ABD’ye ait uçak gemisi Harry S. Truman'a füze ve
İHA’larla saldırı düzenlediklerini duyurdu. Yenen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü
Yahya Seri, Harry S. Truman'ı 18 füze ve 1 İHA ile hedef aldıklarını belirtti.
Yemen Silahlı Kuvvetleri, bu sabahın erken saatlerinde ABD uçak gemisini ikinci
kez hedef aldıklarını bildirdi.
Yemenli sivillere yönelik bu vahşi saldırıları haklı
göstermeye çalışan Trump, bir yıldan uzun süredir hiçbir Amerikan ticari
gemisinin Süveyş Kanalı'ndan, Kızıldeniz'den ve Aden Körfezi'nden güvenli bir
şekilde geçemediğini ve bunun küresel ekonomiye milyarlarca dolarlık zarar
verdiğini iddia etti.
Trump'ın iddiaları, Yemenlilerin bir yıldan uzun süredir
İsrail rejimine deniz ablukası uyguladığı ve bu rejime ait gemilerin ve
Siyonist bağlantılı gemilerin geçişini engellediği bir dönemde ortaya çıkıyor.
Yemen bu hamle ile Siyonist işgalcilere ve destekçilerine Gazze'deki savaşı
durdurmaları ve Gazze Şeridi'ne yönelik ablukayı kırmaları yönünde baskı
yapmayı amaçlıyor.
Yemen'deki gelişmeleri değerlendiren askeri uzman Tuğgeneral
Elyas Hanna, ‘’ABD'nin Yemen'e yönelik saldırıları Trump'ın caydırıcılık
oluşturma stratejisini gösteriyor ve onun Yemen’li ilgili sert sözleriyle
örtüşüyor.’’ dedi.
Arap analist, “Trump hükümeti şimdi Irak'ta 1991 ve 2003'te
uygulanan stratejiyi izliyor. O dönemde ABD'liler karşı tarafın ağır saldırılar
sonucu teslim olabileceğini düşünüyordu, ancak bu gerçekleşmedi.’’ ifadesini
kullandı.
El Cezire Stratejik Araştırmalar Merkezi Kıdemli
Araştırmacısı Dr. Lika Mekki, şunları kaydetti:
‘’Trump yönetiminin siyasi kaygıları dikkate almadan Yemen'e
yönelik askeri operasyon emri vermesi tehlikeli bir konu. Trump her zaman siyasi kaygıları dikkate
almadan hareket ediyor.’’diye konuştu.
ABD'nin saldırılarının devam etmesi halinde durumun gerçek
bir savaşa dönüşebileceği uyarısında bulunan Mekki, ‘’ABD'nin Yemen'e yönelik
gerçekleştirdiği saldırılar Trump'ın güç gösterisi manevralarının bir
parçasıdır ve Trump bu saldırılarla ABD'nin olağanüstü bir güce sahip olduğunu
göstermeye çalışıyor.’’ değerlendirmesinde bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın eski yetkilisi ve ABD'nin Yemen
Büyükelçiliği Araştırma Ofisi'nin eski başkan yardımcısı Nabil Khoury de,
"Trump'ın net bir askeri ve siyasi doktrini yok, hiçbir şekilde stratejik
bir figür değil, siyasetin dışından geliyor. Trump pazarlık konusunda yetenekli
bir iş adamı olduğu için her zaman yüksek imtiyaz istiyor.
Trump bölgedeki milliyetçiliğin ve ulusal önyargıların
derinliğini anlamıyor ve bu konuda düşünmüyor. Bence Trump iki gün içinde nasıl
bir strateji ve plan yürütülmesi gerektiğine karar verir. Onun ne bir planı ne
de belirli bir stratejisi var.” diye konuştu.
Dr. Lika Mekki ise Yemenlilerin, ABD'nin saldırılarına
rağmen direnmeye devam edeceğini belirterek, “Yemenliler 6 yıl iç savaş ve Arap
koalisyonuyla 8 yıl savaşa tanık oldular ve teknik olarak kendilerinden üstün
güçlerle nasıl savaşacaklarını öğrendiler. Ayrıca ABD'nin hava saldırıları
Yemenlilerin intikam ruhunu artırıyor. Çünkü Yemenliler sürekli olarak
Amerika'nın düşmanları olduğunu vurguluyorlar.” dedi.
Uzman Lika Mekki, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"ABD'nin Yemen'e yönelik saldırıları, Husilerin (Ensarullah Hareketi)
yerel ve bölgesel meşruiyetini güçlendiriyor; Zira Husiler, Filistin için
savaşan ve Yemen içinde ve dışında yüksek bir halk meşruiyeti elde etmeyi
başaran ender gruplardan biri. Dolayısıyla Amerika Yemen'e ne kadar çok saldırırsa,
Husilerin meşruiyeti de o kadar artacaktır.”
Tuğgeneral Elyas Hanna da bu konu hakkında, “Yemenliler
saldırılarını sürdürecek ve geri adım atmayacak ve bu konu Trump için temel bir
sorun oluşturuyor. Çünkü Trump Yemenlilerin teslim olmasını istiyor;
Gerçekleşmeyen bir durum var ve Yemenliler hiçbir koşulda tutumlarından ve
kararlarından geri adım atmayacaklarını vurguladılar.” değerlendirmede bulundu.
Gözlemcilere göre, ABD ile Yemen arasındaki artan gerginlik
bölgesel bir savaşa yol açabilir; Böyle bir durumda Aksa Tufanı savaşına
ilişkin senaryoların tekrarlanması mümkün. Bu, Irak direniş güçlerinin Amerikan
üslerini hedef alacağı ve Hizbullah'ın savaş alanına geri dönebileceği anlamana
geliyor.
Bu bağlamda Tuğgeneral Elyas Hanna, Yemenlilerin ABD askeri
üslerini hedef alabileceğini belirterek, “Yemenlilerin bölgedeki ABD üslerini
ve ülkenin askeri komuta merkezleriyle ilgili belirli yerleri hedef almak
istemesi halinde durum ne olacak?” dedi.
Nabil Khory de ABD'nin Yemenlileri silahlandırdığı için
İran'ı suçlamanın mantıksız olduğunu söyledi ve “Çünkü Yemenliler İsrail'e
yönelik operasyonlarını İran'ın talimatıyla değil, kendi inisiyatifleriyle
yürütüyorlar. Trump, Yemenlilerle siyasi bir girişimde bulunup anlaşmak yerine,
Yemenlilerin acılarını daha da artıracak askeri adımlar atıyor ancak bu
yaklaşımın bir faydası olmayacak.” diye konuştu/tesnim