ABD Temsilciler Meclisine, Türkiye’nin ‘Avrupa’ yerine ‘Orta
Doğu ülkesi’ olarak sınıflandırılması için yasa teklifi sunuldu. Em. Tuğg.
Fahri Erenel, Trump’ın yeni bir dünya düzeni kurguladığını belirterek, NATO’nun
harekât alanının genişletilmek istendiğine dikkat çekti
ABD Temsilciler Meclisine iki partinin ortak verdiği bir
teklifte, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Türkiye’nin “Avrupa ülkesi” olarak
değil “Orta Doğu ülkesi” olarak sınıflandırılması istendi. Temsilciler Meclisi
üyeleri Cumhuriyetçi Gus Bilirakis ve İsrail yanlılığı ile bilinen Demokrat
Brad Schneider’in sunduğu “Türkiye ile Diplomatik İlişkileri Yeniden Düzenleme
Yasası” ile Türkiye’nin ABD Dışişleri Bakanlığına bağlı Avrupa ve Avrasya
Bürosu’ndan (EUR) Yakın Doğu Bürosu’na (NEA) taşınması öngörülüyor. Yasa
tasarısına gerekçe olarak, “Türkiye’nin Orta Doğu’ya yöneldiği ve artık Avrupa
ile ilişkilerine öncelik vermediği” belirtildi. Schneider yaptığı açıklamada,
“Türkiye’yi HAMAS militanlarına ev sahipliği yapmak,” “Putin’in savaş
makinesini desteklemek” ve “NATO birliğini engellemek” ile suçladı. Bilirakis
de “Türkiye’nin bölgenin istikrarsızlığına katkıda bulunarak Amerikan
çıkarlarına aykırı hareket ettiğini” öne sürdü.
Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel, bu hamlenin
Trump’ın yeni bir düzen kurma hayali olarak değerlendirdi. Erenel böyle bir
karar alınırsa bunun Türkiye için ne anlama geldiğini şöyle anlattı:
“Türkiye'nin Orta Doğu’ya dâhil edilmesi fikri, Trump'ın
NATO ve özellikle AB ülkeleri üzerindeki baskısıyla doğrudan bağlantılı
görünüyor. Trump, Avrupa ülkelerine savunma bütçelerini artırmaları konusunda
ciddi bir baskı uyguluyor. Güvenlik konferanslarında ve farklı platformlardaki
konuşmalarda da bu baskıyı net bir şekilde görüyoruz. AB’nin, özellikle
Rusya-Ukrayna savaşında güvenlik anlaşmalarının dışında bırakılabileceğine dair
bazı düşünceler ortaya atılıyor. Şu anda Amerika ile Ukrayna arasında yapılacak
görüşmelere AB ülkelerinin dâhil edilmemesi de bu sürecin bir parçası. Trump,
dünyayı yeniden kategorize etmeye çalışıyor ve AB’ye yönelik baskıyı sürdürerek
onları en zor zamanlarında yakalamış durumda.
“Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa ülkelerinin askeri
stokları tükenmiş, mali açıdan zor durumdalar ve enerji kaynakları kesilmiş
durumda. Enerjide Rusya’ya bağımlıyken şimdi ise Amerika’nın kaya gazına
bağımlı hale geldiler. Amerika, Avrupa’nın bu zayıf durumunu dikkate alarak
NATO’nun harekât alanını Orta Doğu ve Uzak Doğu’yu kapsayacak şekilde
genişletmeyi planlıyor olabilir. Türkiye’nin veto hakkı olsa da İsrail ve Güney
Kıbrıs’ın, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ adı altında NATO’ya entegre edilmesi söz konusu
olabilir. Uzak Doğu’da ise Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore gibi
ülkeler zaten uzun süredir NATO toplantılarına davet ediliyordu. Son iki
zirveye de katıldılar. Amerika’nın kurduğu ‘QUAD Dörtlüsü
(ABD-Hindistan-Japonya-Avustralya Dörtlü Güvenlik Diyaloğu)’ yapısına ileride
Hindistan’ın da dâhil edilmesi gündeme gelebilir. Dolayısıyla NATO, Amerika’nın
küresel hedefleri doğrultusunda daha geniş bir askeri güvenlik örgütüne
dönüştürülmeye çalışılıyor.”
Erenel, ABD’nin Çin ile mücadeleye odaklandığına da dikkat
çekerek Batı Asya’da oluşacak boşluk için Trump’ın Türkiye’ye bir rol biçtiğine
işaret etti. Erenel sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle İsrail’in güvenliği konusunda CENTCOM’un (ABD
Merkezi Kuvvetler Komutanlığı) rolü büyük. CENTCOM, Amerikan askeri yapılanması
içinde önemli bir yer tutuyor ve iki yıl önce İsrail’in güvenliği bu yapıya
havale edilmişti. Türkiye’nin askeri gücü ve stratejik konumu göz önüne
alındığında, Amerika Türkiye’yi Avrupa dışında tutarak Orta Doğu’da daha aktif
bir role yönlendirmek istiyor olabilir. Avrupa, sık sık Türkiye’nin güvenliğe
katkı sağladığını dile getirirken, Amerika bu desteği keserek Türkiye’nin
gücünü istikrarsız Orta Doğu’da kullanmayı planlıyor gibi görünüyor. Bunun en
önemli hedeflerinden biri de İsrail’in güvenliğini sağlamak ve NATO’yu bölgeye
entegre etmek olabilir.
“Amerika, Uzak Doğu’ya odaklanırken Orta Doğu’daki
sorumlulukları Türkiye’ye devretmeyi planlıyor. Ancak NATO’nun harekât
planlarının bu doğrultuda değişmesi gerekiyor. Amerika tek başına Türkiye’yi
NATO’dan çıkarıp Orta Doğu’da konumlandıramaz, ancak NATO içinde veya
Türkiye-Amerika ilişkileri çerçevesinde böyle bir dönüşüm yaratmaya
çalışabilir. Türkiye, böyle bir rolü kabul eder mi bilinmez. Ancak bu durum,
Türkiye’nin PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadelesinde yeni bir denklemin
parçası olabilir.
“İran meselesi de Amerika ve İsrail açısından önemli bir
konu. İran’ın füze teknolojisinde Amerika’nın tekliflerini reddetmesi,
Washington’un bölgedeki planlarını şekillendiriyor. Türkiye’nin Orta Doğu’da
lider bir ülke olarak konumlandırılması, NATO’nun bölgeye entegrasyonu ve
İsrail ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde mesajlar veriliyor.”
Erenel sözlerini şöyle tamamladı:
“AB de bu gelişmeleri kendi çıkarları doğrultusunda
değerlendirmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB güvenlik
mimarisinde önemli bir rol üstlenebileceğini ifade etmişti. Ancak Trump, bu
yolu tıkayarak Türkiye’yi Orta Doğu’da daha kritik bir rol üstlenmeye
zorlayabilir. Ona göre Türkiye ile İsrail işbirliği yaparsa, Orta Doğu'da bir
düzen sağlanabilir. Türkiye'nin Filistin meselesine yaklaşımı ve İsrail ile ilişkileri
burada belirleyici olacak. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin
değişen politikalarını göz önüne aldığımızda, Türkiye’nin de farklı bir noktaya
evrilebileceği ihtimali düşünülebilir.
“Suriye’deki son gelişmeler ve İran meselesi, Trump’ın bu
stratejik hamlelerini daha da gerekli kılıyor. Amerika açısından şu an dünyada
birinci öncelikli bölge Orta Doğu. Türkiye’nin bu bölgeye dâhil edilmesi,
CENTCOM ve İsrail ile daha uyumlu bir iş birliği içinde olması yönünde
değerlendirilebilir. Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği ise
önümüzdeki dönemde netleşecek.”/aydınlık