Türkiye ile Azerbaycan'ın Karşısında İran'ın Eli Kolu Bağlı Değil-2

GİRİŞ: 08.10.2021 17:09      GÜNCELLEME: 08.10.2021 17:09
Rasthaber -  Yazının birinci bölümüde suni gündemden uzak durmayı benimseyen İran İslam Cumhuriyeti’nin sadece Ermenistan ile bağlantı kurmakla kalmayıp, aynı zamanda Karadeniz'e açılmak için kendi hedefleri doğrultusunda çabalarını sürdüreceğine işaret edildi.

Bölgede istikrarı sağlamak için her zaman diplomasi araçlarını kullanmayı tercih eden İran İslam Cumhuriyeti, aynı zamanda sınırlarının güvenliğini sağlamak ve birliklerini en üst hazırlık seviyesine getirmek amacıyla kendi savunma kapasitesini kullanıp askeri tatbikatlar düzenlemeyi tartışılmaz bir ilke olarak görmektedir. Dolayısıyla Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin İran'ın askeri tatbikatlarına karşı tavrı hiçbir mantığa uymamaktadır.

Son günlerde yoğun bir diplomatik hareketliliğe tanık olduk. İran ve Ermenistan liderlerinin, Tacikistan’ın başkenti Duşanbe'deki görüşmesinin ardından Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan Tahran’a ziyarette bulundu. Bununla birlikte İranlı yetkililerin Rusya ve Azerbaycan Cumhuriyeti'ne yapacağı ziyaretin planlanması, Tahran’ın diplomasi yöntemlerini kullanma konusundaki somut kararlılığını göstermektedir.

Öte yandan Goris-Kapan güzergahına alternatif bir rota olan Tatev otoyolu projesinin tamamlanmasına katkı sağlamak da önemli ve dikkate şayan hedeflerden biridir.

Uluslararası ilişkiler Uzmanı Hasan Beheştipur, Tasnim Haber Ajansı'na verdiği röportajda, gündemdeki gelişmeleri değerlendirerek: “Öncelikle medyanın herhangi bir provokasyon ve gerilim yaratmaması gerekiyor.” dedi.

Beheştipur: “Ayrıca diplomasiye daha fazla önem verilmeli ve askeri tatbikatlarımızı kararlılıkla sürdürürken bile Dışişleri Bakanı'mız, Türkiye ve diğer ülkelere gitmeli ve görüşmelerden çekinmemeli. İran, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın önerdiği 3+3 platformuna dayalı olarak geniş kapsamlı müzakereler düzenleyebilir. Rusya, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti; İran, Ermenistan ve Gürcistan ile müzakere etmeli. Anlaşmazlıkların medyada gündem olmasına izin verilmemeli.” ifadelerini kullandı.

Karasu Konusunun Gündeme Getirilmesi

Son gelişmelerde İran için hayati ve stratejik öneme sahip bir diğer önemli konu da İran'ın Güney Kafkasya'ya erişim hakkı ve İran ile Ermenistan arasındaki değerli sınır hattının korunmasıdır. İran’ın bu konuda şakası yoktur ve jeopolitik değişime boyun eğmeyeceğini ve güç kullanacak bir ülke olmadığını açıkça ifade etmiştir.

Sınırların değiştirilmesi söz konusu ise, İran da, Türkiye'yi Nahçıvan'a bağlayan ve stratejik konuma sahip Karasu bölgesi ile ilgili tarihi meseleleri gündeme getirebilir. Dolayısıyla tüm komşularının menfaati için mevcut statükoyu korumalı ve maceralardan uzak durulmalı.

AK Parti ve Azerbaycan

Türkiye'de son yıllarda yaşanan en önemli siyasi gelişmelerden biri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaklığıyla Cumhur İttifakı’nın kurulmasıdır.

Erdoğan ve Bahçeli daha önce sürekli birbirine meydan okurdu. Erdoğan her zaman Bahçeli'yi aşırı sağ ve ırkçı fikirlerin mirasçısı olarak görür ve onun Türk toplumunun güvenliğine, huzuruna ve bütünlüğüne zarar verdiğine inanıyordu. Bahçeli ise Erdoğan'ın PKK’lı bölücülere karşı uzlaşmacı davrandığına, vatan hainleri safına katıldığına ve Türk milletinin değerlerinin koruyucusu olmadığını savunuyordu.

Ancak son yıllarda siyasi ittifak kuran iki parti lideri Erdoğan ile Bahçeli  dost ve müttefik oldular. Peki bu ittifakın sonucu nedir? Cevap şu: Erdoğan’ın MHP’nin aşırı sağcı milliyetçi inançlarına boyun eğmesidir.

Sonuç olarak, etnik ve ırkçı söylem Türkiye'nin iktidar partisi ve hükümeti için hayati bir öncelik haline geldi ve Nahçıvan ile Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kapasitelerinden yaralanarak sözde “Türk dünyası" koruyucusu sıfatını taşımaya çalışıyor.

Burada şu soru akıllara geliyor: “Ak Parti'nin iktidarı sona erdikten sonra süreç hep böyle mi devam edecek?” Bunun cevabı tabii ki “hayır”dır.

Birincisi, Türkiye'de yapılan birçok kamuoyu yoklaması ve anket Erdoğan'ın çöküşünü ve AK Parti’nin popülerliğinin düşüşünü gösteriyor. İkincisi, muhalefet koalisyonu siyasi gelişme, demokrasi ve kapsamlı reform kavramlarını öne çıkarmaya çalışıyor ve sonuç olarak Erdoğan'ın aksine Aliyev’e yakınlaşmayı ve desteklemeyi reddedecektir.

Üçüncüsü, muhalefetin dış politikasının mantığı ve yaklaşımında Doğu-Batı dengesi ilkesi gündemde olacak ve Türkiye, Rusya ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında oluşan zayıf denklem uzun sürmeyecektir.

Dördüncüsü, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi de gündemde olacak.

Dolayısıyla Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kaderini Erdoğan ve AK Parti’nin emellerine bağlaması mantıksızdır.

Son olarak, İran İslam Cumhuriyeti'nin son olayda siyasal olgunluğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulamalıyız. İran medyasında da yansıtılan, hoşgörü, ılımlılık ve stratejik sabrın açık ve net bir resmiydi.

Ancak Türkiye'de iktidarın kontrolünde olan bir grup medya kuruluşları yaygaraya ve suni gündem yaratmaya başvurarak İran'a karşı asılsız suçlamalarda bulundular. Aslında bu sözde Azerbaycan yanlısı provokatörler olumsuz eylemleriyle Bakü'yü de zayıf duruma düşürdüler.

Dolayısıyla bu eylemler hafızalarda mutlaka yerini alacaktır ve unutmayalım ki, yıkılmaz ve değişmez olan ülkelerin coğrafyası ile tüm tefrikalara rağmen her zaman, teamülü, anlayışı, ticareti, işbirlik yapmayı savunan halkların yakınlığıdır.


tasnim

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM