Seyyid Abbas Irakçi, "Türkiye, İran'ı diğer ülkeleri
istikrarsızlaştırmak için milis güçler kullanmakla suçluyor. Buna nasıl yanıt
veriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Suriye'deki gelişmelerin
doğrudan Türkiye ve birkaç diğer ülkenin etkisi altında olduğundan kimsenin
şüphe duyduğunu sanmıyorum. Bu nedenle, ortaya çıkan sorunlar, örneğin
İsrail'in Suriye topraklarını geniş çapta işgali, İsrail'in Suriye'nin tüm
savunma ve bilimsel altyapısını yok etmesi ve yaşanan tüm çatışmalar, doğal
olarak bu değişiklikleri yapanların sorumluluğundadır. Tabii ki bu, Türkiye ile
bir çatışmamız olduğu anlamına gelmiyor. Hayır, dostane ilişkilerimize ve
bölgesel meselelerle ilgili istişarelerimize devam edeceğiz" dedi.
İran Dışişleri Bakanı, ayrıca İran'ın nükleer programına yönelik tehditler
hakkında şunları söyledi: "Birkaç nedenden dolayı İran'ın nükleer programı
askeri operasyonlarla ortadan kaldırılamaz. İlk neden, bu alanda elde ettiğimiz
teknolojidir. Teknoloji insanların zihnindedir ve bombalanamaz. Ayrıca, İran'ın
nükleer tesisleri ülkenin birçok farklı noktasına dağılmış durumda ve uygun
şekilde korunuyor. Bunların yok edilemeyeceğinden eminiz.
Üçüncüsü, son derece güçlü ve tamamen orantılı bir misilleme
kapasitesine sahibiz. İsrailliler bunu biliyor ve bölgedeki diğer ülkeler de
biliyor, İran'a yapılacak herhangi bir eylem, İsrail'e karşı benzer bir eylemi
beraberinde getirecektir.
İran'a yapılacak bir saldırının bölgede geniş çaplı bir
yangına dönüşebileceğine inanıyorum. Bu, bizim yapacağımız bir şey değil,
İsrail'in bölgedeki diğer ülkeleri bir savaşa sürükleme arzusudur.
İsrail'in arzusu, Amerika'yı savaşa sokmaktır, aslında bu,
İsrail'in Amerika'yı savaşa sokma planıdır. Amerika bölgede bir savaşa girerse,
son derece savunmasız kalacaktır, bunu
kendileri de biliyor.”
Tesnim Haber Ajansı’nın haberine göre, İran Dışişleri Bakanı, Amerika ile
müzakerelere ilişkin olarak da şunları söyledi: "Amerika, maksimum baskı
politikasını ve tehditlerini sürdürdüğü sürece, Amerika ile doğrudan
müzakerelere girmeyeceğiz. Ancak bu, nükleer programımızla ilgili olarak diğer
taraflarla görüşmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Üç Avrupa ülkesiyle, Rusya ve
Çin ile, yani diğer nükleer anlaşma KOEP üyeleriyle görüşüyoruz ve bu yoldan da
bir sonuca varabileceğimizi düşünüyorum.
Amerika hükümeti baskısını sürdürdüğü sürece, biz de direnişimizi
sürdüreceğiz.
Eğer Amerika, İran ile yeni bir nükleer anlaşmaya dönmek
isterse, doğal olarak adil ve eşit bir müzakerenin koşullarına uymalıdır. Biz,
baskı ve tehdit diline yanıt vermediğimizi, aksine geçmişte olduğu gibi saygı
ve onur diline yanıt vereceğimizi kanıtladık.
Nükleer programımızla ilgili olarak şu anda üç Avrupa
ülkesiyle müzakereler yürütüyoruz. Rusya ve Çin ile yakın istişarelerde
bulunuyoruz ve diyalog kurmak isteyen diğer ülkelerle görüşmelerimize devam
ediyoruz. Doğal olarak, görüşlerimiz bu ülkeler tarafından Amerika hükümetine
iletilmektedir.”