Suriye Geçiş Hükûmetini kontrol eden Heyet Tahrir Şam (HTŞ),
mezhep temelli baskılarını artırarak Lazkiye ve çevresindeki Alevi gruplara
yönelik ağır operasyonlar düzenledi. 6-7 Mart tarihlerinde Lazkiye’de geniş
çaplı gözaltılar ve soruşturmalar başlatan HTŞ, halka karşı sert önlemler aldı.
Sivil yerleşim alanlarına helikopterlerle ateş açılması tansiyonu yükseltirken,
HTŞ güçleriyle silaha sarılan bölge halkı arasında çatışmalar yaşandı. HTŞ
güçleri bölgeye çok yoğun tank, ağır zırhlı araç ve hava desteği takviye etti.
HTŞ’li kaynaklar, 100’ün üzerinde HTŞ’linin öldüğünü bildirdi. Öte yandan,
resmi olmayan rakamlara göre de 100’den fazla sivil hayatını kaybetti.
Bölgeden gelen görüntüler, HTŞ’nin mezhepçi politikalarının
ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Sosyal medyaya yansıyan videolardan
bazıları şöyle:
- Bir HTŞ üyesinin evinin önünde duran yaşlı bir adamı
kameraya alıp “kameraya bak” dedikten sonra vurduğu, ardından da “daha ölmedin
mi” diyerek birkaç el daha ateş ettiği görüntüler tepki çekti.
- Silahsız bir baba ve oğlunun HTŞ üyeleri tarafından darp
edildiği, yaşlı babanın yere fırlatıldıktan sonra kaçmaya çalışırken vurularak
öldürüldüğü ve oğlunun saçlarından sürüklenerek bir araca bindirildiği görüldü.
- Bir başka görüntüde ise Alevi oldukları için infaz edilen
bir ailenin cansız bedenleri yer alıyordu.
- Birçok görüntüde yargısız infazlar yapılırken, sokaklar
cansız bedenlerle doluydu. Bazı görüntülerde üst üste istiflenmiş cansız
bedenler HTŞ’li militanların hakaretlerine uğruyordu. Cesetler üzerinde oyunlar
oynanıyordu.
Bu gelişmelerin ardından bölgedeki Aleviler, Lazkiye’nin
güneydoğusunda bulunan Rusya’nın Hımeymim üssüne sığındı. Üsten gelen
görüntülerde, Rus askerlerinin bölge halkına sahra mutfakları kurarak yemek
dağıttığı görüldü. Ancak sığınmacı sayısının giderek arttığı ve Tartus’taki Rus
donanma üssüne de yöneldiği bildirildi.
HTŞ’nin başındaki Geçiş Hükûmeti Cumhurbaşkanı Ahmed Şara,
olayların ardından yaptığı halka sesleniş konuşmasında ulusal birlik vurgusu
yaparken, silahlı direnişe geçen halkı “düşman” ilan etti. Şara, “Suriye’nin
doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar tek bir vücut olduğunu”
söyleyerek, herhangi bir bölgeye yönelik saldırının tüm ülkeye yapılmış
sayılacağını belirtti. Silaha sarılan bölge halkını suçlayan Şara, “Biz,
vatanımızı koruma mücadelesinde onurlu bir şekilde savaşıyoruz. Bizim savaşımız
yok etmeye değil, ülkemizi yeniden inşa etmeye yöneliktir. Düşmanlarımız ise
şeref yoksunu bir şekilde kan dökmekten çekinmiyor.” dedi. HTŞ lideri, güvenlik
güçlerinin sivillere karşı hassas davrandığını iddia ederek, “Ordumuz ve
güvenlik güçlerimizin disiplinleri takdire şayandır.” ifadelerini kullandı.
Ancak sosyal medyaya düşen görüntüler, bu sözlerle çelişir nitelikteydi.
HTŞ’nin operasyonları ve katliamları, Suriye Alevileri ve
Diasporası Yüksek İslam Konseyi tarafından uluslararası topluma taşındı.
Konsey, Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurarak, Suriye’nin kıyı şeridinin ve
Alevi toplumunun yaşadığı bölgelerin koruma altına alınmasını talep etti. Alevi
Meclisi’nden yapılan açıklamada, “Rejim kalıntılarını takip etme bahanesiyle
Suriye kıyılarına giren konvoyların asıl amacı, genel olarak Suriye halkını,
özel olarak da Alevi toplumunu sindirmek ve öldürmektir” denildi. BM Genel
Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi’ne ve Rusya’ya çağrıda bulunan Meclis,
“Suriye kıyılarını ve Alevi toplumunun yaşadığı bölgeleri BM’nin koruması
altına alın” dedi.
Meclis ayrıca, Dürzi toplumunun ruhani lideri Şeyh Hikmet
el-Hicri’den destek talep etti. Açıklamada, “Biz zalimleri desteklemiyoruz ve
ellerinde kan olanların yanında yer almıyoruz. Biz hakikat ve adaletin
yanındayız ve halkımıza karşı suç işleyen herhangi bir suçluyu – bizden biri
bile olsa – adalete teslim etmeye hazırız.” ifadeleri kullanıldı.
Meclis Başkanı Şeyh Gazal, sivillerin evlerinin
bombalanmasını kınarken, Lazkiye, Tartus, Şam ve Humus gibi şehirlerde barışçıl
yürüyüşler düzenlendi. Göstericiler, “zulme karşı adaletin sesi yükseltilmeli”
mesajı verdi.
Suriye topraklarında İsrail bayraklı tanklar serbestçe
dolaşıyor.
HTŞ, mezhepçi politikalarıyla Suriye’de istikrarı sarsarken,
İsrail’in Suriye topraklarındaki varlığına sessiz kalmaya devam ediyor. Son
günlerde İsrail’e ait tankların Suriye topraklarında dolaştığı görüntüler
ortaya çıkarken, HTŞ’den herhangi bir müdahale gelmedi.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Tel Aviv’de düzenlenen
bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Oradaki (Suriye) varlığımızı sonsuza kadar
sürdüreceğiz” dedi. Katz ayrıca, Suriye’nin güneyinde asker bulundurmamalarına
ilişkin bir mesaj ilettiklerini ve saldırı tehdidinde bulunduklarını belirtti.
Bölgede tanklar gezerken güvenlik güçlerinin bölgede olmaması dikkat çekti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu daha önce yaptığı
açıklamada, İsrail’in bölgedeki işgalinin kalıcı olacağını ve silahsız bir
bölge oluşturulmasını talep ettiklerini vurgulamıştı/aydınlık