İslam'da Tebliğ IV

GİRİŞ: 27.06.2024 09:05      GÜNCELLEME: 27.06.2024 09:05
Rasthaber -  Hücceti Tamamlamak İçin Tebliğ: Tebliğ, günahkârlara ve kâfirlere, sonra bize müjdeleyici ve korkutucu gelmedi dememeleri için hücceti tamamlamaktır.

Yüce Allah, Kur'ân'da şöyle buyuruyor: Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelipgeçmiş olmasın.1

 

Biz bir elçi gönderinceye kadar (hiçbir topluma) azap edecek değiliz.2

 

Eğer biz onları bundan önceki bir azap ile yıkıma uğratmış olsaydık, şüphesiz diyeceklerdi ki: "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, küçülmeden ve aşağılanmadan önce senin ayetlerine tabi olsaydık."3

 

Yüce Allah, kitap ehline hitaben de bu noktayı vurgulamaktadır: Ey kitap ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde: "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi." Demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeleyici de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah her şeye güç yetirendir.4

 

Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın.5

 

İnkâr edenler ve kötü düşünceli kimseler, eğer Allah'ın dinini kabul etmez ve davetçilerin uyarılarına kulak asmazlarsa, bu durumda yüce Allah'ın yanında hiçbir delilleri olmayacak ve kuşkusuz ilahi gazabın ateşinde yanacaklardır.

 

Tebliğde Mekân Unsuru

Uygun mekânlarda insanlara dini konuları ve ilahi emirleri anlatmanın tesiri daha fazla olacaktır. "Mekke" gibi büyük hac merasiminin yapıldığı yerler, tebliğ için en iyi ve en uygun mekânlardır. Hz. Peygamber (s.a.a), Allah'ın mesajını ve kendi davetini halka hac günlerinde iletirdi. İmam Cafer Sadık (a.s), Arafat çölünde, kalabalık hacılar topluluğu arasında durur ve dört tarafa yönelir ve her tarafa üç kez şöyle derdi: Ey İnsanlar, sizin önderiniz Peygamber (s.a.a) idi. Ondan sonra Ali İbn Ebu Talib, sonra Hasan ve Hüseyin, sonra Ali İbn Hüseyin, sonra Muhammed İbn Ali idi ve şimdi de benim.6

 

İmam Muhammed Bakır (a.s), Mina'da on yıl boyunca kendisi için matem meclisi düzenlenmesini, kendisine ve ehli beytine zalim hükümet tarafından yapılan zulüm ve cinayetlerin anlatılmasını vasiyet etmiştir.7

 

Allah Resulü (s.a.a), Kâbe'nin kenarında Hicr-i İsmail'de oturur Kur'ân ayetlerini okur ve tebliğ ederdi. İmam Hüseyin (a.s), Kerbela'ya hareket etmeden önce,

Mekke'de hacıların gelmesini bekledi, risaletini ve Yezid'in zulümlerini Allah'ın evinin ziyaretçilerine aylarca Mekke'de kalıp anlattı. Onların her birinin duymuş oldukları mesajı bölgelerine ulaştırmalarını istedi ve sonrada İmam Kufe ve

Kerbela'ya doğru hareket etti. Cami, tebliğ için uygun bir mekândır. Tarih boyunca cami ve minber birbirleriyle beraber olmuşlardır. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmaktadır: Mescide gidip-gelen kimse sekiz şeyden birine ulaşacaktır, onlardan biri, orada onu alçalmadan koruyacak veya hidayete yöneltecek bir kelime duymasıdır.8

 

Mescitte hazır bulunmak, Kur'ân'ı ve onun emirlerini öğrenmek, Allah'ın rahmetinin gelmesine sebep olur. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor:

Allah'ın mescitlerinde O'nun kitabını okur ve kendi aralarında onu araştırmaya tabi tutar hâlde oturup da kendilerine huzurun inmediği ve onları rahmetin kuşatmadığı hiçbir grup yoktur.9

 

Allah'ın melekleri, Kur'ân öğreticileri için mescitlerde kanatlarını yere sermektedirler.

 

Mescidin mevcudiyeti, namaz kılmak, Allah'ı anmak ve ilim öğrenmek içindir. Ve mescitte bunların dışındaki her oturum yanlıştır.10

 

O hâlde mescit ilahi hükümleri iletmek için uygun bir mekândır. İmam Cafer Sadık (a.s), Eban İbn Tabliğ adındaki mümtaz öğrencilerinden birine şöyle buyurmaktadır: Mescitte otur ve halka fetva ver.11

 

Her ne kadar buralarda tebliğ ortamı fazla olsa da, dinî konuların tebliği sadece bu mekânlara has değildir. Davetçi, ilahi hedefine ulaşmak için diğer mekânlardan da yararlanabilir. Örneğin: Garnizonlar, savaş cepheleri, genelde dindar ve dindar olmayan değişik halk kesimlerinin katıldığı, anma, taziye ve matem merasimlerinin olduğu yerler. Ayrıca yüksek okullar ve liseler gibi eğitim kurumları ve genel olarak fertlerin Allah'ın sözünü dinlemek için bulundukları her mekân. Soğukluk, sıcaklık, ışık, genişlik, muhitin sessizliği gibi konulara riayet etmenin tebliğde ve onun tesirinde önemli bir rol oynadığı açıktır.

 

İslam'da Tebliğ I

İslam'da Tebliğ II

İslam'da Tebliğ III

---------------------------------------

1- Fatır Suresi, 24. ayet.

2- İsrâ Suresi, 15. ayet.

3- Taha Suresi, 134. ayet.

4- Mâide Suresi, 19. ayet.

5- Nisâ Suresi, 165. ayet.

6- Furu-i Kafi, c. 4, s. 466.

7- Nasıhu't-Tevarih, c. 7, s. 326; İmam Bakır'ın hayatı.

8 -Müstedrekü'l-Vesail, c. 3, s. 357.

9- Müstedrekü'l-Vesail, c. 3, s. 363.

10- Müstedrekü'l-Vesail, c. 3, s. 371.

11- Müntehe'l-Amal, c. 2, s. 166; İmam Cafer Sadık'ın sahabilerinin bahsi.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM