Sayın Ahmedinejad, geçtiğimiz iki yıldır İran, ekonomik
nedenlerle ve yüksek yaşam maliyeti nedeniyle yaygın protestolara tanık oldu,
sizce İranlılar protesto etmek için neden sokaklara çıktılar?
Her ülke ve içindeki her şey kendi halkına aittir ve seçim
de halka aittir, protesto ve eleştiri halkın doğal hakları arasındadır. İran’daki
anayasa, tüm insanlar için iyi koşulların sağlanmasını güvence altına alıyor,
böylece herkes korkmadan görüşlerini ifade edebiliyor ve halk, görevlilerin
çalışmalarını değerlendirmek de dahil olmak üzere her konuda görüşlerini,
eleştirilerini ve protestolarını sunabiliyor. Bu 1979 halk devriminin en temel
hedeflerinden biriydi: Özellikle yetkililerin çalışmalarını eleştirme özgürlüğü,
İran halkı eğitimli ve medenidir. Şiddete veya çatışmaya meyilli değildirler. Ve
görüşlerini ifade etmek için uygun koşullar mevcutsa Mantıklı, yasal ve yapıcı
çalışır ve tüm yasal ve meşru haklarından yararlanırlar. Sırasıyla, geçtiğimiz
yıllarda ülke yetkililerine bu konuyu hatırlattım.
Ayrıca Yetkililerin çalışmalarını eleştirisi noktasında Halkın
toplanmasına izin verilmesi için birkaç resmi talepte bulundum. Herhangi bir
taciz veya insanlara karşı herhangi bir şiddet kullanımı Devrimin özüne ve
İslam Cumhuriyeti anayasasının açık metnine aykırıdır. Bu yetkililer ve halk
arasındaki uçurumu açar ve durumdan etkilenen sistem olur.
Ülke ekonomisinin çöküşünün nedeni – mevcut hükümetin
dediği gibi – ABD ambargosu muydu? Öyleyse, neden nükleer anlaşmadan önceki
para birimi ve ekonomi şimdi olduğundan daha iyiydi?
İstikbari güçlerin hegemonyalarını insanlara dayatması ve ambargosu
insanlık dışı bir eylemdir ve sonuçları vahimdir. Ancak etkisinin boyutu,
ülkenin içeride nasıl yönetildiğine bağlıdır. İran halkı, ekonomik ve siyasi
sektördeki iş idaresinin yalnızca ulusal çıkarlarla uyumlu olmadığına değil,
Devrimin hedeflerinden ve halkın genel taleplerinden bile uzaklaştığına
inanıyor. Ekonomiye çok büyük zararlar verdiler, halkın moralini bozdular,
ulusal çıkarları ve İran'ın uluslararası çevrelerle ilişkilerini de tehlikeye attılar.
İran ekonomisi rakipsiz bir potansiyele ve hızla büyüyebileceği bir imkâna sahipken
halk düşmanlarının ve yozlaşmış dünya güçlerinin istediği buydu. Ancak doğru ve
popüler yönetimle dünya ekonomilerinin üst kademeleri arasındaki yerini yeniden
kazanacaktır.
Sayın Ahmedinejad’ın İran ile Suudi Arabistan arasındaki çözülmeyen
sorunları ve anlaşmazlıkları çözme vizyonu nedir?
İran ve Suudi Arabistan bölge ve uluslararası çevrelerde
büyük, önemli ve etkili ülkelerdir, Tarihsel ilişkilerinde önemli ihtilaflar
olmadı. Dostluk, işbirliği, koordinasyon ve uyum, iki ülke ve halkının
arzuladığı taleplerdir. Bunlar bölgenin
koşullarını değiştirecek, halkları arasında bir tür birlik oluşturacak ve tüm
bölge ülkeleri için barış, yeniden yapılanma ve kalkınma için altın fırsatlar
yaratacaktır. İki ülke arasındaki anlaşmazlık genellikle halkların
düşmanlarının müdahalesiyle ve bölge dışından gelen güçlerin tesiriyle oluyor.
Ve iki ülkenin bazı yetkililerinin hataları krizi ikiye katladı Nedeni bölgede
agresif politikaların takip edilmesiydi.
Fark ve rekabet ve - Allah korusun - iki ülke arasındaki
herhangi bir çatışmanın patlak vermesi Hiçbir galip bırakmayacak aksine hem iki
ülkeye hem de bölgedeki tüm ülkelere zarar verecektir. Bundan tek
faydalanıcılar, Körfez ve Ortadoğu’nun hassas bölgesindeki dost ve kardeş
halkların düşmanları olacaktır. Sonuçta, her iki ülkenin yetkililerine düşen, akıllı
olmak ve iki halkın çıkarlarına uygun olmayan herhangi bir faktörün
müdahalesini önlemek ve onun ikisinin ilişkilerini etkilemesini engellemek ve kelimenin
tam anlamıyla karşılıklı saygıya dayalı bir diyalog yoluyla siyasi
anlaşmazlıkları bilgelik ve tedbirlerle çözmeye adamak.
İki tarafa düşen, iki ülke arasındaki temel çıkarları, dayanışmayı
ve iki ülke arasındaki birliği ve bunun bölgede ve dünyada insani değerlerin,
barış ve kardeşliğin pekiştirilmesindeki geniş etkilerini düşünmek ve hannasın
vesvesesinden uzakta durmaktır
Suudi Arabistan, İran’ın içişlerine karışmayacağını söylerken,
İran birçok Arap ülkesinin içişlerine karışıyor. İran müdahale etmekte neden ısrar ediyor?
Bu soruyu önceki soruda cevapladım. İki taraf da
suçlamalarda bulundu. Ve şimdi sebebini tam olarak belirtmek istemiyorum.
Aksine, kardeşlik ve işbirliğini sürdürmenin gerekliliğini vurgulamak, iki ülke
arasındaki kardeşliğin gölgesinde tezahür edebilecek büyük enerji ve potansiyellerine
ki bölge halkları olmak üzere tüm halkların yararına pek çok enerji var burada
ve bölgedeki rekabet veya olası herhangi bir çatışma sonucunda halkların
uğrayacağı ağır kayıplara dikkat çekmek istiyorum
Bazı İran medyası, eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın
Suriye’deki protestoların başlamasından bu yana Devlet Başkanı Beşar Esad’ın görevden
alınmasına katılan önemli isimlerden biri olduğunu belirtiyor, peki bu ne kadar
doğru?
Başkalarının işlerine karışacak konumda olmadım hiç. Bununla
birlikte, istisnasız tüm ülkelerdeki tüm halkların görüşlerinin, iktidar
makamları tarafından dikkate alınması gerektiğine şiddetle inanıyorum. Herhangi
bir görüş ayrılığının ortaya çıkması tüm ülkelerde normal bir durumdur. Ama bu
farkı çözmenin yolu savaş ve çatışmadan geçmeyecek asla. Tek emin yol, akılcı
ve insani yolları ve insanların fikirlerini takip etmektir.
Tüm ırkları, doktrinleri, kültürleri ve milliyetleri ile
dünyanın tüm halkları kendi kaderini tayin hakkına sahiptir. Koşullar ne olursa
olsun hiç kimse bu ilahi hakkı kısıtlamasına veya başkalarından çalmasına izin
veremez. Bütün ülkelerdeki tüm farklılıkları çözmenin tek yolu, başkalarının
işlerine karışmamak, kamuoyuna başvurmak ve halkın iradesinin ülke yönetiminin farklı
işlerinde yerine getirilmesine ve tezahür etmesine izin vermektir.
Suriye krizinin başında başlayan ve altı ay süren
barışçıl halk protestolarının şiddetle ele alınması ve Beşar Esad’ın protestoların
barışçılıklarını bizzat kabul etmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
İlk soruya verdiğim cevapta bu konudaki fikrimi dile
getirdim
Şu anda herkesin bedelini ödediği Suriye’deki yıpratma
savaşını bitirmek için öneriniz nedir?
Bu tür sorunları çözmenin tek yolu başkalarına karışmamak ve
halkın görüşlerine danışmak Ve ülkenin kaderini kontrol edenin halkın genel iradesi
olmasına izin vermek. Vatan vatandaşın mülküdür. Ne kadar seçkin olursa olsun
herhangi bir kişi veya cemaatin kendisini diğerlerinden ayrıcalıklı görme hakkı
yoktur.
Arap elitleri, İran’ın 1979’dan bu yana şu anda Suriye’de
meydana geldiği gibi itibarını zedeleyen başka bir olaya daha karışmadığına
inanıyor. Beşar Esad, İran halkı pahasına tüm bu bedele değer miydi?
Bölgemiz medeniyetlerin ve küresel enerjinin merkezi olduğu
ve uluslararası denklemler üzerinde büyük etkisi olduğu için Küresel güçler
ülkelerimizi kontrol etmeye çalışıyorlardı ve hala da çabalıyorlar, bu yüzden
bir yandan halklar arasında, diğer yandan da bölge ülkeleri arasında yeni bir
Ortadoğu yaratmayı amaçlayan programlarıyla kısmen veya tamamen, savaşları ve
anlaşmazlıkları körüklemek, yani bu bölgedeki ülkeleri zayıflatmak istiyorlar Bölgedeki
ülkelerin gelişmesini ve güçlenmesini istememekte ısrar ediyorlar. Savunmasız,
zayıf, geri kalmış ve birbirimize girmiş olmamızı istiyorlar. Bizi güçlenme, birlik
olma ve ilerleme fırsatından mahrum etmek istiyorlar ki böylece uluslararası
denklemler üzerindeki gerekli etkiyi kaybedelim. Bölgedeki tüm çatışmaların
asıl galibinin otoriter güçler ve uluslararası Siyonizm olduğunu düşünüyorum
Filistinli komutanlardan Mahmud Al-Zahar, Bir TV röportajında,
2006'da İran'dan dönüşünde yanında 22 milyon dolar taşıdığını söyledi. Ve bazı
İranlılar sosyal medya aracılığıyla bu paranın İran halkının hakkı olduğunu söylediler.
Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu parayla ilgili mevcut iddialar hakkında özel bir bilgim
yoktu.
Önümüzdeki haftalarda Amerika hükümeti değişecek ve İran
ile ilişkilerinde yaptırımlar yerine diplomasiyi tercih eden biri iktidara
geçecek. Sayın Ahmedinejad, Biden’in nükleer anlaşmaya mevcut haliyle geri
döneceğine inanıyor musunuz?
Amerika'nın dış politikasının perde arkasında planlandığına inanıyorum.
Ve başkanlarının bunda rolü yoktu hiçbir zaman. Bence bizim açımızdan Amerika
başkanının kim olduğu fark etmez. Önemli olan politikaların değişmesidir. Ve
İran üzerindeki ambargo, boykot ve ekonomik baskının Demokratların başkanlığı
sırasında başladığını unutmamalıyız.
Joe Biden iktidara geldikten sonra, İran ile Washington
arasındaki diyalog yeniden başlarsa, İran’ın talep ettiği şartları nelerdir?
Her türlü diyalog ve fikir birliğinin ayrıntılı ve temel
değerlere, yani adalete ve karşılıklı saygıya dayanması gerektiğine inanıyorum.
Aksi takdirde devam eden sorunların ve anlaşmazlıkların çözümü mümkün değil.
Nükleer anlaşma bu bağlamda canlı ve net bir belgedir. Herhangi bir tek taraflı
anlaşma uygulanamaz. Gördüğümüz gibi bu tutumun bir soruna çözüm olması mümkün
değil.
Sayın Ahmedinejad ülke dışındaki muhalefete yakın bir
İran medya kuruluşu, İran'da yaklaşan seçimlerle ilgili son anketleri bildirdi.
Buna göre açıklanan anketlerde tüm listelerin başında sizin isminiz var. Sizce
neden bu anketlerde ilk isimsiniz? Ve tüm bu prestij ve sevgiyi nereden
kazandınız?
İmam Ali’nin (Allah’ın selamı onun üzerine olsun) buyurduğu
gibi: “Kişinin kendini tezkiye etmesi çirkindir.” yani kendimi övmem doğru
değil.
Sayın Ahmedinejad, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı
seçimlerine katılacak mısınız?
Adaylığınızın Uzmanlar Meclisi tarafından kabul edilmesine dair
görüşünüz nedir?
Bugün seçimler bizim asıl meselemiz değil, ülke, bölge ve
dünyada daha önemli meselelerimiz var ve insani sorumluluğumuz bunlarla önce
ilgilenmemizi gerektiriyor. İhtiyaç
olursa zamanla seçimlerle ilgili bazı konuları gündeme getireceğim.
2009’da seçimlerde hile yapıldığı aslında seçimleri Mir
Hüseyin Musevi’nin kazandığı iddiasıyla “Yeşil Hareket” adlı protestolar patlak
verdi. Bugün o dönem için değerlendirmeniz nedir? Seçimlerde hile yapıldı mı? Ve
Musevi’ye yapılan taşlı saldırılara dair fikriniz nedir?
2009 seçimlerinde sahtekarlık iddiasında bulunanlar
iddialarını açık bir şekilde geri çekti. Görevim boyunca taşlı saldırılardan
veya tutuklamadan memnun olmadığımı defalarca beyan ettim
İran ile Arap
dünyası arasındaki ihtilafları çözmesi noktasında Kuveyt’ten beklentiniz nedir?
Halklar ve hükümetler arasındaki ilişkilerde, işler adalet
ve karşılıklı saygıya dayalı birlik ve uyum ekseninde olmalıdır. Halklar ve
hükümetler arasında safları birleştirmeyi ve ihtilafları kaldırmayı memnuniyetle
karşılıyoruz, bölgedeki tüm ülkeler ve halklarla ilişkilerin gelişmesini istiyoruz.
Birlik ve kardeşliği oluşturacak güzel çabalar tüm halklar arasında olmalı. Komşu ülkelerle iyi ilişkilere sahip olan
Kuveyt Emiri başta olmak üzere tüm ülke yetkililerinden bu bağlamda her
zamankinden daha fazla çabalamaları bekleniyor. Yıllardır ve hatta İran İslam
Devrimi’nin zaferinden önce bile, dış güçler, özellikle de bazı hasta kalpler
bölge ülkelerinin zararını istiyor. Kardeşler arasındaki herhangi bir birliği
bozmak ve engellemek için komplo kuruyor ve bu kardeşliği tehdit ediyorlar.
Gayri meşru menfaatleri için sorunlar yaratıyorlar ve bölgede krizlere sebep
oluyorlar.
Çeviri: Sena KILINÇ