Şeyh Zakzaki: Müslümanlar İran İslam Cumhuriyeti'ni Model Olarak Görüyor

GİRİŞ: 12.10.2022 08:42      GÜNCELLEME: 12.10.2022 08:42
Rasthaber -  Nijerya Şiilerinin lideri Şeyh İbrahim Zakzaki, el-Alam kanalına verdiği röportajda, Zaria faciasında şehit olanların sayısı hakkında şunları söyledi: ‘Hükümet çeşitli yalanlar söyledi, ilk önce tek bir kişinin bile öldürülmediğini söylediler, ancak daha sonra ordunun 17 kişiyi öldürdüğünü söylediler. Ancak topladığımız isimlere göre toplamda binden fazla kişiyi ve hatta daha fazlası bu faciada öldürüldü.’

Şeyh Zakzaki, Suudi Arabistan'ın Nijeryalı Müslümanların öldürülmesindeki rolüyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘Suudi veliaht prensi, New York Times'a verdiği röportajda tehditkâr bir ses tonuyla, “Afrika'da Hizbullah benzeri bir hareketi bastırdık ve bu hareketin lideri Zakzaki'nin İran'dakine benzer bir İslam hükümeti kurmasını engelledik” dedi.

Bu eylemin ana nedeni Suudi Arabistan değildi ve Arabistan, ABD ve İngiltere’nin yerine hareket etti ve Washington ve Londra'nın emirlerini yerine getirdi.’

Şeyh Zakzaki’nin el-Alam Kanalına verdiği röportajın detayları:

Hükümetin işlediği suç ve cinayetlerin amacı beni öldürmek ve bu hareketi yok etmekti

El-Alam: Nijerya İslami Hareketi tarihi boyunca birçok sorunla karşı karşıya kaldı, 2015'teki olaylarla diğer olaylar arasındaki fark nedir?

Şeyh Zakzaki: Bildiğiniz gibi Allah'a ve Resulüne çağrı hareketi, nerede yapılırsa yapılsın İslami bir harekettir. Tıpkı her zaman Peygamberlere ve tebliğde bulunanlara olduğu gibi, kaçınılmaz olarak her ülkede mevcut hükümetlerin tacizlerine ve kısıtlamalarına maruz kalacaksınız.

Bu davetin başından yetmişlerin sonlarında kadar, hükümetler saldırılar düzenledi. Yetmişli yıllardan itibaren, üniversitede okurken, üniversite yetkilileri bazen bazı öğrencileri alenen eleştirerek bazı kararlar aldılar, öğrenciler üzerinde baskı kurdular, hatta bazılarına yönelik suçlamaları tekrarladılar.

1980'lerde, 1981'den 1984'e kadar saldırılara, tutuklamalara maruz kaldık ve dokuz yıl içinde yedi yıl hapis yattım.

90'larda saldırılar oldu ve 1997'de vurulduk ve iki yıl hapis yattık. Bildiğiniz gibi eski hükümet Dünya Kudüs Günü'nde bize saldırdı ve 30'dan fazla insanı öldürdü.

Onlar, bizi sonsuza dek yok etmeye ve bu hareketi devirmeye karar vermişlerdi. Ellerinden gelen her şeyi yok ettiler ve bastırdılar. Daha yapmadıkları ne kalmıştı bilmiyorum. Onlar öldürdüler, mahalleleri yaktılar, insanları diri diri gömdüler, mezarları kazıdılar, şehitlerimize hakaret ettiler.

Beni sonsuza dek yok etmek için konutları yıktılar, ticari binaları yıktılar, dini merkezleri, mezarlıkları, okulları ve her şeyi yıktılar, kitapları yaktılar, çaldılar ve yağmaladılar.

Onların yaptıkları şey buydu. Bazı Nijeryalı başkanlar bile bunu önceliklerinden biri haline getirdi.

Bu başkanlardan biri, önceki tüm hükümetlerin amacının bu hareketi yok etmek ve Zakzaki'yi öldürmek olduğunu ima etti ama onlar bunu hile ile yaptılar. Ama bu hükümet geldi ve bunu şiddetle yaptı ve sonunda ne olduğunu biliyorsunuz. Tüm karışıklıklardan ve kargaşalardan sonra, bu hareket her zamankinden daha güçlü bir şekilde kaldı.

El-Alam: Dış baskılar mı Nijerya hükümetinin böyle bir katliam yapmasına neden oldu, yoksa özellikle sizin İslami hareket lideri olmanız ışığında, iç politika Şiilere baskı ve kısıtlamalar getirmeye mi dayanıyor?

Şeyh Zakzaki: Nijerya yöneticilerinin bu yaptıklarının onlara hiçbir fayda sağlamadığını ve yaptıklarının hiçbir haklı gerekçesinin olmadığını düşünüyorum.

Seçim zamanı bu başkanlar halka şöyle yağacağız böyle yapacağız diye sözler veriyor ve sloganlar atıyorlar, hatta Şiiler hakkında konuşuyorlar ama hükümetin başına geçtiklerinde yaptıkları eylemler sloganlarına ters düşüyor.

Bin Selman, Nijerya'daki İslami hareketin bastırılmasını vurguladı

El-Alam: Suudi hükümeti, Zaria'da yaşanan katliamda rol oynadı mı ve bu katliamda rolü olduğuna dair herhangi bir kanıtınız var mı?

Şeyh Zakzaki: ‘Suudi veliaht prensi, New York Times'a verdiği röportajda tehditkâr bir ses tonuyla, “Afrika'da Hizbullah benzeri bir hareketi bastırdık ve bu hareketin lideri Zakzaki'nin İran'dakine benzer bir İslam hükümeti kurmasını engelledik” dedi.

Gerçekleştirilen bu eylemin ana nedeni Suudi Arabistan değildi ve Arabistan, ABD ve İngiltere’nin yerine hareket etti ve Washington ve Londra'nın emirlerini yerine getirdi. Ancak bu iki ülke bu hamlenin bedelini ödemeye yanaşmadı ama Suudi Arabistan'ı buna mecbur ettiler.

Saldırıların arkasında olduğu söylenen bu hükümete, bunun doğru olup olmadığını defalarca sorduk. Çünkü New York Times ile yapılan röportajda orada Suudi ordusundan tek bir kişi bile görmedik, katliamı yapan Nijerya ordusuydu ve bu da demek oluyor ki bunun bedelini Suudi hükümeti ödedi, şimdiye kadar sustular ve hiçbir şey demediler.

Zaria faciasında binden fazla insan ve hatta daha fazlası öldürüldü

El-Alam: Zaria faciasında ölenlerin sayısı hakkında bu hareket binden fazla kişinin şehit olduğunu söylüyor ancak Nijerya hükümeti bu rakamı sadece yüz olarak açıkladı. Gerçek sayı nedir?

Şeyh Zakzaki: Hükümet çeşitli yalanlar söyledi, ilk önce tek bir kişinin bile öldürülmediğini söylediler ama sonra ordunun liderlerine destek sloganları attıkları için 17 kişinin öldürüldüğünü söylediler.

Bu bir sayıdır. Gerçek şu ki, onlar 384 kişiyi gömdüler. Onlar kurulan bir mahkemede defnedildiler ve biz onların isimlerini kaydettik. Biz 800'den fazla kişinin ismini kaydettik.

Biz bu kişilerin ya öldürüldüklerine ya da kaybolduklarına inanıyoruz. Çünkü cesetleri teslim etmediler ve bir kısmını da yaktılar.

Bizim kaydettiğimiz sayı daha fazladır. Çünkü öldürülen sivillerin çoğu Şii değildi, bunlar yolda olan kişilerdi. Mesela Hüseyniye’nin yanında Unity Bank adında bir banka vardı ve bu bankanın personeli siyah giysiler giyiyordu.

Siyah giyen herkes Şii değildir, o bankanın tüm çalışanlarını öldürdüler, hatta Kongo'da - Kongo adlı bir camide - birçok öğrenciyi öldürdüler ve onları şehitlerin arasında saymadılar. Bu şehitlerin sayısı 200 veya 250'den fazlaydı. Toplamda, bu felakette binden fazla insan ve hatta daha fazlası öldürüldü.

El-Alam: Yani 800 kişi mi öldürüldü?

Şeyh Zakzaki: 800'den fazla kişi öldürüldü.

El-Alam: Bu, isimleri kayıtlı 800'den fazla kişinin öldürüldüğü ve size komşu olarak yaşayan 200 kişinin de sivil olduğu anlamına mı geliyor?

Şeyh Zakzaki: Evet.

El-Alam: Siz, Zaria faciasının failleri hakkında uluslararası mahkemelerde dava açtınız, bu davanın hukuki takibinin akıbeti nedir ve hala bu konuyu takip etmekte ısrar ediyor musunuz?

Şeyh Zakzaki: Londra'daki Müslüman Hakları Cemiyeti bizim adımıza bu konuyu takip ediyor ve biz de sürekli olarak hatırlatıyoruz. Henüz bir şey yapmadılar. Belki sonraları bir şey yaparlar. Allah'ın izniyle suçlular Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanacaktır.

Müslüman milletler bizimledir

El-Alam: Zaria faciası konusunda insan haklarını savunduğunu iddia eden örgütler olmak üzere uluslararası tepki arzu edilenden daha azdı. Benzer bir olayın yaşanması durumunda Müslümanlar için güçlü bir duruşun benimsenmesi için İslami mevzilerin birleşmesi ve bütün ülkelerde güçlenmesi için nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?

Şeyh Zakzaki: Hükümetlerin ve insanların tutum ve duruşlarının ayırt edilmesi gerekiyor. Müslüman milletler bizimledir. İslam ülkelerinin çoğunda, özellikle Keşmir, Hindistan, Bahreyn, Yemen ve Filistin gibi zulmü bizzat yaşayan ülkelerde bu suç ve cinayete karşı gösteriler düzenlediler.

Ama hükümetlere gelince, bu hükümetlerden bazıları Kudüs Gününde bize yapılan bu saldırıyı ve 30'dan fazla insanın hükümet tarafından öldürülmesini kınadı. Nikaragua ve Güney Afrika gibi bazı komünist hükümetler ve diğer birçok ülke bu saldırıyı kınadı. Bazıları da bu saldırıyı alenen değil gizlice kınadı. Bu, diğer bazı hükümetlerin baskısı altında oldukları anlamına geliyor. Dolayısıyla bizim için hükümetler değil, Müslüman milletler önemlidir.

Müslüman halk Filistin davasını destekliyor

El-Alam: Sadece Nijerya'da değil dünya genelinde önde gelen isimlerden biri olarak, Filistin meselesi ve bazı Arap ülkeleri ile işgalci İsrail rejimi arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusundaki tutumunuz nedir?

Şeyh Zakzaki: Hükümetler ve milletler arasında bir ayrım yapmak gerekiyor. Bütün Müslüman milletler Filistin'in yanındalar ama Amerika ve Avrupa ülkelerinin baskıyla karşılaşan hükümetler onlardan korkuyorlar. Çünkü onlar bu korkan hükümetlerin lideridir.

Düşman hükümetler, gaspçı Siyonist rejimle ilişkiler kurmaya başladılar, onlar bu meseleyi çok iyi biliyorlar ve Filistin milletinin mazlum oluşuna aldırış etmiyorlar ve sadece Amerika ve Avrupa ülkeleriyle ilişkilere önem veriyorlar.

Ama halk Filistin davasını destekliyor. Biliyorsunuz ki burada Dünya Kudüs Günü gösterileri yapılıyor ve nüfus açısından, bu gösterilere çok fazla kişi katılıyor, belki burası bu konuda İran'dan sonra ikinci ülkedir.

Buradaki gösterilere sayı olarak daha fazla insan katılıyor ve Dünya Kudüs Günleri'nde saldırılarla karşı karşıya kaldık ve bu yıl Zahia ve Kadura şehirlerinde ve daha önce Daraya ve Kadura'da saldırılar oldu.

Halk Filistin davasını destekliyor ve Allah'ın izniyle zafer mazlumlarındır. Allah'ın izniyle yakında Filistin hükümeti kurulacaktır.

El-Alam: Sizce Batılı ülkelerinin senaryosu nedir ve size ve İslami harekete yönelik zorlamaların arkasında hangi ülkeler var?

Şeyh Zakzaki: Dünya ülkeleri ikiye bölünmüş durumda, Batı ilk düşmanın İslam ve Müslümanlar olduğuna inanıyor, biliyorsunuz ki onların her durumda saldırıları İslam'a ve Müslümanlara yöneliktir. Eğer yönetim Nijerya hükümetinin elinde olsaydı bize saldırmazlardı. Ama onlar dışarıdan emir alıyorlar, kendi çıkarlarını düşünüyorlar ve ülke çıkarlarını gözetmiyorlar.

Çünkü hiçbir karşılık ödemeden servetimizi yağmalıyorlar ve bu hareketin gelecekte kendilerine ve bu servetin yağmalanmasına yönelik bir tehlike olacağına inanıyorlar.

Bu nedenle hükümete bize saldırması için baskı yapıyorlar, belki de yaptıklarına inanmıyorlar ve bunun kendi çıkarları için olduğunu düşünüyorlar. Ama yurtdışındaki efendilerinden korktukları için bunu yapmak zorundalar.

İran hükümeti ve halkı her zaman yanımızdaydı

El-Alam: İran İslam Cumhuriyeti’nin davanız, şehit çocuklarınız ve bu hareketin diğer üyeleriyle ilgili olarak farklı tutum ve duruşlarını gördünüz. Zaria katliamından bugüne kadar İran İslam Cumhuriyeti'nin tutum ve duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şeyh Zakzaki: Elhamdülillah İran İslam Cumhuriyeti'nde hükümetin ve halkın yanımızda olduğunu görüyoruz, bizim mazlumiyetimizi desteklemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Gösteriler yaptılar, toplantılar ve konferanslar düzenlediler ve medya ve sizin kıymetli kanalınız elinden gelen her şeyi yaptı ve bunun için onlara teşekkür ediyoruz ve yanımızda duran ve hala yanımızda olan hükümete teşekkür ediyoruz.

Müslümanlar İran İslam Cumhuriyeti'ni model olarak görüyor

El-Alam: Sizce İran İslam Cumhuriyeti örneğini izleyebilecek, güçlü Batılı ülkelerin kısıtlamaları karşısında kendisini destekleyebilecek mazlum ülkeler var mı?

Şeyh Zakzaki: İnsanlar rol modeli İran İslam Cumhuriyeti'nde gördüler. Her zaman söylerim, İslami olmayan bazı ülkelerde örneğin İran örneğini takip eden Nikaragua’da, güç halkta olsun diye paralı askerleri ülke dışına çıkardılar ve Filipinler'de Marcos'u kovdular. 

Bütün bunlar İran'daki İslam İnkılabının sonuçlarıydı, çünkü iktidarın hükümette değil, halkta olduğunu anladılar.

Bu ülkeler İslami değildi, ancak İslam inkılabı örneğini takip ettiler. Ayrıca inkılaptan önce bilinmeyen Ehlibeyt okulunun genişlemesi de bu İslam İnkılabının sonuçlarından biridir.

Müslümanlar İran'ı model olarak görüyor. Cezaevindeyken hapishanedeki işçilerin Şiileri çok iyi tanıdığını fark ettim. Hacı Kasım Süleymani'nin şehadetinden sonra onlarla konuşuyorduk ve onların onun hakkında ne kadar fazla şey bildiklerini öğrendik.

Şimdi dünya ikiye bölünmüş durumdadır. Birinci kısım Amerika'yı bir anne olarak görüyor, ikinci kısım İran'ı bir anne olarak görüyor. İnkılabın diğer Müslümanlara ve tüm mazlumlara bir mesajı var.

El-Alam: El-Alam kanalı aracılığıyla, Müslümanlar arasındaki birlik ve onların dünyanın tüm bölgelerinde desteklenmesi konusunda Arap ve İslam ülkelerine mesajınız nedir?

Şeyh Zakzaki: Daha önce de söylediğim gibi Batı, İslam'ın ve Müslümanların en büyük düşmanları olduğuna inanıyor ve bu konuyu gizlemiyor ve açıkça söylüyor.

Onlar İslam'ın ve Müslümanların düşmanlarıdır, Müslümanlar, tıpkı düşmanlarının birlik olduğu gibi birlik olmalıdır.

Birlik olmalıyız çünkü birlik olmazsak düşmanlarımızın fitne ve fesadıyla karşı karşıya kalacağız. Fitne çıkaranlara, bölücülük yapanlara aldırış etmeyelim, din, aşiret, etnik vb. ayrımları bir kenara bırakalım, bizi birleştiren tek din İslam'dır.

Müslümanlar birkaç gruba ayrılmıştır ifadesini dikkate almıyoruz. İslam ikiye ayrılmamıştır, İslam tek parçadır ve eğer Müslümanlar arasında bir ihtilaf varsa, bu onların bir kısmının düşmanlar için çalışmasından ve Müslümanlarla karşı çıkmasından dolayıdır.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM