Şeyh Zakzaki, Suudi Arabistan'ın Nijeryalı Müslümanların
öldürülmesindeki rolüyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘Suudi veliaht prensi,
New York Times'a verdiği röportajda tehditkâr bir ses tonuyla, “Afrika'da
Hizbullah benzeri bir hareketi bastırdık ve bu hareketin lideri Zakzaki'nin
İran'dakine benzer bir İslam hükümeti kurmasını engelledik” dedi.
Bu eylemin ana nedeni Suudi Arabistan değildi ve Arabistan,
ABD ve İngiltere’nin yerine hareket etti ve Washington ve Londra'nın emirlerini
yerine getirdi.’
Şeyh Zakzaki’nin el-Alam Kanalına verdiği röportajın
detayları:
Hükümetin işlediği suç ve cinayetlerin amacı beni öldürmek
ve bu hareketi yok etmekti
El-Alam: Nijerya İslami Hareketi tarihi boyunca birçok
sorunla karşı karşıya kaldı, 2015'teki olaylarla diğer olaylar arasındaki fark
nedir?
Şeyh Zakzaki: Bildiğiniz gibi Allah'a ve Resulüne
çağrı hareketi, nerede yapılırsa yapılsın İslami bir harekettir. Tıpkı her
zaman Peygamberlere ve tebliğde bulunanlara olduğu gibi, kaçınılmaz olarak her
ülkede mevcut hükümetlerin tacizlerine ve kısıtlamalarına maruz kalacaksınız.
Bu davetin başından yetmişlerin sonlarında kadar, hükümetler
saldırılar düzenledi. Yetmişli yıllardan itibaren, üniversitede okurken,
üniversite yetkilileri bazen bazı öğrencileri alenen eleştirerek bazı kararlar
aldılar, öğrenciler üzerinde baskı kurdular, hatta bazılarına yönelik
suçlamaları tekrarladılar.
1980'lerde, 1981'den 1984'e kadar saldırılara, tutuklamalara
maruz kaldık ve dokuz yıl içinde yedi yıl hapis yattım.
90'larda saldırılar oldu ve 1997'de vurulduk ve iki yıl
hapis yattık. Bildiğiniz gibi eski hükümet Dünya Kudüs Günü'nde bize saldırdı
ve 30'dan fazla insanı öldürdü.
Onlar, bizi sonsuza dek yok etmeye ve bu hareketi devirmeye
karar vermişlerdi. Ellerinden gelen her şeyi yok ettiler ve bastırdılar. Daha
yapmadıkları ne kalmıştı bilmiyorum. Onlar öldürdüler, mahalleleri yaktılar,
insanları diri diri gömdüler, mezarları kazıdılar, şehitlerimize hakaret
ettiler.
Beni sonsuza dek yok etmek için konutları yıktılar, ticari
binaları yıktılar, dini merkezleri, mezarlıkları, okulları ve her şeyi
yıktılar, kitapları yaktılar, çaldılar ve yağmaladılar.
Onların yaptıkları şey buydu. Bazı Nijeryalı başkanlar bile
bunu önceliklerinden biri haline getirdi.
Bu başkanlardan biri, önceki tüm hükümetlerin amacının bu
hareketi yok etmek ve Zakzaki'yi öldürmek olduğunu ima etti ama onlar bunu hile
ile yaptılar. Ama bu hükümet geldi ve bunu şiddetle yaptı ve sonunda ne
olduğunu biliyorsunuz. Tüm karışıklıklardan ve kargaşalardan sonra, bu hareket
her zamankinden daha güçlü bir şekilde kaldı.
El-Alam: Dış baskılar mı Nijerya hükümetinin böyle bir
katliam yapmasına neden oldu, yoksa özellikle sizin İslami hareket lideri
olmanız ışığında, iç politika Şiilere baskı ve kısıtlamalar getirmeye mi
dayanıyor?
Şeyh Zakzaki: Nijerya yöneticilerinin bu
yaptıklarının onlara hiçbir fayda sağlamadığını ve yaptıklarının hiçbir haklı
gerekçesinin olmadığını düşünüyorum.
Seçim zamanı bu başkanlar halka şöyle yağacağız böyle
yapacağız diye sözler veriyor ve sloganlar atıyorlar, hatta Şiiler hakkında
konuşuyorlar ama hükümetin başına geçtiklerinde yaptıkları eylemler
sloganlarına ters düşüyor.
Bin Selman, Nijerya'daki İslami hareketin bastırılmasını
vurguladı
El-Alam: Suudi hükümeti, Zaria'da yaşanan katliamda rol
oynadı mı ve bu katliamda rolü olduğuna dair herhangi bir kanıtınız var mı?
Şeyh Zakzaki: ‘Suudi veliaht prensi, New York Times'a
verdiği röportajda tehditkâr bir ses tonuyla, “Afrika'da Hizbullah benzeri bir
hareketi bastırdık ve bu hareketin lideri Zakzaki'nin İran'dakine benzer bir
İslam hükümeti kurmasını engelledik” dedi.
Gerçekleştirilen bu eylemin ana nedeni Suudi Arabistan
değildi ve Arabistan, ABD ve İngiltere’nin yerine hareket etti ve Washington ve
Londra'nın emirlerini yerine getirdi. Ancak bu iki ülke bu hamlenin bedelini
ödemeye yanaşmadı ama Suudi Arabistan'ı buna mecbur ettiler.
Saldırıların arkasında olduğu söylenen bu hükümete, bunun
doğru olup olmadığını defalarca sorduk. Çünkü New York Times ile yapılan
röportajda orada Suudi ordusundan tek bir kişi bile görmedik, katliamı yapan
Nijerya ordusuydu ve bu da demek oluyor ki bunun bedelini Suudi hükümeti ödedi,
şimdiye kadar sustular ve hiçbir şey demediler.
Zaria faciasında binden fazla insan ve hatta daha fazlası
öldürüldü
El-Alam: Zaria faciasında ölenlerin sayısı hakkında bu
hareket binden fazla kişinin şehit olduğunu söylüyor ancak Nijerya hükümeti bu
rakamı sadece yüz olarak açıkladı. Gerçek sayı nedir?
Şeyh Zakzaki: Hükümet çeşitli yalanlar söyledi, ilk
önce tek bir kişinin bile öldürülmediğini söylediler ama sonra ordunun
liderlerine destek sloganları attıkları için 17 kişinin öldürüldüğünü
söylediler.
Bu bir sayıdır. Gerçek şu ki, onlar 384 kişiyi gömdüler.
Onlar kurulan bir mahkemede defnedildiler ve biz onların isimlerini kaydettik.
Biz 800'den fazla kişinin ismini kaydettik.
Biz bu kişilerin ya öldürüldüklerine ya da kaybolduklarına
inanıyoruz. Çünkü cesetleri teslim etmediler ve bir kısmını da yaktılar.
Bizim kaydettiğimiz sayı daha fazladır. Çünkü öldürülen
sivillerin çoğu Şii değildi, bunlar yolda olan kişilerdi. Mesela Hüseyniye’nin
yanında Unity Bank adında bir banka vardı ve bu bankanın personeli siyah
giysiler giyiyordu.
Siyah giyen herkes Şii değildir, o bankanın tüm
çalışanlarını öldürdüler, hatta Kongo'da - Kongo adlı bir camide - birçok
öğrenciyi öldürdüler ve onları şehitlerin arasında saymadılar. Bu şehitlerin
sayısı 200 veya 250'den fazlaydı. Toplamda, bu felakette binden fazla insan ve
hatta daha fazlası öldürüldü.
El-Alam: Yani 800 kişi mi öldürüldü?
Şeyh Zakzaki: 800'den fazla kişi öldürüldü.
El-Alam: Bu, isimleri kayıtlı 800'den fazla kişinin
öldürüldüğü ve size komşu olarak yaşayan 200 kişinin de sivil olduğu anlamına
mı geliyor?
Şeyh Zakzaki: Evet.
El-Alam: Siz, Zaria faciasının failleri hakkında
uluslararası mahkemelerde dava açtınız, bu davanın hukuki takibinin akıbeti
nedir ve hala bu konuyu takip etmekte ısrar ediyor musunuz?
Şeyh Zakzaki: Londra'daki Müslüman Hakları Cemiyeti
bizim adımıza bu konuyu takip ediyor ve biz de sürekli olarak hatırlatıyoruz.
Henüz bir şey yapmadılar. Belki sonraları bir şey yaparlar. Allah'ın izniyle
suçlular Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanacaktır.
Müslüman milletler bizimledir
El-Alam: Zaria faciası konusunda insan haklarını
savunduğunu iddia eden örgütler olmak üzere uluslararası tepki arzu edilenden
daha azdı. Benzer bir olayın yaşanması durumunda Müslümanlar için güçlü bir
duruşun benimsenmesi için İslami mevzilerin birleşmesi ve bütün ülkelerde
güçlenmesi için nasıl bir çözüm öneriyorsunuz?
Şeyh Zakzaki: Hükümetlerin ve insanların tutum ve
duruşlarının ayırt edilmesi gerekiyor. Müslüman milletler bizimledir. İslam
ülkelerinin çoğunda, özellikle Keşmir, Hindistan, Bahreyn, Yemen ve Filistin
gibi zulmü bizzat yaşayan ülkelerde bu suç ve cinayete karşı gösteriler
düzenlediler.
Ama hükümetlere gelince, bu hükümetlerden bazıları Kudüs
Gününde bize yapılan bu saldırıyı ve 30'dan fazla insanın hükümet tarafından
öldürülmesini kınadı. Nikaragua ve Güney Afrika gibi bazı komünist hükümetler
ve diğer birçok ülke bu saldırıyı kınadı. Bazıları da bu saldırıyı alenen değil
gizlice kınadı. Bu, diğer bazı hükümetlerin baskısı altında oldukları anlamına
geliyor. Dolayısıyla bizim için hükümetler değil, Müslüman milletler önemlidir.
Müslüman halk Filistin davasını destekliyor
El-Alam: Sadece Nijerya'da değil dünya genelinde önde
gelen isimlerden biri olarak, Filistin meselesi ve bazı Arap ülkeleri ile
işgalci İsrail rejimi arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusundaki
tutumunuz nedir?
Şeyh Zakzaki: Hükümetler ve milletler arasında bir
ayrım yapmak gerekiyor. Bütün Müslüman milletler Filistin'in yanındalar ama
Amerika ve Avrupa ülkelerinin baskıyla karşılaşan hükümetler onlardan korkuyorlar.
Çünkü onlar bu korkan hükümetlerin lideridir.
Düşman hükümetler, gaspçı Siyonist rejimle ilişkiler kurmaya
başladılar, onlar bu meseleyi çok iyi biliyorlar ve Filistin milletinin mazlum
oluşuna aldırış etmiyorlar ve sadece Amerika ve Avrupa ülkeleriyle ilişkilere
önem veriyorlar.
Ama halk Filistin davasını destekliyor. Biliyorsunuz ki
burada Dünya Kudüs Günü gösterileri yapılıyor ve nüfus açısından, bu
gösterilere çok fazla kişi katılıyor, belki burası bu konuda İran'dan sonra
ikinci ülkedir.
Buradaki gösterilere sayı olarak daha fazla insan katılıyor
ve Dünya Kudüs Günleri'nde saldırılarla karşı karşıya kaldık ve bu yıl Zahia ve
Kadura şehirlerinde ve daha önce Daraya ve Kadura'da saldırılar oldu.
Halk Filistin davasını destekliyor ve Allah'ın izniyle zafer
mazlumlarındır. Allah'ın izniyle yakında Filistin hükümeti kurulacaktır.
El-Alam: Sizce Batılı ülkelerinin senaryosu nedir ve size
ve İslami harekete yönelik zorlamaların arkasında hangi ülkeler var?
Şeyh Zakzaki: Dünya ülkeleri ikiye bölünmüş durumda,
Batı ilk düşmanın İslam ve Müslümanlar olduğuna inanıyor, biliyorsunuz ki
onların her durumda saldırıları İslam'a ve Müslümanlara yöneliktir. Eğer
yönetim Nijerya hükümetinin elinde olsaydı bize saldırmazlardı. Ama onlar
dışarıdan emir alıyorlar, kendi çıkarlarını düşünüyorlar ve ülke çıkarlarını
gözetmiyorlar.
Çünkü hiçbir karşılık ödemeden servetimizi yağmalıyorlar ve
bu hareketin gelecekte kendilerine ve bu servetin yağmalanmasına yönelik bir
tehlike olacağına inanıyorlar.
Bu nedenle hükümete bize saldırması için baskı yapıyorlar,
belki de yaptıklarına inanmıyorlar ve bunun kendi çıkarları için olduğunu
düşünüyorlar. Ama yurtdışındaki efendilerinden korktukları için bunu yapmak
zorundalar.
İran hükümeti ve halkı her zaman yanımızdaydı
El-Alam: İran İslam Cumhuriyeti’nin davanız, şehit
çocuklarınız ve bu hareketin diğer üyeleriyle ilgili olarak farklı tutum ve
duruşlarını gördünüz. Zaria katliamından bugüne kadar İran İslam
Cumhuriyeti'nin tutum ve duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şeyh Zakzaki: Elhamdülillah İran İslam
Cumhuriyeti'nde hükümetin ve halkın yanımızda olduğunu görüyoruz, bizim
mazlumiyetimizi desteklemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Gösteriler yaptılar, toplantılar ve konferanslar düzenlediler ve medya ve sizin
kıymetli kanalınız elinden gelen her şeyi yaptı ve bunun için onlara teşekkür
ediyoruz ve yanımızda duran ve hala yanımızda olan hükümete teşekkür ediyoruz.
Müslümanlar İran İslam Cumhuriyeti'ni model olarak
görüyor
El-Alam: Sizce İran İslam Cumhuriyeti örneğini
izleyebilecek, güçlü Batılı ülkelerin kısıtlamaları karşısında kendisini
destekleyebilecek mazlum ülkeler var mı?
Şeyh Zakzaki: İnsanlar rol modeli İran İslam
Cumhuriyeti'nde gördüler. Her zaman söylerim, İslami olmayan bazı ülkelerde
örneğin İran örneğini takip eden Nikaragua’da, güç halkta olsun diye paralı
askerleri ülke dışına çıkardılar ve Filipinler'de Marcos'u kovdular.
Bütün bunlar İran'daki İslam İnkılabının sonuçlarıydı, çünkü
iktidarın hükümette değil, halkta olduğunu anladılar.
Bu ülkeler İslami değildi, ancak İslam inkılabı örneğini
takip ettiler. Ayrıca inkılaptan önce bilinmeyen Ehlibeyt okulunun genişlemesi
de bu İslam İnkılabının sonuçlarından biridir.
Müslümanlar İran'ı model olarak görüyor. Cezaevindeyken
hapishanedeki işçilerin Şiileri çok iyi tanıdığını fark ettim. Hacı Kasım
Süleymani'nin şehadetinden sonra onlarla konuşuyorduk ve onların onun hakkında
ne kadar fazla şey bildiklerini öğrendik.
Şimdi dünya ikiye bölünmüş durumdadır. Birinci kısım
Amerika'yı bir anne olarak görüyor, ikinci kısım İran'ı bir anne olarak
görüyor. İnkılabın diğer Müslümanlara ve tüm mazlumlara bir mesajı var.
El-Alam: El-Alam kanalı aracılığıyla, Müslümanlar
arasındaki birlik ve onların dünyanın tüm bölgelerinde desteklenmesi konusunda
Arap ve İslam ülkelerine mesajınız nedir?
Şeyh Zakzaki: Daha önce de söylediğim gibi Batı,
İslam'ın ve Müslümanların en büyük düşmanları olduğuna inanıyor ve bu konuyu
gizlemiyor ve açıkça söylüyor.
Onlar İslam'ın ve Müslümanların düşmanlarıdır, Müslümanlar,
tıpkı düşmanlarının birlik olduğu gibi birlik olmalıdır.
Birlik olmalıyız çünkü birlik olmazsak düşmanlarımızın fitne
ve fesadıyla karşı karşıya kalacağız. Fitne çıkaranlara, bölücülük yapanlara
aldırış etmeyelim, din, aşiret, etnik vb. ayrımları bir kenara bırakalım, bizi
birleştiren tek din İslam'dır.
Müslümanlar birkaç gruba ayrılmıştır ifadesini dikkate
almıyoruz. İslam ikiye ayrılmamıştır, İslam tek parçadır ve eğer Müslümanlar
arasında bir ihtilaf varsa, bu onların bir kısmının düşmanlar için
çalışmasından ve Müslümanlarla karşı çıkmasından dolayıdır.