United World International’a konuşan Nabil Toumeh, Suriye
Devlet Başkanı Beşar Esad'ın, Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet
Başkanı Vladimir Putin ile üçlü görüşmeyi reddettiği iddialarını soran Nahed Al
Husaini’ye, "Cumhurbaşkanlığı bu konuda resmi olarak bir açıklama
yapmadı" yanıtını verdi.
Toumeh'in açıklamaları şöyle:
"Batılı basın kuruluşları Suriye Devlet Başkanı
Beşar Esad’ın Erdoğan ve Putin’le üçlü görüşmeyi reddettiğini söylüyor. Bu
haber doğru mu?
Cumhurbaşkanlığı bu konuda resmi olarak bir açıklama
yapmadı. Yani, medyada ortaya çıkan şey tamamen bir spekülasyondu. Gerçekte
ulusal çıkar kavramı bu buluşmanın olabileceği mantığını taşır ve siyasette ne
mutlak düşmanlık ne de kalıcı dostluklar vardır. Çıkarlara göre, böyle bir
toplantı yapılacaksa, her iki taraf için de emniyet ve güvenliği garanti eden
ulusal egemenlik koşullarının dikkate alınması gerekir.
Bu haberler yanlışsa, bu toplantının ne zaman
gerçekleşmesini bekliyorsunuz?
Türkiye 2023 yılında oldukça karmaşık bir siyasi ortama
sahip. Özellikle yaklaşan başkanlık seçimleri bunun bir unsuru. Suriye olarak
bizim, böyle bir adımın Erdoğan'a seçimlerden önce yarayıp yaramayacağını
düşünmeliyiz.
Ayrıca bu görüşme Suriye'ye yönelik haksız yaptırımların
hafifletilmesine yol açacak mı? Ülkeye yönelik ekonomik, siyasi ve sosyal
ablukanın bir kısmının kaldırılmasına katkı sağlayacak mı? Bunların dikkate
alınması gerekir. Bu çerçevede toplantı seçimlerden önce veya sonra olabilir.
Suriye Türkiye'den ne bekliyor?
Beklentiden ziyade, Suriye, 2011'den önce var olan komşuluk
ilişkilerinin temel ilkelerinin gerçekleşmesini gerektiğine inanıyor. Bu noktaya
geri dönmek için, Türk tarafı Suriye'nin ve tüm komşularının güvenlik ve sınır
güvenliği hakkına karşı olumlu tutum göstermeli.
'TÜRKİYE- SURİYE İŞBİRLİĞİ OLMALI'
Suriye hükümeti, PKK / Suriye Demokratik Güçleri ve onun
ülkenin kuzeydoğusundaki bağımsız bölgesel oluşumuna nasıl bakıyor? Türkiye
bunları ulusal güvenliği için bir tehdit olarak görüyor. Bu varlığa karşı
Türkiye-Suriye ortak operasyonu mümkün mü?
Kürtler Suriye, Türkiye, kuzey Irak ve kuzeybatı İran'da
baskınken, en büyük kitle Türkiye'de yoğunlaşıyor. ABD tarafından desteklenen
bu oluşum hakkında mutabakat çok önemli. Eğer iki taraf, Irak ve İran’la
birlikte böyle bir anlaşmaya varırsa, bu, bazı aşırılık yanlısı Kürtlerin olası
tehdidini sona erdirebilir. Böyle bir operasyon, karşılıklı anlayış ve diyalog
sayesinde gerçekten mümkün.
Şu anda Türkiye'de bulunan Suriye vatandaşları dikkate
alındığında Türkiye-Suriye işbirliği mümkün müdür? Atılabilecek adımlar
nelerdir?
İşbirliği olmalı. Bu işbirliğinin eksikliği krizi canlı
tutmak anlamına geliyor. Bu konudaki anlayışın akılcı ve mantıklı diyalog
çerçevesinde olması gerektiğini her zaman vurgularım. Bu, her iki tarafın,
özellikle de Türk tarafının atması gereken en önemli adımdır.
Suriye Anayasa Komitesi toplantılarını durdurdu. Suriye
hükümeti bu komitenin çalışmalarında neyi reddediyor?
Komite, devlet otoritesi tarafından desteklenen sosyal bir
seçenektir. Böylece sözde muhalefetle müzakere yürütebilir. Ne Suriye hükümeti
ne de BM temsilcisi Pedersen komite çalışmalarını durdurmadı ama karşı tarafta
diyaloğu sürdürme ciddiyeti yok. Mesela Türkiye bazı muhalefet partilerini
destekliyor, Amerika başkalarını destekliyor ve Körfez yine farklı partileri
destekliyor. Suriye ile Türkiye arasında bir uzlaşma olursa birçok ikilemi
çözecek ve komite görevine geri dönecektir.
'TÜRKLER, ABD'NİN GİZLİ POLİTİKASININ FARKINDA MI?'
ABD, Suriye topraklarındaki faaliyetlerini IŞİD'e karşı
savaşarak meşrulaştırıyor. Bu doğru mu?
Bu gerekçelendirmenin mantıksız ve gerçekçi olmadığı
kesindir, çünkü IŞİD ve El Nusra ve ona bağlı olanların oyunu ortaya çıkmıştır.
Onları kimin kurduğunu ve kimin yönettiğini biliyoruz. Bu saçmalık artık
kimseyi kandıramaz çünkü ABD'nin derin politikası Suriye topraklarını işgal
etmektir. Amerikalılar, IŞİD'e karşı mücadelelerinde samimi olsalardı, Suriye
hükümeti ile birlikte savaşırlardı, dolayısıyla zaferleri çok daha güçlü
olurdu.
Burada Amerikalıların Suriye'de yeni askeri üsler kurmak
istemesinden duyduğum kaygıyı ifade etmek istiyorum. Bu da sonuçta Türkiye'de
mevcut olan İncirlik üssünün kapatılmasına yol açacaktır. Türkler, ABD'nin
kendilerine yönelik gizli politikasının farkında mı?
Bu onların Ruslar ve İranlılarla ilişkilerinin ürünü.
Konuşmama çıkar oyunuyla başladım ve ABD çıkarları zedelendiğinde, sakin ama
yıkıcı hareket eder.
İsrail'in Suriye'ye yönelik hedeflerini ve faaliyetlerini
nasıl tanımlarsınız?
Son derece düşmanca davranıyorla ve Suriye'nin kimseye
düşman olmadığının, hakikat düşmanlığına inandığının farkında değiller. Biz
Suriye'nin, İsrail'in işgal ettiği Golan'daki haklarını saklı tutuyoruz ve
Filistin'in başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerini kurma hakkını da
destekliyoruz. Haklar iade edildiğinde düşmanlık ortadan kalkar ve bu herkes
için geçerlidir. Suriye her zaman verimli diyalog çağrısında bulunur ve kaçamak
ve yüzeysel diyaloglardan kaçınır.
Ben gerçekten, Türk rolünün yaratıcı bir diyalog başlatarak
eski ivmesini kazanacağını umuyorum. Ancak diyalog yoluyla barışa gerçek bir
dönüş mümkün olacaktır."/gazeteduvar