Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Ürdün
üzerinden İsrail'e sevkiyat yapılacak yeni kara taşımacılığı hattı faaliyete
geçti.
İsrail saldırılarının devam ettiği ve kuşatma altında
tutulan Gazze'de halk temel gıda maddeleri ve içecek temiz su bulamadığı bir
durumda, İsrail medyası, Dubai limanından işgal altındaki Filistin
topraklarında yaşayan Siyonistlere yiyecek dolu sevkiyat gönderildiğini
bildirdi.
Al-Mayadeen televizyonu işgal altındaki bölgelere gönderilen
sevkiyatın Kızıldeniz'e yeni bir alternatif olan kara taşımacılık aracılığıyla
yapıldığını aktardı.
Rejime ait medya organları, Dubai limanı ve İsrail arasında
kara güzergah oluşturma testinin başarıyla gerçekleştirildiğini ve 10 TIR’ın
İsrail'e ulaştığını iddia etti.
Halbuki, bahsi geçen Arap ülkelerinin işgalci rejimin Gazze
halkına karşı işlediği suçlar karşısındaki zayıf tutumu, savaşın başlangıcından
bu yana başta Filistin halkı ve grupları olmak üzere Arap ve İslam
milletlerinin tepkisini çekmiştir.
BAE’den İsrail’e Gıda Sevkiyatı
Arap Dünyasının önde gelen analistlerinden olan ve aynı
zamanda Rey el-Yevm Gazetesi Baş Editörü Abdulbari Atvan, yeni yazısında
Kızıldeniz'i kullanamayan İsrail'in imdadına yetişten Suudi Arabistan, BAE ve
Ürdün'ün tutumunu eleştirdi.
Atvan, BAE ile İsrail’in ‘yeni koridor’ girişimi ile ilgili
kaleme aldığı yazısında şu ifadelerde bulundu:
"Yemenli kardeşlerimiz işgal altındaki Filistin
limanlarına doğru hareket eden ve Siyonistlere yük taşıyan İsrail veya
uluslararası gemileri hedef alırken, işgalci rejimin yürüttüğü soykırıma
karşılık olarak operasyonlar düzenliyor ve böylece direniş gruplarına ve
Filistin halkına güçlü bir şekilde destek sağlar.
Siyonist rejim medyası son günlerde, BAE ile işgalci rejim
arasında sağlanan yeni kara taşımacılığı hattının hizmete açıldığını ve BAE,
Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden İsrail'e ilk sevkiyatın geldiğini bildirdi.
"BAE ve İsrail arasındaki kara güzergah hattı
anlaşmasının hizmete girmesi, Yemen'in Bab’ul Mendeb Boğazı'nı kapatma ve
İsrail gemilerinin Kızıldeniz'den geçişini engelleme eylemiyle denk geldi. Bu
koridor, Dubai ve Hayfa arasında karşılıklı ve güvenli yük taşımacılık yapmayı
amaçlıyor.
İlk test adımında Dubai'den 10 sevkiyat Hayfa'ya ulaştı,
ancak bu yüzlerce ve binlerce başka sevkiyatın gelişinin bir başlangıcıdır ve
amacı Kızıldeniz rotası yerine kara hattı oluşturmaktır. Böylece Yemenlilerin
Siyonist rejimini izole etme girişimini etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar.
Aslında bu girişim (Arap ülkeleri ile Siyonist rejim arasındaki kara
taşımacılık hattı) İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırganlığını
desteklemekle uyumludur; Siyonistlerin saldırıları şu ana kadar 20 bin kişinin
şehit olmasına, 55 bin kişinin de yaralanmasına, 2 milyon Filistinlinin
yerinden edilmesine, Gazze'deki konutların yarısı, hastaneler ve sivil
altyapının çoğunun yıkılmasına yol açtı.
İsrail'in Kendisini Koruyacak Gücü Yok
Amman hükümeti, ticari yüklerin Ürdün toprakları üzerinden
işgal altındaki Filistin topraklarına geçtiği yönündeki haberleri reddetti.
Ürdün hükümetinin bu konuyla ilgili açıklamasını yayınlayan resmi haber
ajansına göre, İbrani medyasında, işgal altındaki Filistin'e yük sevkiyatı için
Kızıldeniz'e alternatif olarak kara hattı oluşturulduğuna dair haberler
yayınlandı. Bunlar gerçeği yansıtmıyor. Ürdünlü resmi kaynaklar, Ürdün'ün
Filistinli kardeşlerine destek konusundaki tutumunun net olduğunu ve Amman hükümetinin
bu tutumunu teyit etmek amacıyla işgalci rejimle yaptığı su, gaz ve elektrik
sözleşmelerini iptal ettiğini açıkladı.
Ancak Suudi Arabistan'ın bu koridorun faaliyete geçtiğini
henüz reddetmemesi çok dikkat çekici bir konu. Bu sessizlik bir memnuniyet
göstergesi mi yoksa Riyad'ın Siyonist medyanın haberlerini görmezden mi
geliyor? Bu henüz belli değil. Gazze Şeridi'nde büyük bir yenilgiyle karşı
karşıya kalan Siyonist İsrail ordusu 71 günün ardından Hamas hareketinin yok
etme ve İsrailli esirlerin tamamını serbest bırakma hedefine ulaşamadı ve artık
bunu başarması mümkün değil. Kendini korumakta zorlanan rejim başkalarını özellikle
uzlaşan Arap ülkelerini de muhafaza edemez. Siyonist orduya silah yardımı için
oluşturulan hava koridoru ve bölgeye gönderilen 2000 Amerikan asker olmasaydı
İsrail direnişin indirdiği darbeleri karşısında ayakta duramazdı ve tamamen
dağılırdı. İsrail'in Gazze savaşı sonrasındaki durumu elbette eskisi gibi
olmayacak. İsrail’e yapılan ticari ve
ekonomik ablukayı kırmaya çalışan ve rejime bel bağlayan Arap ülkelerinin yeni
durumu anlamasını umuyoruz.
Bu kara güzergahın en büyük kazanan tarafı Siyonist işgal
rejimidir ancak böyle bir güzergahın Süveyş Kanalı'na da doğrudan tehdit
olacağı açıktır. Yeni koridor Mısır’ın yıllık 9 milyar dolarlık gelirini yarı
yarıya düşmesine yol açar.
Bu konu aynı zamanda BAE, Suudi Arabistan ve Ürdün'ün kardeş
ülke Mısır ile ilişkilerini de olumsuz etkileyecektir. Ancak en önemli konu şu
ki, yeni güzergah Yemen Ensarullah Hareketi ve Iraklı gruplar da dahil olmak
üzere diğer direniş gruplarının insansız hava aracı ve füze operasyonlarına
maruz kalabilir.’’
Siyonist İsrail medyası, BAE ile İsrail'in, Dubai ile Hayfa
limanı arasında Suudi Arabistan ve Ürdün topraklarını geçecek bir kara
güzergahı kurulmasına yönelik bir anlaşma imzaladığını. İddiaya göre bu anlaşma
Yemen’in gemi hatlarını kapatma yönündeki tehditlerini ortadan kaldırmayı
amaçlıyor.
Suudi Arabistan ve Ürdün, ABD'nin doğrudan talebi üzerine bu
projeyi gerçekleştirmek için BAE ile iş birliği yaptı.
İsrail rejiminin amacı Kızıldeniz üzerinden Süveyş Kanalı'nı
kullanamayan ve Hayfa Limanı'na ulaşamayan gemiler için Afrika güzergahı
dışında alternatif ve hızlı bir rota oluşturabilmek.
Tüm bunlara rağmen Ensarullah Hareketi ve Yemen Ulusal
Kurtuluş Hükümeti, Gazze ve Filistin direniş gruplarını destekleme konusunda
kararlı olduğunu dile getirdi.