Dünyada atom bombalarını ilk kez kullanan ABD; Hiroşima ve
Nagazaki’da en az 350 bin Japon’ın ölümüne ve iki katı kadar insanın
yaralanmasına, hastalanmasına ve sakat kalmasına neden oldu.
1947’de BM’ni kullanarak Filistin’in yarısını alan ve
dünyanın dört bir yanından taşınan Yahudilere vatan olarak veren ABD o gün bu
gün bu coğrafyada olup biten HER ŞEYDEN sorumludur. Aynı ABD o gün bugün
dünyada meydana gelen askeri darbe, ayaklanma, iç savaş, kargaşa, her türlü
terör, uyuşturucu ticareti gibi aklınıza gelebilecek karanlık ve pislik tüm
işlerin arkasındadır.
Son iki örneğiyle Irak ve Afganistan gibi onlarca ülke
işgallerini saymazsak.
Milyonlarca insanın öldüğü, sakat kaldığı ve ülkesinden
kaçmak zorunda bırakıldığı Kanlı Arap Baharı’nı hatırlatmaya gerek yok.
Öncesinde İngiliz patentli olan siyasal İslamcı tüm
silahlı-silahsız örgütlerin kurulup kullanılmasında yine ABD vardır. Türkiye
dahil dünyada yaklaşık 700 askeri bulunan aynı ABD; hoşlanmadığı ülkeleri
düşman belliyor ve onları ‘tehlikeli’ ilan ediyor.
İran örneğinde olduğu gibi.
İran’ı çevreleyen bütün ülkelerde Amerikan üsleri var.
İran’ı çevreleyen ülkelerin tümü farklı nedenlerle İran’a
düşman.
Zaman zaman İranlıları ayaklandırmaya kalkışan ABD; bölgesel
ve uluslararası müttefiklerini kullanarak İran’ı sıkıştırmayı bir gelenek
haline getirmiş ve 3 Ocak 2020’de Bağdat havaalanında İran’ın en önemli
komutanı Kasım Süleymaniye öldürmüştü. Sonrasında aynı ABD İsrail’le birlikte
İran, Suriye ve Lübnan’da düzenlediği suikastlerle çok sayıda İranlı bilim
insanı ile birlikte askeri danışman ve komutanını öldürdü.
İran destekli Iraklı milis gruplar dün Suriye toprağını
işgal etmiş Amerikan askerlerinin bulunduğu üssü SİHA’larla vurarak üç askeri
öldürdü ve 35’i yaraladı.
Biden ve Amerikalı yetkililer neredeyse İran’a savaş ilan
edecek.
110 gündür Gazze’yi yerle bir eden, çoğunluğu kadın ve çocuk
30 bin Filistinliyi vahşice öldüren, 80 binini yaralayıp sakat bırakan, doktor,
sağlık elemanı, gazeteci ve BM görevlisi yüzlerce insanı canice öldürerek
soykırım suçu işleyen İsrail’e destek vermekten utanmayan ABD
İsrail ve kendisine karşı direnen herkesi düşman ilan ediyor
ve saldırıyor.
Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği mektup
örneğinde olduğu gibi küstah kowboy kafası.
BOP çerçevesinde Kanlı Arap Baharı’nı başarsız kıldığı,
bölgede herkesin İsrail’in önünde diz çökmesini önlediği, Sünni Filistin
halkına destek vererek teslim olmasını engellediği, İsrail’in korkulu rüyası
Lübnan Hizbullah’a yardım ettiği, Kızıldeniz’in güney girişini kontrol eden
Yemenlilere sahip çıktığı için ABD; ‘Şii’ İran’dan nefret ediyor.
Oysa aynı ABD Şah döneminde aynı İran’la birlikte Menderes
yönetiminde Türkiye’nin de stratejik müttefikiydi. O kadar ki atom bombası
yapsın diye nükleer reaktör inşa konusunda Şah’a yardım etmişlerdi. O sıralar
Türkiye ile birlikte İran, İsrail’in stratejik müttefiki idi.
Sünni Müslüman ülkeler gibi Türkiye; İsrail Gazze
katliamlarını durdurmak için HİÇBİR ŞEY yapmazken ‘Şii’ İran radikal ‘Sünni’
Hamas ve ‘Sünni’ Filistin halkına destek veriyor.
İLGİNÇ .
İşte böylesi karmaşık bir denklem içinde İran; Irak,
Suriye, Lübnan ve Yemen üzerinden İsrail, ABD ve tüm müttefiklerine kafa
tutuyor.
Cesaret işi.
Bunak Beyaz Adam ‘Big Patron’ Biden ya yenilgiyi
kabullenecek ya da İran’a savaş ilan edecek. Bunu da en çok Filistin halkını
yenemeyen ruh hastası katil Netanyahu ve ortakları istiyor. Amerikalıların
böylesi aptal ve elbette çılgınca planı bölgenin tümünü savaşa sürükleyecektir.
Bölgenin en önemli ülkelerinden biri olarak da elbette bu
kargaşadan etkilenecek ülkelerin başında Türkiye gelmektedir .
İran, Irak, Suriye ve PYD/YPG/PKK’ya destek için Fırat’ın
doğusunu işgal eden ABD’ye komşu Türkiye’de çok sayıda Amerikan üssü var. Aynı
Türkiye; İran destekli Esad’a karşı savaşan on binlerce militana yardım etmek
için Suriye toprağının yaklaşık %10’u kontrol ediyor.
Ve bütün bunlar Ankara’nın İsveç onayından ve Biden’ın F-16
sözünden sonra oluyor. Öncesinde İranlılar Mossad-CİA merkezi haline gelen
Erbil ve çevresini bombaladı.
İran yanlısı Iraklı Şii milisler ise Filistin halkıyla
dayanışmak için Suriye’nin doğusunda ve Kuzey Irak’taki Amerikan üslerine
SİHA’larla saldırıyorlar.
Yine tam bu sırada İran Cumhurbaşkanı Reisi Ankara’ya
geliyor ve aynı gün MİT Başkanı İbrahim Kalın Bağdat’a sonra da Erbil’e giderek
Ankara’nın müttefiği Irak Kürt Federe Bölgesi Başkanı Mesut Barzani ile
görüşüyor.
Her şey tamam da işleri karıştıracak olan ABD Türkiye’nin
güneyinde Suriye’nin kuzeyinde Irak Kürt Federe Bölgesi benzeri bir oluşum
kurarsa Ankara ne yapacak?
Elbette sorulacak çok sayıda soru ve anlatılacak bolca
senaryo var ama bugün için bir tek yukardaki sorunun yanıtını bulabilenler
olası bütün denklemleri de çözmüş olurlar!
tele1