Birinci en önemli küresel dalgası: Halkların vicdanlarının
uyanması olmuştur. Avrupa halkları ayağa kalktı, Amerika ve emperyal güçlerin
halklarının da vicdanları uyandı. Müslüman halklar henüz uyanmadı. Bütün
müslüman ülkeler ayağa kalkması gerekirdi, “Allah-u ekber kahrolsun siyonist”
sloganları sokakları inletmeliydi. Ama gavur Avrupa ve Amerika’da halklar
“Filistine özgürlük” soykırıma son verin” sloganları atılıyor. Kardeşleri
katledilen müslümanlar sessizler.
Müslüman halklar sözüm ona kutsal iktidarlarının ve çıkarcı
muhalefetlerinin ağzına bakıyorlar.
İkinci en önemli küresel dalgası: Bilim ve akademik
çevrelerin yani aklın ve ilmin uyanması. Bir ülkede akademisyen ve bilim
çevreleri uyanıyorsa, bir şeye itiraz ediyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir.
Amerika ve Avrupa’da üniversiteler uyanmış ve öğrenciler, üniversitelerin
kampüslerinde aklın uyandığını, bilimin ve akademik çevrenin siyasi iktidarlara
gerekeni yapmasını istemektedir.
Üçünci önemli küresel dalgası: Henüz küresel olmasa da başlayacaktır
inş. Bilim ve akademik çevreden akademisyenler; profesörler, dr.lar, öğretim
görevlileri kariyerlerini tehlikeye atarak akıl ve vicdanı uyanan öğrencilerin
yanında duruyor, bu katliam ve soykırama karşı seslerini yükseltiyorlar.
Gavur dediğimiz bu insanlar insani, vicadi, akli ve bilimsel
vazifelerini yerine getiriyorlar.
Müslüman akademisyenler, prof. Dr. ve öğrenciler nerdeler?
Neden İslam ülkelerindeki üniversiteler ayağa kalmıyorlar?
Neden öğrenciler harekete geçip üniversite kampüslerinde protesto
eyleminde bulunmuyorlar?
Batı üniversitelerinden ilim, bilim alındığı gibi vicdanları
ve aklı nasıl uyandıracağının da dersi alınması gerekmez mi?
Dünyanın önemli universitelerinden olan İstabul Üniversitesi
neden sessiz? Halk sözüm ona kutsal saydığı iktidara toz kondurmuyor siz
akademisyenler bilim çevresi neden sessizsiniz?
Siz akademisyenler toplumun lokomotifi değil misiniz?
Akılları ve vicdanları gaflet uykusundan uyandıracak bilim
adamları değil misiniz?
Dünayda en kısa Cuma hutbesi okuyan imamın dediği gibi “35
kişinin katledilmesi, 100 binden fazla insanın yaralanması ve milyonların evsiz
barksız kalıp göçe zorlanması sizin vicdanlarınızı uyandırmıyorsa, benim
söyleyecek sözümün hiç bir etkisi olmaz, kamet getirin namazı kılalım.”