‘Tek devlet, tek millet, tek ordu: Tek Suriye’

GİRİŞ: 13.07.2025 13:16      GÜNCELLEME: 13.07.2025 13:16
Rasthaber -  Şıracı Netanyahu bozacı Trump’ı Nobel Barış Ödülüne aday göstermiş. Nobel Barış Ödülü onu en çok hak eden Donald Trump, Binyamin Netanyahu ve Ahmet Şara’ya verilmelidir. Barış ödülüne karar veren üst akla önerim bu listeye pek muhterem Büyükelçimiz Tom Barrack’ı da katmalarıdır. Bu isimlerin hepsi sadece barış ödülünü almamalı Golan (Colan) bölgesine, Suriye sahiline, Fırat’ın hem batısı hem doğusuna heykelleri dikilmeli. Neden mi? Netanyahu, tanrısının en seçkin ve en makbul bir mahlûkatı olduğunu kanıtlamış ve sıfatına uygun davranmıştır. Saddam ve Kaddafi’den sonra tanrıları rahatsız eden en tehlikeli yapılar olan HAMAS, Hizbullah, İran, Esad, Filistin’e karşı savaştı. Trump, şeytanın örgütü olan BM kararlarına uymamış, Kudüs’ün Netanyahu’nun başkenti olduğunu ilan etmiştir. Tüm ABD Başkanları ve Kongresine rağmen İsrail’deki ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımıştır. Şer odakları BM ve uluslararası kuruluşların kararını mübarek elinin tersiyle itmiş ve Suriye’nin işgal ettiği Golan bölgesinin Netanyahu’nun mülkü olduğunu korkusuzca savunmuştur.

İLK ABD KOLONİSİ

Bazı okurlarımız “saygısız, dengesiz, çatlak ve tarih cahili” olarak gördükleri Trump’ın ödüle aday gösterilmesini hazmedemiyorlar. Kuyruk acıları var. Neymiş, bazı Afrika ülkesi liderleriyle görüşmesinde birisine, “hızlı konuşun, yoğun bir programım var” dediği için saygısızlık etmişmiş. Kutsal vaktinden zaman ayırmış yetmiyor mu? Başka neymiş Liberya devlet başkanına, “bu masa etrafındakilerin birçoğundan daha güzel İngilizce konuşuyorsunuz. Nerede öğrendiniz?” diye sormuş. Meğer ki, Liberya, 1822 yılında, ABD’de Azad edilmiş köleler tarafından bizatihi Amerika Koloni veya Kolonizasyon Derneği teşviki ve desteği ile Afrika'ya inşa edilen ilk “siyahi” ABD sömürge kolonisiymiş. 1847’de Amerikan Kolonizasyon Derneğinden bağımsızlığını ilan etti. Ülkenin resmi dili de İngilizce. Tamam Trump bunları bilmeyebilir ama bizim can sıkıcı tarihçilere değil kurnaz siyasetçilere ve parayı-yolunu bulan ve koparan yiğitlere ihtiyacımız var. Tanrıları ne demişti, “memurlarımız işini bilir.” Ayrıca bu kadar kusur sizin Osmanlı kadılarının kızlarında da vardı.

TOM AMCA

Nobel Barış Ödülünü en çok hak edenler arasında olan Thomaz Barrack eski yoldaşları YPG, SDG, HTŞ, El-Nusra, PKK’ya hitaben “Vazife tamamlandı. Yeni, meşru ve daha etkili sopalara ihtiyacımız var. Önümüzdeki dönemde bölgeyi ve âlemi bu formül ile tanzim edeceğiz. Tek devlet, tek millet, tek ordu ve tek Suriye planını tasvip ve teşvik edeceğiz” diyor. “Suriye, milleti, devleti, ordusu ve vatanı ile bölünmez bir bütündür” diye haykıran favori adayımız Lübnan asıllı, ABD’nin en büyük müteahhit şirketinin sahibi Thomas Barrack. Tanrısı tarafından mübarek edilen Tom amca, onlarca milyar dolar emlak piyasasını kontrol eden bir inşaat ahtapotu. Kutsal Trump ile yolları bu kutsal projelerde kesişti. “Lübnan asıllı” olması hasebiyle zengin Petro-dolar Körfez ülkelerinin Arap Şeyhlerine ABD’de lobi yapan, zengin Amerikalılara Arap ülkelerinde ticari mihmandarlık eden bir zat-ı muhterem. Tamam bunun için rüşvetten soruşturulmuş, yargılanmış, yalan söylemiş ama bu kadar kusur hanginizde yok ki?

Tom amca ve tanrıları dahi bir temcit pilavı sunmuşlar: Klasik İmparatorlukları “millet, etnik ve dil gruplarına” yatırım yapan Sykes-Picot planı ile parçaladılar yani özgürleştirdiler demek istedik. Suriye-Şam coğrafyasını mazlum milletlerin hizmetine sundular. Filistin’e bir Yahudi devleti, Lübnan’a bir Marunî Katolik devleti, Suriye’ye Sünni, Alevi, Dürzi devleti, İskenderun Sancağına bağımsız bir devlet… Irak’ı, Anadolu’yu da Suriye gibi özgürleştirdiler lime lime ettiler. Ama ve lakin nankör milletler Sykes-Picot ve sahiplerine karşı isyan etti. Tanrıları üzdü ve kızdırdı. Güçlü, üreten, başı dik, bağımsız, egemen olmaya kalkıştı. Tanrılara şirk yani eşit koştu. Büyük günah işlediler. Tanrıların gazabına uğradılar. Tanrılara şirk koşan, karşıt gelen, söz dinlemeyen ve bölgemizin nadide tanrısı İsrail’i ve onun kutsal eli Netanyahu’yu rahatsız eden na-münasip ve na-mahbup davranışlar sergilediler.

HAÇLI SEFERLERİ

Trump ve Tom amcalar Sykes-Picot projesinin tüm araç ve gereçlerini kullandılar. Âlemden, piyasadan çarşıdan, içerden ve dışarıdan yeni kutsal haçlı seferleri düzenlediler. Bu nankör, işe yaramaz, söz dinlemez, İsrail’e hizmette kusur edenlerin üzerine yağdılar. Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi, Filistin’i, Lübnan’ı Tanrıların yardımıyla dümdüz ettiler. Ülkeleri, en küçük zerrelerine kadar dil, din, mezhep, taife, tarikat, semt, mahalle taksim ettiler. Trump ve Tom amcalar diyor ki “Mission accomlished-Görev hasıl oldu şimdi tarih yazma dönemi: Sevgili askerimiz El-Colani hazretleri Ahmet Şara Beyefendi görevini layıkıyla yerine getirdi, getiriyor. Biz tanrılara, kutsal İsrail ve Netanyahu’ya hizmette kusur etmiyor. Ne istiyorlarsa veriyor. Meşruiyeti, koltuğu ve geleceği için sadece Golan’ı değil tüm Suriye’yi altın tepside sunuyor.”

DİRENENLERE DÜŞMAN ASKER

İran’a, Lübnan Hizbullah’ına, Yemen’e, Filistin ve İsrail karşıtı tüm Filistinlilere “düşman” bir askerimiz var. Lübnan’a girip Hizbullah ile savaşmaya hazır. Kime karşı istersek fedai olmaya hevesli. “Golan’ı vereyim, İbrahim Antlaşmasına dâhil olayım. İsrail’i istediğiniz gibi tanıyayım ama bana buna mukabil Lübnan’ın kuzeyinde Osmanlı bakiyesi “Sünni Trablus” vilayetini verin. Orada Muhsin Dağında yaşayan Alevileri de hallederiz. Böylece Suriye Sahil bölgesinde demografik yapıyı” Sünniler” lehine dönüştürürüz” teklifi var. Tom amca da bu teklifine karşılık, bu konuda Lübnan’ı ikna etmek kolay değil. Ama sen hele tüm haklarından feragat et İsrail’i üzme diğer hususlara bakarız diyor.

TANZİM EDİLEN SURİYE

Alevi, Dürzi, Kürt, Sünni parçalar üzerinden amaç hasıl olacağına, “meşru” tek lider, tek devlet, tek ordu, tek ülke formülü üzerinden milli ve yerli olan her şeyi, devleti, milleti, orduyu, yeraltı ve yerüstünü tanrıların hizmetinde bir Suriye tanzim edilmektedir. Ve bu devrimci, halkçı, devletçi, milliyetçi formülün sahibi Tom Barrack ve kutsal ordusunda görev almaktan onur duyan Ahmet Şara birlikte özgürlük şarkısını söylüyor: “Tek devlet, tek Millet, tek ordu: Tek Suriye.” Bazı densizler ve tanrılara şirk koşanlar soruyor: Mazlum Abdi çok üzgün. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyormuş. Özerkliği elinden alınmış velet misali küsmüş. Vah yavrum vah. Hiç ibret ve ders almaz mısınız? Başkalarının silahıyla gerdeğe şey savaşa girilmez bilmiyor musunuz? Kullanışlı ve kiralık bir silah olarak hizmet ettiğin tanrılar seni hayal aleminde de yüzdürür, sefillerden daha sefil bir konuma da getirir.

SORULAN SORULAR

Soruyorlar, Alevi katliamları sürerken, Dürzilere tehditler revaçtayken, Suriye Kültür Bakanı, “Aleviler katil sürüsüdür. Kadınları ancak zenginlerin evlerinde hizmetçilik yapmaya uygundur” açıklamasını yaparken, Kürtler ancak postalımız olur derken, tanrıların yabancı savaşçıları Suriye’nin mülküne, toprağına, devletine, makamlarına, hakkına hukukuna en üstün sahip olurken, buna mukabil Suriye’nin yerlileri Kızılderili muamelesi görürken, ülke en bağnaz, en yobaz ve en karanlık çağların zihniyetiyle yönetilirken, kimsenin mal, can, ırz güvenliği yok iken, Trump, Tom ve Şara’nın yoldaşları, dostları tüm bu vahşet yaşanırken dilsiz ahraz kalmışsa kendilerine ve tanrılarına nasıl Nobel Barış Ödülü verilir?

Ah be kuzum tanrıların hikmetinden sual olunmaz. Bu kadar kusur tanrılarında olabilir. Ama ve lakin rahmetli olanların rahmetlisi ve muktedir olan sevgi kaynağı Allah’ın şer kaynağı tanrılarına söylediği o muhteşem sözü ile kabustan uyandım: Hesapların planların üstünde bir hesap ve plan vardır ve o hesap ve plan tüm hesaplara ve planlara galip gelecektir.

aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM