Tüm Avrupa, ABD ve uydu devletleri
Netanyahu’nun ayağına giderken, “İsrail’in kendini savunma hakkı var, HAMAS
terör örgütünü ne pahasına olursa olsun Gazze’den söksün atsın”
havasındayken, “Gazze’yi boşaltın, yetmez tüm Filistinlileri Mısır Sina Çölüne,
Lübnan’a, Ürdün’e ve Suriye’ye sürsünler” hezeyanındayken, bizim ekranların
guguk kuşları kim haklı kim haksız anlatımlarıyla mide bulandırırken, içimizdeki
Türk milleti düşmanı Guguk Kuşu Türkçü kılıklı operasyon mahfilleri
“Filistin’den Araplardan Müslümanlardan bize ne, bu Filistinliler Osmanlıyı,
Türkleri arkadan hançerlemedi mi? PKK’ya Barzani’ye, Ermeni’ye sahip çıkmadı
mı? Filistinlilere, Araplara niye yardım edelim” propagandasını yaparken,
zahirde vahvah deyip dizlerini döverken, ekran başında kara bağlayanlar ama bu
ayrı o ayrı deyip İsrail ile ticaretlerine, diplomatik ilişkilerine devam
ederken beğenir beğenmezsiniz, Suriye, İran ve Lübnan mazlum
Filistin halkının yanında zalim Netanyahu ve savaş kabinesine karşı cepheden
savaşıyorlar.
HALA YALNIZ DEĞİL
Rusya, Çin Güney ve Latin Amerika ülkelerin ezici çoğunluğu,
başta Güney Afrika ve kıta ülkeleri ile dünya halkları ayakta. Milletimizin
ezici çoğunluğu Filistin’de devam eden bu zulmün bitmesini ve zalimlerin
cezalandırılmasını istiyor. İsrail’de onurlu yüzbinler ayakta. Netanyahu ve
savaş kabinesine ateş püskürtüyor. Sadece Filistin ve halkına değil İsrail ve
halkına en büyük zulmü bunlar yaptı diye haykırıyor. Netanyahu’nun ayağına
gidenler bile ondan illallah oldular. Ancak Netanyahu, küçük Hitler biraderi
Zelenskiy gibi halen yalnız değil. Uluslararası Siyonist mahfil, silah ve
savaştan beslenen tekelci holdingler, dünyada tanrıları oynayan trilyon
dolarları kontrol eden haramiler, uyuşturucu, fuhuş, kumar baronları, sistemin
bekçileri ve devamını sağlayan generaller istihbarat baronları, çeteler,
mafyalar bu savaşlar bitmesin istiyor. Savaşı tüm bölgeye yaymak istiyor.
GİDİŞATI DEĞİŞTİREMİYORLAR
İran’ı bu savaşa zorlamak, ABD’nin de bu savaşta topyekun
olması için tüm araçları mubah kabul ediyor. Lübnan’da, Irak’ta, Suriye’de
öldürdükleri İranlı komutanların, Filistinli siyasi ve askeri liderlerin saf
dışı bırakılması sahada sürecin gidişatını değiştirmiyor, İsrail ile savaşta
dengeleri Netanyahu ve mahfili lehine dönüştürmüyor. Netanyahu’nun baş aşağı
düşüşü engelleyemiyor. Gazze ve Filistin’de zafer kazandırmıyor. Son çırpınış
olarak İran’ı savaşa provoke edecek hamleyi yapıyor. Mahrem olan İran Konsolosluk
binasını hedef alıyor. En ölümcül hatasını yapıyor. İran’ı İngiltere ve İsveç
ile kıyaslıyor. 22 Temmuz 1946’da kendi Siyonist ajandası ve davasını zorla
kabul ettirmek isteyen, Filistin kasaba ve köylerinde katliam yapan Irgun ve
Haganah Yahudi terör örgütlerin hücrelerine İngiliz polisi ve askerleri baskın
düzenler. İleri gelenlerini tutuklar. Terör eylemlerine hedef olacak gizli
belgeler bulunur.
Bunun intikamını almak üzere, yabancı devletler temsilcileri
ve yüksek rütbeli İngiliz subaylarına ev sahipliği yapan Kral Davut (King
David) Otelini havaya uçurmuşlardı. En çok yabancı uyruklu 91 kişi
katledilmişti. 1948’de İsrail devletinin ilan edilmesiyle başlayan Filistin
savaşında ateşkes için arabuluculuk yapan İsveç Kralı V. Gustaf’ın yeğeni,
Almanya Nazi kamplarından 200 bin Yahudi’yi kurtaran Kont Folke Bernadotte, BM
gözlemcisi Fransız Andre-Pierre Serot ile birlikte Yahudi terör örgütleri tarafından
katledildi. Bu olaylardan sonra İngiltere ve İsveç Filistin’den çekildi ve
sahayı Siyonistlerle ve yeni efendileri Washington’a bıraktılar. Dolayısıyla şu
ana kadar hiçbir İsveç kralı işgal altındaki Filistin'i ziyaret etmedi.
Bombalama, katliam, suikast eylemlerine aktif katılmış veya terör örgütlerine
liderlik etmiş olanalar sonradan İsrail’in devlet başkanları, başbakanları,
bakanları ve istihbarat şefleri oldular. Netanyahu ve savaş kabinesi bu
zürriyetten geliyor. Bu tür eylemlerle ecdadının İngiliz, Fransız ve
İsveçlilere yaptığı gibi Filistinlileri, Suriyelileri, Lübnanlıları ve
İranlıları dize getireceğine inanıyor.
EŞ ZAMANLI SALDIRILAR
Netanyahu ve savaş kabinesi Şam’daki son saldırıda daha önce
birçok saha komutanı kaybeden İran’a ağır bir darbe vurdu. Tahran 7 komutanını
kaybetti. İran, Lübnan ve Suriye’de en önemli askeri komutanlık makamlarında
görev yapmışlardı. Onlarla birlikte İran askeri ataşesi de öldürüldü. Saldırı
İranlı komutanların Filistin İslami Cihat askeri ve siyasi yetkilileriyle
toplantı yaptıkları günün gecesinde hasıl oldu. Burada dikkat çeken husus
İsrail saldırılarının Halep, Humus, Deyr El-Zor veya Şam’da hasıl olduğu
saatlerde İdlib vilayetini işgal etmiş olan El-Nusra ve yabancı terör örgütleri
(Uygur, Kafkas ve Orta Asya Cumhuriyetlerinden gelenler) ile Suriye-Ürdün
sınırında yer alan, ABD’nin işgali altındaki El-Tenef askeri üssünden gelen
DAEŞ (IŞİD) mensuplarının Halep, Lazkiye ve antik kent Tedmor (Palmira)
bölgelerine geniş çaplı bir saldırı başlatmalarıdır. Bu da Suriye sahasında
mevcut olan terör örgütlerinin ABD ve İsrail ile hareket ettikleri ve saha
askeri faaliyetlerini birlikte koordine ettiklerini göstermektedir. Ayrıca
Moskova’da hâsıl olan terör eyleminde bulunan militanların İdlib’den geldikleri
Türkiye güzergâhı üzerinden Rusya’ya geçtikleri haberleri de medyamızda yer
almıştı.
ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
İran devletinin dolaysız Şam’da hedef alınması sonrasında ne
Şam’da ne Filistin’de ne İsrail’de ne de Ukrayna’da ama özellikle de bölgemizde
hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Şüphesiz ki herkesin ve her şeyin üstünde bir
hesabı var. Ancak gelen ve görünen odur ki ya İsrail çağımızın Hitler’i
Netanyahu ve savaş kabinesini baş aşağı edecek, iki devletli çözümü kabul
edecek, kendileri dışında herkesi düşman belleyen, farklı olanlara ve
kendilerini eleştirenlere terörü mubah gören radikal Yahudi tarikat ve partilerini
yasaklayacak, savaş tazminatı ödeyecek, Filistin’in imarında maddi-manevi
borcunu karşılayacak, hak sahipleri Suriye ve Lübnan’a topraklarını iade
edecek, ABD bu sürece onay verecek, beyaz bayrak çekecek, çok kutuplu yenidünya
nizamını kabul edecek, ya da bir nükleer kıyamet olacak veya kehanette yazılı
olan Doğudan gelen başı sarıklılar ile İsrail arasında yaşanacak savaş ile tüm
bölgemiz için cehennem kapıları açılacak ve sonunda İsrail’i yakıp yıkacak.
İnşallah akıl başa gelir.
aydınlık