Birinci Bölümün devamı olarak Kaldığımız yerden devam edelim.
Kılavuzlukları ayını olan Peygamberler ve İmamlar arasında fark nedir ? Neden İmamet Gereklidir ve görevleri nelerdir ? İmam Olmanın şartı nedir ? Kuran-i İmameti Nasıl tanırız ?
Allah ayettinde "Ve onları, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık" 21:73. " Emrimizle doğru yola ileten imamlar/önderler tayin etmiştik.” Secde :24
- "Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün " Isra 71.,
- "İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Resûl'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık " Bakara-143
O imamlar öyle kişilerdir ki Allah (cc) kitabında derki "Eğer bilmiyorsanız ehl-i zikre sorun." Enbiya-07. Kim bu Ehli Zikr olan şahıslar? Allah diyorki " Ey müminler! Allah'dan korkun (fenalıklardan sakının), imanda ve sözünde doğru olanlarla beraber olun." Tevbe-119.
Her zaman Bizlerin söylediği bir söz vardır, "Hak ve Batıl" Aklımıza şu soru hiç gelmiyorum !? Hak ve batılı ayıran çizgi nedir ? Bu çizgi nasıl olmalıdır ki Hak Batıla karışmasın, Batılda Hakka karışmasın !?
« İnsanları İmamlarıyla çağıracağımız gün », « Böylece sizlerin insanlara şahitler olacağınız gün » "Zikir Ehli" ve "İmanda ve sözde doğru olanlar ». « doğru yola ileten » Bu başlıkları daha anlaşılır kılmak için Konu ile ilgili bilimsel bir açıklama getireceğim. Bir Tıp Araştırma Laboratuvarında mesleğim icabı çalıştığım için bildiğim bir şeyi size aktaracağım.
Bizlerin yaptığı her araştırma testlerinde kendimize referans olarak aldığımız şahitler vardı. Biz onlara « Temiogne » diyorduk. Bunlar bizim için çok gerekli ve önemli idi. çünkü onlarsız testimizi yapamıyorduk, Testlerimizin başarılı olup olmadığı, Aynı zamandada bir testin sonuncunun negatif yada pozitif olduğunuda onlar belirliyordu. Onlar bizlerin testimizin sonuçunun "olumlu" veya "olumsuz" olduğunun vede testimizin "geçerli" olduğunu belirleyen verileri oluşturuyordu. O şahitler olmadan bir netice elde edemiyorduk. Çünkü bizlerin şahit dediği o "temiogne" katıksız, pür, pak ve masum kabul ettiğimiz bir değerdi. Yaptığımız testler esnasında uygulana her türlü kimyasal karışımlar, tabi tutulan ortamlar ve araştırdığımız süjet, o « şahit » üzerinede uygulanıyordu. Netice olarak, Testin geçerli olduğunu anlamak için ilk yaptığımız şahitlerimize bakmak oluyordu. Gördüğümüz, şahitlerimizin ilk halleri ile aynı olması ve hiçbir bozulma göstermemesiydi. Uygulana dozajlara göre rengi şahite en yakın olan dozaj, en iyi sonuç veren doz oldugunu kabul ediyorduk.
İmamet Gerekliydi çünkü, Bizlerin hakikatı tanıması ve buna bağlı olarak yaşantı yolumuzun onlara bağlı olarak « iyi » veya « kötü » olarak belirlenmesinin sağlaması, Allah (cc) kitabında bahsettiği gibi "Bizim emrimizi ile" "doğru yol gösteren" önderlerdir. Bu ayette vurgulana İmamet için iki ana husus vardır. fakat farkilik arzeden ise « Allah'ın emri ile », Doğru yola yönlendirme.
Unutmaka lazımki insanları Ateşe çağıran imamlarda vardır. "Ve onları, halkı ateşe çağıran rehberler/imamlar yaptık ve kıyamet günü de yardım edilmez onlara" Kasas-41 "
1-) Allah'ın tayin ettiği varis olmak;
"Dedi ki: Ben seni insanlara imam edeceğim." Bakara 124.
2-) Allah'ın Emri ile yönlendirmek & kılavuzluk etmek;
"Onları buyruğumuz altında (insanlara) doğru yolu gösterecek önderler kıldık" Enbiya 73.
3-) İlim olarak, yakin seviyesine sahip olmak ;
"Biz, gerçek ve şüphesiz bilgiye sahip olması için ibrahim'e, göklerdeki ve yeryüzündeki kudret ve saltanatı, tasarruf ve hikmetini böylece göstermekteydik" Enam-75
4-) Amel olarak, zorluklara göğüs germek, sabır etmek ;
"Zorluklara göğüs gerip, sabrettikleri ve ayetlerimize kesinlikle inandıkları zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yola ileten önderler tayin etmiştik." secde-24
5-) Adil olmak, Zalim olmamak;
İbrahim (as) " ya Rabbi benim gibi, benim soyumdan olanlar bu makama ulaşacak mi ?" diye sordu. Allah (cc) " Senin zürriyetinden olan zâlimler benim imametime nail olamaz.” buyurdu."
6-) İmametin devamlılığı, İbrahim Peygamberin sorusuna aldığı cevap, İmametin soyundan devam edeceği, sınırlı olmadığı, fakat Allah (cc) bunu bir şarta bağladı; " Senin zürriyetinden olan zâlimler benim imametime nail olamaz.” buyurdu. » Fakat, Muhsin (« Zikir ehli » « Imanda ve sözde doğru, ayetlerimize yakinen inananlar, Yer & gökilmine yakinlik seviyesinde sahip) olanlar hariç.
Burdanda anlaşılacağına göre, Kuran, bizlere İmamet - veliyat'ın devamı hakında bilgi vermekte. Fakat isim vermemekte ! sadece sıfatlar ve tanımlar yapmaktadır. Bizler ise, bu tanımlar ve sıfatları, hadisler ile Kuran'ı baz alarak tanımlıyoruz. « Şüphesiz bu kuran insanları en doğru yolla sevk eder" İsra-09.
Doğru yol nedir ? Doğal olarak, Islam diyeceğiz ! Ama kendine islam deyipte « DAIS, AL QUAIDA, FETO, vb » terrör örgütleri, bazı Tarikatlar yada Gruplar » insanları ateşe çağırmaktadır. Doğru yol, Kuran ve hayataki pratiği olan, Peygamberimiz ve Ehli beytidir. Ehlu Beyit Hadislerinde « Kurana Yönelen, Bize (Ehli beyte) yönelir » demektedir.
Bu sıfati özelikler, doğal olarak beraberinde imametin kimlere ait olduğunda açıklar, ne yazıkki bu açıklama, Bazı fitine tayfaları tarafından peygamberimizin ölümüyle başlayıp daha sonra saray islamı & Hilafet alayışına sahip müslümanlar tarafında unutulmuş, saptırılmış veya bazı müslümanlar tarafından farklı anlaşılması sağlanmıştır. Kimileri, kuranda dünyevi hükümdarlıklarını sürdürmek için tahtını aramış veya zorla aldıkları tahtlarını sağlamlaştırmaya çalışmış, kimileri ise ulviyetlerine inandıkları zatların isimlerini kuranda aramıştır.
Kuranı kerim, "Masumiyetin" tanımını yapmıştır. Masumiyete sahip olan imamların / emiri /velayetin sıfatının tanımını yapmıştır. Eğer kuranı doğru okursak, Peygamberimiz ve O'nu temiz ehli beytini açık ve net olarak kuranın kendisi olduğunu görebiliriz. "Gerçekten de Allah, yalnızca siz Ehli beytten, her türlü pisliği gidererek, tertemiz kılmak kılmak istiyor" Azhap -33, « O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz » necm-3, Mesela başka bir örnekte " Sizin dostunuz yalnız ve yalnız Allahtır. O'nun Resulü ve namaz kılan, rüku etmiş haldeyken zekat veren müminlerdir. Her kim ki Allah'ı, Resulünü ve müminleri dost edinirse, muhakkak ki galip gelecek olanalar Allah taraftarlarıdır." Maid 55-56. Kurandaki yapılan sıfati özeliklerin tanımlamaları ve açıklamaları ismleri ile değil, hadislerdeki tanıma ve açıklamalara uygun olan bi-zati şahısların sıfati özelliklerini ilgilendirir.
Sonuç olarak, İmamet yukarda açıkladığımız üzeri kuranda işlenmiştir. Peygamberlik makamın son bulmuş olup, Ibrahim (as) soyundan, Allah’ın seçtiği, pak ve temiz, her türlü pislikten arınmış, sadece ve sadece Allah’tan aldıkları emirler doğrultusunda insanları yönlendiren, bizler gibi yemek yiyen, aynı havayı soluyan, zevk alan, üzülen, hasta olan ve sonunda Allah’in eceline teslim olan, Hak ile Batılı her ortamda ayırt etmek için, her türlü zorluklara, zülüme ve baskılara karşı göğüs gererek, hakı yaşayan ve uygulayan, yeryüzünün ve gökyüzünün her türlü sırına ve ilmine (yakin) sahip olan, dünyevi hükümdarlık & sultanlık gibi hiç bir mevkiye, güç gösterisine ihtiyacı olmayan, Allah’ın Kendisi ile yaratıkları arasındaki doğru yolu göstermesi için seçtiği MASUMLAR’dır. İmamet Makamı.
Bu açıklam doğrultusunda bizlerin yapacağı, Allah'ın seçilmiş kulları olan, imanda ve sözünde doğru olanlarla beraber olunup, onların dostlarını kendimize dost ve Rehber edinmemiz olmalıdır. Yoksa bizler, kendi ego-sentirik arzularımız ile üst akıl denilen, sahte Rehberlere itaat ederiz ki o da bizleri cehennem ateşine yönlendirir. " Ve onları, halkı ateşe çağıran rehberler yaptık ve kıyamet günü de yardım edilmez onlara" Kasas-41. O zaman, "Ey İnananlar, Allah'tan korkun ve doğrular ile birlikte olun" Tevbe-119.
Mustafa Kemal TASPINAR