Pakistan ve Yemen’e yönelik artan saldırılara karşı, Hürmüz
Boğazı ve Arap-Farisi Körfezinin güvenliğine tehdit oluşturacak gelişmelere
karşı, Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz’de artan yabancı askeri üslerin oluşturacağı
tehditlere karşı, İsrail’in Gazze’de şimdi de savaşı tüm Filistin’e yaymakla
tehdit eden, “hiçbir kuvvet ve uluslararası kararlar ve baskılar bize geri adım
attıramaz” diyen çağın Neo-Nazi lideri Netanyahu ve onun soykırımına sadece
vahvahlanan, tenkit, ağlama ve baş sağlığı dileklerinde bulunan hükümetlere
karşı çok kutuplu yeni bir dünya nizamının öncü aktörleri Çin, Rusya ve İran’ın
meydan okuması olarak değerlendirebiliriz.
İran'ın stratejik Çabahar Limanına demirleyen Rus güdümlü
füze kruvazörü "Varyag" ve firkateyni "Mareşal Şapoşnikov",
Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun güdümlü füze donanımlı destroyeri
"Urumqi" ve firkateyni "Linyi" ile çeşitli firkateynler
tatbikatta yer aldı. İslam Devrim Muhafızları Birliği (IRGC) ve yakın zamanda
piyasaya sürülen İran yapımı Abu Mehdi el-Muhandis savaş gemisi de dâhil olmak
üzere İran deniz kuvvetlerinin gemileri ve helikopterleri de iştirak etti. Abu
Mehdi el-Muhandis künyesiyle bilinen Cemal Cafer Muhammet Ali El-İbrahim 3 Ocak
2020’de Kasım Süleyman-i ile birlikte uğradığı suikastta hayatını kaybetmişti.
O SIRADA FİDAN, KALIN VE GÜLER IRAK’TAYDI
Bu tatbikatlar sürerken Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan, MİT
Müsteşarı İbrahim Kalın ve Savunma Bakanı Yaşar Güler’in oluşturduğu Türk
heyeti Irak’taydı. Irak Milli Güvenlik Kurulu üyeleri ve Başbakan El-Sudani ile
görüşmeleri ardından üzerinde hemfikir oldukları önemli hususlar var. Irak’ta
PKK varlığına karşı Irak’la birlikte istihbarat ve operasyon alanında işbirliği
için bir mutabakat sağlanmış. Bu ortak faaliyetler, PKK’nın ekonomik, askeri ve
lojistik faaliyetlerin can damarı olan Irak-Suriye hattını kesmeyi,
sınır bölgelerini kontrol altına almayı ve kullandığı güzergâhları etkisiz hale
getirmeyi amaçlamaktadır.
Ziyaretin Türkiye açısından ihtiva ettiği bir başka boyutu
ekonomik işbirliği ve Türk ihracat emtiasının Irak güzergâhı üzerinden Kuveyt,
Suudi Arabistan, başta Katar olmak üzere diğer Arap Körfez ülkelerine ulaşmak
ile ilgiliydi. Türkiye’nin, özellikle Irak, Süleymaniye bölgesini aktif
kullanan PKK’nın Talabani hanedanlığının başını çektiği Kürdistan Yurtseverler
Birliği (KYB) tarafından korunduğu, desteklendiği ve faaliyetlerine ortak
olduğu yönünde bir değerlendirmesi var. Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin
iki oğlu var: Bafel ve Kubad.18 Mart’ta Bafel Talabani, aile mülkiyeti olan
Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) başkanlığına yeniden seçildi. Kubad
1977’de Şam’da doğdu. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başbakan
yardımcısıdır. Ayrıca Irak Kürdistan Bölgesi'nin ABD temsilcisi olarak görev
yapmaktadır.
BAFEL TALABANİ’NİN İLK DURAĞI WASHINGTON OLACAK
Bafel Talabani ABD’nin Irak’ta işgalci bir güç olmadığına ve
Irak’ta kalması gerektiğine inanıyor. Hükümetimiz de yabancı askeri üslerin,
ülkemizde kalmasında abes görmüyor. ABD ve NATO ile ilişkilerimizin stratejik
önemde olduğuna inanıyor. Hükümet nazarında ABD ile baş çelişkimiz Washington
ve Pentagon’un Suriye’de PKK/YPG’ye verdiği destekten ibaret. Bafel, Fransa ve
İngiltere’de askeri eğitim aldı. ABD’nin Irak Büyükelçisi Bayan Alina
Romanowski ile sıkça toplantılar ve ziyaretler düzenleyen Bafel Talabani
yeniden seçilir seçilmez ilk ziyaretini Washington’a yapacak. Dışişleri Bakanı
Hakan Fidan, TBMM’deki konuşmasında terör örgütü PKK ile ilişkileri nedeniyle
Bafel Talabani’yi uyarmıştı. Ancak Bafel’in tüm faaliyetlerinde yer alan ve onu
kollayan büyük efendileri ABD, Fransa ve İngiltere’yi uyarmayı unutmuştu.
Irak/Süleymaniye ile ABD, PKK/YPG tarafından işgal edilen
Suriye bölgesi arasındaki iletişim ve lojistik destek koridoru ABD’nin koruması
altında inşa edildi. Bafel’in Suriye’yi sıkça ziyaret ettiği ve PKK/YPG lider
kadrolarıyla görüşmeler yaptığı, bu görüşmelere ABD helikopterleriyle taşındığı
da sır değil. Aynı helikopterlerin teröristleri de taşıdığı ve bu seyahatlerin
turizm amaçlı olmadığını sayın Fidan herkesten daha iyi biliyor. Bafel’in
ilişki ağında İran’da var. Bağdat’ta konuştuğumuz kaynaklar, Bafel Talabani’nin
müteveffa babası Celal Talabani’nin yolunda yürüdüğünü ve İran’ı küstürmemek,
Irak’taki İran müttefikleriyle kurduğu ticari ilişkilere zarar vermemek
çabasında olduğunu söylüyorlar.
ARABULUCULUK İDDİASI
Bafel Talabani’nin İran ve ABD arasında arabuluculuk yaptığı
da iddialar arasında. Bu politikalara “ateş hattında yürüyenlerin hayatta
kalmaları ve çıkarlarını koruyabilmeleri için denge taktikleri” diyorlar.
Hükümetimiz de denge politikalarına önem veriyor ve çok seviyor. Barzani
Hanedanlığı, Türkiye, ABD, İsrail ve Avrupa ile muhabbet ağı örerken, Talabani
Hanedanlığı Suriye, İran, ABD, Avrupa ile ortaklık kuruyor. Türkiye, Barzani
hanedanlığı ile ilişki ağını örerken, İran ise tercihini Talabani hanedanlığından
yana koyuyor.
TAHRAN’DA ÖNEMLİ TOPLANTI
Hakan Fidan, PKK’ya karşı ve ekonomik sahada benzer bir
işbirliğini İran’la da istediklerini ifade etti. Şam’ın adım atması halinde
Suriye ile işbirliği yapmaya niyetli olduklarını açıkladılar. Bu gelişmeler
hâsıl olurken Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmut Abbas 18 Mart’ta İran’daydı.
Abbas, Tahran’da İran Genel Kurmay Başkanı Muhammed Baqeri ile kayda değer bir
toplantı yapıldı. Şam’daki kaynaklara binaen bu görüşme esnasında masada,
Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmut Abbas’ın İran tarafıyla iki ülke askeri işbirliğinin
daha ileriye taşınması, İsrail’in Suriye’ye yönelik artan saldırılarına karşı,
İran’ın Şam’ı yeni savunma sistemleriyle destekleme ve etkili füze
bataryalarıyla destekleme hususu da vardı. İran’ın ABD, İsrail ve
müttefiklerine karşı Suriye’yi hiçbir zaman yalnız bırakmayacağı ve Suriye’nin
bütünlüğünü ve devletinin varlığını korumak için tüm imkanlarını seferber
edeceğini garanti ettiğini söylüyorlar.
‘YENİ VİETNAM SENDROMU’
2003’te Irak’ı işgal eden ABD’nin ardından Suriye’yi önce
havuçla ikna etme çabaları, Şam’ın İran, Lübnan ve Filistin davalarında taviz
vermemesinin ardından ABD eski Savunma Bakanı Colen Powell’in Beşar Esad’a sopa
göstermesi, ABD ile uyumlu çalışmadığı takdirde Suriye’nin ambargo, abluka,
soyutlanma, işgal ve taksim planlarına maruz kalacağını ilan etmişti. Buna
mukabil İran’ın eski Cumhurbaşkanı ve Dini Lider Ali Hamaney ve Beşar Esad
arasında sağlanan mutabakata binaen ABD’ye Irak’ta “Yeni bir Vietnam Sendromu”
yaşatmak için bir direniş projesini uygulamaya koyarlar. Hamaney, Esad’a,
‘ABD’nin tehdit ve baskılarına sakın boyun eğme’ mesajını iletir. Biraz da bu
mutlak destekten aldığı mesajla Esad, Suriye halkına yaptığı konuşmada, “ABD’ye
karşı direnmek ona teslim olmaktan daha kazançlıdır.” demişti.
Bu noktada sizinle ilginç bir tarihi olayı paylaşayım;
Irak’ın 2003’te işgal edileceğini, CIA’nın bu işgal için ciddi bir saha
çalışmasına başladığını Suriye’de Esad’a bildiren Bafel’in Babası Celal
Talabani’nin kendisiydi. Saddam Hüseyin döneminde Şam’da Hafız Esad’ın koruması
altında yaşayan Celal Talabani ve ailesi Saddam sonrasında Bağdat’a döndü.
Şam’a ve Esad yönetimine kendisine ve ailesine gösterdikleri misafirperverlik
ve sağladıkları koruma için her vakit müteşekkir ve vefalı kaldı. Oğlu Bafel
ise kendisine ve ailesine ev sahipliği yapan, kollayan ve hayatta kalmalarını
sağlayan Suriye’ye borcunu, ABD ve PKK/YPG ile birlikte işgal ve taksim
senaryolarında rol alarak ödüyor.