BATI DEVLETLERİNİN
BARBARLIĞI
Ancak bu görseller üzerinden Batı devletlerinin vahşi
kapitalizmi, terörü besleyen politikaları, kriz ve savaşlar çıkartan sinsi
programları, milyarlarca dolar kıymetinde silahların, kimyasal gazların
pazarlanması, ırkçılığı, âlemin şahit olduğu onlarca milyon insanın hayatına
mal olan en tahripkâr ve ahlaksız savaşların müsebbibi olduklarını hatırlamamız
ve bilmemiz gerekmektedir. Kar ve çıkar söz konusu olduğunda insani değerlerin
nasıl ayaklar altına alındığını ve tekrar alınabileceğini unutmamak gerekir.
Medeni, temiz, hukuka saygılı, yüzünde tebessümü ve saygıyı eksik etmeyen,
insan merkezli görünen Batı devletlerinin çok hızlıca barbarlaştıklarını ve
vahşi sırtlanlara dönüştüklerini görmek bizi şaşırtmayacaktır. Genelde İskandinavya
özelde İsveç’i değerlendiren 20 Nisan 2022’de yayımladığımız, “Sünnistan,
Kürdistan, Alevistan” yazımızı tekrar okumanızı öneririz.
İSVEÇ’İN
‘DEMOKRATLIĞI’
Mona Sahlin, İsveç Sosyal Demokrat Partinin eski başkanı ve
maliye bakanıydı. Bakan markete girmiş de, satın aldığı toblerone marka
çikolatayı yanlışlıkla kendi özel kartından değil de devletin kendisine kamu
çıkarları için kullanması için tahsis ettiği kart ile parasını ödemiş de, İsveç yüksek ahlakını temsil eden yargı
devreye girmiş de, biz de ciddiye alınmayacak bir mesele olan bu davranıştan
dolayı İsveçli bakan özür dilemiş de, yetmemiş olay mahkemeye intikal etmiş de,
en nihayet bakan örnek bir davranış göstererek yanlışlıkla dahi olsa istifasını
vermiş de… Medyamız yetmedi, sosyal medya yetmedi, whatsapp iletimleri ile bu
olay sistematik olarak tedavüle sokuluyor. İsveç’i demokrasi, adalet, vicdan ve
emsal politikacıların yurdu olarak propaganda ediyorlar. Bunların başında yazılarında batı yalakalığında
baş misyonerlik görevini ifa eden Ertuğrul Özkök ve emsali içimizdeki
“Danimarkalılar” gelmektedir.
KAPİTALİZMİN
PROPAGANDASI
160 ülkede tedavülde olan, yıllık 26 milyar dolar ciro yapan
ABD/Illinois merkezli Mondelez İnternational şirketine ait bir ürün olan
Toblerone artık herkesin dilinde. Arkasındaki gücün kim olduğunu CEOlarını
araştırdığınız zaman bunların İsrail ve uluslararası Siyonist mahfilin
tepesinde olduklarını öğrendiğinizde bu bedava ürün reklamının neden şeytanın
aklına bile gelmeyeceğini keşfedeceksiniz. Kapitalizm ve üst türevleri
sistemlerde din ve iman pazarlama, reklam ve kazançtır. Bakanın haberi 60 TL
kıymetindeki çikolatayı devletin kartıyla satın aldı denilebilirdi. Ama hayır
özellikle altı çizilerek ve öne çıkarılarak Toblerone isminin propagandası
yapılıyor. McDonalds’ta hamburger yemeğinde yanlışlıkla acı biber kullanılmış
da, müşterinin dili yanmış da, mahkeme McDonalds’ı milyonlarca dolar tazminat
ödemeye mahkûm etmiş. Koşalım hamburgerler yiyelim belki bizim dilimizde yanar
bir yerimiz şişer de tazminatlar kazanırız. Siz hiç o tazminatı alan müşterinin
daha sonraki hayatı ile ilgili bir haber okudunuz mu? Müşterinin bir senaryonun
parçası olabileceğini, kendisine bir miktar ara verildiği ve mahkemenin karar
verdiği rakamın müşteri tarafından tekrar iade edilip edilmediğini merak
ettiniz mi?
GERÇEĞİ ÖRTBAS
EDEMEYECEKLER
1990’da Kuveyt, Irak ordusu tarafından işgal edildiğinde,
ABD Kongresine hitap eden bir Kuveytli kızın Irak askerlerinin kardeşlerine
nasıl tecavüz ettiklerini, yatağın altından bu vahşeti seyrederken yaşadığı
dehşeti anlatırken dinleyenlerin televizyonlarda canlı seyredenlerin
yaşadıkları duygusal anlara şahit oldunuz mu? Bu etkinin ABD’nin Irak’a
müdahalesi için yarattığı toplumsal desteğin silah şirketleri, petrol
şirketleri ve yağmacılar için kıymeti harbiyesini tahmin edebiliyor musunuz? O
kızın Washington’da gören yapan Kuveyt Büyükelçisinin kızı olduğu ve bu
senaryonun Beyaz Saray ve Pentagon tarafından hazırlandığını duydunuz mu?
Vicdanlı bir gazetecinin ortaya çıkardığı bu gerçeğin emperyalizmin borazanı
ana akım medyada yer bulmadığını biliyor musunuz? İstedikleri kadar Batıyı
aklasınlar, parlatsınlar, emsal davranışların yurdu olarak propaganda etsinler,
bu beyhude çabalar Batının kaybedenler kulübünde oldukları gerçeğini örtbas
edemeyecektir.
Ukrayna sahası baş aşağı yuvarlanan Batının belki aklını
başına getirecektir. Rusya’nın Batı’yı ABD’nin kıskacından kurtarma planları
belki Avrupa’nın kendisine çeki düzen vermesi için son bir şans olacaktır.
Başta Almanya olmak üzere Avrupa devletleri, İsrail vatandaşı neonazi
Zelenskiy’nin mafya iktidarına her türlü desteği verdiler. Rusya’ya ve
Rusya’yla işbirliği yapan şirketlere ambargo uyguladılar. Tehdit ettiler.
Siyasi, askeri, güvenlik, medya operasyonları, Moskova’nın kalbinde terör saldırıları
ve iktisadi baskılarla Rusya’yı dize getirebileceklerini sandılar. Rusya
halkını açlığa mahkum ederek, ülke ekonomisini batırarak, yalnızlaştırarak,
bankalarına abluka koyarak, hiçbir şey satmayarak, Rus ürünlerini sattırmayarak
Putin’e karşı bir ayaklanma tertiplediler. Ukrayna üzerinden Rusya’yı Suriye ve
Doğu Akdeniz’de teslim alacaklarını hesapladılar. ABD ve NATO’nun memuru ve
askeri oldular.
ALMANYA KRALDAN ÇOK
KRALCI
Almanya kraldan daha kralcı kesildi. ABD herkesten mal
boykotu talep ederken, Avrupa ve Türk şirketlerden Rusya’ya yaptırım isterken,
kendisi başta ağır iş makineleri şirketi Caterpillar olmak üzere Rusya
pazarlarına istediği gibi mal satıyor. Rusya’ya daha önce yatırım yapmış Alman
şirketlerinin oradaki makinelerine yedek parça satışını bile yasaklarken, ABD
şirketleri her türlü yedek parçayı Rusya’ya satmaktadır. Almanya Kuzey Akım
hattına ambargo uygularken, kendi halkına yüksek maliyet yüklerken, sanayisi ve
milleti zarar görürken, Rus petrolü İngiliz şirketleri tarafından dünya pazarlarına
taşınmakta ve satılmaktadır. Rus gazından mahrum kalan Almanya ve Avrupa
ülkeleri milyarlarca dolar değerinde LNG stoku olan ABD şirketlerinin gazını
satın almak zorunda kalmakta ve kendisi fakirleşirken ABD şirketlerini ihya
etmektedir. Almanya aciz, hüsran ve oyun dışı durumuna düşerken ABD, İngiltere
ve İsrail’e muhtaç hale gelmektedir.
ANKARA-ŞAM HATTINA
PROVOKASYON
En nihayetinde daha önce, kükreyen Rusya cezalandırılmalı,
Putin bedel ödemeli diyen Almanya Dışişleri Bakanlığı artık Ukrayna’ya silah
satmayacağını, Zelenskiy’e yeterince silah verdiğini ve depolarında silah
kalmadığını açıkladı. Rusya ile ilişkilerini düzeltmek için yollar arıyor.
Ukrayna artık umurlarında değil. Bir an önce Rusya’nın Ukrayna’daki çıkarlarını
gözeterek bu krizden çıkmaya uğraşıyor. ABD, İngiltere ve İsrail, Avrupa’nın
daha çok kan kaybetmesi, silahlanmaya daha çok para aktarması ve ekonomi yerine
siyasal-güvenlik alanında yatırım yapması için zorluyor. Ukrayna sahasında
kaybedenlerin beyhude çabaları sürerken Rusya, Türkiye ve İran, Suriye ve Irak
sahasında imtihan ediliyor. Alemin ağır sıklet merkezi ve sigortası olan
Akara-Şam hattı yeniden inşa edilirken, kaybedenlerin saldırıları, tehditleri,
provokasyonları ve operasyonlar hız kazandı.
Bir müddet önce Dahok/Zaho’da sivillere yönelik yapılan
terör saldırısının ardından bir Şii lider olan Mukteda Sadr kartı üzerinden
Türkiye ve İran’a karşı provokasyonlar devreye sokuluyor. Türkiye bu
saldırılardan sorumlu tutularak Irak’tan çekilmesi için baskılar devreye giriyor.
Mukteda Sadr üzerine daha önce yazmıştık. Suudi Arabistan’a yaptığı ziyareti,
buradan aldığı finans desteği, seçimlerde dağıtılan paralarla Irak’ta ve
parlamentosunda nasıl parlatıldığını, Arap/Iraki Şii, Fars/İrani Şii kavgasının
körüklenmesi için yapılan faaliyetleri paylaşmıştık. Parlamentonun işgal
edilmesi, İran yanlısı bir başbakanı kabul etmeyeceklerini ilan ederek silahlı
çatışmaya kadar varan süreç devreye girdi. Bu esnada TSK’ya yönelik söylem ve
eylemde operasyonlar başladı. Irak ordusu ve İran ile Suriye’nin müttefiki olan
Haşdi Şabi milis kuvvetleri bu bir iç savaş senaryosu dahilinde çatışmaya
çekilmek istendi. Akıllıca davrandılar ve uzak durdular.
KURTULUŞ REÇETESİ
En nihayetinde Irak halkının desteğinden mahrum olduklarını,
bir müddet sonra Türkmenler, diğer Arap Şiileri, Irak ordusu ve Haşd Şabi’nin
kararlı tutumu ve krizi iyi yönetebilme kabiliyeti sayesinde Mukteda Sadr geri
adım attı. Dökülecek kanın ve ödeyeceği bedelin sorumluluğundan kaçındı.
Türkiye, İran ve Suriye’nin Irak sahasında sergilediği akıllıca tutum ile
Rusya’nın tavrı, ABD, PKK ve Irak’taki şürekâsının oyununu şimdilik bozdu.
Ancak bu yıkıcı beyhude çabalar devam edecek. İsrail, Şam uluslararası sivil
havalimanından sonra Halep uluslararası havalimanını füzelerle vurdu. ABD
önderliğinde Türkiye, Rusya ve İran dışında bir Suriye cephesi inşa ediyor.
Bayat bir projeyi yeni bir ambalajla sunuyor. Sahada Türkiye, Rusya, İran ve
Suriye devletinden dertli tüm kesimleri bir araya getirmeye çalışıyor. “Türkiye
sizi aldatıyor, Şam ve Moskova ile anlaşan Ankara muhalefeti sattı”
propagandaları ile mümkün mertebe geniş bir cephe inşa etmeyi amaçlıyor.
Bu yıkıcı beyhude çabalar sürecek. Zira bu yıkım kaynağı
mahfillerin başına gelebilecek en büyük felaket ve kâbus Ankara-Şam-Tahran-Moskova
hattının pekişmesidir.
Tarihe not düşüyoruz; Ankara-Şam hattının temeli atıldı. Bu hat Avrupa’nın da Asya’nın da Amerika kıtasının da Afrika’nın da kurtuluş reçetesidir. Bu temeli güçlendirecek, pekiştirecek kuvvetler ve kalemler bu hattı hedef alan tüm beyhude çabaların yıkıcı projelerine kalkan olmaya muktedirdir
Mehmet Yuva