Her düşünce değerlidir.
Kötü olan, tartışma adabını bilmemek…
Kötü olan, karşıt görüşü aşağılamak, saygısız davranmak…
Kötü olan, didişmek, çatışmak, üstünlük taslamak…
Kötü olan, demagoji yapmak.
Bu “sağırlar diyalogunun” sebebi, bilgisiz fikir
sahibi olmak.
Bu her konuda kısır döngü yaşamamıza neden
oluyor. Bu vasat olmayı, kalitesizliği, düşün
dünyasının yoksulluğunu doğuruyor.
Son yanılgı örneği, Ukrayna-Rusya savaşı…
Maşallah! Kimsenin öğrenmek gibi derdi yok,
herkes biliyor!
İki olay arasında hiçbir ilişki olmamasına rağmen, birbirinin
sebep sonucuymuş gibi ilişkilendirilmesine psikolojide, “yanılsamalı
korelasyon” deniyor. Bu önyargı doğuruyor. Mesela, savaş
sebebiyle Ruslar aşağılanıyor. Bir dakika orada durun:
Rusya; Puşkin, Tolstoy, Turgenyev, Dostoyevski,
Çehov, Gorki, Şolohov, Çernişevski, Nabokov, Mayakovski, Gonçarov, Anna
Ahmatova, Lermontov, Belinski, Çaykovski, Şostakoviç, Rahmaninov,
Rimski-Korsakov, Glinka, Borodin, Stravinski, Chagall, Kandinski, Eisenstein,
Tarkovski ve bu köşeye sığamayacak kadar sanatçı ve yazardır…
Rusya'nın, insanlığın aydınlanma sürecine büyük
katkısı yadsınabilir mi? Kimin haddine düşmüş Rusya'yı aşağılamak?
Bilmeden, araştırmadan kara çalma huyundan
vazgeçmek lazım…
KIŞKIRTICI KİM
“Damgalamadan” tartışmalıyız.
“İtham etmeden” tartışmalıyız.
Her olayla ilgili öncelikle bilgiye dayalı “neden
sonuç” ilişkisi kurmalıyız:
Savaş sonuç…
Peki, savaşın çıkmasının sebebi ne?
NATO mu? ABD mi? Rusya mı? Ukrayna mı?
Dendi ki; “NATO, Sovyet askeri tehdidine karşı kuruldu.”
Dendi ki; “NATO askeri gücü savunma konseptidir.”
Sovyetler Birliği/Varşova Paktı'nın dağılmasına-Soğuk
Savaş'ın bitmesine/yani “tehdit” ortadan kalkmasına rağmen, NATO
askeri varlığını niye devam ettirdi?
Keza, ittifak bünyesine yeni ülkeler katmayı niye sürdürdü?
Çünkü:
Yeni dünya düzeninde başını ABD'nin çektiği
NATO, neoliberal küresel sistemin “jandarmalığını” üstlendi.
ABD artık tek “imparator” idi ve enerji başta olmak üzere
ekonomi çıkarlarına göre kurulacaktı yeni dünya düzeni… Bu
nedenle:
İstikrarsız bölgeler, iç savaş yaşayan ülkeler, terörizm pek
umurunda olmadı ABD'nin! Aksine Libya gibi ülkelerde
istikrarsızlık doğurdu.
Hedeflerinden biri de yeraltı
zenginlikleri bulunan Rusya'ydı.
Ve Rusya'nın en zayıf olduğu dönemde bu ülkeyi kuşatmaya
başladı: Rusya sınırındaki Polonya, Estonya, Litvanya, Letonya'yı NATO'ya
aldırdı. Ardından:
Gürcistan ve Ukrayna'yı da ittifaka
katmak istemesi bölgede çatışma çıkardı.
Yine de ABD kimseyi dinlemedi. Öyle ki:
ABD'nin bölgesel güçler ile stratejik ortaklıklar
oluşturarak işlerini yürütmesi, başta Almanya olmak üye
ülkelerin tepkilerine sebep oldu. Salt Almanya değil, İtalya-Fransa ve
zımnen de olsa Belçika, İspanya ve Portekiz de karşı çıktı bu
politikaya…
Bu olgular/“neden-sonuç” ilişkisi göz
ardı edilerek Ukrayna-Rusya Savaşı analiz edilebilir mi?
TÜRK ORDUSU
Türk Ordusu, Suriye'ye niye girdi?
Türk Ordusu, 18 kez sınır ötesi operasyon yaptığı
Irak'ta halen niye asker bulunduruyor?
Türk Ordusu, Kıbrıs'ta 60 bin personelini niye tutuyor?
Ege adalarının Yunanistan tarafından silahlandırılmasına niye
sert tepki gösteriyor?
Ya Libya? Ya Doğu Akdeniz? Ya diğerleri?
Tüm bunların sebebi, güvenlik politikaları değil
mi?
Hangi ülke sınırında tehdit oluşumuna izin
verir?
ABD, Gürcistan'da Soros eliyle “gül devrim” yaptırıp
bu ülkede kargaşaya ve savaşa sebep oldu.
ABD, Ukrayna'da Soros eliyle “turuncu devrim” yaptırıp
bu ülkede kargaşaya ve savaşa sebep oldu.
Ve sonra Gürcistan'ın NATO'ya alınma projesi kriz/savaş
çıkardı.
Peki buna rağmen Ukrayna'nın NATO'ya alınma
planı niye ısrarla dayatıldı? Keza Moldova? Yetmezmiş gibi NATO'ya
bunca yıl mesafe koymuş Finlandiya-İsveç'in bugünlerde üyeliği
niye gündeme getirildi?
Yani:
ABD, ortaklarını bile dinlemeden Rusya'yı
sarmalama/ablukaya alma politikasını yürüttü/ yürütüyor. (Keza Çin'i
de batı sınırından kuşatıyor.)
Güvenliğini tehdit altında gören Rusya'nın yıllardır “yapma”
demesine rağmen, ABD'nin dayatma politikalarını sürdürmesi savaşa sebep oldu.
Kuşkusuz “savaşa hayır” diyelim…
Ama emperyalist iştahı hiç
bitmeyen ABD'nin kışkırtıcı rolünü de görmezden
gelmeyelim.
Yaftalamadan tartışalım.