Cuma Günü İran’da bir irşad merkezinde düşüp fenalaşan ve
hastanede vefat eden
Masha Emini isminde İranlı kürt bir kadıncagızın ölümü üzerinden spekülasyon yapmaya çalışan birtakım İran düşmanları sosyal medyada yalan, tezvirat ve asparagas paylaşımlarla yoğun bir kampanya başlattı.
Maalesef her zamanki gibi bizim çevremizden sunulan bu vahamete ve ajitasyona kanıp kendini kaybeden ve olayın içeriğini bilmeden İran’a saldıran bunu yapsalar da polis ve görevlileri suçlayıp onların cezalandırılmalarına yönelik yorumlar yaparak sözüm ona devrime akıl vermeye çalışan Müslümanlar bu işin asıl yönlendirenleri MOSSAD ve CIA’nın ekmeğine yağ sürdüklerinin farkında değiller. Olayın sıcaklığı ile hızla koparılan hengame ve yaygaradan sonra İranlı yetkililer olayın oluş anındaki videoyu yayınlayarak bu İslamafobi cazgırlarını anında susturacağını düşündü ama maalesef bekledikleri olmadı.
Hepiniz videoyu izlemişsinizdir. Mahsa Emini'nin rahatsızlanıp
düştüğü yeri gördünüz. Burası bir sosyal hizmet merkezidir. Evet polise bağlı
ama halka açık sosyal bir alan. Burada çeşitli eğitim ve bilgilendirme
yapılıyor ve yolda çevrilip uyarılan ve tesettüre uygun olmayan halleri olan
Hanımlar buraya gönderiliyor ve burada verilen tesettür ile ilgili seminerler
katılmaları bekleniyor.
Devrimin ilk zamanları uzunca bir müddet bu müdahaleler
itiraf etmek gerekirse tüm kadınlara birazda agresif şekilde yapılıyordu. Ekip
halinde Tahran’ın işlek sokaklarında dolaşan Besici görevlileri başları açık
insanları durduruyor onlara bu yaptıklarının yanlış olduğunu ve İslam’a göre
örtünme şeklinin nasıl olması gerektiğini anlatıyorlardı. Ancak bunun ayak üstü
olması ve bireysel tavır ve itirazların ve görevlilerin abartılı kişisel
yaklaşımlarının tebliğ ve irşadı seyrinden çıkarması, sokak ortalarında çirkin
görüntülerin ve insanların günlük yaşam seyrini etkileyen meşguliyetleri
oluşturması ve daha birçok sebeple bu uygulamadan vaz geçildi.
Elbette bunda devrimin olgunlaşması ve ulemanın sürekli
uyarılarının sebep olduğu olumlu yaklaşımların da etkisi oldu ve devlet
yetkilileri bu uygulamayı yumuşatma kararı aldılar ve farklı uygulamalara
başvurdular.
Bunlardan biri ve en önemlisi de sokakta tespit edilen bu
kişilerin irşat ve uyarı işini daha düzgün daha organize edilip iyi planlanmış
bir şekilde düzenli aralıklarla ve akademik bir nitelik kazandırarak yapıldığı irşad
merkezlerine yönlendirmek ve buradaki oturumlara katılmayı kamusal bir
görev olarak kanuni bir mecburiyet haline getirmek oldu.
Bu irşad merkezlerine
hiç kimse zorla getirilmiyor. Hiçbir tutuklu veya gözaltına alınan şahıs
gönderilmiyor. Sadece sokak kontrollerinde başlarını tamamen açmış şekilde
dolaşanlar gördüklerinde onları çeviriyorlar kimlik tespiti yapıyorlar tutanak
imzalatıyorlar ve nezaketle uyararak bu merkezlere yönlendiriliyorlar. Bu
aşamadan sonra bu eğitimi almaları kanuni mecburiyet ve kamu görevi haline
geliyor. Bu mecburiyetten kurtulmaları
için bu merkeze gelip konuşmayı dinlediklerine ve gerekli bilgiyi aldıklarına
dair form doldurup imza atmaları gerekiyor.
Bununla birlikte olayın muhatapları da elenerek sadece
başları tamamen acık olarak tespit edilenler için uygulanıyor. Onlar haricinde
İran'da başı yarım açık olan binlerce insan var ve bunların hiçbirine artık
müdahale edilmiyor.
Paylaşılan videoda dikkat ederseniz buradaki kadınların
hepsi tesettüre uygun giyinmişler ama onların çoğu başörtülerini tam
bağlamıyorlar yani başların üzerine atarak uçlarını boyna doluyorlar ya da direk
elbiselerinin üzerine sarkıtıyorlar. Bunu yapmaların sebebi dışarıda görevlilerin
olmadığı yerlerde başlarından şalları hemen kolayca indirerek atkı gibi
omuzlarına koymaları ve tamamen başları acık gezmek içindir. Başörtü ve şalları hep omuzlarında ve
boyunlarında duruyor. Karşılarına devrim muhafızları ya da besiciler çıkınca
anında omuzlarından başlarına çekerek yakalanmaktan kurtuluyorlar. Son günlerde
yaygınlaşan bu usul normal halkın tercihi olduğu kadar bu işi bir eylem ve
direniş yöntemi olarak kullanan devrim muhalifi ve zıddı inkılabi örgüt ve
organizasyonlarda bir yöntem olarak benimsediler. Görevliler sadece bunlara
müdahale ediyor yarım kapatanlara ya da saçın ucunu dışarda bırakanlara bir şey
demiyorlar. Bu müdahalede başörtüleri başlarında
iken değil tamamen açıkken yakalandıklarında yapılıyor.
Bu şekilde yakalananlara bu merkezlerde sadece tesettürle
ilgili eğitim verilip imzaları alınıyor ve başkaca hiçbir müdahale edilmiyor.
Hiçbir cezayı müeddesi uygulanmıyor. Tutuklama yok. Gözaltına almak yok zorla
getirmek yok. Hatta bu eğitime katılmanın belli bir süreside var. Yani üç gün
beş gün ya da bir hafta gibi bir zaman içinde yapmaları bekleniyor. Bu kadar
süre içinde gidip bu merkezden bu eğitimi al ve belgeni imzala olay bu.
Masha Emini’nin videonun başında elini kolunu sallayarak
rahat bir şekilde bu merkeze girdiği görülüyor. Konferansı dinlemek için bir
yer bulup oturuyor. Gayet rahat bacak bacak üstüne atıp etrafa bakınıyor. Sonra görevlileri görünce onlarla durumu
konuşmak için yanlarına geliyor ve kendinden emin ve hiç çekinmeden kıyafetini
savunuyor. Muhtemelen “ben zaten tesettürlüyüm der gibi kıyafetini gösteriyor
ve uygun olduğunu söylüyor beni niye buraya yolladılar” diye soruyor. Görevlide
bu başörtüsünü aksesuar olarak kullandıklarını her zaman başlarında
tutmadıklarını bunun başında değilken tespit edildiğini anlatmaya çalışıyor
eliyle de sarkan örtüyü tutarak gösteriyor. Konuşma bittikten sonra görevliler
yanından ayrılınca hastalığı nüksediyor ve fenalaşıp düşüyor. Bundan sonra
görevliler yapılması gerekli her türlü müdahaleyi yapıyorlar. Hastanede duran
kalbi çalıştırıyorlar tekrar duruyor tekrar çalıştırıyorlar ama bir kez daha
duruyor ve yapılan tüm canlandırma işlemlerine tepki vermeyerek vefat ediyor.
Tıbbı geçmişinde de beyin ameliyatı geçirdiği epilepsi ve tip1 diyabet hastası olduğu
yazıyor. Olayda hiçbir zorlama yok, darp
yok herhangi fiziksel temas bile yok.
Ülkede birkaç yıldır "Halkın Mücahitleri Örgütü'nün yürüttüğü bir kampanya var. "Başımı açarım özgürlük hareketi" diye. Birtakım kadınlar halka açık farklı mekanlarda başlarını açarak video çekiyorlar ve sosyal medyada paylaşıyorlar. Böyle binlerce video var. Devlet de bunları engellemek için sıkı takip yapıyor. Çünkü bu özgür bir siyasi hareket değildir. Bir örgüte bağlı ve direk yasaları ve devletin otoritesini karşısına alan örgütsel bir hareket. Devlet bunlara müdahale ediyor. Yoksa nefsi ve bireysel olan kişileri görmezden geliniyor.
Bu video haricinde yayınlanan bütün diğer videolar bu olayla
ilgisi olmayan videolar. Beş altı sene önceki “Yeşil fitne hareketi" eylemleri
esnasında çekilmiş görüntüler. Yayınlandığı siteleri incelerseniz Gamoh ve
Halkın Münafıkları örgütüne ait olduğunu göreceksiniz. Üstelik bu videodaki
kadınlar Masha Emini’ye zerre kadar benzemiyor ve kıyafetleri de uymuyor. Zaten
bu videodaki kadınlarda yeşil boyun atkısı var ve bu o dönem yapılan “Yeşil
hareket”in simgesiydi. Bu videoları zıddı inkılabı örgütler sanki yeni
olmuş ve Masha Emini’ni olayıymış gibi bilerek yayıyorlar BBC gibi birkaç TV
bunları baz alıp haber yapınca sanki bu videolar bu olayla ilgiliymiş gibi
ciddi algı oluştu ve insanlar buna bakarak İran’a ateş püskürüyorlar. Bu örgütleri ABD ve İsrail destekleyip
finanse ediyor. Halkın Mücahitleri Örgütü'nün (İran haklı onlara münafıkan-ı halk
diyor) Arnavutluk’ta ciddi bir yapılanması var ve gecen hafta Arnavutluk
devleti bunların CİA ile birlikte Arnavutluk devleti resmi arşivlerine
yaptıkları sanal saldırıyı İran Devletinin yaptığını iddia ederek diplomatik
ilişkileri kesmişti. Her ay İran aleyhine bir cinayet idam ve benzeri olaylar
bu örgütler tarafından çarpıtılarak İran aleyhine karalama malzemesi olarak
kullanılıyor.
Bundan yıllar önce Bety Mahmudi’nin “Kızım olmadan asla”
isimli anı romanını Hollwood’ta filmi çekmişti.
Sonra “Soraya ’yı Taşlamak” isimli 1990’da yazılmış bir kitap 2009
yılında İran kökenli Amerikalı sinemacı Cyrus Nowratesh tarafından çevrilmiş ve
Oskar ödülü almıştı. 1986 yılında İslam devriminden sonraki İran’ın küçük bir
köyünde zina yapmakla suçlanan Soraya Manutçehri isminde bir kadının köyün
erkekleri tarafından taşlanarak öldürülmesini anlatıyor ve gerçek hayattan
olduğu iddia ediliyordu. Gergedan Mevsimi, Seperation vs vs bir sürü iftira ve
yalan uyarlamalarla İran’ı kötülemek için insanların hikayeleri
başkalaştırılarak senaryolar yazılıyor.
Gecen ay hatırlarsanız İdam edilen bir başka kadının
tecavüze uğradığı için idam edildiği iddi edilip ajitasyon ve propaganda
yapılmıştı. Ama mahkeme tutanaklarına ulaştığımızda sürekli fuhuş ve uyuşturucu
ticareti yapmaktan ve ölüme sebebiyet vermekten bu cezayı aldığını. Suçun hem dedesi
ve komşularının ihbarı ve hem de kendi itiraf etmesi ile tespit olduğu ve daha
önce aynı suçtan iki kere daha ceza aldığını görmüştük.
Daha önce de onlarca buna benzer vaka yaşandı. İsterseniz
örnekleri artırabilirim. Şair ve Kürt olduğu icin idam edildiği ve idamdan önce
protesto için dudaklarını diktiği söylenen mi olmadı sadece Ehli Sünnet olduğu
için idam edildiği söylenen mi olmadı!
Bunlar hiçbir zaman bitmez. Takip edin birkaç hafta sonra
başka bir hikaye çıkaracaklar.
Tekrarlamak gerekirse bu hikayeler dünyanın her yanından
video resim ve olumsuz estantaneler toplanarak altına da uygun bir hikaye
yazarak İran’ı karalamak ve İslam dinini ve İslam Devrimi’ni bağnaz, vahşi,
barbar ve yoz göstermek için yüzlerce hikaye çevriliyor. Suriye’de Beyaz
Beretli’lein çevirdikleri oskarlık filmleri hatırlayın. Bu hikayelerin ikna
edici olması ve akılları karıştırması için içinde geçen şahıslar, olaylar,
mekanları gerçek olup üzerlerine yapmak istedikleri oluşturmak istedikleri
fikri, nefreti, kini, senaryoyu ustalıkla işliyorlar. Hücürat Suresi 6. Ayette
Müslümanlar için Allah tarafından
konulmuş bir şarttır :
“Ey iman edenler!
Yoldan çıkmış biri size bir haber getirirse (onun doğruluğunu) araştırın!
(Yoksa) bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman
olursunuz.”
Ama bizim kardeşlerimiz bize CNN, BBS, gibi İran’ın azılı
düşmanlarının ülkelerin haber ajanslarından deliller getiriyorlar. Bir işin
aslını bilmeden yaptığımız yorumların atılan iftiraların söylenen sözlerin
Allah katında vebali yok mu sanıyorsunuz?
Bir ölümden fayda üretmek ölen kişi üzerinden siyaset ve propaganda
yapmak hem de onun manevi hatırasını zedeleyerek.
Ölüleri soymayı meslek edenlere nebbaş denir. Ölen kişinin
üzerindeki eşyaları bedeninde altın diş gibi kıymetli şeyleri çalarlar. Bunu
her aşamada yaptıkları gibi bunların en meşhurları bunu mezarda yaparlar.
Mezarı açık ölünün dişlerini sökerler eğer yanında bir eşya gömülmüşse onu da
çalarlar.
İşte bugün İran karşıtlarının düştüğü durum budur. İran’ın başta Siyonist İsrail olmak üzere ABD ve dünya küfrü ve hegemonyasını ellerinde bulunduranlar olmak üzere, mezhepçiler, ırkçılar, topraklarında gözü olanlar, bölücüler, petrolünü, tütününü madenlerini çalmak isteyen kapitalistler, silah tüccarları, ilaç tacirleri, insan tacirleri, MOSSAD, CIA, GAMOH, Halkın Münafıkları, PJAK, PKK saymakla bitmez düşmanları var. Ama hepsi bu günlerde ortak noktalarda birleştiler ve aylardır yıllardır İran’da çeşitli doğal sebeplerden ya da işledikleri ağır suçların karşılığı idam edilenlerin ölülerini soyma onların hatıralarını, itibarlarını, aile ilişkilerini, akraba ve kavim ilişkilerini, mesleklerini, cinsiyetlerini, çocuklarını, eşlerini servetini dilini, düşüncesini inancını her şeylerini çalıp kendi çıkarları için yeniden dizayn edip, şekillendirip boyayıp piyasaya sürüyorlar. Bunları yaparken hiç sıkılmıyorlar, utanmıyorlar ve Allah’tan da korkmuyorlar. Yazık ki bu ölü soyucu nebbaşlara bilerek veya bilmeden hizmet eden çok iyi niyetli samimi insanda var. Ben diğerlerine değil de bunlara gerçekten çok üzülüyorum. Netice itibarı ile diğerlerinin dini imanı ahlakı kalmamışta bizin gafiller bunların bu işten sağladıkları karı kendi inançlarına kendi dinlerine kendi vatanlarına ve kendi kutsallarına karşı kullanacaklarını nasıl hesap edip düşünemiyorlar ona yanıyorum.