Petrol Haramileri Ve ABD’nin IŞİD Çocuklarına İlgisi

GİRİŞ: 08.03.2023 10:55      GÜNCELLEME: 08.03.2023 10:55
Rasthaber -  Suriye’nin en büyük petrol üretimi, ülkenin kuzeydoğusunda Deyr El Zor Vilayeti içinde yer alan El-Ömer petrol kuyularının yer aldığı sahada yapılmaktadır. Günlük 9 bin varil petrol üreten bu saha, 2014-2017 arasında IŞİD tarafından talan edildi. IŞİD’ten sonra bu yağmaya ABD’nin güdümünde olan YPG/PKK da dâhil oldu. Yağmadan elde edilen paranın mutlak kontrolünü sağlamak için ABD ordusu 2019’da bu sahaya ‘Green Village (Yeşil Villalar)’ adıyla askeri bir garnizon (kale) inşa etti. Sahanın güvenliğini, petrol üretimini, Kuzey Irak’a sevkiyatını ve satışını 900 askerden oluşan bu özel birlik sağlıyor.

HIRSIZLIKLA MAAŞLARI ÖDÜYORLAR

Suriye Ekonomi ve Ticaret Bakanı Muhammed Samer El-Halil, 2020’de BM’ye resmi olarak sundukları belgelere binaen El-Ömer petrol sahasından talan edilen petrol dahil IŞİD, ABD ve PKK işgali altındaki bölgelerden 100 milyar dolar petrol ve elektrik hırsızlığı yapıldığını söylemişti. Hırsızlıktan elde edilen para ordu komutanları, Pentagon kurmayları, Beyaz Saray bürokrasisi, sahada görev yapan ABD askerleri ve YPG/PKK’nın silahları ve militanları için harcanıyor. Bu paranın bir bölümünün Suriye, Irak, İran ve Türkiye’de siyasi, istihbarat ve askeri operasyonlarda kullanıldığını bilmek için kâhin olmaya gerek yok. 

KANITLARI YOK SAYDILAR

Suriye devleti, Cezayir ve Tunus gibi Arap devletleri, BM kararları, Rusya ve İran’ın bir zamandır talan ve terör faaliyetlerinin bu yağmadan finanse edildiği kanıtlarıyla göstermesine rağmen ABD, IŞİD ve PKK ile birlikte bunu reddetti. Başta Çin açıkça ABD’nin adını telaffuz edince, ABD Dışişleri Bakanlığı, “Suriye petrolü Suriye halkınındır. Esad’ın o bölgede kontrolü yok. Bölge IŞİD tarafından işgal edilmişti. Bizim ve müttefiklerimizin desteği ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bölgeyi kurtardı. Bunlar kendi kendilerini yönetmek istiyor. Esad buna karşı çıkıyor. Bölgenin tarımı ve petrolünden elde edilen geliri Suriye halkı için kullanıyor. IŞİD’e karşı savaşta kullanıyor.” demişti. 

IŞİD, TERÖRE DESTEK VE YAĞMANIN BAHANESİ

Bu açıklamaların ardından yağmaya legal bir örtü sağlamak ve SDG’ye uluslararası bir meşruiyet kazandırmak amacıyla 2020’de Trump yönetiminin onayı ile Amerikalı bürokrat, büyükelçi ve askeri personelden oluşan Delta Crescent Energy Company (Delta Hilal Enerji Şirketi) ile SDG arasında Suriye’den 2 milyar dolar değerinde petrol çıkarma antlaşması imzalanır. Şirketin ortakları arasında ABD’nin Danimarka Eski Büyükelçisi James Cain, Özel Kuvvetler Eski Subayı James Reese ve ABD ve İngiliz ahtapot petrol şirketlerine danışmanlık yapan John Dorrier de var. Trump’ın Ekim 2019’da “Suriye’den asker çekebiliriz.” açıklaması esnasında kullandığı, “Petrol bizde kalacak. Petrolün bizde kalmasını istiyoruz. Ayda 45 milyon dolar. Petrolü tutunuz. Petrolün güvenliğini sağladık” ifadesi ABD ve askerlerinin Suriye ilgisini de deşifre etmektedir. IŞİD, burada ABD’nin petrol hırsızlığını ve Suriye ile Türkiye’yi bölme planlarında PKK’yı bir araç olarak kullandığını gizlemek için kullanılmaktadır.

‘MİLLİ GÜVENLİK’ KILIFI

“ABD petrol hırsızlığı yapıyor” suçlamalarına karşı, “Bu Trump dönemine özgüydü. Şimdi iktidarda Biden var.” propagandası yaygınlaşır. Mayıs 2021’de Biden yönetimi 31 Aralık 2021’de bitecek olan Delta şirketinin Suriye’deki petrol faaliyetlerine izin veren sözleşmesini yenilemeyeceği haberleri tedavüle girer. Bunun üzerine petrol lobisi ve medyası böyle bir kararın, “Esad rejimi üzerinde etkili olan ekonomik baskıyı azaltacağı, sahadaki müttefiklerimizin gelirine zarar vereceğini ve bu boşluğu Rus ve İran petrol şirketlerinin dolduracağı” gerekçesiyle Delta şirketinin işine devam etmesinin ABD milli güvenliği için önemli olduğunu propaganda etmişlerdir. Bu karar rağmen, ABD müttefiki SDG ile yapılan sözleşmeye binaen Delta halen sahadadır. ABD askerleri ve YPG/PKK kontrolü ve refakatinde Suriye petrolünün yağması devam ediyor.

SAVAŞ MAKİNESİ BESLENİYOR

Talan edilen petrol, tarım ürünleri, pamuk, elektrik, kaçak sigara atölyeleri, sentetik uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile YPG/PKK öncülüğünde inşa edilen bir askeri makine, ABD ve savaş lordu Netanyahu denetimindeki İsrail’in Suriye, Irak, Türkiye ve İran projeleri için besleniyor. Ekonomik ambargo, bankalar arası transferlere blok, suikast, terör ve medya saldırıları, doğal felaketleri tetikleme ve müdahaleler için kullanma ve ne kadar zincirini koparmış hain, liboş, tatlı su solakları, cinsiyetsiz, sapık ve psikopat varsa topyekûn bir saldırı ve yıkıcı savaşı dayatıyorlar. Köhne bir dünya nizamının haramileri, mafyası, askeri sanayisi, petrol şirketleri, silah tüccarları, ilaç holdingleri saltanatları baki kalsın diye tüm iblisi araçlarıyla sahadalar. Önce terör savaşından ardından en son depremden çok zarar gören Halep insanına yurtdışından gelen yardımların ulaşmaması için yüzbinlerce İsrailli tarafından protesto edilen harami terörist Netanyahu’nun emriyle dün salı sabahı saat 2’de İsrail füzeleri Halep Havalimanı’nı vurdu. 

İŞGAL BÖLGESİNE ZİYARETİN İZAHATI

ABD Genel Kurmay Başkanı 4 Mart Cumartesi günü askerlerinin işgali altındaki El-Ömer petrol sahasındaki üsse geldi.  Suriye Dışişleri Bakanlığı, “İşgalci orduların işgalci komutanı, illegal ziyaret” gibi ifadelerle bu adımı protesto etmiş. Ülkemiz Dışişleri Bakanlığı ABD Büyükelçisi Jeff Flake’yi bakanlığa çağırmış, “Hele bir anlatın genelkurmay başkanınızın orada ne işi var…!” diye sormuş. Jeff Efendi de bu çok zor soru (!) karşısında ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün ifadelerini papağan gibi döktürmüş: “ABD ordusu IŞİD’e karşı savaşıyor. Bu savaşı sadece ABD’nin değil başta Türkiye olmak üzere müttefiklerimizin güvenliği için de yapıyoruz. Maazallah biz ve HDP’nin sırtını dayadığı YPG/PKK kahramanlar olmasaydık haliniz nice olurdu?”

‘GEÇMİŞE SÜNGER ÇEKİN’

O boşluğu “kara bela Esed’in ordusu”, IŞİD, Rusya, İran doldurmaz mı? İşte fedakâr komutanımız ziyaretini bu koşullarda yapıyor. Ziyaretinden şüphe etmek yerine, YPG/PKK ile görüşüyor demek yerine, ona şükretmelisiniz. “Geçmişte şanlı ordumuzun personelini suikastlarda, işgallere zemin hazırlasın diye birçok illegal eylemde, uyuşturucu taşımacılığında, silah kaçakçılığında kullanmış olabiliriz. Her devletin böyle bir karanlık yanı vardır. Ama biz değiştik artık, sadece darbelerle, ekonomik krizlerle, depremlerle uğraşmıyoruz. Bunların yanına demokratik değerlerimizi temsil eden halkların özgürlüklerini savunan muhalefet ile de yapıyoruz.” gibi ifadeler gevelemiş. 

GÖZDEN KAÇIRILAN EL-HOL MÜLTECİ KAMPI

Anlatmış da, Suriye, Türkiye ve birçok gözlemcinin dikkatinden kaçan bir husus var. ABD Genelkurmay Başkanının ziyaretin en önemli sebebi bölgede bulunan ve 50 bin IŞİD’çiye, bunların cariyesi veya eşleri olarak tutulan Suriyeli, Iraklı ama özellikle yabancı binlerce kadın ve çocuğun yaşadığı El-Hol kampının durumu ile ilgiliydi. ABD askeri verilere binaen kampta 20 bin çocuk var. Yabancı ülkelerden gelen ölümüne 2 bin IŞİD taraftarı kadın ve bunların 8 bin çocuğu var. 10 bin IŞİD savaşçısı burada tutuluyor. Bunların en az 2 bini yabancı terörist. Geldikleri ülkeler bunları geri almak istemiyor. 1 bin kadarı Avrupa ülkelerinden gelmiş. Pentagon, “bu kadınları ama özellikle çocukları nasıl etkin kullanabiliriz” çalışmaları yürütüyor. Bölgeden ve kamptan gelen haberleri bizimle paylaşan dostlarımız IŞİD’in kadınları ve çocukları üzerinde ciddi bir tasnif çalışması yapıldığını söylüyor. Hatırlayalım; Daha önce de Pasifik’te bulunan Guam adasında 5 bin Peşmerge ve PKK’lı terörist, ABD’ye ait Andersen Askeri Üssü’nde özel olarak eğitilmişti. Aynı zihniyet benzer amaçlarda kullanılmak üzere IŞİD çocukları için planları var.

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM