Türkiye ve Gelişen Dünya İçin Önleyici Eylem Zamanı

GİRİŞ: 15.06.2025 22:50      GÜNCELLEME: 15.06.2025 22:50
Rasthaber -  İSRAİL’in İran’a saldırısı üzerine emperyalist işbirlikçilerinin bitleri kanlandı. Gizli NATO’cular, maskeli siyonistler deliklerinden heyecanla fırlayarak, yolcusu her geçen gün azalan Netanyahu’nun otobüsündeki yerlerini ifşa ettiler. Mezhepçiler, sahte milliyetçiler, sözde laikler İran karşıtı cephede ABD ile İsrail’in yanında sahneye fırladılar. Ama sevinçleri kursaklarında kaldı. İsrail’n saldırısının ardından 24 saat geçmeden İran’ın fırlattığı füzeler o meşhur demir kubbesini patır patır delip geçmeye başladı. Dururlar mı, bu kez de “İran’ın sivillere zarar verdiği” tekerlemesine başladılar. Dahası, “derin jeopolitik analiz” döktürerek, İsrail’in bunu da planladığını bile iddia edenler oldu

LAF DEĞİL EYLEM

Bu türden propagandanın merkezi, küresel ölçekte medyayı kontrol eden emperyalist/ siyonist odaktır. Bu odağın amacı, beşinci kol faliyetiyle çeşitli toplum kesimlerinde tereddütler oluşturmaktır. Oysa savaş başladıktan sonra artık iki taraf vardır. “Ne o, ne bu” gibi bir politikanın izlenmesi bu aşamadan sonra mümkün değildir. Lafta böyle deseniz bile eylemleriniz, taraflardan birinin lehine saf tuttuğunuzu ortaya koyar. Bugün, İsrail’in ya da İran’ın yanında olmak dışında üçüncü bir seçenek bulunmuyor. Ama Türkiye’nin menfaatleri gereği zorunlu seçenek bellidir. Türkiye’nin devlet ve millet olarak İsrail saldırganlığının karşısında yekvücut davranmasından başka çare yoktur. Çünkü bu saldırı sadece İran’a değil, Türkiye’ye karşı da yapılmaktadır. O nedenle, eğer amaç İsrail’i caydırmak ise, adresi belirsiz “uluslararası toplum”u göreve çağırma türünden açıklamalarla bu sağlanamaz. Çünkü İsrail’i cesaretlendiren o “uluslararası toplum” denilen mekanizmadır. Şunu unutmayalım: Bu niteleme, Atlantik emperyalizminin küreselleşmeci saldırgan kanadının kod adıdır.

GELİŞEN DÜNYAYI BOĞMAK…

Bugün ABD başta olmak üzere dünya ölçeğinde mevzi kaybetmekte olan bu kanat, savaşları yaymak ve böylece hükümranlığını yeniden kazanmak amacındadır. Atlantik İttifakı’nın bu kanadının yönlendiriciliğinde, İsrail’deki Netanyahu Hükümeti’nin 7 Ekim 2023 sonrası stratejisinde ana hedef, Batı Asya’da kargaşalığın sürmesini sağlamaktır. Çünkü göreli istikrar ve anlaşmalarla içine girilecek yol, gelişen dünya ülkeleri cephesinin lehine bir sonuç yaratacaktır. Böyle bir durumda, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve diğer ülkelerin Kuşak ve Yol Girişimi, BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi Atlantik dışı ekonomik, siyasal platformlara yönelimi hızlanarak sürecektir. Bu da, gelişen dünya ülkeleri cephesinin güçlenmesine neden olacaktır. İsrail ise, bu durumda iki devletli çözüme razı olmak zorunda kalacaktır. O nedenle Atlantikçi küreselleşmeciler gelişen dünya cephesini zayıflatmak, Irak’ın bölünmüşlüğünü kalıcılaştırmak, merkezi bir otorite oluşumunu önleyerek Suriye’yi bölmek, İran’da rejimi devirip ülkeyi parçalamak ve Türkiye’de istikrarsızlık ve kargaşa yoluyla bölünme zemini oluşturmak amacındadır. Netanyahu ise kendi Hükümetini sürdürmek için bu stratejinin aleti olarak sahnededir.

İLK ADIM

Küresel ölçekteki saflaşmada da, bölgesel düzeyde de Türkiye’nin nesnel olarak dahil olduğu kutup bellidir. Gelişen dünya ülkeleri cephesi. Türkiye ve gelişen dünya ülkelerinin hepsi için, önceki dönemde izledikleri “zaman kazanmaya oynama” diye tarif edilebilecek politikanın bugünkü şartlarda uygulanma şansı kalmamıştır. Mevcut şartlar, Atlantik saldırganlığı karşısında kararlı eylemlere girişmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu eylemleri, ön alarak gerçekleştirmek, sonrasında daha ağır bedellerin ödenmesi, bunun ötesinde telafisi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıkması ihtimalini ortadan kaldıracaktır. Atlantik kutbunun Türkiye için milleti dağıtan, devleti çürüten, giderek yıkan bir süreç olduğu son 70 yıllık uygulamayla apaçık ortadadır. Türkiye, Atlantik’e bağımılığından kurtulduğu ölçüde ekonomik, siyasi, kültürel bütün alanlarda feraha eriyor. İsrail’i caydırmak, daha ötesinde boyunun ölçüsünü vermek için gerekli olan, kınamalar yapmak, karanlığa kurşun sıkmak değil, aşamalı bir stratejiyle eyleme geçmektir. İlk adım, İsrail’in gözü-kulağı olarak işlev gören Kürecik’i denetim altına almaktır.

aydınlık

 

YORUMLAR

EBU HUSEYIN 9 saat önce
TURKIYE HUKUMETI, FILISTIN DAVASINDAKI SAMIMIYETINI, ISRAILE TERORIST DEVELET DEDIGINDEKI SAMIMIYETINI, ISLAM AHKAMI KESTIGINDEKI SAMIMIYETINI ONE MINUTE SAMIMIYETINI GOSTERME ZAMANIDIR. HEDI DAHA ONCEKI OLANLAR ICIN STRATJI DENDI VS AMA SUANDAKI DURUM TURKIYENI BEKASI IÇIN OLMAZ ISE OLMAZ BIR HAL ALMISTIR EGER HUKUMET BURDA DANS ETMEYE KALKARSA ULKEMIZE AGLIYARAK GULE GULE DIYEBILIRIZ.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM