Dünyada İngiliz sömürüsünün zirvesi 1920 yılıdır. Bunu iki
yeni kurulan devletle karşılaştıralım.
İngilizler Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşuna izin
vermeleri ile birlikte karizmatik, kendileri gibi düşünen ve kendileri gibi
giyinen Mustafa Kemal’e yeşil ışıkla laiklik modelli devletin kurulmasına
destek verdikleri gibi İran’da aynı yıllar Rıza Pehlevi ailesini finanse ederek
yönetime getirmekle kalmayıp Türkiye’deki idarecilerle İran’daki idarecilerin
birlikte hareket etmelerini telkin etmişlerdir.
Şah yeni kurulan Türkiye devlet modelini örnek almış ve bu
konuda her iki lider kardeşliklerini 1921 yılında ilan ederek anlaşmalarla
dostluklarını perçinlemişlerdir.
İran halkı zorba şahlık düzenine karşı İmam Humeyni
liderliğinde mücadele başlatmış ve kukla rejimi yıkarak yerine ümmet eksenli
İRAN İSLAM CUMHURİYETİ devlet modelini getirmeyi başarmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti İran’dan daha sert, daha baskıcı
laik diktasını oluşturması ve Binlerce masum insanı istiklal mahkemelerinde
sözde yargılayarak idam etmiş bu yetmediği gibi halkın dilini ve dinini de
değiştirmiştir. Baskıcı laik rejim yıllardır gericilik, irtica isimlerle
Müslümanları adlandırmıştır. Her on yılda bir askeri cuntayla halkı
sindirmiştir.
İran devrimini gören Türkiyeli Müslümanlar laik sistemi daha
iyi tanıma fırsatı ile yıkılışının kolay olacağını idrak etmeleri neticesi
Türkiye’deki laik idareciler İran gibi Türkiye de halkın da kıyama kalkmasını,
halkın kıyamını önlemek için 1980 cuntası ılımlı (Amerikancı) İslam’a yeşil
ışık yakmış, Muaviye dini modeli adım adım uygulanmaya konulmuştur.
Önce Turgut Özal (Anap)’ı iktidara taşımakla birlikte cemaat
ve tarikatları finanse ederek Müslümanların çoğunun gazını almış, Radikal
Müslümanlara gözdağı vermeye başlanmış kendine ayak bağı olacak yiğitleri
işkenceler ile sınamış bunun başarısızlığına müteakiben bir bir İslam
yiğitlerinin çoğunu şehit etmiştir.
Laik küfür düzeni ölümlere kaza süsü vermesi, kayıplar, çeşitli
iftiralarla halkın gözünde İslam yiğitlerinin düşmelerine zemin olması ile
ikinci adım devreye konulmuştur. Parayı iktidarı tadan Türkiyeli Abbasi, Emevi
dini öğretisi ile beslenen siyasiler, cemaat ve tarikat liderleri finanse
edilmiştir.
Duruma örnek Kendilerinin öğretileri ile büyüyen isimleri
Radikal siyasi partiye kaydırmak sureti ile parti sulandırılmış ve Refah
PARTİSİNİN İktidara gelmesi sağlanmıştır.
iktidarı tadan milli görüş mensuplarından bünyesi harama
müsait olanlar Refah partisinin bünyesi harama alışması neticesi
yenilikçi-gelenekçi adıyla sözde iki kutba ayrılması sağlanmıştır bu aşılama
(budama)ile milli görüşe peş peşe operasyonlarla partinin misyonunda uzaklaşması
ilçe başkanlarında çeşitli adli suçlarda yargılanan kişilerin çoğalması maddeye
olan hevesleri ile tahsilatçı pavyoncu işletmelere sahip kişilerin baş tacı
olduğu duruma getirilmiştir diğer tarafta geçmiş dönemlerin hatipleri bu gün
mafyalarla resimleri vitrinleri süslemektedir kısaca mücahidler müteahhit olmuştur.
Son adım ile Türkiye’de Amerika üslerini çoğaltan, askerlerinin
başına çuval geçiren Amerika’ya müttefikimiz diyen AKP(Amerika kalkınma
partisi) diye halk tarafında
isimlendirilen adalet ve kalkınma partisi laikliği İslam ülkelerine ihraç
etmesi ile İslam’a savaş açmış bu yetmez gibi Siyonist İsrail rejiminin
yaşaması için adeta onun kölesi olmuştur. Geçmişteki mücahitlerden Müteahhit
olanlar şimdi her şeye müsait olmuşlar.
2016 yılında SİYONİST Katil İsrail’de yangın çıkmış Tüm
devletin zirvesi adeta evleri yanmış gibi gecikmeden askeri ve lojistik
desteklerle uçaklarını seferber etmiş İsrail’deki yangına koşmuştur.
Bu gün ise kendi evi yanmış yardımına koştuğu İsrail
lanetullahın ahtapot kolu dost bildiği ülkelerden: Amerika, İngiltere, Avrupa, kıllarını
kıpırdatmadığı gibi sanki İsrail Türkiye’yi uzaya taşımış gibi Türkiye’deki
Amerika yandaş medyası İsrail’in gönderdiği geçmiş olsun taziye mesajlarını tüm
basında ballandıra ballandıra anlatmaları Halka algı operasyonudur.
İran İslam
cumhuriyetinin Yangının ilk saatlerinde komşuluk, din kardeşliği bağı nedeni
ile Türkiye devletine Türkiye’nin talebi olması halinde İran’daki Tüm ,Yardım kuruluşlarını, ordusunu, uçaklarını
göndermeye hazır olduğunu ilan etmekle kalmayıp acilen yangın söndürme uçağını yangının ilk
saatlerinde yangın mahalline yetiştirmesi takdire şayan iken Amerika(İsrail)
Versiyonlu YEZİD Yandaş Türk medyası İran’da sözde İslam şurasında Türkiye’yi
temsilen İSLAM DÜŞMANI Doğu Perinçek’in katıldığını yalan haberlerle gündemde
günlerce tutmuştur.
İran’ın yangında Türk
halkının yanında olduğunu ve yardımlarını Halk ile medyada paylaşmaması: sağırlar
ve körler misalidir.
İran ve Türk halkının bir etle tırnak gibi birbirlerine kenetlenmesinden
Laik idarecilerin korkmaları laik sistemin şah rejimi gibi yıkılışının son
günlerini yaşadığının delilidir.
Türkiye’deki Halktan kopuk idareciler, THK’yı suçlamaları
bunun açık delilidir. O uçaklar bakımsız iken siz neredeydiniz, yollar, saraylar,
uçaklar itibarınız iken bu günkü yangında sınıfta kalmanız kokuşmuş düzenin
yıkılışının ayak sesleridir.
İktidara geldiği günden bugüne satmadığı yer, satmadığı mal
bırakmayan siyasi iktidar şimdide ormanların yanışına sesiz kalması çıkarılan
son orman kanunu ile bu yanan yerlerin beş boynuzlu yeni oteller zinciri
oluşmasına zemin olacağı akıllara soru işaretidir.
Devlet şu an dağınık bir tablo ile göz önündedir. Ülke
acılarında seferberlik misali tüm kurumları bir olmalıdır.
Yıllardır iktidarda başkaları vardı sanırım, mafyalar
Türkiye’de yaşadıklarını, yaptıklarını sosyal medyada açıklamış siyasi erk
krallık misali duymaz, görmez, olmuş adalet bakanlığı sözde tabelalarda
kalmıştır. Selam ve dua ile
SALİH YAKUP