Yeni Hükümet Yeni Ekonomik Proje: Yeni İpek Yolu Projesi Ne Getirir?

GİRİŞ: 10.05.2023 10:37      GÜNCELLEME: 10.05.2023 10:37
Rasthaber -  Veee!! Kılıçdaroğlu nihayetinde İpek yolu projesini açıkladı:

“Millet ittifakı Batı yanlısı iftirasında bulunuyorlar. Ben Batı Doğu ayrımı yapmam. Türkiye’nin menfaati neredeyse orada olurum. Türk dünyasının Tarihi pek yolunu canlandıracağız. Yani Türkiye’yi Çin’e bağlayacağız. Hızlı yeni bir ticaret ve taşıma koridoru yani otoban açacağız. Bu koridor boyunca yüksek kaliteli kara yolu ile çift hat demiryolu altyapısı oluşturacağız. Tarihi İpek Yolu otobanı ve demiryolu yaklaşık 5500 km uzunluğunda olacak. Türkiye’den Gürbulak ve Kapıköy kapılarından çıkarak İran’da Tebriz ve Tahran’a Türkmenistan’da Aşkabat’ı Özbekistan’da Taşkent’i ve Kazakistan’da ise Almatı’ya geçerek Çin’e varacaksınız. Kuzeyde Gürbulak Çin’i ve koridor üzerindeki ülkeleri ve Karadeniz limanlarını güneyde ise Kapıköy ile Mersin ve İskenderun limanlarına bağlantısı sağlanacak. Bu gün uluslararası ticaretin yaklaşık %90’ı deniz yolu ile yapılıyor. Bu proje denizlere kıyısı bulunmayan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan’ı Türkiye limanları ile buluşturacak. Türkiye Türk dünyasının deniz giriş kapısı olacak. Bakın bu dediğim batıyı kaygılandıracaktır emin olun. Bu akşam raporlarını geçeceklerdir. Bende diyorum ki varsın kaygılansınlar. Ha Çin’e de sözüm olacak.




Bu proje aynı zamanda Çin adına büyük bir fırsat teşkil edeceği için Türkistan’a uyguladıkları zulmü durdurmaları ön şartlarımızdan biri olacaktır. Biz oradaki canımızı kanımızı kaderine terk etmeyeceğiz. Yani özetle batı da Çin de kaygılansın. Biz işimize bakalım. Bu proje herkesin kazanacağı bir projedir. Buyurun oturun masaya bizimle diyeceğiz. Amerika birleşik devletleri ile bu bölge ile ticaret de bizim limanlarımızdan yapılacak. Koridorun hem Türkiye’nin tüm bölgelerine bağlantısını hem de limanlar ve Avrupa’ya bağlantısını sağlamak için ülkemizdeki karayolu ve demiryolu altyapılarında da iyileştirmeler ve yeni bağlantılar yapılacak. Bunların başında Horasan, Ağlı ve Gürbulak demiryolu hattı geliyor. Bu transit yolun her ülke için birkaç çıkış yolu olacak. Çıkış loncalarının çevresine gümrüklü lojistik merkezleri yapacağız. İhraç malları İran’a 17 saatte, Türkmenistan’a 31 saatte, Özbekistan’a 50 saatte, Kazakistan’a 63 saatte varacak. Tarihi İpekyolu Otobanı ve demiryolu ile Avrupa ve bu ülkeler arasındaki transit ticaret hacmimiz muazzam büyüyecek. Dış ticaretimiz en az %50 artacak. Asya ve Avrupa arasındaki en önemli ticaret güzergâhından birine ev sahipliği yapınca Türkiye’nin dünyada ekonomik ve siyasi önemi daha da artacak. Kendi şartlarında kendi oyununu oynamaya başlayacak. Çünkü bu bağlantı ile Avrupa ve Asya arasındaki ticareti kolaylaştıracağız. Ülkeler arasında daha fazla işbirliğini ve ekonomik entegrasyonu sağlayacağız. Türkiye Orta Asya, Kafkasya ve Çin ve arasındaki ticaret yollarında çok hayati bir konuma sahip olacak. Küresel ve bölgesel ticaret taşımacılık ve lojistik ağlarında merkez ülke haline gelecek. Tüm bunların dışında tarihi İpekyolu otobanı ve demiryolu ülkeler arasında siyasi, kültürel ve sosyal etkileşimi artıracak. Kültürel ve tarihi bağlarımız ortak tarihsel hafızamız daha da güçlenecek. Türkiye kardeş coğrafyaları ile tam anlamı ile bütünleşecek.

Elbette Kılıçdaroğlu bu projenin Türki’ye için önemini yeni anlamış değil. Bir siyasetçi tavrı ile üst perdeden belki de ülke yönetimine soyunmuş bir politikacının izlememesi gereken bağımsız ve kendinden emin bir tavırla projede hâkim olacakları havasını halkına vermeye çalışıyor.  Ama bu projeyi gerçekleştirmeye çalışan başta Çin, Rusya ve İran’ın onlarca yıldır bu proje içinde var olup çaba gösterdiklerini de bilmiyor değildir. Kılıçdaroğlu doğru bir ifade ile belirtmek gerekirse bu projeyi hazır kucağında buldu. Bu proje uzun yıllardır var olan bir projedir ve bu güne kadar Çin’den Türkiye’ye uzanan bu hattın üzerindeki tüm ülkelerde trilyonlarca yatırım ile altyapı çalışmaları uzun yıllardır yapılıyor.




 

Dünyanın en büyük ihracatçısı ve üreticisi, ikinci büyük ithalatçısı ve en çok sermaye çeken ikinci ülkesi olarak Çin’in dünya ekonomisindeki ağırlığı her geçen gün artmaktadır. Bakıldığında 4,5 trilyon dolarlık dış ticaret hacmi, 3,1 trilyon dolarlık döviz rezervi ve 1,9 trilyon dolarlık yatırım stoku ile Çin dünyanın satın alma gücü sıralamasına göre en büyük ülkesidir. Batı merkezli küresel ekonomik sisteme, alternatif sunan Çin’in son yıllarda imalat sanayii, bilgi teknolojileri, robotik gibi alanların yanında AR-GE harcamaları ve 5G gibi yeni nesil teknolojilerde sağladığı rekabetçi üstünlük, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin kendisini tehdit olarak algılaması ve ticaret savaşları olarak ortaya çıkan “teknolojik soğuk savaş” sürecinin başlamasında etkili olmuştur.

Küresel ekonominin imalat üssü konumundaki Çin artık teknoloji üreten, inovasyon yapan ve yurt dışına yatırım gerçekleştiren bir konuma gelerek siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda etki sahasını farklı bölgelere genişletmiştir.
Bu doğrultuda Çin İpek Yolu koridoru üzerindeki bölge ülkelerinde yüksek yatırımlar yapmaktan çekinmemektedir. Bununla birlikte bu ülkelerin siyasi yapısı, ideoloji, dini inancı gibi unsurları dışarda tutarak ekonomik işbirliğini ön plana alan yatırımlar ve işbirliği kurumları oluşturmak için özel bir çaba sarf etmektedir. Bu konuda Çin’in en önemli yatırımları İran’ ile aralarında yaptıkları 400 milyar dolarlık ve 25 yıllık anlaşmaları ile Rusya ile 400 milyar dolarlık doğalgaz yatırım anlaşmaları yer almaktadır. Rusya ile 38 ye yakın enerji, finans ve ticaret alanlarında anlaşma yaptığı da bilinmektedir.  Burada en önemli unsurlardan biride bölge ülkeleri arasındaki ticaretin ülkelerin ulusal paraları ile yapılacağı anlaşması şimdiden Ruble ve Riyal’in değerlerini dolar karşısında artırdı bile.
Proje tamamlandığında bölge ülkelerinin ekonomik durumları, siyasi ilişkileri ve kültürel etkinliklerinin olumlu yönde artacağı aşikârdır.
Bu durumda Türkiye’nin Erdoğan’ın ve AKP iktidarının izlediği ikircil siyaset sebebiyle tam manası ile bu projeye dâhil olamadığı açık bir şekilde ortadadır.

Hem AKP rejiminin ABD ve İsrail politikalarından bir türlü sıyrılamayıp bağımsız bir diplomasiye bürünememiş olması hem de proje ülkeleri başta Çin, İran ve Rusya’nın Erdoğan’ın izlediği bu siyasete, NATO ve ABD ile olan bağları nedeniyle güvenememelerinden kaynaklanıyor. Bütün bölge ülkeleri ile yatırım anlaşmaları yapan ve hatta belki tarihin en olağanüstü anlaşmasını yapıp kadim düşmanlar Suud ile İran arasını bile bulan Çin neden Türkiye’ye soğuk davranmakta ve ülkemizle hiçbir yaptırım anlaşması yapmamış olduğunu merak edenler AKP siyasetinin güven vermediğini düşünmeleri abes değildir.

Türkiye ve Azerbaycan’ın bilhassa Karabağ ve Laçin koridoruna ilişkin izledikleri siyasetin arkasında İsrail ve ABD’nin olduğu ve Çin’e ve Şangay ülkelerine ve onların tarihi bu büyük İpek Yolu Projelerine karşı oldukları ve bu ülkelerin Avrupa ve batı pazarına ulaşmalarının kendileri açısından sorun teşkil edeceğini ve rekabette geri kalacaklarını düşündüklerinden bu projeye alternatif hazırlanan Karabağ savaşının bölgeyi bir set ve NATO’nun ileri karakolu olarak dizayn etme çabalarında bu iki ülke yani Türkiye ve Azerbaycan’ın başat rol teşkil ettikleri aşikardır. 

Yani gerek Azerbaycan ve gerekse Türkiye iktidarını elinde bulunduran AKP rejimi zaten İpek Yolu Projesi ve Şangay İşbirliği örgütünün çalışmalarını bloke etmek isteyen ABD-.NATO ve İsrail'in yani Atlantikçilerin bir numaralı proje üyeleridir.

Bu yüzden Laçin koridoru, Yeni İpek yolunun kilit noktası ve dolayısıyla Atlantikçilerin sonuna kadar savunması ve asla düşürmemeleri gereken düşmana en yakın uç cephesidir.

Kılıçdaroğlu bu büyük projenin ekonomi getirisini görmüş ve cazibesine kapılmış olmasına rağmen siyasi ve stratejik öneminin de ne kadar farkındadır bilemem. Ama iktidara geldiğinde bunun ayrıntılarına vakıf olacağından eminim. Şimdilik bu projenin ülkemizin ekonomik olarak kurtuluşuna vesile olacağının farkında olması güzeldir.

Bu nazarda Doğu Türkistan meselesi konusunda da proje ülkeleri ile diyaloğa girdiğinde ikna edileceğinden eminim. Zira Doğu Türkistan meselesi tamamıyla ABD'nin abarttığı Çin'e karşı dünya kamuoyunu manipüle etmek için kışkırttığı bir unsurdur. Tamam temelinde işgal var ama anlatılanların %90' ı yalandır.

Uygur Türkleri çoktan Çin'e entegre oldular ve bundan kendileri de rahatsız Uygur halkının büyük çoğunluğu Çin’in sunduğu refah ve imkanların farkına varmış ve bundan fazlası ile faydalanır durumdadır. Ayrıca dünya kamuoyuna anlatıldığı gibi özgürlüklerinin sınırlandırıldığı ve zorla asimile edildikleri de doğru değildir.

Arada ABD'nin kışkırttığı üç beş tekfirci olay çıkarıp başta Uygur halkını terörize edip katlediyor. Çin ise bütün dünya ülkelerinin halkını koruma refleksi ile bununla mücadele ediyor. Yoksa Uygur Türklerine her türlü inanç ve kültürel özgürlük tanınıyor.

Kamp diye lanse edilen meslek okullarında dünyanın en ileri seviyede mesleki eğitimleri veriliyor. Çinin genel siyaseti ve otoriter yapısı ülkenin tüm okullarında olduğu gibi bu okullarda da uygulandığı için sanki Uygurlara özgü despot bir yönetimmiş gibi tevil ediliyor.




Esasında bu okullar tüm Çin’deki normal yatılı okulların disiplinine sahiptir ve öğrenciler hafta sonları izinlerini kullanıp aileleri yanında geçirebilmektedirler.

Sincan Çin'in en gelişmiş ve refah seviyesi en yüksek şehirlerinden biridir. Bundan üç beş sene önce Çin dışişlerinin çağrısı ve abartılan kamp hikayelerinin doğru olmadığını anlatmak için bütün dünyadan gazeteciler bu ülkeye gidip Uygur bölgelerini gezmişler kamplara kadar girmişler ve durumun anlatıldığı gibi olmadığını beyan etmişlerdir. Ama hala kara propaganda kanalları çalışmaktadır ve insanları aksine ikna etmektedirler. Doğu Türkistan Özgürlük hareketinin lideri Rabia Kadir eski Komünist parti üyesidir ve serveti konusunda Çin hükümeti ile olan çatışmaları sonucu serveti ile birlikte kaçmış ve ABD’de yaşamakta CİA ile haftalık rutin görüşmelerini yapmakta ve Çin aleyhine çalışmalara katkı sağlamaktadır.
Kılıçdaroğlu zamanla bunu da anlayacak. Bir zaman Erdoğan'dan bu propagandaya aldanmıştı. Gitti gördü öyle olmadığını anladı.
Netice itibarı ile eğer Kılıçdaroğlu doğru bir siyaset izler ve Tarihi İpek Yolu projesine ve Şangay işbirliği grubunun çalışmalarına projelerine tutunursa gerçekten ekonomide hızlı değişimler yaşanır ve bir anda bütün dertlerden sıyrılabiliriz. Elbette AKP'nin yaptığı gibi tamamen dış sermaye ve dış ticaret dalgasına kapılıp üretim, istihdam ve yerel ekonomik projeleri de ihmal etmeden ve güçlendirerek bunu yapmalıdır. Yoksa üç beş sene sonra bu da yeterli olmaz ve Erdoğan’ın ülkeyi getirdiği berbat duruma geri döneriz. İpek yolu projesinin hayati hedefi nihayetinde Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmaktır. Neticede bu ipek yolu bir pazar oluşturma pazara ulaşma yoludur. Avrupa bu projenin en önemli pazarıdır.  Bu yol çift yönlüdür ve çift yönlü bir ticareti aktif kılacaktır. Bu yüzden Kılıçdaroğlu batılı olacağız diyor. Bir elimiz doğuda bir elimiz batıda olacak diyor. Bunu söylerden kast ettiği ülkenin ekonomik ve refah, teknoloji yönünden çift yönlülüğünü kast ediyor.  Yoksa kastettiği siyasi bağlılık tahakküm altına girmek değildir. Zaten bu iddia mesnetsiz olduğu gibi ancak siyasi basiretsizliği ve bağımsızlığı başaramamış kişilerin öngörü ve yakıştırmalarıdır. Kılıçdaroğlu’nun kastı ekonominin can damarı olan dünya piyasalarının ve pazarı elinde tutma yitirmeme çabasıdır.

YORUMLAR

Fatih 11 ay önce
Chp nin samimi olduğunu ve insanlığa ve ülkemize faydalı olacağına inanmıyorum.Kalıplaşmış zihniyetler değişmez.
Hacı Bayazıt 11 ay önce
Ehl-i Beyt evladı K.Kılıçdaroğlu İmam Ali(a.s) yaptığı ekin biçer gibi AKP Rejimini doğrayıp tarihin çöplüğüne gömebilir ama Devletin yeniden yapılanması Ülkenin direniş üretim ekenomisi ile tam bağımsız kurumlar üzerinde yeniden bina edilmesi bazı şartların gelişmesine bağlı. İlk şart temiz insan Kılıçdaroğlu’nun ettiğ verdiği söz, Helal ile Yasal olanı birleştireceğiz senedi’dir. Eğer bu sözün altına doldurabilir asalak ırkçılarında dış işlerinden temizler asla ve asla islamın yükselişi önünü kesmek bu alanda zaviyet oluşturacak şeytanın yardımcılarını ümütlendirecek bir hal uygulama düşünce içerisinde bulunmaz ise ülke üzerinde Allah’u alem Rahmet ve Bereket bulutları oluşur; değilse Cumartesi alış veril günü dahi esnaf insanlar saat 8-9’a kadar yatar sabahın Rızkın dağıldı vakiti eli kolu bağlanmış halk uykuda geçirir. Allah(c.c) ın selamı rahmeti üzerine olsun dürüst insan Kılıçdaroğlu; AKP rejmini devirerek ülke bölge ve dünya için büyük bir başarı yapmış olacaksınız.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM