İmam Hüseyin (as) Tağuti Hilafetin Kutsallığını Yıktı

Rasthaber –  İmam Hüseyin’in (as) kıyamının bir diğer felsefesi İslam toplumuna hakim batıl hilafet sisteminin ve halifenin kutsallığını yıkmaktı. Hilafetin kutsallığı var olduğu müddetçe İslam ümmeti ıslah edilemeyecek ve İslam her geçen gün daha da tahrif edilerek yok edilecekti.

Toplumun hilafet algısı neydi? Müslümanların halifeliğe ve halifeye bakış açısı neydi?

Peygamber sonrası bir sistem ortaya attılar, adına “hilafet” dediler, din ve maslahat adıyla halife oldular, itaati farz kıldılar, itirazı haram edip karşı gelenleri cezalandırdılar.

Emeviler, başa geçince de hilafeti kutsallaştırdılar, Allah’ın halifesi, Peygamberin halifesi gibi unvanlar kullanmaya başladılar. Bu kelimelerle halifeliğe kutsallık elbisesi giydirip dokunulmaz kıldılar ve itirazın caiz olmadığını halka kabul ettirdiler.

Halifelik kutsallaşınca halife de mukaddes olmuş oluyordu. Halife mukaddes olunca halifenin her yaptığı, verdiği her emir de kutsal sayılacağı için sorgulanamazdı.

Hilafeti kutsallaştırmanın sebebi halifelerin yaptıklarını meşru göstermek ve onların söz ve amellerine dini bir kılıf uydurmaktı. “Halife yanlış yapmaz, halife Allah adına her şeyi yapabilir çünkü kutsal bir makamda oturuyor” inancı hakim kılındı. İnsanlar, zulme ve adaletsizliğe dahi itiraz edemez hale geldiler.

Sözde bu kutsal halifeler zulüm ve adaletsizliği Allah adına yapmaya başladılar; harama da emretse kutsaldır, Kabe’yi yıkmak için emir verse de bu emir kutsaldır, çarşamba günü cuma namazı kıldırsa da caiz olur, -daha sonra-Harre olayında olduğu gibi Medineli Müslümanların canına kast edip namusuna tecavüz de caiz olur.

Bu kutsallığın neticesinde ümmet halifenin emriyle peygamberin torunu İmam Hüseyin’i (as) de Allah rızası için şehid etmek için yarışır hale gelecekti.

Halifeliği/Devleti, din adamlarının fetvalarıyla kutsallaştırmak, fasık ve facir sultanların bir oyunuydu. Halifeliğin/halifenin kutsallaşması dinden sapmaları kolaylaştırdı.

Halifelik kutsallaşırsa halife olacak şahısın artık liyakatine bakılmıyordu; hilafeti nasıl ele geçirirse geçirsin halife olmuşsa artık kutsaldır. Halifenin imanı, takvası, ilmi yeterliliği var mıdır, adil midir, müdüriyet kabiliyeti var mıdır, toplum tarafından kabul görüyor mu, gibi konular incelenemez, sadece itaat beklenir.

Böyle kutsallaştırılmış halifelik/devlet sisteminde lider fasık ve facir olursa, devlet de tağut olursa dinin hükümlerinin tahrif olması kaçınılmaz olacaktır. İlahi hükümler, şeriat kanunları yani İslam hukuku devre dışı kalacaktır.

İşte böyle bir durumda dinin yeniden yapılanması ve öldürülen ilahi hükümlerin ihyasını gerekiyordu. Dinin inşası ve ıslahı gerekiyordu. Bunun önünde en büyük engel halifeliğin-halifenin/devlet adamlarının kutsallaştırılmasıydı.

İmam Hüseyin(as) hilafetin/devletin bizatihi kutsal olmadığını insanlara ulaştırmak istiyordu. Bundan dolayı öncelikle bu kutsallık duvarının yıkılması gerekiyordu, İmam Hüseyin (as) vazifelerinden biri de bu kutsallığı yok etmekti; lideri fasık, facir olan ve temeli, esası ilahi olmayan devletin kutsallığının olmadığını insanlara öğretmesi gerekiyordu.

İmam Hüseyin(as), İmam Hasan’ın(as) şehadetinden sonra 10 yıl boyunca bunu anlattı ama fayda vermedi. İmam Hüseyin (as) bu batıl kutsiyetin, insanlara anlatmakla, dersler verip öğretmekle yıkılamayacağını biliyordu.

Allah adına oluşturulan bu kutsallık, ancak toplumda şok etkisi yaratacak, insanları gaflet uykusundan, cehalet karanlığından uyanmalarını sağlayacak Kerbela’da ŞEHADET ile yok edilebilirdi.

İmam Hüseyin’in (as) şehadetinin meyvelerinden biri de işte bu evrensel mesajdır; “ne adına olursa olsun, ilahi dayanağı olmayan beşeri sistemlerin ve devlet adamlarının hiç bir kutsallığı yoktur, tağuttur.”

Gününüzde aynı zihniyet devam etmektedir; “toprak, bayrak, devlet, millet kutsaldır” düşüncesi Emevilerden kalmıştır. O zamanın hilafetinin yerini alan liberal demokrasi, laisizm, cumhuriyet gibi sistemler aynı kutsallığa ve dokunulmazlığa sahip olduğu müddetçe İslam’ı anlatmak, İmam Hüseyin’in (as) kıyamını anlamak imkansızdır.

İslam ümmetini ve dini çepeçevre saran bu batıl kutsallar hisarı yıkılmadıkça Muhammedi İslam ortaya çıkamayacaktır.

Sabahattin Türkyılmaz

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın