Ulusçuluk İslam ile Bağdaşmaz

Birilerinin iddia ettikleri gibi İslam Cumhuriyeti ulusal çıkarları için Esed rejimine destek olmadı. Esasen ‘ulusçu’ bir devlet İslam devleti olamaz. İslam devleti ümmetçidir. Bütün politikasını ümmet esaslı oluşturur, ulusun çıkarlarını ümmete feda eder.

Herhangi bir Müslüman devletin yönetimi İslam’dan uzaklaşır, sekülerleşir, saltanat ve despotizme yönelirse zalim olur. Halkına zulmettiği için ümmet bundan zarar görür. Bir İslam devletinin olmazsa olmazı “Zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur”. (Bakara 193) ayeti kerimesi uyarınca zalimleri dost değil düşman bilmektir.

Düşmanlık için “zalimlik” ölçü alındığından zalim olmayan gayrimüslimlere gösterilen müsamaha zalim Müslimlere gösterilemez. Suriye devleti Arap milliyetçisi, seküler ve despot bir rejime sahipti. Esasen bu tür rejimleri Müslümanların başından defetmekle mükellef olan müminlerin bilakis destek olmaları imanları ile çelişir.

Allah cc bırakın zalime destek olmayı, meyletmeyi dahi kesin olarak ve kayıtsız şartsız yasaklamıştır. “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur”.(Hud 113)

Peki, İslam Cumhuriyeti Suriye’de rejime destek olmadı ise kim ve için ne için oradaydı? İyi niyetle anlamak isteyenler için izah edeyim. İşgalci Siyonist çetenin BM tarafından devlet olarak tanındığı 1948 yılından itibaren NEKBE (büyük felaket) günleri başlamıştır. Bu felaket, hem ümmetin yani hangi ırktan ve coğrafyadan olursa olsun bütün müminlerin hem de Arap milliyetçilerinin başına gelmiş bir felaket idi. Bu nedenle İşgalci ile savaşı ilk önce Arap milliyetçisi dört devlet başlattı. Bu savaşta mesela liderleri Arapçı Mısır rejimi tarafından şehit edilen ümmetçi İhvan-ı Müslümin Arapçıların yanında işgal rejimi ile savaşmıştır. İhvan’ın bu savaşta yer alması, Mısır rejimine destek olarak nitelendirilebilir mi?! Bu olsa olsa ortak düşmana karşı yan yana gelme mecburiyetidir.

Toprakları işgale uğramış Suriye Baas rejimi bütün Arapların işgalci ile normalleşmelerine rağmen direnmeye devam etmiştir. Esasen İşgalci rejimi coğrafyadan silmeyi gaye edinen İslam Cumhuriyeti ile Suriye rejimi ortak düşman karşısında yan yana gelmek zorunda kalmışlardır. Yoksa Ne İslam Cumhuriyetinin Esed rejimini ne de Suriye Arap Cumhuriyetinin İslam inkılabını ayakta tutmak gibi bir derdi tasası yoktur ve olamaz.

Ümmetin sırtına saplanmış zehirli bir hançer olan işgal rejimi ile savaşan direniş cephesinin yanında sırf ulusal çıkarları için duran Suriye’nin durumu “… Ve muhakkak ki Allah bu İslâm Dîni’ni (dilerse) elbette fâcir kişi ile de te’yîd edip kuvvetlendirir.” (Buharî, Cihad, 182; Müslim, İman, 178) hadisi şerifi mucibince direnişe destektir.

Bu zorunlu yan yana duruş bahanesi ile her zalim rejimin kendisine isyan edenlere yaptığı gibi Suriye rejimin halkına karşı acımasız tutumundan İslam Cumhuriyetini sorumlu tutmak insafsızlıktır. Suriye rejiminin kendisi gibi vicdan ve merhametten yoksun Rusya ile birlikte savunmasız halkın üzerine bomba yağdırması tabi ki kabul edilemez. İsyan bastırmanın da bir ölçüsü olması gerekir.

İslam Cumhuriyeti ve Hizbullah bu vahşetin önüne geçmek için çok yoğun çaba sarf etmişler, Esed’i masaya zorlamışlar hatta ikna etmişler ancak özellikle başını Suudi Amerika’nın çektiği muhalefet bir türlü masaya yanaşmamıştır. Bu da en ağır bedeli mazlum Suriye halkının ödemesine sebebiyet vermiştir. Can mal namus talan olmuş şehirler harabeye dönmüştür.

Rusya ve Esedin, hatta Daiş’in katliamlarının dahi sorumluluğunu İslam Cumhuriyeti ve Hizbullah’a yıkmak İşgalci rejimin medya savaşındaki başarısıdır. Arapça konuşan İşgalci subayların “İran’ın öldürdüğü Arap sayısı İsrail’in kurulduğundan beri öldürdüğü Araplardan daha fazladır” klişesi hem Arap milliyetçilerini hem de onların gazına gelen saf Müslümanları İslam Cumhuriyetine düşman etmiştir.

Yeni Suriye rejimi hem eskisini aratmayacak kadar zalim hem de İşgalciye karşı abisi konumundaki Arap rejimleri gibi Netanyahu’nun “oturun oturduğunuz yerde” talimatına harfiyen uyuyor. Kazara bir gün İşgalci ile savaşı göze alırsa ister istemez İslam Cumhuriyeti ile yan yana gelmesi kaçınılmaz olacaktır. İşgalci ile savaşında İslam Cumhuriyetinin silah ve mühimmat desteğini alacaktır. Vesselam.

Bu Haberi Paylaş
Yorum Bırakın