Mehdiliğin Strateji ve Metodolojisi

GİRİŞ: 02.04.2020 13:23      GÜNCELLEME: 02.04.2020 13:23
Rasthaber - Artık herkes hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyor. Yeni dünya düzeninin kurulacağını az çok tahmin edebiliyor. Dünyayı tek başına yönetmek isteyenlerin “tek devlet“ arzusunu anlamak o kadar da zor değil.
Asıl cevabı verilmesi gereken soru şudur; bu yeni dünya düzeni projesinin karşısında müslümanlar ne düşünüyor; inançlarını bu yeni dünya düzeni çatısı altında yaşamayı mı tercih edecekler, yoksa bu sistemın karşısında bir alternatif sunmayı düşünüyorlar mı?
Müslümanlar milli ve ulusal devletlerin kendi çıkarlarını koruyacaklarına inandıklarından kendi devletlerini koruma seçeneğini destekleyeceklerdir. Çünkü Müslümanların çoğunluğunun Küresel bir devlet düşüncesi olmadığından bölgesel ulus devletlerin güçlenmesini tercih edecekeler zira inançlarının sadece ulus devlet sayesinde var olabileceğine inanıyorlar. 
Bundan dolayı bazı araştırmacılar, bilim adamları ve stratejistler yeni dünya devletinin hegemonyasından kurtulmanın yolunun ulus devletleri güçlendirmek olduğunu düşüncesini yayıyorlar. Halbuki bu ulus devletler şimdi de indirekt olarak onların hegemonyasındalar zaten.
Sadece Şiilik inancında küresel tek devlet düşüncesi ve inancı vardır; o da “Mehdilik” inancıdır.
Mehdiliğin temelini “Ubudiyyet“ oluşturmaktadır. İlahi hüccetin ubudiyyeti, varlık alemini ayakta tutmaktadır. İlahi feyz, O’nun kulluğunun gölgesinde yeryüzüne nazil olur.
İnsanların hayatının temelini de “ubudiyyet“ oluşturmalıdır; ubudiyyet ile bireysel tekamül sağlanmadan toplumsal tekamül sağlanamaz.
Ubudiyyet/ Allah’a kulluk temelinde Mehdiliğin ilk stratejisi zamanın imamını tanıtmaktır; diğer bütün stratejiler O tanındıktan sonra mana kazanır.
hz. Mehdi'yi (af) tanımak; "Yeryüzünde hüccet olmazsa yeryüzü helak olur" ve “zamanın imamını tanımadan ölen cahiliye ölümüyle ölmüş olur”, hadisi şerifleri, insanın bir kul olarak Yüce Yaratan’ın yeryüzündeki hüccetini tanıması gerektiğini gösteriyor.
Zamanın İmamını tanımak genelde taabbudi olarak kabul edilip sadece iman edilir. Ama her zamanın ilahi hücceti ilmi ve akli iman ile tanınmalıdır. Zamanının imamının gerekliliğinin hikmeti ve hedefi tanınmadan yaratılışın hedefine ulaşmak mümkün değildir.  
Mehdilik inancının stratejileri;
1. Strateji: Hedefi belirlemek: İnsanın bir hedefi olmalıdır. İnsanın hedefi, Yaratan‘ın hedefiyle uyum içinde olmalıdır aksi takdirde varacağı yer delalettir. Allah, halik/yaratıcı olduğu için insanın amacı Allah’ın hedefi doğrultusunda haraket etmek olmalıdır. Her şeyin kilit noktası Yartıcının ne için yarattığında yatmaktadır. Varlık aleminin yaratılmasının hikmetinde gizlidir.
Allah’ın varlıkları özellikle de insanı neden yarattığının gölgesinde insanın hedefi şekillenir. İnsanın hayatının başlangıcı, sonu ve hedefe doğru gideceği yön bu hedef sayesinde belirlenir. Mehdilik inancında en önemli nokta insanı bu hedefe ulaştırmaktır.
2. Starteji: Aklı kullanmayı sağlamak; Mehdilik inancının ikinci stratejisi insanın aklını kullanmasını sağlamaktır. Aklını kullanamayan insan düşünemiyor demektir. Düşünemeyen insan küresel hedef için düşünce üretemez, küresel düşünemez.
Akıl insana verilmiş en büyük nimettir. Yüce Yaratan aklı çok değerli hazinelerle donatmış bu hazineleri kodlayarak insanın fıtratına yerleştirmiştir. Peygamberleri de bu kodları çözmeleri için göndermiştir, son hüccet olan hz. Mehdi (af) bu kodları çözerek insanları kemale ulaştıracaktır. Aklını kullanamayan bu kodları çözemez.
3. Strateji: Gelecekten ümitli olmayı sağlamak; Mehdilik inancı insanlara ümit aşılıyor. Dünyadaki olumsuzluklar; zulüm, fakirlik, ahlaki çöküntü, hastalıklar, savaşlar, katliamlar insanı gelecekten ümitsizliğe düşürüyor. Küresel afetler ve hastalıklar insanları korku ve endişeye sürüklüyor. İnsanlar gelecekten ümitsizler, bu ümitsizlik onları hayattan koparmaktadır. 
Dünyanın böyle devam etmeyeceği, bu durumun kader olmadığı, değişebileceği ve gelecekten ümitli olunması gerektiği anlatılmalıdır.
Yüce Yaratan’ın insanı kendi başına bırakmadığı, her an onları gözetleyip kolladığı ve ilahi hüccet ile fırtınalı okyanustan kurtuluş sahillerine ulaştıracağını bilmeleri insanlara ümit vermektedir.
4. Strateji: İnsanın kendi irade ve ihtiyari ile hareket etmesini sağlamak; İnsanlar hakkı hak olduğu için kendi iradesi ile kabul etmelidir. Hedefi kendi iradesiyle seçmeli, seçtiği yolu kendi ihtiyarı ile gitmelidir. Hak, adalet, özgürlük gibi insanın fıtri hakları zorla, tehdit veya baskıyla elinden alınamaz veya kabul ettirilemez. 
Hz. İmam Hüseyin’in (as) Aşura gecesi yarenlerine; “ben biatımı kaldırdım, isteyen gidebilir” diye buyurması, bu temel stratejiden kaynaklanıyor. İnsanlar gidecekleri yolu kendi özgür iradeleriyle seçmelidirler.
5. Starteji: Gelecek nesli Mehdilik inancı ile programlamak; Yeni dünya düzeni projesi sahipleri gelecek nesli programlıyorlar. Yeni nesilin beyinleri kirlenmeden İslam yeniden inşa edilmelidir; insanlık tarihinin kaderini belirleyecek, dünyanın geleceğini kurtaracak ve geleceğin dünyasını kuracak olan Mehdilik düşüncesiyle yeni neslin beyni programlanmalıdır.
İnsanların beyinleri “Mehdilik küresel adalet devletini” anlayacak seviyeye gelmelidir. Geleneksel İslam anlayışı Mehdilik küresel düşüncesini idrak edecek seviyede değildir. Mevcut anlayış toplumun sorun, problem ve sorularını çözmekten çok uzakken küresel bir düşünceyi kavraması beklenemez.
6. Strateji: Gelecek nesli Mehdiliği anlayacak seviyeye Getirmek; Hz. Mehdi (af) güneşin özüne benzetilmiştir, doğuşuna veya ufkuna değil 
1- Güneşin doğduğu yerin ufkuna sahip olan anlayamaz, sadece doğuşunu bekler ve sadece onu görür 
2- Güneşin gündüz seyr ettiği ufuk kadar ufku olan da anlayamaz, çünkü o sadace doğuş ile batış arasını görür 
3- Güneşin bir günlük seyri kadar ufku geniş olanlar anlarlar. Çünkü onlar için devamlı vardır. Güneş asla batmaz, karanlığa gömülen/batan dünyanın kendisidir.
Mehdilik insanları güneşi hayatı boyunca devamlı görme seviyesine çıkarmak istiyor. İnsanlığın kurtuluşu Güneşi takip etmesi ile mümkündür ancak.

YORUMLAR

TASPINAR MK 3 yıl önce
Ferhat Çavdar Kardeşim, Sizin (kabala ve şeytanin sektlerin varlığı) söylediklerinize katılıyorum. Çünkü Allah bizi (insanlığı) kitabında insanlığın düşmanı hakkında açıkça uyarmış, bunda şaşılacak bir şey yok. "Şeytan sizin düşmanınız onu sizde düşman görün" ve en azlı olarak insanlar içinde "Yahudileri ve şirk koşanlar" demiş Ama lakin Şaşılacak olan şey bizler Düşmanımızın varlığına inanmadığımız gib onları dost görmekteyiz. Böyle bir ortamda kurtarıcı derken neyi ve kimi anladığımız önemlidir. Kurtarıcı; yok olmak üzeri olan bir süjeyi bulunduğu stresten çıkartan. Kelimenin kendinde sorun yok ama tanımlamada sorun yaşanmakta. Dolaysıyla bir kafa karışıklığına sebep vermekte. Daha önceki msj. ilettiğim gibi sizin kabul etmediğiniz "Önderlik &Liderlik" tanımı ve seçimi. Peygamberler ile İmamlar/önderler arasında nuans vardır bunu kuranda görebiliyoruz. Netice olarak, Bizlerin (inançlı &inancsız) seçtiği bir yol ve o yolu gösteren bir önderi var. Bize düşen Kuranın açıkladığı şekliyle Allah'ın EMRİ ile insanları doğru yola ileten / hidayeter erdiren liderleri bulmak. Burda daha geniş açıklama yapmamak için " http://www.rasthaber.com/tr/haber/yazar-haberleri/imamet-ve-hilafet-2-59630 " okumanızı tavsiye ediyorum. (İmamet ve Hilafet -2): Saygılarımla, Vesselam.
Ferhat Çavdar 3 yıl önce
TASPINAR MK kardeşim açiklamalarin için teşekkürler, fakat ben tekrar kendimi ifade etmek mecburiyetini hissettiğim için cevap yaziyirum. Cümleme başlamadan önce yahudiliği, hiristiyanliği katiyen red etmediğimi belirtmek isterim. Dolayisiyla rabbimizin hz. Adem as dan son Peygamberi hz. Mohammed sav kadar bütün peygamberlerine indirdiği ayetlerin tamami özünde Tevhid i temsil ettiğiğini görüşü ile hemfikirim. Kisacasi özünde hz adem as günümüze kadar gelen bütün peygamberlerin tebliğ ettiği din ayni dindir. Fakat kerim kitabimizda rabbimizin zikr ettiği gibi tevrat ve incilin nice defa tahrif edildiğine deyinilmekte ve din adamlarinin Tevhid i eğip bükerek asıl gayesinden saptirdiklari zikr edilmektedir. Tabiki bu surelerin bahs edilmesinin sebebi ise bizzlerin ibret almasi içindir. Kisacasi demek istediğim Hz. Musa as. misirda firavunlari yöneten ve kabala inancina sahip olan bir takim iblise inanan büyücüler ile her daim mücadele içinde olmuştur. Kimi zaman bu Samiri olarakta rivayet edilen oniki kabileden bir kismi iman ettiklerini söylerek hz. Musa as ile misiri terk ettiler isede. Bazilari eski paganist kabala inancindan vazgeçmeyerek hz. Musa as muhalefet etmişlerdor. Kusacasi bunlar gönülden iman etmedikleri için herseferinde kabalizm inancina sarilmişlar ve hz. Musa as. herdaim muhalefet etmişlerdir. Keza roma imparatorluğu içerisinde rablerinin Tanri Yahve olarak nitelendirdikleri beni israiloğullarindan kabala inancina inanan ayni taife de hz. Isa as ile herdaim mücadele etmişlerdir ve hatta hz. Isa as mı nice defa öldürmeye yeltenmişlerdir. Dolayisiyla kabala inancina inanan bu iblisin varisleri herseferinde Allah in peygamberlerini öldürmüş ve yahut öldürmeye yeltenmişlerdir. Kisacasi bu 5000 yillik bir geçmişi olan kabala inanci ve bu inanca ait mensuplarin yeryüzünde sızmadiği inanç ve yönetimler kalmamiştir. Işte günümüzde bahs ettiğimiz bazi rivayetlerin israiliyattan geldiğini söylememizde bundan kaynaklanmaktadir. Dolayisiyla kabala inancinda tahrif edilmiş tevrat ve incilde olduğu gibi Mesih in gelişine değinilmektedir. Malesef ülkemizdeki çoğu sufi kaynakli cemaat ve tarikatlarin mehdi ve mesih bekleyişi bu kaynaklara dayanmaktadir. Keza bu tarikat ve kaynaklar tarih boyunca saltanat ve tağuti sistemlerin fetvacisi rolüne bürünmüşlerdirki bu da zaten islamin akidevi anlamda zıttıdir. Rockerfeller ve onun sağ kolu olan 33 dereceli mason üstadi hanry kissinger in desteklediği CIA odakli islam inkilablari da en az 17. Yüzyil sonrasi kurulan liberslizm merkezli ulus devletleri kadar şaibelidirler. Kisacasi birileri zaren yeni dünya düzenini kurmak için cemaat ve dinleri ve hatta devletleri kendi tekeli ve kendi çikarlari doğrultusunda yönlendirebilmek için mesih ve mehdi ideolojilerini ulusal strarejisi haline getirmişler. Unutmamiz gereken tek şey varki oda medet safece yüce Allahtan dir. Eğer hep birlikte iblis ve iblisin varislerinin hile ve şerrinden korunmak istiyor isek o vakit tek cemaat olmamiz ve kerim kitabimiz kuran a sımsıkı sarilmamiz gerekmekte.
TASPINAR MK 3 yıl önce
1. yoruma ek olarak, Konumuzla alakalı & paraller, belki sizin yoruma açtığınız diğer bir konu olabilir!.: İsra suresi 71. ayette geçen “Bütün insanları kendi önderleriyle birlikte çağıracağımız günü hatırla.” ayetinde belirtilen “önderler/imamlar” kimler olacaktır? Tanımlana diğer "lider /öndere/imam" var o ise insanları ateşe çağıran önder/lider/imam. "Böylece onları, halkı ateşe çağıran önderler/öncüler/imamlar yapmış olduk. Kıyamet gününde onlar yardım görmeyeceklerdir. Bu dünyada onların peşine lâneti taktık, kıyamet gününde de bunlar kınanmış kimselerden olacaklar."(kasas 41-42). Hak'ın önderi & Batılın önder ! Seçimi insanlara kalmış. Vesselam.
TASPINAR MK 3 yıl önce
Ferhat Çavdar Kardeşim, Kurtarıcı varlığı bir gerçektir. Fakat bunu tanımı tabiki yörelere, kültürlere, inançlara sosyo ekonomik yapılara göre farklılık arz etmekte. Liderlik, Önderlik, Makamını tahmin ediyorumki inkar etmiyorsunuz. Yaşadığımız gerçekleri hep bu tanım üzerinde dönüyor. Sizce Beşeri olarak liderlik önderlik var kabul ediyorsunuz. Fakat ilahi liderlik sadece peygamberlik diyorsunuz. Asıl sizin karşı olduğunuz konu; İmamet Makamı. Halife olabilir ama Imam olamaz. (http://www.rasthaber.com/tr/haber/yazar-haberleri/imamet-ve-hilafet-2-59630) okumanızı tavsiye ederim. Diyorsunuzki Tüm dinlerde Meshi&Mehdi yani bir kurtarıcı var, ordan da müslümanlara geçti. Doğru diyorsunuz. Katılıyorum tüm dinlerde bir kurtarıcı var ama kaç tane din var sizce ? Sizin cevaplamanız gereken soru bu olmalı aslında ! Peygamberimizden önce bahsedilen kurtarıcı ve peygamberimizden sonra bahsedilen kurtarıcı ayın kurtarıcıdır farklı kurtarıcılar değil. Çunku Peygamberimizden önceki din ve peygamberimizle tamalana din aynı dindir ISLAM. Demek istediğim, Adem atamızdan Peygamberimize kadar ne kadar peygamber ve nebi geldiğiyse hepsinin din ISLAM’dir. O, TEVHID inancıdır. Tevhid inancından sapanların oluşturdukları inançlar ise TEHVID dir. Yanlış okumadınız. TeHvid. Aradaki fark ise ; Tevhid inancı unversel Tek Allaha inanların inancıdır « LA ILAHE ILLALLAH ». TeHvid ınancacı; ırksal, yöresel o ise « Allahtan başka ilahlar Evet » yani Yahudilerin icraatı inançtır, hrıstiyanlıkta onu bir koludur. Kurtarıcı gelecektir. Ama bu bir peygamber değildir. Çunku Peygamberlik makamı bitmiştir. Fakat Yanlış ile Doğruyu ne ayırt edecektir ? Kuran kerim diyebilirsin doğru. Ama bugün insanlığı bırak, Kurana inanan müslümanlar kendi arasında bir birine düşman olmuş. Peygamber diyeceksiniz yine ayni şey geçerli, Aynı Peygambere inanmalarına rağmen kaç tan mezhep çıkmış piyasaya. Farklılıklar en kötüsü inananların bir birlerine kafir hitamlarında bulunmaları ki bunuda Kuran ve Sünneti baz alarak yapıyorlar. Simdi Bunu kim çözecek !? Allah bir ayetinde diyorki « kafirler, müşrikler, istemesede Allah nurunu tamalayacak » burdaki Nurdan kasıt islam dinin tamamlanması değil. Çunku Allah ayetinde «Allah siz verdiği nimetileri tamamladı ve Islam olarak seçti» diyor. Demek ki tamlanacak olan Dinin kendisi değil ! O zaman ne olabilir ? Ve bu Isi kim yapabilir ? Mutlak bir önder olacak Ama Nasıl bir Önder ? Kısaca demek istediğim, Kurtarıcı, (Önder/ Imam/ Mehdi/ Meshi) gelecek. bu farklı kişler değil aynı kişi olacak. Her bekleyen kendine göre tanım vermekte. Bu kurtarıcı ise (tüm bekleyenlerde) Ahiri zaman doğru gelecek. Allah ayettinde "Ve onları, emrimizle hidayete erdiren imamlar kıldık" 21:73. " Emrimizle doğru yola ileten imamlar/önderler tayin etmiştik.” Secde :24 Yani Önderin görevi yeni bir inancı var etmek değil! Var olan inancı sahtelerinden ayırt etmek olacak. En iyi bilen Allah’tir. Vesselam,
Ferhat Çavdar 3 yıl önce
Hasbin Allah veli nivmen vekil. Birileri illaki mesih ve mehdiyi zuhur ettirip melhamei kubra olarak rivayet edilen ortadoğudaki savaşin çikmasina resmen zemin hazirlamakta. Ne tuhaftirki sufi tarikatlarindan hariç, cia destekli islam inkilablarindan hariç birde yeryüzünde simtemleri ve dolari kontrol eden bir gurup şeytani küreselci paganistlerinde yüzyillardir bir mesih bekleyişi var ve bu bekleyişi planli ve projeli bir şekilde uygulamaya geçirmekteler. Aslinda Türkiyedeki liberalizm merkezli düzeni kuranlarinda, Arap milliyetçiliğine dayanan Baas rejimini destekleyip başa getirenlerinde, suud ailesini başa getirenlerinde ayni şeytani aklin ürünü olduklari bir hakikattir. Rabbimiz bize kerim kitabinda nice defa akl etmezmisin diye ikaz etmeside bu surettendir. Zira melhamei kübra denilen bu rivayet proglanmiş bir şekilde organize edilmekte. Sonuçta bu aklin hedefi ortadoğuda büyük bir tefrika ćikartarak ortadoğu halkini birbirine kirdirmayi hedeflemekte. Sonuçta bu savaş kuzey kurede ve bati kürede çikmayacak bu savaş tamda bizim bulunduğumuz coğrafyanin göbeğinde çikartilmak istenmeside bir hakikattir. Hedefte yeryüzünde topluluklari 500 milyona indirgeyerek Mesih yönetimi altina toplamak. Tabiki kuranda zikr edilmeyen bu rivaytin gerçekleşmesini isteyen hangi akil olabilir, ve firavunu sistemlerin fetvaciliğina bürünen kuruluş gayelerinin gizli istihbaratlara kadar dayanan bu tarikat ve cemaatlerin müminlerin sorunlarindan kopuk yasamalari halde ce üç maymuncuğu oynamakmlari halde bu rivayetleri yaymalari hiç de tesadüf olmamali. Allahin ipine sarilalim dinimizi mezhep ve cemmat diye guruplaştirmayalim müminleri tekfir etmeyelim bir binanin tuğlalari gibi birbirimize sımsıkı sarilalimki tağut ve tağuti sistemlerin putlari teker teker çöksün. Ben müslümanlardanim, ben şiilerden ve yahuhut sunnilerdenip diyerek Allah in güzel dinini guruplara ve cemaatlere parçalamayalim. Selam ve saygilar ile.
Turab Kafkas 3 yıl önce
La havle vela kuvvete illa billah Bu düsüncede olan kardesler hep aziz Kurana atif yapiyorlar ama Bu hadi olan Kitaptan az birseyden baska nasipleri olmadigina kanaat ediyorum. Ferhat kardes Kitaptan sünneten aktif mücadeleden bahs ediyorsun gel o zaman Imam Hameneyin önderligindeki direnisin saflarina katil zamanin Tagutlarina karsi mücadele edelim sende imam Mehdinin( Allah cc zuhrunu acil buyursun)Kiyamini beklemen gerekmez Insallah hep beraber Taguti güclerin yok olusunu Yer yüzünde adaleti barisi insanligi hakim kilariz vesselam
Ferhat Çavdar 3 yıl önce
Nedense Türkiyedeki tarikat ve cemaatler iran da olduğu gibi ümmeti bekleme modusua proglamlayarak mehdi ve mesihin gelip onlari aktive etmekerini beklemekte. Türkiyedeki tarikat ve cemaatler bir taraftan müslümanlarin sorunlarindan kopuk bir halde hayat yaşamalarini, bir taraftanda mevcut gayri islami sistemin fetvaciliğina bürünmeleri hayli acayip değilmi acaba. Diğer taraftanda mehdicilik ideolojisini kerim kitabimizda zikr edilmediği halde yayan cia destekli islam inkilaplarinin bu ideoloji üzerinde islami sabit kilmalari sizce hiç tuhaf değilmi. Illaki firavuni sistemleri red etmek ve sadece Allah kulluk ve kölelik yapmak ve resulün sünneti seniyesi doğrultusunda ve yaradiliş gayemiz doğrultusunda hareket etmwmiz için illaki mehdi nin mi zuhur rtmesi gerekiyor? ALLAH cc resullerine bizzaharmti son resulu hz. Mohammed Mostafa sav efendimize son vahiyi indirmiştir ve müminler bu vahiy kapsaminda birleşir ve iblisi sistemler ile mücadele ederler ise işte o vakit vahiy hedefine ulaşmiş olur. Vahiyin apaçik emirleri ortada iken biz neyin nesini bekliyoruz, acabs ümmeti beklemeye proglamlayan aklin son vahiyi kale almayarak yeni bir vahiy arayişi içinemi sürüklemekte. Müminler tek saf olmadiği müddetçe bu tür arayiş ve bekleyiş hiç başimizdan eksik olmayacak malesef. Mesih ve mehdicilik anlayumişi tahrif edilmiş tevrat in içeriginden kaynaklandiği gibi , siyonistleşmiş protestan hiristiyanlarinin yohanna vahyinde de güçlü bir şekilde bahsedilmektedir. Müminler hurafe ve israiliyattan islam litarütürüne geçen rivayetlere dahada dikkatli olmalsri gerekiyor. Keza hz. Hüseyin ra sergilediği mücade kurtarici beklemekten ziyade aktiv mücadele ettiğinin bir baris örneğidir. Hiç bir peygamber kurtsrici değildi, bilakis peygamberler yol gösterici olarak vahyin emirlerini insanlara mesaj olarak ilettiler ve yol gösterici olarsk müminleri doğru yola ilettiler. Müminler in üzerine görev ise kurtarici bekleyerek pasifitöze olmaktan ziyade vahyin gereğini yerine getirerek bekleme modusundan kendini arindirarark aktiv mücadele modusuna geçmesidir. Kimi cemaat ve tarikatlar mehdinin zuhur edeceği yerden tutun elbisesine, saç rengine ve göz rengine kadar tarif etmekteler. Şimdi siyonizm size kalkip bu tarifler doğrultusunda birini piyasaya çikartio mehdi olsrak pazarlar ise hić şaşmayin, nede olsa bizde alkahuekber nidalari ile zamaninda olduğu gibi kore savaşina siyonizmin çikarlari için şehadet şerbeti içecek bir sürü aklini kiraya veren müminler mevcut. Bir de bu yapilanlar tağuti sistemlerin fetvaciliğina bürünen tarikat ve cemaatlerin fetvalari ile yapiliyor ise dahada muammali bir durum kazaniyor malesef. Kisacasi vahiyin istikameti son vahiy ile sabitlenmiştir ve yeni bir kurtarici ve vahiy bekleyenler umarim büyük bir yanilgiya kapilmazlar.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM