Normalleşme Süreci Ve Beraberinde Gelen İhanetler

GİRİŞ: 29.12.2021 08:16      GÜNCELLEME: 29.12.2021 08:16
Rasthaber -  ABD'nin Arap rejimlere yaptığı hegemonik dayatmalarla Siyonist İsrail'in normal bir devlet olarak kabullenilmesi sağlanmaya çalışılıyor. Oysa yüce dinimiz İslâm ve Müslümanlar açısından Siyonist çetenin Filistin topraklarındaki varlığı gayri meşrudur. Arap rejimlerinin çoğu ABD'nin dümen suyunda olduğu için ne yazık ki bu işe bodoslama daldılar. Siyonist çete ile işbirliğine soyunan bu Arap rejimleri nasıl bir aşağılanma ve zillete düştüklerinin farkında değiller mi? Kendileri zillete düştükleri gibi halklarını da mahcubiyete gark etmektedirler.

Bu aşağılık pespaye krallar/emirler hiç mi Allah'tan korkmazlar? Bunlarda zerrece izzet, onur ve haysiyet yok mu? Filistin topraklarında her Allah'ın günü zulüm var, işgal var, katliam var. Siyonist zindanları genç, çocuk ve kadın esirlerle dolu. (Bunlar tutuklu veya mahkûm değil, esir. Zira işgalcinin elinde tutuklu veya mahkûm olmaz, esir olur.) Dünyada en çok çocuk esir işgalci İsrail zindanlarında bulunmaktadır.

Bu işgalci Siyonist çete dur durak bilmeden zeytin tarlalarını talan ediyor, zeytin ağaçlarını kesiyor, Filistinli köylülerin ev/barklarını buldozerlerle yıkıp yer ile yeksan ediyor, itiraz eden/tepki veren köylülere kurşun sıkıyor, katliam yapıyor ve bu şekilde gasp ettiği arazilere yeni yeni yerleşim birimleri açıyor. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bütün dünya bu işgal ve zulümleri seyrediyor. Arap rejimleri de kalkıp bu katil işgalcilerle iş tutup "Normalleşme Süreci" adı altında "Yüzyılın Anlaşması" ve Abraham Anlaşmaları" diyerek askerî alandaki işbirliği başta olmak üzere her türlü ticaretten ve kültürel anlaşmalara kadar 12 ayrı alanda sözleşmeler yaparak imzalar atıyor. Ve bu anlaşmalar kapalı kapılar ardında değil, aleni bir şekilde kameraların karşısına geçerek bir maharetmiş gibi gerilip kasılarak ve gülücükler atarak, pişkince pozlar verilerek imzalar atılıyor. Bu nasıl bir pespayeliktir, bu nasıl alçakça bir ihanettir böyle? Bu anlaşmalar sadece mazlum Filistin halkına yönelik değil, bu ihanet anlaşmaları aynı zamanda yüce dinimize ve İslâm ümmetine yapılmaktadır. Zira sadece Mescid-i Aksa ve Kudüs kenti değil, bütün Filistin toprakları bizim Namus-u Ekber'imizdir.

Arap rejimleri Siyonist işgalci çeteyi kabullense de Arap kardeşlerimiz ve topyekûn İslâm ümmeti bunu asla kabullenmeyecektir. Arap rejimleri varsın bu ihanet ve alçaklığın içerisinde olsunlar. Onlar aşağılık varlıklarıyla kendilerine yakışanı yapıyorlar. Aslında Müslüman halkların üzerinde onların yönetim hakkı yok. Zira onlar Müslümanların aidiyet değerlerine göre hareket etmiyorlar. Bu yüzden onlar işgal ettikleri makamlarda Müslüman halkımızı temsil etmeye zerrece hakları yok. Onlar da işgalcidirler. Bu durum karşısında Müslüman halklara büyük ödevler düşmektedir.

İslâm ümmeti izzetli bir hayata talip olmalıdır. Bunun için de Firavun düzenlerini alaşağı etmek için çabalamalıdır. Siyonist çete ile normalleşme sürecine giren, "Yüzyılın Anlaşması" ve "Abraham Anlaşmaları" adı altında bir araya gelip imzaladıkları o zillet sözleşmelerinin ümmet nezdinde asla bir geçerliliği olamaz. Az önce ifade ettiğimiz gibi bizim kırmızı çizgimiz sadece Kudüs kenti veya Mescid-i Aksa değildir; denizden nehire bütün Filistin toprakları bizim kutsalımızdır, "Namus-u Ekber"imizdir. Bizim kanımız Şeyh Yasin'in, Abdülaziz Rantisi'nin, Abbas Musavi'nin, Fethi Şikakî'nin ve Yahya Ayyaş'ın kanından daha değerli değildir. Bugüne kadar Namus-u Ekber'imiz için nice bedeller ödendi. O pespaye/melun yöneticiler ise Filistin davasına soysuzca- alçakça ihanet etmektedirler. Suudi rejimi, BAE ve Bahreyn rejimleri bu alçaklıkta başı çekmektedir. Yaptıkları bu ihanet anlaşmalarını tahkim etmek için işi askerî tatbikat yapamaya kadar götürdüler. Hiç kuşkunuz olmasın, bundan sonraki adımları ise "askerî pakt" olacaktır. Nitekim 25 Kasım 2021 tarihinde Siyonist çetenin savunma bakanı beraberinde bir heyetle Fas'ı ziyaret ederek askerî işbirliği anlaşmalarına imza attılar ve askerî ittifak oluşturdular. Siyonist çete bu tür anlaşmaları daha önce BAE ve Bahreyn ile yaptılar ve akabinde bu üçlü şer ittifakı deniz askerî tatbikatı yaptılar. Bu tatbikatları kendi katılımı ile büyük şeytan ABD organize etmektedir. Beş gün süren Güvenlik Operasyonu Tatbikatı kapsamında bu şer ittifakı ABD'nin USS Portland donanma gemisiyle Kızıldeniz'de tatbikat ve manevra nitelikli eğitimler yaptılar.

ABD Donanma Kuvvetleri Merkez Komutası'ndan (NAVCENT) yapılan açıklamada, tatbikatın "Katılımcı güçlerin deniz kuvvetlerinin birlikte çalışabilme kapasitesini geliştirmesi" amacıyla yapıldığı belirtiliyor. Bu demektir ki, bir adım sonrası "askerî pakt" olacaktır.

NAVCENT ABD'nin 5. Filosu ve Çok Uluslu Birleşik Deniz Kuvvetleri'nin Komutanı Brad Cooper, "Bu tür denizcilik işbirlikleri, bölgesel güvenlik ve istikrarın devamlılığını sağlayan dolaşım özgürlüğü ve serbest ticaret gibi unsurların korunması açısından çok önemli" dedi. ABD'li yetkililer bu tür tatbikatlardan iki amaç güttüklerini söyleyecek değiller elbette. "Dolaşım özgürlüğü ve serbest ticaret" ifadesinden kastettikleri ise, ABD'nin bir taraftan bölgeden çaldığı petrolü deniz yolu ile güvenli bir şekilde nakletmek diğer taraftan Siyonist çetenin bölgede güvenliğini sağlamak. Burada kendileri için en büyük tehdit olarak İran'ı görmektedirler. Dolayısıyla bu tatbikatlar ve yapılan askerî işbirliği anlaşmaları İran İslâm Cumhuriyeti'ne karşı yapılmaktadır.

Bir başka ifadeyle bütün bu şeytanî ittifakların ve yapılan tatbikatların altında yatan asıl maksat İran İslâm Cumhuriyeti'ne karşı cephe oluşturmak. Bunu bizzat kendileri de her fırsatta dile getirmektedir. Siyonist çete liderleri yıllardan beri her fırsatta, "İran'ın varlığı sadece bizim için bir tehdit unsuru değildir, aynı zamanda Arap rejimleri için de bir tehdittir, bu tehdite karşı mutlaka ortak bir cephe oluşturmalıyız" deyip durdular. Siyonist çete liderleri böylesine bir korku havası estirerek Arap rejimlerini kendi vargeline almayı başardı ne yazık ki. Ama şu gerçek bilinmeli ki ne ABD ne ihanet şebekesi olan bu alçak ve aşağılık Arap rejimleri Siyonist çeteyi yok olmaktan kurtaramayacaktır. Onların topu direniş cephesi karşısında zelil olacaklardır bi iznillah.

Bir gün Allah'ın izniyle Siyonist çetenin zevali gerçekleşeceği gibi, aşağılık Arap rejimleri de domino etkisi ile tek tek yıkılacaktır bi iznillah. Ve sonuç olarak Allah Teâlâ'nın izniyle 57 ulus devlete bölünmüş olan İslâm ümmeti evrensel birlikteliğini tesis edecektir. Zira ilâhî bir muştu olarak hiç kuşkusuz Allah Teâlâ nûrunu tamamlayacaktır...

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM