Türkiye’de AKP hükümetinin iktidara gelmesinden sonra iki
ülke ilişkileri, tarihi olayların tarihçilere bırakılması kararına vararak
siyasi ve ekonomik ilişkileri geliştirmeye yönelmiştir. 2008 yılında dönemin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, göreve yeni seçilen Serj Sarkisyan’ı tebrik etmek
fırsatıyla Sarkisyan'a geleneksel tebriklerin ötesine geçen bir mektup
gönderdi. İkili ilişkilerin geliştirilmesi temennisini güçlü şekilde dile
getirdi. Aynı sıralarda o dönem başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan ile
dışişleri bakanı olan Ali Babacan da Ermeni mevkidaşlarına birer iyi niyet
mektubu gönderdi.
Sarkisyan ise, Ankara'daki yeni yönetimin mektuplarına
olumlu yanıt verdi. Moskova'ya bir ziyarette bulunan Ermenistan’ın yeni lideri;
ekonomi, savunma gibi birçok alanda neredeyse bağımlı olduğu Rusya'nın da
onayını alarak Gül'ü, Ermenistan ve Türkiye Milli Futbol Takımları'nın
Erivan'da oynanacak maçına davet edeceğini açıkladı.
İki ülkedeki milliyetçi kesimlerin tepkilerine rağmen
karşılıklı olumlu açıklamaların sürdüğü birkaç ayın ardından 6 Eylül 2008'de,
ilk kez bir devlet başkanı Türkiye'den Erivan'a gitti. Bir dönüm noktası olan
bu günübirlik ziyarette Gül, maçın ardından Başkanlık Sarayı'nda Sarkisyan'la,
daha sonra "yapıcı ve olumlu" diye açıklayacağı bir görüşme yaptı.
Bu ziyaret sonrası ikili ilişkilerde 15 yılın ardından ciddi
bir ivme yakalanmış oldu. Türkiye, Ermenistan uçaklarına Türk hava sahasını
tamamen açarken yurt dışı temsilciliklerde iki ülke diplomatları, birbirlerinin
davetlerine katılmaya başladı. Birkaç ay içerisinde dışişleri yetkilileri 6
görüşme gerçekleştirdiler.
22 Nisan 2009'da Türkiye, Ermenistan ve İsviçre Dışişleri
Bakanlıkları ortak bir açıklama yaparak iki ülkenin "kapsamlı bir çerçeve
üzerinde mutabık kaldığını, normalleşme için bir yol haritası
belirlendiğini" duyurdu.
31 Ağustos 2009'da iki ülke arasında iki adet protokol
üzerinde anlaşma sağlandı. Bunlardan biri "Diplomatik İlişkilerin
Kurulmasına Dair Protokol" diğeri ise "İlişkilerin Geliştirilmesine
Dair Protokol"dü. Bu protokollerin yürürlüğe girmesinden iki ay sonra
sınır kapılarının açılması kararlaştırılmıştı. Ne var ki; iki ülke
muhalefetinin sert tepkisi dinmek bilmiyordu. Tepkiler artarken Ankara ve
Erivan görüşmeleri sürdürdü ve nihayet 10 Ekim 2009'da İsviçre'nin Zürih
kentinde protokoller imzalandı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Rusya
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in de
katılımıyla, Türkiye ve Ermenistan'ın dışişleri bakanları Ahmet Davutoğlu ve
Edward Nalbantyan tarafından protokoller imzalandı. Fakat Ermenistan açısından
1915 olayları Türkiye açısından Dağlık Karabağ meselesi hallolmadığı için ve
iki ülke meclislerinin olumsuz tutumları anlaşmanın hayata geçmesine engel
oldu. İki ülke arasında rafa kalkan normalleşme girişimleri İkinci Karabağ
savaşı sonrası yeniden gündeme geldi.
Türkiye, 2020 sonunda yaşanan ve Ermenistan'ın Dağlık
Karabağ'da Azerbaycan'a karşı yenilgisiyle sonuçlanan savaşın hemen ardından
Erivan ile ilişkilerin normalleşmesine hazır olduğu mesajlarını vermeye
başladı. Üstelik yaşanan savaşta Türkiye Azerbaycan’a büyük çaplı askeri
yardımda bulunmuş ve Ermenistan’ın yenilmesine neden olmuştu. Buna rağmen
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan da ülkesinde düzenlenen seçimleri
kazanmasının ardından yaptığı açıklamalarda, Türkiye ile önkoşulsuz diyaloğa
hazır olduğunu söylemişti.
Bu kapsamda, Ankara-Erivan arasındaki diyalog süreciyle
ilgili ilk somut açıklama Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan geldi. Bakanlığının
2022 bütçesi görüşmeleri sırasında TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Çavuşoğlu,
tarafların normalleşme için özel temsilciler atayacakları bilgisini verdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 30 Aralık'ta 24 TV'de
katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Çavuşoğlu,
Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesi için pozitif mesajlar verdiklerini
söyledi.
Çavuşoğlu, Rusya aracılığıyla Ermenistan ile normalleşme
için özel temsilci atanması teklifi geldiğini ve sonuçta temsilcilerin
atandığını belirterek, "Şimdi özel temsilciler kendi aralarında
konuşacaklar ve toplantı tarihini belirleyecekler. Henüz daha toplantı tarihi
belli olmadı ama ocak ayı içinde olması planlanıyor" dedi.
Çavuşoğlu’nun bu açıklaması sonrası Türkiye eski Washington
Büyükelçisi Serdar Kılıç’ı Ermenistan Özel Temsilcisi olarak görevlendirirken
Ermenistan da Parlamento Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan’ı özel temsilci
olarak atadı ve iki temsilci arasındaki doğrudan ilk görüşmenin 14 Ocak 2022’de
Moskova’da yapılması kararlaştırıldı.
İki ülke arasında ilişkilerin tarihi seyri bu şekildeyken
Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkileri başlatmada öncü ve bu kadar istekli
olması dikkatlerden kaçmamaktadır ve akıllara şu soruları getirmektedir.
Türkiye tarihi düşmanı denilebilecek ve sürekli uluslararası
alanda 1915 olayları nedeniyle kendine sorun yaratan bir ülke ile ilişki
kurmada neden bu denli istekli? Türkiye’nin Ermenistan ile ilişki kurmadaki
hedefi ne? Rusya ile iyi ilişkisi olan Türkiye, Ermenistan’la anlaşarak
Rusya’ya mesaj mı veriyor ya da ABD ile anlaşıp Rusya’nın Ermenistan üzerindeki
nüfuzunu mu kırmayı amaçlıyor? Yoksa Türk dünyası ile bağlantı kurma
hayallerinin köprüsü olacak “Turan Koridoru”nu (zengezur) kurmak için
Ermenistan ile anlaşmak zorunda mı?
Ayrıca İran’ın birinci ve ikinci Karabağ savaşında Azerbaycan’ın yanında yer aldığı gerçeğine rağmen İran, Ermenistan’a yardım ediyor yaygaralarını koparan Türkiye medyasının AKP hükümetinin Ermenistan ile ilişki kurmadaki bu girişimlerine tepkisiz kalması neden? Azerbaycan Cumhurbaşkanı ve devlet yetkililerinin İran’ın Karabağ savaşındaki olumlu duruşundan dolayı yaptıkları açıklamalara rağmen İran’ı suçlayan Türkiye’deki bazı merkezler ve Türk medyası AKP hükümetinin Karabağ’ı işgal eden ve masum Azeri sivilleri öldüren Ermenistan’la ilişki kurmasını desteklemeleri neyle açıklanabilir? İran’ı Müslüman bir devlet olan Azerbaycan’a ihanet etmekle suçlayanlar Türkiye’nin anlaşma girişimlerini nasıl açıklayacaklar? İran’ın Ermenistan ile olan ilişkisini ihanet olarak niteleyenler, Türkiye’nin girişimlerini destekleyenler büyük bir çelişki içerisinde değiller mi?