Gerçek şu ki, Suudi Arabistan dürüst davranmış olsaydı, Sana
Uluslararası Havalimanı'nın hastalar için açılırdı ve petrol türevleriyle dolu
gemilerin Hudeyde limanına ulaşması engellenmezdi. Bunlar insani eylemlerdir
ancak Suudiler bu konular karşısında ciddi önlemler almamakta.
Yemen Ensarullah Hareketi Sözcüsü Muhammed Abdusselam Mehr
Haber Ajansı’na verdiği demeçte Yemen’deki geçici ateşkesi değerlendirdi:
1. Yemen’e karşı Suudi-Amerikan savaşından 8 yıl geçiyor.
Sizce Suudi rejimi bu özel zamanda neden ateşkesi kabul etti? Ve neden geçmişte
bunu kabul etmiyordu?
Mübarek Ramazan ayı öncesinde Birleşmiş Milletler tarafından
ilan edilen askeri ve insani ateşkesin çeşitli nedenlerle karşı tarafça kabul
edilmesine inanıyoruz.
Yemen savaşının 8 yıl sürmesine rağmen bu savaşın başarısız
olmasından şüphe yok ve diğer taraf da askeri seçeneğin belirtilen hedeflerin
hiçbirine ulaşamadığını iyi biliyordu. Bu doğrultuda çeşitli nedenlerle
ateşkesi kabul ettiler. Belki de ateşkes sonrası kendilerine sunulan
seçenekleri yeniden gözden geçirmeye veya savaşı ekonomik ve sosyal aşamalar
gibi başka aşamalara taşımaya çalışıyorlar.
Ancak, saldırganlığın başlangıcından itibaren bizim
talebimiz insani bir ateşkesti. İnsani çözümlere dayalı birçok plan ve fikir
sunduk. Yaralıların ve hastaların savaş bölgelerinden tahliyesi, Yemenli mültecilerin
geri dönüşü, gıda, sağlık ve petrol ürünleri ithalatı için ruhsat verilmesi
sunduğumuz öneriler arasındaydı. Ancak Suudi koalisyonu onlara karşı çıktı. Bu
eşit bir askeri savaş değildi ama ne yazık ki saldırgan koalisyonun davranışı
bu ve onlardan başka bir şey bekleyemeyiz.
2. Suudi rejiminin ateşkesi kabul etme hedeflerini nasıl
değerlendiriyorsunuz ve onlar bu ateşkesten nasıl yararlanmaya çalışıyorlar?
Yemen’e saldırıların ve bu ülkenin halkının kuşatılması
farklı düzeylerde uygulandığına inanıyoruz. Bu saldırganlıkla düşmanların
amaçladığı hedefler gerçekleştirmedi. Ancak karşı tarafın bu zalimce savaşı
bitirmek ve Yemen kuşatmasını kaldırmak için akıllı davranmasına inanmıyoruz.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, ardından ABD,
İngiltere ve bir dizi başka ülke Yemen’e saldırdı. Onlar sebepsiz yere haksız
ve acımasız bir kuşatma başlattı. Ancak Yemen halkı bu baskılar karşısında
boyun eğmemiş ve direnişine devam ediyor.
Karşı tarafın bu savaşı kaybettiği anlayışına varmasını temenni
ediyoruz. Buna göre, savaşı durdurmak için, saldırgan ülkelerin gerçek
eylemlerine tanık olmalıyız, çünkü tutumumuz saldırganlığın başlangıcından beri
savunma tutumu olmuştur ve hala da öyledir.
3. Sizce Suudi rejimi kuşatmayı sürdürmekte ısrar ederse
ne olacak ve Yemen’in bu meydan okuma karşısındaki tutumu nasıldır?
Bu kuşatma konusundaki tutumumuz zaten daha önce
açıklanmıştır. Ensarullah hareketinin lideri ve Yüksek Siyasi Konsey başkanı bu
tutumu defalarca açıklamıştır.
Önce saldırganlığın, savaşın ve kuşatmanın sona ermesi,
yabancı birliklerin Yemen topraklarını terk etmesi ve Yemen halkının
sorunlarını diyalog yoluyla sakin ve istikrarlı bir şekilde çözmesine izin
verilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
4. Savaşın sonuçlarını stratejik açıdan nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Dünyadaki her adil insanın kabul ettiği gibi Yemen'e yönelik
8 yıllık askeri saldırganlık başarısızlığa uğradı, hatta işgalci koalisyonun
kendisi bile bu yenilgiyi kabul ediyor. Abdurabbu Mansur Hadi ile Ali Mohsen
Al-Ahmar'ın görevden alınması, Yemen halkına karşı yenilgiyi itiraf etmelerinin
sonuçlarından biridir. Koalisyon, Yemen'deki hedeflerine hiçbir askeri güçle
ulaşamayacak.
Kuşatma ne kadar sürerse sürsün, saldırgan ülkelerin
emellerinin gerçekleşmesine yol açmayacak. Onların 8 yıllık tecrübeden ders
almaları lazım.
5. Gelecekte Suudi Arabistan’ın hayati öneme sahip
noktaları Yemen füzeleri ve insansız hava araçlarıyla hedef alınabilir mi?
Saldırgan ülkeler üzerinde mutabık kalınan ateşkese
uymazlarsa ve saldırganlığı sona erdirme, kuşatmayı kaldırma ve yabancı güçleri
kovma alanında net bir çözüm elde edilmezse, askeri saldırıların sürmesini
hiçbir şekilde kabul etmeyiz. Ateşkesin süresi dolduğunda yeni bir anlaşma
sağlanmadığı takdirde bu olay (Suudi Arabistan’a yönelik operasyon)
gerçekleşebilir. Yemen Silahlı Kuvvetleri sahip olduğu füze ve balistik gücü
ile siyasi liderliğin amaçladığı tüm operasyonları gerçekleştirmeye hazırdır.
Koalisyon güçlerinin ateşkese uymadığını bir kez daha
vurguluyoruz. Uluslararası toplumla görüşeceğiz. Birleşmiş Milletler'in şu ana
kadar sergilediği tüm tutumlarının olumsuz olduğuna inanıyoruz. Bu sürecin
böyle devam etmesi halinde Birleşmiş Milletler'in çabaları kesinlikle sonuçsuz
kalacaktır. Birleşmiş Milletler, diğer tarafın talebi üzerine uçuşların
yapılması ve gemilerin Hudeyde limanına girmesine izin verilmesi konusunda
herhangi bir tavır almamıştır.
6. Yemen'i parçalama planı ve çeşitli yöntemlerle
ülkenizin gücünü azaltmak isteyenlerle nasıl başa çıkacaksınız?
Yemen'e yönelik saldırılar asılsız gerekçelerle yapıldı,
bunun amacı Yemen'i zayıf ve bağımlı kılmaktır. Yemen'in Arap dünyasında
Siyonistlerle, Amerikalılarla veya başka herhangi bir tarafla bağları olan
düşük seviyeli bir ülke olmasını istiyorlar. Yemen'in tüm ulusal insani, maddi
ve stratejik yeteneklerinden yoksun bırakılan zayıf bir ülke olmasını
istiyorlar.
ABD ve Siyonistlerin Yemen'e yönelik saldırganlığı
sürdürmekte ortak çıkarları olduğu, Yemen gibi güçlü bir Arap ülkesi
istemedikleri bir gerçektir.
Ülkemize yönelik yapılan saldırıların Yemen'in diğer
ülkelere yönelik tehditleri karşısında gerçekleştiği düşüncesi doğru değil. Zira
tarih boyunca Yemen'in Suudi Arabistan veya Umman gibi komşularına karşı hiçbir
askeri saldırı gerçekleştirmemiştir.
Suudi Arabistan ve Siyonistler, ABD ve İngiltere’nin
yakınlaşmasıyla oluşan koalisyon güçleri askeri saldırıları sürdürüyor.
Dolayısıyla gösterdikleri tüm adresler yanlış ve mantıksızdır. Onların asıl
amacı Yemen'in Riyad ve Abu Dabi'ye olan bağlılığı sürmesidir. Onlar Yemen
Cumhurbaşkanı ve yetkililerimizi yurt dışından belirlemek istiyorlar.