Tesnim haber ajansı, katil zanlısının açıklamalarının
yayınlandığı videoyu takipçileri ile paylaştı.
Saldırgan, ilk açıklamalarında şunları iddia etti: ‘Eşim, 22
Nisan 2022’de Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Tahran büyükelçiliğine müracaat etti.
O tarihten bu yana evine hiç dönmedi. Ben, defalarca Azerbaycan Cumhuriyeti’nin
Tahran büyükelçiliğine gidip eşimin nerede olduğunu sordum ve fakat bana hiçbir
cevap vermediler. Bunun üzerine elçiliğe saldırma kararı aldım. 9 aydır benim
eşimi zorla orada tutuyorlar. Ben eşimi kurtarmak için büyükelçiliğe gittim.
Ben dedim ki, eşim kendi rızasıyla elçilikten dışarı çıksın. Benimle yaşamak
istemiyorsa ben pasaportunu vereyim işi rast gelsin. Benim sözüm buydu.’
Zanlının 14 yaşındaki kızı ise yaptığı açıklamada, ‘Babam
bir takım ailevi sorunlardan dolayı elçiliğe saldırdı. Biz kardeşimle birlikte
arabada bekledik. Bize dedi ki, elçiliğe gidiyoruz annenizi alıp geleceğiz. Ben
babama dedim ki, annem elçilikte değil. Fakat babam benim sözümü kabul etmedi.
Annem şu anda Azerbaycan’da. Yaklaşık dokuz gün önce kendisi ile telefon
görüşmesi yaptık.’
Yapılan araştırmada, saldırganın 18 Nisan 2022’de Urumiye’de
yaptığı adli müracaatla eşinin kaybolduğunu kayıt altına aldırdığı ortaya
çıktı. Aslen Azerbaycan Cumhuriyeti vatandaşı olan eşinin, Bakü’ye gittiğinin
ve orada olduğunun anlaşılması üzerine adli soruşturma dosyası kapanmış.
O tarihten sonra eşinin Bakü’de olduğunu öğrenen zanlı,
konuyu Azerbaycan elçiliğinden takip etmeye başlamış. Saldırgan şahsın eşinin,
Mart 2022’de ailesinden iki kişinin de yardımıyla Azerbaycan Cumhuriyeti’ne
gittiği ve bir daha da İran’a dönmediği ortaya çıktı.
Bu arada, söz konusu menfur saldırı görüldüğü kadarıyla
tamamen ruh hastası bir şahsın hezeyanları sonucu gerçekleşmiş olmasına rağmen,
Azerbaycan medyası olay saatinden itibaren iki ülke arasındaki ilişkileri
bozmak için hadiseye siyasi boyut kazandıracak yayınlar yapmaya başladı.
Bu üzücü hadiseyi fırsat bilen siyonist İsrail’in Bakü
büyükelçisi de hemen Azerbaycanlı yetkilileri ziyarete gitti. Başta İran
Cumhurbaşkanı Reisi olmak üzere tüm yetkililer üzücü olayın ilk dakikasından
itibaren bu hadisenin tüm boyutlarıyla araştırılması için gerekli emirleri
verdiler.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise
Azerbaycanlı mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinde, bu üzücü hadisenin
araştırılmasında iki ülkenin güvenlik ve yargı makamlarının ortak çalışması
için teklifte bulundu. Ceyhun Bayramov, bu teklifi memnuniyetle karşıladı ve
Emir Abdullahiyan’a teşekkürlerini iletti.
Öte yandan katil zanlısının itiraflarının İran
televizyonunda yayınlanması bazı medya organlarınca kasıtlı olarak yanlış
yorumlandı ve eleştirildi. ‘İran Televizyonu Teröriste Mikrofon Uzattı’ başlığı
ile kamuoyunu manipüle edici şekilde verilen haberlerde, İran televizyonunun
zanlıyı masumlaştırdığı şeklinde yanlış ve kasıtlı yorumlar yapıldı. Halbuki
siyasi gözlemciler, Mehsa Emini hadisesinden ders alan İran’ın bu menfur olay
sıcaklığını korurken zanlının itiraflarını kendi ağzından yayınlayarak
manipülasyonların önünü kesmeye, kamuoyunu doğru bilgilendirmeye ve iki ülke
arasında sü-i tefahumların oluşmasını önlemeye gayret ettiğini
belirttiler.
Diğer taraftan siyasi analistler, bölgemizin ve hatta tüm
dünyanın hassas bir dönemden geçtiği bu günlerde pek çok ortak paydaya sahip
İran ve Azerbaycan ülkelerinin arasının açılmasına sebebiyet verecek söz ve
eylemlerden özenle kaçınılmasının zaruretine vurgu yaptılar./ kudusgunu.com