Aydınlık gazetesine özel değerlendirmeler yapan Filistin
İslami Cihat Hareketi İran Temsilcisi Nasır Ebuşerif, “Sistematik yok etme
planına karşı dünya Filistin’in yanında durmalı.” dedi.
‘SALDIRGANLIĞA KARŞI MEŞRU MÜDAFAA’
Ebuşerif Filistin halkının tahammül edilemez zulüm ve
ambargoya maruz kaldığını belirtti. Ebuşerif şöyle konuştu:
“Batı Şeria bölgesinin çevresine kuşatma şeklinde iskân
ettirilen yerleşimciler, silahlandırılarak, ölümcül şekilde güçlendirilerek
Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilere sürekli ve düzenli bir şekilde
saldırmaları sağlanıyor. Şehirleri birbirinden ayıracak şekilde yerleşime
açtıkları, saldırı bölgeleriyle kuşatma altına aldıkları Filistinlilerin tüm
insani hakları ve hukukları gasp ediliyor. Aşağılanarak yok ediliyorlar. Halkımıza
hedef gözetmeksizin ateş açarak, işkenceler, yokluk ve ölümlerle yaşamlarını
zindan etmekteler. Buraya yerleştirilmiş işgalciler eliyle Filistin halkının,
evleri, arabaları yakılıp yıkılmakta, işkenceler, katliamların yanı sıra
insanlık dışı pek çok saldırılar yapılmakta. Sürekli, kesintisiz ve şiddeti gün
geçtikçe artan saldırılarla sistematik bir şekilde yok etme planı
uyguluyorlar.”
Kudüs’te özellikle de Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırılara
da dikkat çeken Ebuşerif, “Bayramlarda Mescid-i Aksa’ya saldırmaları, Mescid-i
Aksa’yı bölme, hatta Yahudi tapınağının bir parçası olduğu iddiasıyla altındaki
duvarla (ağlama duvarı) ile birleştirerek Mecid-i Aksa’nın yerine Yahudi
mabedinin inşa edilmesi planları/çalışmaları ve buna benzer siyasetlere karşı kıyama
kalkmanın en belirgin haklı nedenlerini oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.
‘İSTİHBARATA HİSSETTİRMEDEN YAPTIK’
Operasyonun zamanlaması hakkında da değerlendirmeler yapan
İslami Cihat Hareketi İran Temsilcisi Nasır Ebuşerif, “Bu hareket için gerekli
teknik hazırlıkların tamamlanması beklenmiştir. Yahudi bayramının da olduğu o
cumartesi günü Siyonistlerin sistemli saldırılarının daha az olması, kutlama ve
şenliklerle meşgul olmaları fırsatı değerlendirilmiştir. İsrail casusluk
vasıtalarına, takip vasıtalarına, gözetleme ve bilgi edinme vasıtalarının her
türlüsüne sahipken hiçbir şey hissettirmeden gereken tüm kritik hedefleri
saptadık. Siyonist güç merkezlerine karşı düzenlediğimiz saldırıda başarılı
olduk. Tabi ki tüm hedeflerimiz meşru hedeflerdi. 1948’den itibaren işgal edip
yerleşime açtıkları tüm toprakların sahipleri Gazze’de yaşamaktadırlar.” diye
konuştu.
‘FARKINA VARAMADIKLARI YENİLGİ’
Ebuşerif, İsrail’in yanıtının orantısız olduğunu belirtti.
Ebuşerif şu ifadeleri kullandı: “Gazze bölgesini onlarca yıl yeninden
onarılamayacak şekilde baştan sona yok etmek için saldırmaktalar. Bu şekilde
farkına varamadıkları yenilginin hesabını Filistin halkına çok pahalıya ödetmek
için tüm güçleriyle, ABD ve Batı’nın tam desteğiyle bu saldırıları yapıyorlar.
ABD ve Batı’nın verdiği destek ve izinle insanlığa karşı yapılabilecek her
türlü suçları işlemektedirler. Bu saldırıların kısa sürede duracağını
düşünmüyorum. Gazze bölgesi tamamen yok olana ve bir daha ayağa kalkamayacak hale
gelene kadar sürdürmeyi hedefliyorlar. İşgale ve yıllardır sistematik olarak
sürdürülen insanlık suçlarına karşı olan, onlara karşı savaşmanın gereklerini
gören direnişin yöneticilerini ve halkını yok etme çabasındalar. Zalimce
sürdürülen insanlık dışı sistematik ve barbarca sürdürülen yok etme politikası,
insanlık düşmanı Siyonist güçlere ve onları destekleyen Batı ve ABD güçlerine
karşı dünya halklarının Filistin halkının yanında güçlü bir şekilde durmadığı
sürece Filistin halkının yaşadığı bu barbarca zulüm durmayacaktır.” diye
konuştu. Türkiye’nin tavrına ilişkin de konuşan Ebuşerif, Türkiye’nin
“cellatlar ile mazlumlar arasında dengeli bir tutum” izlememesi gerektiğini
kaydetti.