Hizbullah’ın büyük lideri, komutanı Hasan Nasrallah,
İsrail’in cuma akşamı düzenlediği hava saldırısında Beyrut’ta şehit oldu. 64
yaşındaki Komutan da şehitler kervanına katıldı. Nasrallah 7 Ekim’de başlayan
Filistin direnişine ilk günden itibaren İsrail’in kuzeyinde cephe açarak destek
vermişti. Giderek tırmanan gerginlik Lübnan içlerine sarkınca Nasrallah hedef
oldu.
İSRAİL’E YENİLGİYİ TATTIRDI
Hasan Nasrallah, İslam dünyasının yaşayan en büyük
komutanlarından biriydi. 12 Temmuz 2006 tarihinde başlayan İsrail saldırısını
göğüslemiş ve 33 gün süren savaşta İsrail’e yenilgi tattırmıştı. Dünya çapında
büyük yankı yapan bu başarıdan dolayı İsrail bugüne kadar Hizbullah’ı direkt
hedef alamamıştı. Nasrallah ölmeden önce yaptığı konuşmalarda Filistin davasını
sonuna kadar savunacaklarını ve İsrail saldırganlığına boyun eğmeyeceklerini
cesur çıkışlarıyla ilan etmişti.
LÜBNAN’IN 15 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU
Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, 31
Ağustos 1960 tarihinde başkent Beyrut'un Burc Hamud bölgesinde doğdu.
Lübnan'da iç savaşın başladığı 1975 yılında 15 yaşında olan
Nasrallah, ailesiyle birlikte memleketi Sur kentine bağlı el-Bazuriye köyüne
döndü ve orada Şiî Emel Hareketi'ne katıldı.
Irak ve İran'daki dini merkezlerinde eğitim adı. Daha sonra
Lübnan'a dönerek Emel Hareketi'nin lideri Abbas Musevi'nin kurduğu okulda öğrenim
gördü.
1982’DE HİZBULLAH’A KATILDI
İsrail'in 1982'de Lübnan'ı işgal etmesinden sonra Hizbullah
örgütüne katıldı. Abbas Musevi'nin 1992'de İsrail tarafından öldürülmesinden
sonra 12 Şubat 1992'de Hizbullah'ın genel sekreteri seçildi.
İsrail - Lübnan Savaşı sırasında 14 Temmuz 2006'da
Nasrallah'ın birkaç saat önce ziyaret ettiği büro, İsrail'in attığı bombalarla
imha edildi. Ancak Nasrallah sağ kurtulmayı başardı.
İSRAİL’E YENİLGİ TATTIRDI
Hizbullah'ın 2000 yılında güney Lübnan'ın 22 yıl süren
İsrail işgalinden kurtarılmasında ve ardından Temmuz 2006 savaşında İsrail'e
karşı oynadığı rol, Nasrallah'a büyük prestij kazandırırken, 2006 Lübnan
Savaşı'nın galibi, birçok Orta Doğu ülkesinde Hizbullah olarak görüldü.
Nasrallah ayrıca Lübnanlı ve Arap esirler ile İsrail
tarafından alıkonulan direnişçilerin cesetlerinin iade edilmesi için takas
anlaşması yapılmasında da önemli bir rol oynadı.
Etkili konuşmaları ve güçlü kişiliği, Arap ve İslam
dünyasında kendisine popülerlik kazandıran faktörler olurken, konuşmaları geniş
yankı ve ilgi gördü.
SURİYE’YE DESTEK
2011 yılında başlayan Suriye iç savaş kışkırtması ve
ayaklanmalarında ABD ve İsrail’in eğitip donattığı terör örgütlerine karşı
Suriye vatanını savundu. Buraya 10 binin üzerinde savaşçısını gönderdi. Çok
sayıda komutanını da şehit verdi. İran’ın Devrim Muhafızları Kudüs Gücü
Komutanı Kasım Süleymani’nin liderliğinde bölgesel direnişe de destek verdi.
Büyük bir stratejiyi bölgede uygulayarak,
ABD ve İsrail’i sahada da etkisiz hale getirdi ve
Türkiye’nin koridor müdahalesinden sonra büyük bir mevzi kazanıldı.
İKİ CEPHEDE SAVAŞ! HAMAS’I EĞİTTİ
İran ve Hizbullah’ın destek ve eğitimiyle Filistin’de benzer
bir direniş hattı HAMAS üzerinden kuruldu. Bu direniş 7 Ekim atılımıyla kendini
bütün dünyaya gösterdi. Herkesi şaşırttı. Filistin mücadelesi tarihinde ilk kez
savunmadan, büyük taarruza geçerek İsrail’i şaşırttı. Tam da bugünlerde
güneyden Filistin, kuzeyden Hizbullah İsrail’i iki cephede savaşmaya zorladı ve
kısa sürede biter denilen mücadele bugünlere kadar geldi. Bu mücadelede
Hizbullah’ın ve lideri Nasrallah’ın stratejisi etkili oldu. İsrail bu cepheyi
çökertmek için Lübnan’a ve Nasrallah’a saldırmak zorunda kaldı.
OĞLU ŞEHİT OLDU, DİK DURDU
Şehit Nasrallah, 1997 yılında en büyük oğlu Hadi’yi İsrail
ile yapılan bir çatışmada şehit vermişti… Kendisi de bu büyük dava uğruna şehit
oldu.
Nasrallah’ın karakterini anlamak için önemli bir süreçti
oğlunun ölümü… Oğlu Hadi Nasrallah 18 yaşında Hizbullah adına cephedeydi. Kendi
iradesiyle savaşa katılmıştı.
1997'de güney Lübnan’da İsrail ordusunun mevzilerine yönelik
saldırıda şehit oldu. Cenazesi İsraillilerin eline düştü. Oğlunun ölümünü
İsrail televizyonunun şehitlerin kanlı fotoğraflarını paylaştığı yayında
öğrendi. O sırada canlı yayında olan Nasrallah “Hep beraber savaşıyor, hep
beraber şehid düşüyor, hep beraber kurban veriyoruz.” Dedi.
‘OĞLUMUN ŞEHADETİNDEN ÖNCE SİZİN KARŞINIZDA UTANIYORDUM’
Nasrallah oğlunun şehadet haberinden sonra diğer şehit
ailelerine şöyle seslenir: "Şu anda Allah bana şehit babası olmayı nasip
etti, Dün sizin karşınızda başımı dik tutmaktan utanıyordum; ama şimdi izin
verin ben de sizlerden biri olayım. Bizler Hizbullah'ın liderliğini yaparken
oğullarımızı gelecek için saklamıyoruz, Aksine bizler onların yüce şehitlik
mertebesine nail olmasından onur duyuyoruz.”
İSRAİL ŞANTAJ YAPTI
İsrail, oğlunun cesedi karşılığında esir takası istedi. Burada
da boyun eğmedi ve şantajı kabul etmedi: “Oğlumun cenazesinin en temiz ve en
kutsal topraklarda tutulması benim için bir onurdur.
‘CANLI ESİRLER ÇOK DAHA DEĞERLİ’
“Oğlumun cenazesini şehadet şerbetini içen şehit esirlerin
naaşları ile birlikte canlı esirleri de geri almadan kabul etmeyeceğim. Görmek
istediğim son cenaze oğlumun cenazesidir. Çünkü canlı esirler benim için
oğlumun cenazesinden çok daha değerlidirler.”
Nasrallah, 1998'de 145 canlı esir ve 140 şehit cenazesinin takasında oğlunun bedenine kavuşabildi./aydınlık