Hamas hareketinin askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından
7 Ekim 2023 sabahı gerçekleştirilen tarihi Aksa Tufanı Operasyonunun üzerinden
tam bir yıl geçti. Filistin topraklarının Siyonist rejim tarafından işgal
edilmesinden bu yana Filistin-İsrail çatışması tarihinde Siyonistlere yönelik
en büyük saldırı olarak kabul edilen bu operasyon, İsrail ve destekçileri için
büyük bir şok oldu.
AKSA TUFANI İSRAİL'İN ÖRÜMCEK AĞINDAN BİLE DAHA ZAYIF
OLDUĞUNU KANITLADI
Bu operasyonda İsrail ordusunun Gazze tümeni tamamen
çökertilmiş ve Siyonist rejimin yenilmez ordusu efsanesi de yerle bir edilmiş,
ardından da şehit Seyyid Hasan Nasrallah'ın "İsrail örümcek ağından bile
daha zayıftır" söyleminin uygulamalı örneği olan Siyonist varlığın çöküşü
ve kırılganlığına dair çeşitli senaryolar öne sürüldü.
Siyonist rejimle yapılan en uzun direniş savaşının üzerinden
artık bir yıl geçti. Bu dönemde Siyonistlerin iç güvenliği ve ekonomisi felç
olmuş, özellikle askeriyede eşi benzeri görülmemiş can ve mal kayıpları
yaşanmıştır.
Bu nedenle savaş başladıktan sonra İsrailliler arasında
tersine göç oranı eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye yükseldi ve savaşın
ateşinden kaçmak ve güvenli bir yerde yaşamak için daha önce geldikleri Amerika
ve Avrupa'ya kaçtılar.
Gazze'de ve şimdi de Lübnan'da masum sivillere karşı işlenen
tarihi insanlık karşıtı suçlara ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine
yakın insanın katledilmesine rağmen işgalci rejimin başında Hamas'ın yok edilmesi
ve Siyonist esirlerin askeri güçle geri getirilmesi olan savaş hedeflerinin
hiçbirine ulaşamaması dikkat çekicidir.
DİRENİŞ SAYESİNDE YENİ BİR ‘SİYONİSTLERİN BÖLGEYİ TERK
ETMESİ’ OLGUSUNUN ORTAYA ÇIKIŞI
Öte yandan Hizbullah'ın halka ve Filistin direnişine verdiği
onurlu destek performansı ve bu hareketin 8 Ekim'den bu yana işgal altındaki
Filistin'in kuzeyinde Siyonistlere karşı yürüttüğü operasyonların gölgesinde,
kuzeydeki yerleşim yerlerinin çoğu boşaltıldı ve bu bölgede yaşayan
Siyonistler, Filistin'in işgalinden bu yana ilk kez çevre yerleşimlerin
sakinleri gibi bölgeyi terk ediyor.
Aksa Tufanı savaşından bir yıl sonra elde edilen sonuçlar
bir yana, bu savaş direnişle Siyonist rejim arasındaki çatışmanın kurallarını
önemli ölçüde değiştirmiş, direniş tarafından yeni denklemler çizilmiştir.
Bu arada geçtiğimiz yıl Gazze'nin en büyük askeri destekçisi
olarak kabul edilen Hizbullah, Filistin'deki mazlumlara destek olmak için
birçok fedakarlık yaptı ve sahip olduğu en kıymetli şey olan Hizbullah Genel
Sekreteri Sayın Seyyid Hasan Nasrallah'ı Kudüs Şehitlerinden biri olarak takdim
etti. Ancak çok ağır olan bu baskıların hiçbiri Hizbullah'ı onurlu duruşundan
çekilmeye zorlayamadı.
Böylece Lübnan direnişi, Siyonist düşmanla sürekli çatışma
halindeyken, Batı ve ABD'nin bu rejime sınırsız askeri desteğine rağmen dengeyi
koruyabildi ve Siyonistleri bir yıl boyunca yıpratma savaşı içinde tutmayı
başardı. Bu sayede Filistin'deki direnişin de omzundan büyük bir yükü aldı.
Bu bir yıl boyunca dünya insanlarının Aksa Tufanı’nda
gördüğü en büyük sahneler, Filistin halkının kahramanlık, güç, cesaret ve güçlü
iradesi ile direniş sahneleri olmuştur. Siyonist düşmanın vahşi saldırganlığı
nedeniyle büyük zorluklara maruz kalmalarına rağmen asla pes etmedikleri ve
direnmeye devam ettikleri sahneler.
Aksa Tufanı, direnişin sergilediği performansı, Siyonist
rejimin acizliğini, güvenlik zafiyetini, bu rejimin askeri ve iç cephesini
koruma konusundaki başarısızlığını ortaya koyarken, Siyonistleri de şaşkınlık
içinde bıraktı
AKSA TUFANI’NIN DİRENİŞ CEPHESİ AÇISINDAN BAZI ÖNE
BAŞARILARI
Aksa Tufanı, Filistin-Siyonist çatışmasının yeni aşamasında
tarihi bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor ve dolayısıyla direniş
cephesinin çeşitli olaylarla ve fedakarlıklarla dolu bir yılın ardından, bu
operasyonun bazı sonuçlarına ve bölgede yarattığı yeni gerçekliğe bakmak
yerinde olacaktır.
- Çeşitli direniş gruplarının Aksa Tufanı savaşına katılımı
ve halka ve Filistin direnişine verdiği destek, ilk kez "saha
birliği" kavramının pratik bir yansımasını gösterdi ve Siyonist rejimi
büyük bir riskle karşı karşıya bıraktı: çok cepheli bir savaşla Aksa Tufanı
Gazze’de başladı ama kısa sürede Lübnan cephelerine, ardından Yemen ve Irak
cephelerine ve İran İslam Cumhuriyeti'nin stratejik desteğiyle genişledi.
- Çatışmaların kızışması ve savaşın tüm bölgeye yayılma
ihtimaliyle birlikte bu savaşta başlangıçta kendisine iddialı hedefler koyan
Siyonist rejim, birçok siyasi ve güvenlik liderine göre artık varlığını
sürdürme mücadelesi veriyor. İşgalci rejim İsrail en zor günlerini yaşıyor ve
tarihte bu kadar korkunç olaylar görmedi. Siyonist çevreler, yerleşimcilerin
mevcut kaotik durumu gördükten sonra İsrail'de (İşgal Altındaki Filistin)
kalmayı yeniden gözden geçirdiklerini, birçoğunun Amerika ve Avrupa'ya ya göç
ettiğini ya da göç etmeyi düşündüğünü itiraf ediyor. Siyonist rejimin Kan Ağı,
İsraillilerin yüzde 14'ünün Gazze savaşından sonra göç ettiğini ve bir daha
geri dönmeyi düşünmediğini açıkladı.
- Siyonist rejimin iç cephesinin zaten birçok bölünme ve
ayrılıktan muzdarip olduğu bir ortamda, Aksa Tufanı, Siyonist toplumun daha da
parçalanmasına katkıda bulundu. Direnişin işgal altındaki Filistin'in çeşitli
şehirlerine her gün düzenlediği füze bombardımanı, İsrail kabinesi ve ordusunun
yerleşimciler arasında İsrail'in ana cephesini koruyamadığı konusunda birçok
soruyu gündeme getirdi.
- Aksa Tufanı Savaşı'nın benzeri görülmemiş bir sonucu da,
yetmiş yıl boyunca dünya kamuoyunu aldatan ve kendi sahte anlatısını dünyaya
empoze eden Siyonist rejimin, masum sivillere karşı işlediği acımasız ve
insanlık karşıtı suçları ifşa ederek uluslararası tecrit altına alınmasıydı
Uluslararası mahkemeler de kamuoyunun baskısı altında İsrailli yetkilileri
yargılamak zorunda kaldı ve aralarında Netanyahu'nun da bulunduğu pek çok kişi
hakkında tutuklama emri çıkarıldı.
- Aksa Tufanı, yeni nesil Filistinlilere ve Araplara direniş
ruhunun geri dönmesini sağladı ve Filistin halkının özgürlük hakkı, özgür dünya
halkları tarafından tanındı. Bu operasyon, Siyonistlerin vahşeti ile baş
etmenin tek yolunun silahlı direniş olduğunu kanıtlamış, birçok Arap rejiminin
işgalci rejimle uzlaşma tuzağına düştüğü bir ortamda Aksa Tufanı normalleşme
projesindeki İsrail'e büyük bir darbe indirmiştir. Aksa Tufanı operasyonu, Filistin direnişinin
Amerika ve Batı'nın sınırsız desteği altındaki işgalci rejime karşı
durabildiğini ve bölgedeki güç dengelerini etkileyebildiğini kanıtladı. Bu
mesele Filistin halkının birçok baskıya rağmen topraklarının özgürlüğü için
fedakarlık yapma ruhunu ve motivasyonunu güçlendirdi.
- Aksa Tufanı, İslam ümmetinin pusulasının bir kez daha bu
ümmetin temel meselesi olan Filistin meselesine dönmesine neden oldu. Bu
nedenle Suudi Arabistan dahil Arap ülkeleri, kamuoyunun baskısıyla işgalci
rejimle normalleşme projesini tamamlayamadı ve bugün Arap uzlaşma rejimleri tüm
Arap ve İslam milletleri tarafından kınanmaktadır.
- Aksa Tufanı,
Filistin davasını yeniden küresel önceliklerin başına taşımış ve tarihte ilk
kez Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere dünyada birçok ülkenin bağımsız
Filistin devletini tanımasını sağlamıştır.
SİYONİSTLER HAYATTA KALMA MÜCADELESİ VERİYOR
Aksa Tufanı operasyonunun ikinci yılına girmiş bulunuyoruz
ve Siyonist rejim, Gazze bataklığında büyük kayıplar verdikten sonra savaşı
kuzey cephesine genişletti ve ardından Lübnan'a vahşi saldırılar düzenledi.Amerika'nın
tonlarca bombalarıyla gerçekleştirdiği vahşi hava saldırılarıyla Lübnan'ın
direnişini bastıramayan Siyonistler, şimdi de bu ülkeye kara saldırısı
başlattı. Ancak işgalci ordunun askerleri, Lübnan'ın sınır bölgelerine girmeye
çalıştıktan sonra her defasında kendilerini direniş ateşinin ortasında buldular
ve sadece bir hafta içinde onlarca kişi öldürüldü, hayatta kalanlar ise kaçtı.
Gözlemciler, İsrail'in 2006'da Hizbullah'la yapılan savaştan
daha iyi bir konumda olamayacak ve Netanyahu'nun bahsettiği yeni Ortadoğu'nun,
tıpkı Temmuz 2006 savaşında ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Orta
Doğu’su gibi bir illüzyondan başka bir şey olmadığı Ortadoğu'nun çehresini
değiştirecek olanın direniş olduğuna inanıyor.
Aksa Savaşı'ndan bir yıl sonra Siyonistlerin anlayamadığı
şey, İsrail'in artık Ben-Gurion döneminin İsrail'i olmadığı ve ölümcül darbeler
aldıktan sonra tekrar ayağa kalkamayan yaşlı bir adama benzediğidir. Dünyanın
her yerinden Yahudiler, Filistin'in kendilerine vaat edilen topraklar olduğuna
dair yanıltıcı bir inançla 1948'de bu Arap ülkesini işgal etti. Ama bugün, 75
yıl sonra, varoluşlarının geleceğine dair hiçbir güvencelerinin olmadığını
anlamışlar ve sonsuz bir başarısızlık içinde yaşıyorlar/tesnim