Bölgedeki İsrail Yanlısı Hükümetler İhanetlerinin Bedelini Ağır Ödeyecekler

GİRİŞ: 19.10.2024 13:32      GÜNCELLEME: 19.10.2024 13:32
Rasthaber -  Geçtiğimiz yıl yaşanan gelişmelere bakıldığında, bölgedeki bazı ülkelerin, sözlü kınamalarına rağmen İsrail’e verdikleri utanç verici destekle, bu rejimin bitmek bilmeyen suçlarına ortak oldukları görülüyor.

Siyonist rejimin Gazze halkına karşı başlattığı savaşın üzerinden bir yıldan fazla süre geçmişken ve Lübnan'ın son haftalarda katil Siyonistlere yönelik en şiddetli saldırılarına tanık olunulduğu bir dönemde, sessizlik ve bölgedeki bazı ülkeleri desteği, onlar adına büyük bir aşağılanmadır ve Batı Asya tarihine büyük bir leke bırakmıştır.

Kâr ve Onur Denklemi

İsrail Gazze'de soykırım, Lübnan'da savaş suçları işlerken, bölgedeki bazı Arap ve İslam ülkeleri tam bir korkaklıkla kârı şerefe tercih ettiler. Bu ülkeler, Filistinli ve Lübnanlı kadın ve çocukların haksız yere kanlarının döküldüğünü gördüler ama İsrail dolarları onları o kadar aldatmıştı ki, Amerika ve Avrupa'nın göbeğinde bile Filistin'e yönelik zulme karşı feryatlar yükselirken onların vicdanları yine de uyanmadı.

Onlar, İsrail dolarlarının Arap taasuplarını ve İslam’a bağlılıklarını tamamen yok ettiği ülkelerdir.
Yemen Ensarullah Hareketi Lideri Seyyid Abdülmelik el-Husi, bölgedeki Arap ve İslam ülkelerinin ihanetini şöyle anlatıyor: ‘Gazze Şeridi’ndeki durum insan toplumu ve her şeyden önce İslam ümmeti için bir utançtır.

Eğer Filistin halkına ve savaşçılara gerekli Arap desteği olsaydı durum bundan farklı olurdu. Bir tarafta Amerika ve Batı’nın İsrail’e verdiği desteğe şahit olurken, diğer tarafta Arapların Filistin halkına karşı ilgisizliğini görüyoruz.’

Bölgedeki bazı ülkelerin teslim olacağından ve diğer bazı ülkelerin İsrail’le olan ilişkilerinden büyük kazanç sağladığı için hiçbir tepki göstermeyeceğinden emin olan İsrail, bir yıldır Filistin ve Lübnan’da korkunç suç ve cinayetler işliyor.

Arap-İsrail ilişkilerinin normalleşmesine, I2U2 grubunun oluşumuna (İsrail, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD) ve “iMac” projesine kısa bir bakış şunu gösteriyor: ‘Bu ülkeler İsrail’in Gazze’deki soykırım ve suçlarından çok, hain ve çıkarcı planlarının bozulması nedeniyle Aksa Tufanı Operasyonundan ve direniş ekseninden rahatsızlık duyuyorlar.

Bölgedeki bazı ülkelerin teslim olmasının yanı sıra, menfaatçi ülkelerin milyonlarca, milyarlarca kârları da katil İsrail’in damarlarında akan bir başka kan olmuştur.

Bu ülkeler, uzun yıllar boyunca kendilerini Batı Asya ve Kuzey Afrika’da İslam dünyasının en önemli destekçisi olarak gösterseler de, son bir yılda bu rejimin hayatta kalmasının en önemli etkenlerinden biri olarak İsrail ile iş ilişkilerini kesmeye yanaşmadılar.

Kuşkusuz, Fars Körfezi’ndeki bazı ülkelerin yöneticilerinin sadakati ile bölgedeki diğer bazı ülkelerin faydacılığı arasında pek çok farklılık olmasına rağmen bu ülkelerin İsrail’le olan ticaret arterleri Müslümanların kalbini kırmıştır.

Her ne kadar Müslümanların Fars Körfezi’nin önde gelen bazı yöneticilerinin uyuyan vicdanlarının uyanacağına umutları olmasa da yine de hâlâ önemli İslam ülkelerinin menfaatçiliğinin sona ermesini ve bununla gerçek anlamda mücadele edilmesini umut ediyorlar.

 İngiltere’nin çocukları birbirlerinin yardımına koşarken, İngiliz sömürgecileri, tarih boyunca diğer tüm aktörlerden daha fazla Batı Asya’da vakıflar kurdular ve kan dökmek ve öldürmek dışında bölgeye hiçbir fayda sağlamadılar.

Bölgenin sözde önde gelen ülkelerinin Siyonist rejimle olan bugünkü ilişkilerinin bir kısmı, her şeyden önce bir dönüm noktasından doğmalarından kaynaklanmaktadır.

Hükümetlerinin ve yapay ülkelerin oluşumunu Osmanlıya ihanet ve İngilizlere hizmet etmenin sonucu olarak gören bu yöneticiler, şimdi de İngiliz sömürgeciliğinin bölgedeki en gayri meşru çocuğu olan Siyonist rejimle dostluk içinde, bölgedeki İslam ve Arap halkları üzerinde hakimiyeti sürdürmeye çalışıyorlar.

İsrail’le Dostluğun Bedeli Ağır Olacak

İran İslam Cumhuriyeti, son bir yıldır İsrail’e karşı mücadele alanında hiçbir adımdan sakınmazken İsrail’in müttefiki olan bu ülkelerin defalarca İran’a ve direniş eksenine karşı eylemlerine ve İsrail’le işbirliğine şahit olundu.

Bu ülkeler küstahlıklarını öyle bir noktaya taşıdılar ki, Batılı filolara ev sahipliği yapmanın ve İsrail’in ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, bu ülkelerden bazıları, Gerçek Vaad 1 ve 2 operasyonları sırasında İran füzelerini yakalamaktan bile bahsetti.

Bölgenin önde gelen bazı ülkelerinin geçtiğimiz yılki yaklaşımına baktığımızda şunu görüyoruz ki İsrail, Araplara ve onların Filistin ve Lübnan’daki yurttaşlarına karşı işlediği suçları en üst düzeye çıkarırken, onlar sözleriyle İsrail yerine daha çok İran’a ve direniş eksenine saldırdılar.

İlginç olan şu ki, bu ülkeler tam da İran’ın Siyonist rejime karşı mertçe duruşu ve mücadelesinin diğer zamanlara göre daha da çoğaldığı bir dönemde İran hakkındaki saçma sapan açıklamalarını arttırdılar ve onların İran hakkında saçma ve asılsız iddialarda bulunmak için gösterdikleri bu çaba, hiçbir zaman onların kendi halkından ve kendi ırkından insanları katleden İsrail karşında olmadı.

Son aylarda bölgedeki bazı Arap ülkelerinin yöneticileri, İran’a karşı söylemlerde bulunmak için çaba harcadı ve tek dert ve tasaları İran’a karşı asılsız iddialarda bulunmak oldu ve bu ülkeler Filistin ve Lübnan’daki Arap kardeşlerinin öldürülmesine karşı güçlü ve kararlı bir açıklama bile yayınlamadılar. Hatta bu ülkeler, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İsrail’in suçlarına karşı kararlı tepki vermesinin önündeki engellerden biri haline geldi.

Sabrın Sonu Geliyor

Bölgedeki bazı ülkelerin İsrail ile her türlü yeni macerada yeni ve olası işbirliğine İran’ın kararlı tepkisini duyurmanın yanı sıra, kuşkusuz bu ihanetler karşısında İran’ın, bölgenin özgür halklarının ve Batı Asya’nın her yerindeki basiretli halkların sabrı tükeniyor ve bundan sonra İsrail’e destek ve dostluğun bu rejimin uşaklarınaağır bir bedeli olacak.

İran’ın sabrının sona gelmesi, uyanan vicdanlar, bölge halkları ve Filistin davasının destekçileri, hainlerinin kaderini belirleyecek ve onların onurlarını satarak elde ettikleri kar ağızlarını yakacaktır.

Bu ülkelerin yöneticileri, şiddetli öfke dalgalarının ve Arap ve İslam onurunun onların İsrail’le olan ilişkilerini unutmayacağını ve tarihin en suçlu insanları karşısındaki yani Siyonistler karşısındaki suskunluklarının ve birlikteliklerinin bedelini en kötü şekilde ödeyeceklerini çok iyi anlayacaklardır.

Tarih, Nasrallah ve Abdülmelik Husi’nin Araplık gayret ve onurunu unutmayağı gibi, Filistin ve Lübnan’da Arapların kana bulanıp toprağa sürüklendiği bir dönemde üst düzey yöneticilerin ihanetlerini ve Siyonist rejimle iş birliklerini de yazacaktır.

YORUMLAR

MALCOLM-XX 3 gün önce
"Tarih, Nasrallah ve Abdülmelik Husi’nin Araplık gayret ve onurunu unutmayağı gibi, Filistin ve Lübnan’da Arapların kana bulanıp toprağa sürüklendiği bir dönemde üst düzey yöneticilerin ihanetlerini ve Siyonist rejimle iş birliklerini de yazacaktır." TARİH, SADECE BU İHANETİ YAZMAYACAK , İRAN'IN VE DİRENİŞ CEPHESİNİN BU GÜÇLÜ DİRENİŞİ KARŞISINDA ABD VE İSRAİL YÖNETİMLERİ PES EDİP ÇEKİLECEKLER VE BU SEFER DE İŞGAL İŞTAHLARINI, KENDİLERİNE ÇOK DAHA KOLAY VE ZAHMETSİZ, MASRAFSIZ ŞEKİLDE BU TESLİMYETÇİ YÖNETİMLERİN MÜMBİT TOPRAKLARINA YÖNELTEREK, İRAN VE DİRENİŞ CEPHESİNE YÖNELME YANLIŞLIĞINI TELAFİ EDEREK, İŞGAL ROTALARINI BU TESLİMİYETÇİ YÖNETİCİLERİN TOPRAKLARINA ÇEVİRDİKLERİNDE İŞTE İLAHİ ADALET GEREĞİ BU TESLİMİYETÇİLER YANLARINDA NE YÜCE ALLAH'IN YARDIMINI VE NE DE HİÇ BİR ONURLU ALLAH'IN KULLARININ YARDIMLARINI BULAMAYACAK OLUP, İSRAİL SALDIRGANLIĞI KARŞISINDA SADECE GENİŞ VERİMLİ TOPRAKLARINI DEĞİL, BİRTÜRLÜ OLAMAMIŞ ONURLARINI VE NAMUSLARINI DA YİTİRECEKLERDİR MAALESEF !!!...

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM