Yahya Sinvar'ın Şehadeti ile Birlikte Bölgedeki Gelişmeler Nereye Varacak?

GİRİŞ: 20.10.2024 08:16      GÜNCELLEME: 20.10.2024 08:16
Rasthaber -  Dün Siyonist rejime karşı mücadelenin kahramanı Yahya Sinvar’ın şehadet haberi resmen doğrulandı ve bundan sonra Gazze başta olmak üzere bölgedeki gelişmeler hangi yöne gidecek?" şeklinde analizler de başladı.

Aksa Tufanı operasyonunun kilit isimlerinden ve mimarlarından biri olan Yahya Sinvar’ın şehadeti Siyonistleri üstün bir konuma mı getirdi? Artık ateşkes görüşmelerinin zamanı geldi mi? Ve son soru da gerçekten de bundan sonra gelişmeler hangi yöne gidecek?

İşte bu sorulara mantıklı ve ikna edici cevaplar bulmayı amaçlıyoruz.

Bu soruların cevaplarıyla ilgili olarak şöyle söylenebilir:

1.Başlangıçta şunu hatırlatmalıyız ki, bir yıldır bölgede tüm direniş eksenleri ve Siyonist rejimin tüm müttefikleri arasında amansız bir mücadele şeklinde yaşananların eşi benzeri görülmemiştir ve büyük bir olaydır ve tarihin hiçbir döneminde Siyonist rejim ve bu bölgedeki müttefikleri bu büyüklükte bir savaşa karışmamıştı. Bu “benzeri görülmemiş” ifadesi hem bu savaşın zamanı hem de şekli açısından savaşa katılan tarafların sayısıyla da ilgilidir. Örneğin, “Çağrı Cihazları Operasyonu” şeklinde yaşananlar eşi benzeri görülmemiş bir olaydı.

Aynı şekilde Seyyid Hasan Nasrallah’ın suikastı... dolayısıyla bugün, büyük ve benzeri görülmemiş sonuçları olacak “büyük” ve “eşi benzeri görülmemiş” bir meselenin içindeyiz. Sonuçlar İkinci Dünya Savaşı sonuçlarına benziyor ama bu savaş Batı Asya bölgesi gibi küçük bir bölgede gerçekleşiyor.

2.Konu ne kadar büyük olursa, doğal olarak bu konuda hedeflere ulaşmanın maliyeti de o kadar yüksek olur. Hedef, Siyonist rejimi yok etmek olunca doğal olarak büyük bir hedef sayılmaktadır. General  Süleymani, Seyyid Hasan Nasrallah, İsmail Haniye, Yahya Sinvar gibi büyük insanların kaybı gerçekten ağır kayıplar ve büyük acılardır. Ancak bu büyüklerin uğruna hayatlarını feda ettikleri hedeflerin büyüklüğü göz önüne alındığında, bu hiç de garip değildir.

Bu büyüklerin, hedeflerini ve hedeflerinin büyüklüğünü bildikleri için kendilerini şehadete hazırladıklarını söylemek istiyoruz. Direniş ekseni de kanserli tümör olan İsrail’i yok etmek gibi büyük bir hedef için kanını ve canını vermektedir.

 Bu büyüklerin şehadeti ağır olsa da garip değildir. İlginç olan, Seyyid Hasan Nasrallah, Yahya Sinvar vb. seviyedeki bir insanın yatakta ölmesidir!

3.Direniş liderlerinin şehadeti, kısa bir süre için düşmanın ölü ruhunu canlandırabilir ve onlara kısa vadede bazı taktiki faydalar sağlayabilir, ancak uzun vadede onlara stratejik bir fayda sağlamayacaktır. Direnişin tüm liderlerinin ardından gelecek kişiler var ve bir liderin şehit edilmesinin hemen ardından, bir başkası onun yerine geçiyor ve hareket hemen yeniden inşa ediliyor. Nasıl ki Lübnan Hizbullah’ı Direnişin Seyyidi Nasrallah’ın şehit edilmesinden sadece iki hafta sonra kendini hemen yeniden inşa edip Siyonist rejimin 550 subay ve askerini büyük miktarda modern ve ağır askeri teçhizatla birlikte hedef aldı ve Golani tugayını yok ettiyse, Hamas hareketi de çok hızlı bir şekilde örgütlenecek ve daha güçlü bir şekilde yola devam edecektir. Üstelik Siyonistler bu kez büyük bir hata nedeniyle Yahya Sinvar’ın şehadetini gerektiği gibi manipüle edip Hamas’a karşı kullanamadılar.

4. Psikolojik ve medya operasyonları, askeri operasyonlara paralel ve birlikte gerçekleşiyor. Medyanın zorlu savaşlarda yaptığı çalışmaların önemi o kadar büyüktür ki, eğer yapılmaz ya da doğru yapılmazsa kazananı kaybedene, kaybedeni de kazanana dönüştürebilir. Başka bir deyişle, yumuşak operasyon ve dakik medya bağlantısı bazen zorlu bir operasyondan hatta başarılı bir operasyondan çok daha önemlidir.

Mesela dün Yahya Sinvar'ın şehadetinin ardından Siyonistler bu büyük adamın mücadelesinin son saniyelerine ait görüntüleri yayınlamış ve bu rejimin birçok medya kuruluşunun da açıkladığı gibi, kendilerini rezil etmiş ve Sinvar'ı gençler arasında efsane bir kahraman haline getirmişlerdir. Peki nasıl...?! Bu suikast öncesinde Siyonistler, İran ve bölge medyasında etkili olan bazı isimlerle birlikte, geçtiğimiz aylarda Sinvar’ın şahsiyetine yönelik büyük bir suikast girişimi başlatmıştı. Onlar şunu söyleyip yazıyorlardı: “Sinvar İsrail hapishanelerinde olduğundan ve tüm mahkumlar arasında serbest bırakılmak için o seçilmiş olduğundan ve ayrıca İbranice bildiğinden dolayı bir İsrail casusudur ve aynı zamanda Seyyid Hasan Nasrallah'ın bulunduğu yerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur!” Bununla birlikte Sinvar'ın Gazze'de olmadığını, yoldaşlarını yalnız bıraktığını da söylediler ve yazdılar. Bir diğer grup ta Sinvar'ın Siyonist güçlerle bir çatışma durumunda onları canlı kalkan olarak kullanmak için bir dizi Siyonist mahkumla birlikte yerin altında saklandığını söyledi. Ancak Siyonistlerin dünkü aptallığı ve Yahya Sanvar'ın, Refah şehrinin ortasındaki yarı yıkılmış bir binada, eli ağır yaralı, bandajlı, kanlı, uyuşuk ve maskeli fotoğraflarının yayınlanması ve burada son anına kadar savaşması, medya şarlatanlarının yarattığı tüm bu görüntüleri silip süpürdü ve Siyonistlerin isteklerinin aksine onu büyük bir efsane ve kahraman haline getirdi.

Dolayısıyla Siyonistlerin medyadaki bu aptallığı sayesinde Yahya Sinvar'ın şehadeti Siyonistleri üstün bir konuma getirmediği gibi aynı zamanda direniş eksenini ve onun zaferine umut besleyen herkesi de üstün bir konuma getirdi.

5. Amerika bu savaşta büyük direniş ekseninin savaştığı ana taraftır. Bu iddiayı kanıtlayacak pek çok neden var. Bunun en önemli nedenlerinden biri Siyonistlerin, Amerika olmasaydı İsrail'in işinin biteceğini, Amerika'nın yardımı olmasaydı İsrail'in iki hafta bile dayanamayacağını defalarca dile getiren itiraflarıdır. Tabi bir de silahların, teçhizatın ve teknolojilerin miktarını ve kalitesini, parayı, doları, bilgi ve siyasi desteği ve genel olarak Amerika'nın bu rejim için harcadığı ve harcamakta olduğu ağır harcamaları da dikkate alın. Dolayısıyla bu savaşta direniş ekseni Amerika'ya karşı savaşıyor. Öte yandan önemli bir şahsın suikasta uğraması ya da Lübnan'ın ya da Gazze ve Yemen'in bir kısmının vahşice bombalanması sonrasında Amerika her zaman arabulucu rolüne bürünerek ateşkesin gerekliliğinden bahsetmeye başlamıştır ve yine her zaman olduğu gibi, Yahya Sinvar'ın şehadetinden saatler sonra Amerikalılar yine müzakere zamanının geldiğini söylemişlerdir! Muhtemelen önümüzdeki günlerde de bu konuya odaklanacaklar. Böyle bir ortamda müzakereleri kabul etmek, teslim olmuş görüntüsü vereceği için gidişatı karşı tarafın lehine çevirebilir ve böyle bir durum, Sinvar'ın şehadet resimleri yayınlayarak oluşturulan atmosferi de yok edecektir. Müzakereler birkaç gün daha sonraya kalsın! Yani, Lübnan Hizbullah’ı ve Yemen direnişinin Siyonist rejim ve bazı müttefikleri için gördüğü rüyanın sonrasına kalsın!

6. Ancak “Bundan sonra gelişmeler hangi yönde ilerleyecek” sorusunun cevabını bulmak hiç de zor değil. Çünkü konu çok büyükken, hak ve batıl cephesi belirlenmişken, dünyanın tüm şeytanları bir tarafta, tüm dünya mazlumlarının umudu diğer tarafta toplanmışken bu yolun sonunu şimdiden görebiliyoruz. Öncelikle bu rejimin her gün işlediği suç ve cinayetlerle belki dünya üzerindeki insanların %5'i Siyonistleri destekliyor ama kesinlikle dünya halkının %90'ından fazlası bu rejimden nefret ediyor. Siyonistler bu sefer Hollywood'un yardımıyla bile imajlarını yeniden inşa edemeyecekler. Dolayısıyla kamuoyu ve yumuşak savaş alanında bu yolun sonu bilinmektedir.

Allah-u Teâlâ zorlu savaşla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Ve kim, Allah'tan, Peygamberinden ve inananlardan yüz çevirirse bilsin ki hiç şüphesiz Allah'a mensup olanlardır üst olacak kişiler.”

Cafer Bulvari/Keyhan

YORUMLAR

Haci Bayazit 2 gün önce
Allah(c.c)ın selamı ve rahmeti Gazze Aslanı Şehid Yahya es-Sinvar’ı üzerinize ve üzerimize olsun. Arz’ı ala’da ki şehitlerin ruhaniyeti ile savaşın son Stratejisinin bir alt Stratejisi için bölgede 4-5 savaşçı arkadaşı ile keşif yaparken Allah’ın hikmeti olsa gerek en büyük hayali F 16 ateşi ile şehit olmayı arzularken bölgede devriye gezen işgalciler ile karşılaşıp eşine ender rastlanır mücadele/çarpışma ile yüzyıllar boyu özgürlük savaşçıların genetiğini oluşturup hayalini süzleyecek hayaline kavuşarak yiğitliği savaşçı iradesi ve kanı ile süyfani artıkları ve maşası siyonist yapı ile işgal edilmiş berekeli coğrafyayı özgürleştiren temellerini Allah‘ın vaadi gereği hedefe yaklaştırdı. Allah’ın sonsuz rahmeti şehit ve gaziler üzerine; gazab’da siyonist maşa/yapının süfyani desdekçisi ve tedarikçileri üzerine olsun. Haci Bayazit 20.10.2024

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM