Yeni seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi'nde
tutulan esirler, 20 Ocak'ta göreve başlamasından önce serbest bırakılmazsa,
sorumlulara cehennemi yaşatacağını ileri sürmüştü.
Arap Dünyasının tanımış analistlerinden olan ve Rey el-Yevm
Gazetesi Baş Editörü Abdulbari Atvan, kaleme aldığı yeni yazısında; Donald
Trump’ın Gazze Şeridi'ndeki Siyonist tutsaklarla ilgili tehditkar sözlerini
değerlendirdi.
Arap Yorumcu Atvan’ın yazısında, ‘’Donald Trump, İsrail
Başbakanı'nın eşi Sara Netanyahu onuruna düzenlenen akşam yemeğinde, Gazze
tünellerinde Filistin direnişinin elinde bulunan İsrailli esirlerin 20 Ocak'ta
Beyaz Saray'a dönmeden önce serbest bırakılmaması halinde bütün Ortadoğu'yu
ateşe vermekle tehdit etti.
Trump yalan söyleme ustasıdır ve herhangi bir tehdidi hayata
geçirmeye cesaret edemez
Trump ayrıca Filistinli direniş gruplarına, İsrailli
esirlerin serbest bırakılmaması halinde ağır bedel ödeyecekleri tehdidinde
bulundu. Tehditlerini özellikle Hamas ve İslami Cihad Hareketleri’nin
yetkililerine yöneltti. Trump, ilk görev döneminde, Kuzey Kore'yi yok etme ve
Çin'i dize çökertmekle tehdit etti ve Meksika'yı da tehdit ederek göçmenlerin
girmesini engellemek için bir sınır duvarı yaptırmaya zorlamaya çalıştı. Trump
ayrıca Tahran’ın General Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi El Mühendis'e yönelik
suikasta yanıt vermesi halinde İran'ı başka bir Hiroşima'ya çevireceği
tehdidinde bulundu!
Filistinli analist şöyle devam etti: "Ancak yalanların
ustası olan Trump, bu tehditlerin hiçbirini gerçekleştirmeye cesaret edemedi.
Trump'ın gerçekleştirdiği tek tehdit, Washington için tam tersi sonuçlar
doğuran ve İran'a büyük bir hediye gibi olan 2017'de İran ile yapılan nükleer
anlaşmadan çekilmekti. Trump'ın tehditleri o kadar değersiz ki, Gazze Şeridi'ndeki
Filistinli aç veya yaralı bir bebeğin saç tellerini bile etkileyemez."
İsrail, ABD Yapımı En Gelişmiş İstihbarat Araçlarıyla
Gazze'deki Esirlerini Kurtaramadı
Abdulbari Atvan’a göre; Trump, Netanyahu'nun Gazze'yi yok
etmek için tüm kitle imha silahlarını kullandığı, dörtte biri kadın ve çocuk
olmak üzere 45 bin kişiyi katlettiği, Gazze'deki evlerin yüzde 95'ini yıktığı,
ancak tüm bunlara rağmen İsrailli esirleri serbest bırakmadığı bir soykırım
savaşının ortağıdır. ABD’nin gelişmiş istihbarat araçlarının hiçbiri Siyonist
esirlerin bulunmasına yardımcı olamadı. Peki Trump Amerika'nın daha önce
yapamadığı işi mi ya? Suçlu dostu senatör Lindsty Graham'ın önerisiyle Gazze'ye
atom bombasıyla mı saldırmak istiyor?
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ve
Filistin İslami Cihad Hareketi'nin askeri kanadı Kudüs Tugayları 14 ay boyunca
İsrail'in kanlı baskılarına asla teslim olmadı ve Siyonist esirleri serbest
bırakmadı. Ayrıca Amerika'nın, Hamas'ı ve İslami Cihad'ı tuzağa düşürmek için
Arap ülkelerinin talihsiz işbirliğine yönelik yaptığı baskıların hiçbiri sonuç
vermedi ve onlar hala ateşkes ve esir değişimine ilişkin anlaşmaların
şartlarına bağlı değiller. Filistin direnişi bir milimetre bile geri adım
atmadı. Peki Trump gerçekte daha ne yapmak istiyor? Burada Trump'a unuttuğu
bazı şeyleri hatırlatmak istiyoruz:
-Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hala güçlü ve
mücadeleye devam ediyor. Gazze'deki direnişçilerin Siyonist düşmana ve işgalci
güçlere sıfır mesafeden verdiği devasa kayıplar, şehit olana kadar mücadele
eden insanların cesaretini ve kahramanlığını göstermektedir.
- Ortadoğu'da ve denizlerinde tek bir Amerikan uçak gemisi
kalmamış, Yemen’in fırlattığı füzeler sonucunda tüm Amerikan gemileri bölgeden
kaçmıştır.
Trump, 2019 yılında Amerika'nın 300 milyon dolar değerinde
olan RQ-4 Global Hawk adlı insansız hava aracını düşüren İran füzesine karşılık
verecek güç ve cesarete sahip olmadığını biliyor.
- Büyük Amerika Afganistan'da mağlup olduktan sonra rezil
bir şekilde geri çekildi. Bu olay, Joe Biden'ın Trump'tan iktidarı
devralmasından tam birkaç hafta sonra gerçekleşti ve ABD birliklerinin skandal
bir şekilde Afganistan’dan kaçtığını tüm dünya gördü.’’
Uzlaşmacı Arap Rejimler Dışında Kimse Trump'tan Korkmuyor
Arap dünyasının ünlü yazarlardan Abdulbari Atvan, ‘’Kimse
Trump'tan korkmuyor. O, ABD Başkanlık Seçimlerini kazandıktan sonra, Washington
hükümetini Ukrayna ovalarında ve kıyılarında mağlup eden ve Ukrayna
topraklarının yüzde 20'den fazlasını kendi topraklarına ilhak eden Rusya Devlet
Başkanı Vladimir Putin'i eleştirmeye cesaret edemedi. Trump ayrıca bir numaralı
düşmanı olan Çin'in adını anmaya cesaret edemedi, Trump'ı defalarca aşağılayan
Kuzey Kore lideri hakkında tek kelime bile edemedi.’’ ifadelerini kullandı.
Filistinli yorumcu Atvan, ‘’Belki de sadece işgalci rejimle
yapılan aşağılayıcı normalleşme anlaşmalarının yükünü taşıyan bazı Arap
rejimleri Trump'tan ve onun tehditlerinden korkuyor; Ancak dünya değişti ve
artık bölgede Direniş Ekseni adında büyük bir güç ve Trump'ın ikinci döneminde
ABD dolarını sıkıştıracak BRICS adında yeni bir ekonomik örgüt var.’’ diye
ekledi