Dünyanın herhangi bir
yerinde hatta kötü bir hükümet devrilse ve bir avuç kiralık terörist bir
milletin yaşamını ve ölümünü ele geçirse, sonuç çok açıktır. Suriye ordusunun
ihaneti ve 8 Aralık’ta Şam'ın 11 günde düşmesi sonucunda Suriye sadece yıkım ve
kaos yoluna girmiştir! Ancak teröristlerin bu süre zarfında neler yaptığını
anlamak için en sıcak haberlere bakmakta fayda var: Merkezi Londra'da bulunan
sözde Suriye İnsan Hakları Merkezi, geçtiğimiz cumartesi gecesi yayınladığı
raporda şu açıklamalarda bulundu: ‘Sadece cumartesiden pazara kadar Banyas,
Cebele ve Hama kırsalının batısında 14 kişi öldürüldü.’ Bu sadece 24 saatte 14
terör operasyonu anlamına geliyor. Bu insan hakları merkezi açıklamasının
devamında şu ifadelerde bulundu: ‘Bu olaylar, silahların kontrolüne ve bunun
hükümet güçleriyle sınırlandırılmasına duyulan ihtiyacın altını çiziyor, çünkü
silah kontrolü olmazsa Suriye vatandaşlarının hayatları riske girecek. Bahsi
geçen alanlara kaosla girmeye devam etmek ciddi bir felakete yol açabilir ve bu
konu operasyon yönetiminin dikkatli bir şekilde takip edilmesini
gerektirmektedir. Mesele açık, “inşa etme” lügatı teröristlerin sözlüğünde yok
ve onlar yönetmek için değil, yok etmek için eğitiliyorlar.
Selefi-Tekfirci düşünceye
sahip olan bu teröristler, bir yeri işgal ettiklerinde, terör saltanatı
kurmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Daha birkaç gün önce el-Malume haber sitesi
Tahrir-i Şam'ın güçlerine sessizce infaz etme ve suçlarını filme almama emrini
verdiğini açıkladı! Bu terör örgütünün suçları hakkında şu ana kadar yayınlananlardan
sadece yüzde 5'i işlendi.
İŞGALCİLERİN
KÜSTAHLIĞI!
Suriye'nin tamamı teröristlerin
kontrolü altındadır ama hikâyenin tamamı bu değil. Siyonist rejimin saldırıları
nedeniyle Kuneytra ve bu ülkenin diğer bölgelerinde yaşayanların Siyonist
rejimin saldırıları nedeniyle düzenlediği protestolar arasında raporlar,
Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Siyonist rejimin saldırıları sonucu
yaralananların tedavilerinin ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu
gösteriyor.
Suriye'nin güneyinde yer
alan Kuneytra vilayetinin güney banliyölerindeki el-Suveysiye köyü, Siyonist rejim
ordusunun ağır saldırılarına sahne olurken, işgalci güçler, köylerine yapılan
saldırıyı ve yıkımı protesto eden sivillere doğrudan ateş açıyor. Tabii diğer
taraftan İbrani medyası da Suriye'deki işgalci rejim güçlerinin işgal altındaki
Golan ekseninden hedef alınma korkusundan bahsediyor. Pazar günü İbrani
gazetelerinden Yediot Aharonot, Siyonist İsrail ordu güçlerinin işgal altındaki
Golan'dan hedef alınma korkusu yaşadığı, çünkü Siyonist rejim istihbaratının bazı
grupların bu bölgeye yaklaşarak bu rejimin askerlerini hedef alma niyetinde
olduğunu gösterdiğini yazdı. Şimdi Suriye halkının ne kadar sürede kendini
yeniden inşa edeceğini ve eğitimli ve kiralık teröristlerin pasifliğinin
gölgesinde bu Siyonistleri ne zaman hedef alacağını bekleyip görmemiz
gerekiyor?
TÜRKİYE’YE HİTABEN:
SURİYE SADECE BİZİMDİR!
Elbette bu işgalciler
beklenenden daha pervasızca hareket ediyor ve Suriye toprakları hakkında çok
rahat konuşuyor ve sanki evlerinin bir odasından bahsediyorlar! İsrail'in Kanal
12 kanalı cumartesi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin
Suriye'ye girişi kapsamında İsrail ordusuyla koordinasyon mekanizması kurma
talebini İsrail'in reddettiğini bildirdi. Bu kanal şu açıklamalarda bulundu: ‘Erdoğan,
kendi kanalları aracılığıyla Tel Aviv'le temasa geçerek İsrail ordusu ve
güvenlik güçlerinden Suriye'deki faaliyetlerini Türkiye ile koordine etmelerini
istedi ve İsrail rejimi artık Erdoğan'ın talebine yanıt vermeme kararı aldı. Sanki
Suriye, apartheid rejimi İsrail ve Türkiye'nin ortak malı! Ayrıca, Halep'teki Teşrin
Barajı yakınlarında Kürt milisler (Suriye Demokratik Güçleri) ile Ankara'nın
desteklediği silahlı gruplar arasında şiddetli çatışmaların tırmanmasının
ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: ‘Ankara, güney sınırlarında
yeni güvenlik önlemleri uygulayarak güvenliği artıracağının ve yabancı terör
tehditlerini ortadan kaldıracağının sözünü veriyor.’
ABD’NİN DOĞUDA VE
KUZEYDEKİ KAPSAMLI ASKERİ HAREKETLERİ
Ancak, Ankara ve Tel
Aviv'den başka bu küstah üçgenin bir tarafı daha var ve o da Suriye'nin dost ve
komşu ülkesi: Washington!!
Suriye İnsan Hakları
İzleme Örgütü, Irak'tan ABD’nin Suriye'deki yasadışı üslerine yeni bir ABD askeri
konvoyunun geldiğini açıkladı.
Bu Suriyeli kaynak açıklamasının
devamında şu ifadelerde bulundu: ‘Zırhlı araç, askeri teçhizat ve lojistik
taşıyan 50 kamyondan oluşan bu ABD askeri konvoyu, Irak’ın Kürdistan bölgesi
sınırındaki el-Velid kapısından geçerek Suriye'nin doğu ve kuzeyindeki ABD
askeri üslerinden birine doğru yola çıkıyor. Bu, ABD askeri konvoylarının
şüpheli amaçlarla Irak'tan Suriye'ye girdiği ilk sefer değil. ABD, askeri
konvoy intikalinin yanı sıra, Suriye'nin doğu bölgelerinden petrol ve tahıl da
yağmalayarak Irak'taki üslerine naklediyor. ABD ordusu aynı zamanda Pazar günü
de askeri ve lojistik teçhizat ve birlikler de dahil olmak üzere yeni askeri
tahkimatları Suriye'nin doğusundaki yasadışı üslerine taşıdı. Öte yandan
Siyonist rejim Radyo ve Televizyon Kurumu da Suriye’nin silahlı muhalif hükümetinin
mevcut ABD hükümeti tarafından tanınma ihtimali bulunduğunu açıkladı.
SUÇLU KİM?
Özetle aktarılan bu
bilgiler ve açıklamalar ışığında şimdi soruyoruz “Suçlu Kim?” Suriyeli
isyancıların liderine göre suçlu İran!
37 gruptan oluşan
terörist ve tekfirci grup Tahrir-i Şam lideri Ebu Muhammed Culani veya asıl
adıyla Ahmed el-Şara, “Suriye Özgürlüğü” olarak adlandırdığı şeyin, önümüzdeki
50 yıl boyunca bölgenin ve Suriye'nin güvenliğinin garantisi olduğunu söyledi
ve şu ifadelerde bulundu: ‘İran'ın bölgedeki müdahalelerini yeniden gözden
geçirmesini umuyorum.’ Fakat bu sözlerin anlamı nedir? Bu, Suriye'nin
güneybatısını işgal edenin ve Suriye'nin askeri altyapısının yüzde 95'ini yok
edenin apartheid rejimi İsrail olmadığı anlamına geliyor, bu, Suriye'nin
doğusunu işgal edenin ve bu toprakların mallarını yağmalayanın Amerika olmadığı
anlamına geliyor bu, Kuzey Suriye'yi fetih alanı haline getirenin Türkiye
olmadığı anlamına geliyor, bu terör saltanı kurarak Suriye halkını esir alan ve
onları öldürenin teröristler olmadığı anlamına geliyor.
Bu terörist liderin bu
tarz açıklamaları, Culani’nin Suriye topraklarına ve çıkarlarına tamah eden ve
gözünü diken hükümetlerin Suriye'ye hâkim olmak için kullandığı kiralık bir
unsur olduğunu imzalayıp onaylamaktan başka bir şey mi? Tabii Culani
açıklamalarında ülkede yeni anayasanın hazırlanması ve yazılmasının yaklaşık 3
yıl sürebileceğini, seçimlerin yapılmasının da 4 yıl sürebileceğini anlattı. Bu,
geçiş hükümetinin devretme niyetinde olmadığı ve yerleştiği anlamına geliyor!
Culani aynı zamanda pişmiş bir tavuğu dahi güldürebilecek başka bir açıklamada
daha bulundu ve “Taraflar bölgeleri kurtarma operasyonları sırasında can
kayıplarını ve göçleri önlemek için çok dikkatli davrandılar” dedi.
DİĞER HABERLER
Smith Üniversitesi Batı
Asya Çalışmaları Bölümü Başkanı Steven Heidman: “ABD, Suriye'deki mevcut
durumu, İran'ı kenara iterek ve İsrail ile daha güçlü bağlar kurmaya hazır
ılımlı Arap rejimlerini güçlendirerek doğu Arap dünyasında büyük bir değişim için
bir fırsat olarak görüyor” dedi.
Suriyeli kaynaklar şu
açıklamalarda bulundu:
Lübnan, 70'ten fazla
Suriyeli askeri Suriye Askeri Harekât Başkanlığı'na teslim etti. Ayrıca haber
ve resimlerde, Lübnan'dan Suriye'ye iade edilen Suriye ordusunun geri dönen
askerlerinin, Culani komutasındaki teröristler tarafından dövüldüğü görülüyor.
Öte yandan Lübnan'daki
Suriye büyükelçiliği de faaliyetlerini bir sonraki duyuruya kadar askıya aldı.
(Keyhan Gazetesinden
tercüme edilmiştir)