ABD-İran Nükleer Görüşmeleri: Roma Aşaması

GİRİŞ: 19.04.2025 20:14      GÜNCELLEME: 19.04.2025 20:14
Rasthaber -  ABD ile İran arasındaki nükleer kriz, 2025 yılına gelindiğinde yeni bir diplomatik girişime sahne oldu. 2018 yılında ABD'nin Donald Trump yönetimi tarafından JCPOA'dan çekilmesi ve ardından İran'ın nükleer faaliyetlerini artırmasıyla derinleşen kriz, şimdi Roma'da yapılacak doğrudan görüşmelerle yeni bir dönemece girmiş durumda.

Roma'da gerçekleştirilecek görüşmeler, uzun bir aradan sonra ABD ve İran arasındaki ilk üst düzey doğrudan temas olacak. Görüşmelerin temel amacı, İran'ın uranyum zenginleştirme seviyesinin düşürülmesi ve ABD'nin yaptırımlar konusunda kısmi esneklik göstermesinin sağlanması şeklinde sunuluyor. Taraflar, aynı zamanda gelecekteki güvenlik garantileri ve denetim mekanizmaları üzerinde de tartışacak.

İran, 2018'den bu yana nükleer programında önemli ilerlemeler kaydetti. Yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirme kapasitesine ulaştı ve gelişmiş IR-6 ve IR-9 santrifüjlerini devreye soktu. ABD ise bu gelişmeleri bölgesel güvenlik için ciddi bir tehdit olarak değerlendiriyor. Özellikle İsrail ve Körfez ülkeleri üzerinde oluşan baskılar, ABD'yi İran'ın nükleer programını sınırlamaya yönelik yeni girişimlere itiyor.

Roma görüşmesinde gündemdeki başlıklar

2015'te imzalanan JCPOA'ya göre, İran'ın uranyumu yüzde 3,67'yi geçmeyecek şekilde zenginleştirmesi ve zenginleştirilmiş uranyum stokunun 300 kg ile sınırlanması şart koşulmuştu. Ayrıca yeni santrifüj geliştirilmesi ve belirli tesislerde uranyum işlenmesi yasaklanmıştı. Ancak 2018 yılında anlaşma Trump tarafından yeterince engelleyici olmayacağı gerekçesiyle bozulmuştu.

İran'ın yüzde 60'ı aşan uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin azaltılması, ABD'nin, İran'a yönelik bazı ekonomik yaptırımları kademeli olarak hafifletmesi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) denetçilerinin İran'daki tesislere yeniden tam erişim sağlaması görüşülecek temel başlıklar olarak sıralanıyor.

ABD için, İran'ın nükleer silaha giden yolunu kapatmak emperyal hegemonyayı sürdürmenin önceliklerinden biri; Trump’ın önemli vaatlerinden. Özellikle bölgesel müttefiklerinin güvenliği ve nükleer silahlanma tekelinin ellerinde tutma isteği, ABD'nin sert tutumunun temel gerekçeleri arasında. İran ise nükleer faaliyetlerini ulusal egemenlik, ekonomik kalkınma ve bölgesel caydırıcılık unsuru olarak görüyor. Tahran, güvenlik garantileri ve yaptırımların kalıcı şekilde kaldırılması olmadan programını sınırlandırmak istemiyor.

Tüm bu gelişmeler ışığında Roma görüşmelerinin birkaç farklı senaryoya yol açabileceğini söyleyebiliriz. Taraflar sınırlı da olsa diplomatik bir açılım sağlayarak, İran'ın uranyum zenginleştirme seviyesini düşürmesi karşılığında bazı yaptırımların hafifletilmesini kabul edebilirler. Bu durumda bölgesel tansiyon kısmen düşebilir, ancak uzun vadeli bir çözüm için daha kapsamlı müzakerelerden çok daha fazlası gerekli olacaktır.

Öte yandan, görüşmeler başarısız olursa, İran'ın nükleer faaliyetlerine hız vermesi ve ABD'nin ekonomik veya askeri baskıyı artırması muhtemeldir. Böyle bir gelişme, bölgede yeni çatışmaları tetikleyebilir ve özellikle İsrail-İran gerilimini tehlikeli bir seviyeye taşıyabilir. İsrail’in görüşmelerin tıkanma olasılığı üzerinden İran’a askeri harekat hazırlığı içerisinde olduğu haberleri bölge basınında sıklıkla okunabiliyor.

Bazı nükleer kavramlar ve İran’ın nükleer kapasitesi?

Uranyum zenginleştirme, nükleer santrallerde enerji üretimi veya nükleer silah yapımı için gerekli olan U-235 izotopunun yoğunluğunu artırma sürecidir. Düşük düzeyde zenginleştirme enerji üretimi için yeterli iken, yüzde 90'a yaklaşan oranlar nükleer silah yapımına imkân tanır.

Santrifüjler, uranyum gazını çok hızlı döndürerek hafif izotopları ağır izotoplardan ayıran makinelerdir. İran'da on binlerce santrifüj aktif durumda olup, bu altyapı İran'ın nükleer kapasitesini hızla artırmasına olanak sağlamaktadır.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na (IAEA) göre İran'ın Nükleer Kapasitesi (2025 İtibarıyla); Uranyum Zenginleştirme Seviyesi: yüzde 60, Zenginleştirilmiş Uranyum Stoku: Yaklaşık 550 kg, Santrifüj Sayısı: 15 bin üzerinde, IR-1, IR-6 ve IR-9 modelleri aktif kullanımda olarak raporlanmakta.

İran'ın bu stokla kısa sürede nükleer silah yapabilecek kapasiteye yaklaşabileceği değerlendiriliyor.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami’nin "İran'ın nükleer programı tamamen barışçıl amaçlıdır. Ancak gerektiğinde nükleer bilgiye dayalı savunma kapasitesine sahip olduğumuzu gösterebiliriz açıklaması ve İran eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın, "İran nükleer silah peşinde değildir, fakat bilimsel yeteneklerimizle gurur duyuyoruz" ifadesi uluslararası raporların doğruluğunu onay olarak görülebilir.

sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM