Örneğin Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan,
Barrack hakkında 26 Temmuz’da “Gerçek olamayacak kadar iyi bir adam”
başlığını atmıştı.
Tabiî basının bu övgüleri AK Parti hükûmetinin tavrından
kaynaklanıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 25 Temmuz’da “Barrack,
belli bir tarafsızlığı yansıtma gayretinde olan yeni bir yaklaşımın temsilcisi.
Yıllardır beklediğimiz özgün bir vizyon. Biz bunu takdir ediyoruz.”
demişti.
Barrack ilk göreve geldiğinde Sykes-Picot çıkışıyla gündem
oldu. Barrack, “Sykes-Picot Suriye’yi ve daha geniş bir bölgeyi barış için
değil emperyal kazanç için böldü. Bu hata nesillere mal oldu. Bunu bir daha
yapmayacağız. Batı müdahalesi dönemi sona ermiştir.” ifadelerini kullandı.
Barrack’ın “Batı müdahalesi sona ermiştir.” sözlerinden
sonra ne oldu?
-İsrail, İran’a saldırdı. ABD de İsrail’le birlikte İran’ı vurdu.
-Barrack, Hizbullah’ın silahsızlandırılması gerektiğini söyledi.
-Büyükelçi, Türkiye’ye de “Osmanlı millet sistemini” önerdi.
İBRAHİM ANLAŞMALARINI
BÖLGEYE YAYMAK
Barrack’ın maskesini düşüren son gelişmeyi, önceki
akşam Habertürk ekranında şahit olduk.
Barrack, Arap ülkelerin İsrail’in egemenliğini tanımasını sağlayan İbrahim
Anlaşmalarını bölgeye yayma hedefini ortaya koydu:
“Sadece düşünün; İbrahim Anlaşmaları’nı Türkiye gibi
bölgenin güçlü oyuncularından biriyle birleştirdiğinizi. Türkiye, her geçen gün
bölgedeki önemini artırıyor. Ama sadece Türkiye değil; Müslüman nüfuslu bir
ülke olarak Türkiye, İsrail, Körfez, Suriye, Lübnan, Irak, Ürdün; kuzeye çıkın
Azerbaycan ve Ermenistan… Bunların birleşmesi dünyanın en güçlü bölgesini
ortaya çıkarır. Neden olmasın?”
Barrack, bu planın Ortadoğu’da barış için en önemli çözüm
olduğunu savunuyor:
“Benim patronum (Donald Trump) sonuç istiyor. İstediği
şey şu: Türkiye’nin Amerika ile yan yana daha yüksek bir öneme ulaşması ve
Ortadoğu’nun İbrahim Anlaşmaları çerçevesinde barışa kavuşması. Herkes kendi
bakış açısını koruyabilir ama bir uyum sağlanmalı. Ve Trump bunu kendi görev
süresi içinde gerçekleştirmek istiyor.”
TÜRKİYE’Yİ KOMŞULARIYLA
KARŞI KARŞIYA GETİRİR
Barrack’ın söylediği İbrahim Anlaşmalarını bölgeye yayma
girişimi; görülüyor ki Trump yönetiminin politikası.
Evet bugün ABD ikiye ayrılmış durumda. Küreselciler ve
vatanseverler çizgisi.
İki kesim de emperyalist. İki kesimin de ortak olduğu nokta,
Pasifik’e yönelmek.
Küreselci, maceracı çizgi Pasifik, Doğu Akdeniz ve
Karadeniz’le bütün cephelerde çarpışmayı savunuyor.
Gerçekçiler ise, cepheleri azaltıp Pasifik’e odaklanma derdinde.
Barrack da bu çizginin uygulayıcısı. Fakat bunu yaparken
ABD’nin temek noktası İsrail’in güvenliğini sağlamak.
Hizbullah ve HAMAS’ın silahsızlandırılması, Gazze’nin
boşaltılması, Suriye’yi İsrail ile masaya oturtmak bu planların bir parçası.
ABD-İsrail, ayrıca PKK’nın fesih ve silah bırakma sürecini engelleme derdinde.
Bunu engelleyemeseler de sürece çeşitli araçlarla müdahale etme çabaları var.
Türkiye’ye uzatılan havuçlar var. “Türkiye himayesinde Kürdistan” planı bunun
bir parçası.
Son zamanlarda Türk-Arap-Kürt ittifakı, ümmet kavramının
yeniden gündeme getirilmesi om Barrack’ın “Osmanlı millet sistemine” gönderme
yapmasıyla birleşiyor. Barrack’ın Türkiye övgüleri boşuna yapılmış değil.
Hedefli, planlı. Temelinde bölgeye İbrahim Anlaşmalarını dayatmak ve Rusya,
İran gibi güçlerle bölge ülkelerinin arasını açmak. Böylece Pasifik’e
yoğunlaşırken, bölgesel rekabetle birbirine düşmüş bir Batı Asya bırakmak. Bazı
gazetecilerimizin göremediği Barrack’ın gerçekliği bu.
ABD bölgeden gidecek hevesiyle bu çizgiyi desteklemek,
Türkiye’nin komşularıyla arasını açar.
Türkiye’de Atlantik’e kapı aralayan siyasetlerin terk
edilmesi, giderek daha fazla önem taşıyor.
Nadir Temeloğlu/aydınlık