Sadullah Zarei yazısında ABD’nin ve Siyonist rejimin bu
yayılımcı çabalarıyla mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, çözümün
birlik sesi ve direniş olduğunu vurguladı.
Sadullah Zarei’nin yazısı şöyle:
Bölgenin özel bir tarihi konumu bulunmaktadır. Gelecekteki
gelişmelerin çoğu, bölgedeki mevcut gelişmelerin nasıl gelişeceğine bağlıdır. ABD
yönetimi merkezli Batı, defalarca başarısızlıklar yaşadıktan sonra yeniden
bölgeye hâkim olma ve mevcut engelleri ortadan kaldırma arayışındadır. Düşman
bu aşamada başarıya ulaşırsa, bu nispi bir başarı bile olsa, bölge ülkeleri ve
bütün Müslümanlar için iş zor ve maliyetli olacaktır.
Ancak bölge ülkeleri mevcut ortak tehlikeyi doğru anlayıp
buna uygun hareket ederlerse hem temel ve sonuçları ağır olan bir sorunu aşmış
olacaklar hem de dış çevreyle ilişkileri daha rasyonel hale gelecektir. Cahil
ve kibirli ABD Başkanı Ürdün Kralı ile yaptığı son görüşmede, bir muhabirin
Filistinlilerin yerinden edilmesinin başarıya ulaşacağından neden emin olduğuna
ilişkin sorusuna “Güç “yanıtını verdi. Dolayısıyla sadece Filistin'e değil,
bölgedeki tüm ülkelere karşı başlatılan fitneyi etkisiz hale getirmenin ancak
güç göstermekle mümkün olacağı açıktır. Bölge ülkeleri güçlü bir coğrafyada yer
alıyor ve ABD'yi bu çatışmada geri çekilmeye zorlayabilirler. Herkes bölgenin,
üyelerinin ortak çıkarları doğrultusunda yönetilmesini sağlamak için Trump’ın
kendi yerinde oturması gerektiğini bilmelidir.
Trump, “Önce Amerika” sloganıyla iktidara geldiğinden ve bu sloganı kısa
sürede gerçekleştirebileceğini düşündüğünden dolayı herkesle çatışma
politikasını benimsemiş ve ülkenin çevresini, yani Kuzey ve Güney Amerika'yı da
bu çemberin içine dâhil etmiş, böylece onu yenmek daha kolay hale gelmiştir. Dolayısıyla
bölge ülkelerinin Trump'ın abartılı söylemleri karşısında sinmemesi,
kendilerini zayıf ve güçsüz hissetmemesi gerekiyor.
Amerika'nın bölgedeki mevcut tehditleri ve onun kötü sonuçları,
Amerika ve İsrail rejimine karşı kurulan siperlerin zayıfladığı her dönemde, direnişte
yer alsın veya almasın, bölgedeki tüm ülkelerin tehdit altında olduğunu
göstermektedir.(Tıpkı Suriye’de yaşandığı gibi)
ABD ordusu Irak'ı işgal ettiğinde, dönemin ABD Başkanı
George Bush, “Bu bizim Haçlı Seferleri'ne dönüşümüz ve bu seferlerdeki
zaferimizdi” demişti. Dolayısıyla böyle bir ortamda İran'ın, Suudi
Arabistan'ın, Türkiye'nin ve bu coğrafyanın diğer bölgelerinin hiçbir farkı
yoktur.
Bölge yeni bir baskı dalgasıyla karşı karşıyadır. Bu baskıya savaşın yayılması sinyalleri de eşlik etmektedir, ancak acaba yeni savaşlar çıkacak mı? Cevap evet ise bu savaşın boyutları nelerdir?
yazının devamı için linki tıklayınız